Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2467 E. 2019/1685 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2467
KARAR NO : 2019/1685
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2019
NUMARASI : 2018/932 -2019/708 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi tarafından, sigortalı … San. AŞ’nin ‘…’ marka ayakkabı cinsi emtiasının nakliyesi esnasında emtiada meydana gelebilecek zarar, ziyan ve hasar nedeniyle doğabilecek zararların, Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Sözleşmesi ile teminat altına alındığını, sigortalının alıcı … A.Ş’ye satmış olduğu toplam 783 koli ve 9.396 çift ‘…’ marka ayakkabı emtiasının, Gebze/Kocaeli’nde bulunan alıcı adresine dava dışı … Ltd. Şti sorumluluğunda ve davalıya ait … plakalı araç ile taşındığını, Toplam 783 koli ve 9.396 çift ‘…’ marka ayakkabı cinsi emtia, 11.09.2017 tarihinde Çorum’dan Gebze/Kocaeli’ne nakledilmek üzere davalıya ait olan araca yüklendiğini, nakliye aracının, 12.09.2017 günü saat 02.00 sıralarında alıcı firma deposuna varmış olduğunu dava dışı sürücü aracını indirme depolarının karşı tarafına park ettiğini ve araç içerisinde istirahat ettiğini, aynı gün saat 08.00 sıralarında, sürücünün uyanıp aracını kontrol ettiğini, dorse üzerindeki mührün kırık olduğunu ve dorse içerisindeki emtiadan bir kısmının çalındığını fark ettiğini, olayın adli makamlara intikal ettiğini, davaya konu taşıma sırasında toplam 139 koli ayakkabı emtiasının eksik olduğunun alıcı firmaya yapılan teslimat sırasında tespit edildiğini, hırsızlık nedeniyle oluşan hasar sebebiyle sigortalı tarafından müvekkiline bildirim yapılarak hasar tazmin talebinde bulunulduğunu, bunun üzerine müvekkilince sigortalısına 93.041,04-TL ödeme yapıldığını, sigortalısının haklarının halef olduğunu, bununla birlikte sigortalının, tüm hak, alacak ve taleplerinin müvekkili sigortalısına devir ve temlik ettiğini, alacağın tahsili için müvekkili tarafından İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası nezdinde taşıyan ve şoföre icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz sonucu açılan itirazın iptali davasının İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/932 E. sayılı dosyasında devam ettiğini, davalının araç maliki olması nedeniyle İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasında hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibine girişildiğini, takibin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına ve HMK md. 166 uyarınca bağlantı bulunduğundan, dava dosyasının İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/932 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/11/2018 tarih, 2018/1313 Esas 2018/1181 Karar sayılı kararıyla, eldeki işbu dava dosyasının İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/932 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili, davanın ve icra takibinin yetkisiz yerde açıldığın, zira davacı … ile müvekkili arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşme veya hukuki bir bağ bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin yerleşim yeri olan Çorum icra dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, esastan ve usulden davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, 6012 sayılı TTK’nın 1472 maddesine göre sigortacı hasar bedelini ödedikten sonra sigorta ettiren yerine geçerek sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olduğu, bu halefiyet ilkesi gereğince sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise sigortacı da rücu davasını o yer mahkemesinde açması gerektiği, davalının taşıma işinin gerçekleştirildiği aracın ruhsat sahibi olması sebebiyle davalının da sorumluluğu olduğu gözetilerek birleşen işbu davada davalıya husumet yöneltildiği, dava dışı sigortalının ve davalının adresinin Çorum ilinde olduğu, davalı vekilinin icra müdürlüğüne yapmış olduğu yetki itirazında yetkili yer icra müdürlüğünün açıkça belirtilmediği, sadece yetkiye itiraz edildiğinin bildirildiği dolayısı ile icra müdürlüğünün yetkisine yapılan yetki itirazının usule uygun yapılmadığı, ancak sunduğu cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine de itiraz ettiği, HMK 6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davalının adresinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, dava dışı sigortalı ile davalı arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmadığı, dolayısıyla yetkili yer mahkemesinin davalının adresinin bulunduğu Çorum Mahkemeleri olduğu, bir an için davalının taşıma işinin gerçekleştiği aracın ruhsat sahibi olması sebebiyle yazılı olmasa da taraflar arasında bir sözleşmesel ilişkinin varlığından bahisle davalının sorumluluğu olduğu düşünülse dahi bu kez HMK 10.maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olduğu söylenebileceği, bu halde de dava konusu taşıma işinin Çorum’dan Gebze Kocaeli’ne gerçekleştirilmesi sebebi ile mahkememizin yetkili olmadığı, davalının yetki ilk itirazında haklı olduğu gerekçesiyle mahkemenin 2018/932 E. sayılı dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1313 E. Sayılı dosyasında mahkemenin yetkisizliği ile yetkili mahkemenin Çorum Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile ) olduğunun tespitine, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın Çorum Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile )’ne gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu borcun para borcu olup, müvekkilinin ikametgahı yer mahkemesinin de yetkili olduğunu, yetkisizlik kararının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, tirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle yetkisizlik kararı verilmiştir.Somut olayda, davalı borçlunun hakkında başlatılan icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmuş ise de, yetki itirazında yetkili yer icra müdürlüğünü göstermediğinden icra dairesinin yetkisine yapılmış usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazından sözedilemeyeceği ihtilafsız olup, nitekim bu husus ilk derece mahkemesinin de kabulündedir. Davalı tarafça, aynı zamanda süresi içerisinde mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiş, genel yetki kuralı gereğince ikametgahının bulunduğu yer olan Çorum Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtilmiştir. Eldeki davada, taşımayı yapan aracın davalı …’e ait olması nedeniyle bu davalının araç maliki-işleten olarak hasardan 2918 sy KTK’nın 85. maddesi ve TTK’nın 888. maddesi hükümleri uyarınca diğer davalı araç sürücüsü ile birlikte müteselsilen ve hasarın tümünden sorumlu görülmesi gerektiği ileri sürüldüğü gibi, dosya kapsamında, davacı … tarafından hasar bedelinin sigortalısına ödendiğine ilişkin ibraname ve temlikname sunulmuş olduğu görülmüştür. Bu durum karşısında davacının sigorta ilişkisi dışında taşınan yükün zarara uğraması nedeniyle talep edebileceği hasar tazminatını alacağın temliki hükümlerine göre de talep hakkı bulunmaktadır. İİK’nın 50/1. maddesinde HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı düzenlenmiş olup HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, icra takibine konu edilen temlik sözleşmesi bedeli bir para alacağı olduğuna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının yerleşim yeri mahkemesi de somut olayda yetkilidir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince, işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, incelenen yetkisizlik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’.nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; HMK.’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/05/2019 tarihli 2018/932 Esas, 2019/708 karar sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf kanun yolu harcının talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4- Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK.’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25/12/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.