Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2448 E. 2021/748 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2448
KARAR NO: 2021/748
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2019
NUMARASI: 2018/4 E.2019/579K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; davacı şirketin tavukçuluk işletmesi bulunduğunu, davacı işletmesinin enerji ihtiyacını … A.Ş.’ye ait olan … Elektrik Şebekesinden karşıladığını, davalı ile işletmede kullanılmak üzere bir adet jeneratör ve ekipmanların alımı hususunda görüşmelere başlandığını, taraflar arasında satış sözleşmesi kapsamında davalıdan ilgili pano ve ekipmanların alınarak bedelinin ödendiğini, davalıdan alınan jeneratörlerin devreye alınmasından sonra davacının işletmesine … Ltd.Şti.’nden 06/02/2015 tarihinde 93.993 adet … ve 86.007 adet … olmak üzere toplam 180.000 adet yumurta üretiminde kullanılmak üzere tavuk alındığını, davacı işletmesinde oluşan elektrik kesintisinde jeneratörlerin devreye girmemesi sebebiyle tavuk ölümlerinin gerçekleştiğini, davacı tarafından Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/16 D.iş sayılı dosyası ile yaptırılan tespitte 35.978 adet tavuğun oksijensizlik sebebiyle öldüğünün tespit edildiğini, tavukların ölüm sebebinin davalıdan satın alınan ve enerji kesintisi olduğu zamanlarda devreye girmeyen jeneratörler olduğunu, davalının sistemin çalışmamasında tam kusurlu olduğunu, bu nedenle oluşan zararla illiyet bağı bulunduğunu belirterek, davalı tarafından satılan ve kurulumu yapılan jeneratör sistemlerinin devreye girmemesi sebebiyle ölen 35.978 adet tavuk bedelinin davalıdan tahsiline, yine arıza tarihi olan 28/09/2015 tarihinden yeni tavukların kümese konma tarihi olacak 30/10/2016 tarihine kadar elde edilecek yumurta geliri kaybından oluşan zararın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; dava konusu olayda satım sözleşmesine konu jeneratörün gerekli ve satıcı tarafından vaat edilen özellikleri haiz olduğunu, ayıplı olmadığını, dava konusu jeneratörün kronik bir arızasının bulunmadığını, arızaların jeneratörün yapısı dışındaki etmenlerden kaynaklandığını ve her kontrol sonunda jeneratörün davacıya faal olarak teslim edildiğini, dava konusu jeneratörün ayıplı olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için ayıplı olduğu düşünülse dahi davacı tarafından süresi içinde ve usulüne uygun bir ayıp ihbarının yapılmadığını, ayıbın varlığının kabulü halinde dahi ayıp ile davacının uğradığı zarar arasında uygun illiyet bağının ispatı gerektiğini, yine davacının kendisine mevzuat yoluyla yüklenen yükümlülükleri yerine getirdiğini de ispat etmesi gerektiğini, yine kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının talep edebileceği tazminat miktarının sözleşmeyle sınırlı olduğunu, her türlü tazminatın sözleşme bedelinin %10’nunu geçemeyeceğini, bu nedenle davacının azami 45.000,00 USD’nin %10’u miktarda talepte bulunabileceğini belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller, talimat raporu, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının tavukçuluk ve yumurta üretimi faaliyetinde bulunan bir firma olduğu, davacı firmanın elektrik enerjisinin kesilmesi durumunda tesiste süreklilik ve önem arz eden ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma, yemleme, sulama gibi faaliyetlerinin durması nedeniyle ciddi zarara uğrayacağı, davacının bu durumla karşılaşmamak için olası elektrik kesintisinde devreye girecek jeneratör sisteminin satın alınması hususunda davalı firma ile görüşmeler yaptığı, yapılan görüşmeler neticesinde taraflar arasında 25/10/2014 tarihinde 275 kva gücünde 2 adet jeneratör ve ekipmanın satın alınması hususunda satış sözleşmesi imzalandığı, jeneratörlerin alınması ve kurulumunun yapılması sonrasında muhtelif zamanlarda meydana gelen elektrik kesintilerinde davalıdan alınan jeneratörlerin devreye girmediği, davacı işletmesinde oluşan elektrik kesintisinde jeneratörlerin devreye girmemesi sebebiyle tavuk ölümlerinin gerçekleştiği, tavuk ölümleri ve mahrum kalınan yumurta bedelleri sebebiyle davacı firmanın zarara uğradığından bahisle, davalı satıcı firmanın bu arızadan dolayı kusurlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkememizce taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü noktasında yaptırılan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporuna göre; dava konusu arızanın temel nedeninin davalı firma tarafından davacı firmaya satılan jeneratörün, elektrik kesintilerinde devreye girmemesine neden olan arızaların, jeneratör sisteminin otomatik transfer panosu, senkron şalter panosu ve elektronik kumanda modülünden müteşekkül kontrol panosunun işlevini tam yapamamasından kaynaklandığı, jeneratör kontrol panosunun temini, montajı ve devreye alınması, danışmanlık hizmeti ile garanti yükümlülüğünün sözleşme şartları gereği davalı satıcı firmanın sorumluluğunda olduğu, bu nedenle jeneratör sisteminin arızasından ve fonksiyonunun tam olarak yerine getirmemesinden davalı … firmasının sorumlu ve ağır kusurlu olduğu, taraflar arasındaki alım sözleşmesinin garanti maddesine göre periyodik bakımların zamanında yapılması ve arıza durumunda jeneratöre sadece yetkili servis personelinin müdahale edeceği, aksi durumda garanti şartlarının yerine getirilmemiş sayılacağı kararlaştırılmış olup, davacı işletmesinde meydana gelen arızalarda, arızaları sadece yetkili servis elemanlarına müdahale ettirmesi, arızaları süresi içinde davalı firmaya ihbar etmesi, kablo ve montajlamayı yapmakla birlikte davacı … firmasının son kontrolde herhangi bir uyarıda bulunmaması, yapılanları onaylaması nedeniyle davacı alıcı firmanın jeneratör sisteminin arızasında üzerine düşen edinimleri yerine getirdiği, bu nedenle dava konusu olayda herhangi bir kusuru olmadığı, davalı firmanın servis raporu belirttiği ‘jeneratör ve şebeke topraklamasının birbirinden ayrılması gerektiği’ hususunda topraklamanın devreye alınma esnasında yapılmamasından sözleşme şartları gereği davacı alıcı firmaya herhangi bir ihmal yada kusur yüklenemeyeceği, topraklamanın uygun yapılmamasından davalı satıcı firmanın sorumlu olduğu, davalı firmanın kusuru sebebi ile davacının zarara uğradığı, dava konusu olay sebebi ile davacının 287.824,00 TL ölen tavuk zararı + 197.879,00 TL ölen tavukların yerine yenilerinin konulamaması sebebi ile oluşan yumurta zararı olmak üzere toplam = 485.703,00 TL zarara uğradığı anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, davacı tarafça davanın 10.000 TLlik kısmi dava açıldığı ve dava dilekçesinde 10.000TL için faiz talebinde bulunulmadığı, her ne kadar ıslah tarihi olan 22/11/2018 tarihinde ıslahla birlikte dava tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmuş ise de, dava tarihinde faiz istenmemesi halinde daha sonra ıslah ile dava tarihinden itibaren faiz istenmesi durumunda dava tarihi ile ıslah tarihi arasında geçen süre içerisinde işleyen faizin hesaplanarak bunun ayrı bir müddeabih haline getirilmesi ve bu kısmın harcı yatırılmak sureti ile dava açılması halinde usulune uygun bir ıslahın olacağı, aksi takdirde dava tarihi ile ıslah tarihi arasında işleyen faizin ayrı bir müddeabih haline getirilip harcı yatırılmadan sadece ıslah dilekçesi ile dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi şeklindeki bir talebin faiz yönünden usule uygun bir ıslah olmadığı, bu kapsamda söz konusu zararın 10.000TLsinin faizsiz olarak 475.703,00TLsinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte toplam 485.703,00TLnin davalıdan tahsili gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın kabulü ile 485.703,00 TL’nin, 10.000,00 TL sinin faizsiz, 475.703,00 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 22/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan talınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Jeneratörün topraklanması kapsamında kusur ve sorumluluk davacıya ait olmasına rağmen, bu kapsamdaki itirazları dikkate alınmadan, eksik inceleme neticesinde hüküm kurulduğunu, Jeneratörün gerekli bakım ve kontrolleri müvekkili şirket tarafından eksiksiz şekilde yapıldığını, şebekeden kaynaklanan nedenler ile kuş çarpması gibi dış etkenlerin arızaya sebep olabileceği ihtimali değerlendirilmeksizin hüküm kurulmasının hukuken ve mantıken kabul edilemez olduğunu, Topraklamanın davacının sorumluluğunda olduğunu nazara almadan rapor tanzim eden bilirkişinin ikinci kez aynı hataya düşerek tüm sorumluluğu müvekkili şirkete yüklemiş olup, iddia olunan arızanın jeneratöre yetkili ve/veya ehil olmayan kişilerce müdahale edilmesinden, hava şartlarından veya kuşlar gibi dış etmenlerden kaynaklanabileceği ihtimallerini değerlendirme konusu dahi edilmediğini, 28.09.2015’te gerçekleşen arızanın nedeninin, servis formunda da belirtildiği üzere, davacı işletmenin elektrikçisinin ayrı ayrı olması gereken jeneratör topraklamasıyla şebeke topraklamasını birleştirmiş olmasından kaynaklandığını, 20.10.2015’te gerçekleşen arızanın ise jeneratörden değil, şebekenin kuşlardan dolayı kısa devre yapmasından kaynaklandığını, bilirkişiler tarafından bu hususların değerlendirme konusu edilmediğini, Kabul anlamına gelmemek üzere, davacının talep edebileceği tazminat miktarının sözleşmeyle sınırlandırılmış olduğunu, Tavuklar telef olmadan önce, davacının tabi olduğu mevzuat uyarınca alması gereken önlem, tedbir ve onayları alıp almadığı, davacının gerekli ve yeterli sayıda personel çalıştırıp çalıştırmadığı hususlarının yargılama boyunca değerlendirme konusu edilmediğini, davacının, zararın oluşumunda veya oluşan zararın artmasında etkisi olup olmadığı araştırılmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, Hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı dermeyan edilen ayrıntılı itirazlar kapsamında yeniden inceleme yapılmadığını ve bu kapsamda ek rapor alınmadığını, gerekçeli kararda da bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların irdelenmediğini, ilk derece mahkemesince hükmedilen miktar sözleşmede kararlaştırılan sorumluluk sınırını aştığından, veteriner bilirkişi tarafından davacının iddialarında haklı olduğu ve yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiği ön kabulüyle yapılan tavuk ve yumurta zararına ilişkin hesaplamanın ispata ve denetime elverişli olmadığını, Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacıdan satın alınan jeneratörün ayıplı olmasından kaynaklı maddi zararların tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Kırşehir 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/16 D. iş sayılı dosyasının incelenmesinde; 28.09.2015 tarihinde yapılan keşif neticesi kuş çarpması sonucu fazlardan birinde oluşan kısa devre sonucu jeneratörlerden birisinin devreye girmediği, diğer jeneratörün ise yağ basıncı sebebiyle devreye girmediği ve bu şekildeki arızanın temel nedenin söz konusu jeneratörlerdeki otomatik kontrol ve senkronizasyon sisteminden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Dosya içerisindeki 19.10.2015 tarihli veteriner hekim raporunda, tavuk ölümlerinin oksijensizliğe bağlı olarak meydana geldiği tespit edilmiştir. Dosya içerisinde ”Satış Sözleşmesi” isimli belgenin incelenmesinde; sözleşmenin 25.10.2014 tarihinde satıcı sıfatıyla …, alıcı sıfatıyla … arasında yapıldığı, satış fiyatının iki adet … Jeneratör grubu bedeli olarak KDV’den muaf olmak üzere 45.000,00 USD olarak belirlendiği, ödemelerin 9.000,00 USD tutarında muhtelif tarihli beş adet çek ile yapılacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin ”Diğer Şartlar” başlıklı 8. maddesinin g bendinde, bu sözleşme nedeniyle talep edilebilecek her türlü tazminatın sözleşme bedelinin %10’unu geçemeyeceğine ilişkin düzenleme olduğu görülmektedir. Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.04.2014 tarih, 2015/983 E.- 2016/205 K sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verildiği, söz konusu kararın Yargıtay 19.HD’nin 30.12.2017 tarih, 2015/983-2016-205 sayılı ilamı ile onandığı ve hükmün onama üzerine 27.12.2017 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Davacı dosya içerisine sunmuş olduğu 12.04.2018 tarihli beyan dilekçesinde satış sözleşmesinin 8. maddesinin b bendine dayanarak jeneratörün kurulumu, montajı, devreye alınmasının davalının yükümlülüğünde olduğunu, arızanın nedeni olarak görülen bina ile jeneratörün elektrik toprak hattının ayrı ayrı olması gerektiği hususunda gerekli uyarıyı yapmayan davalının edimsel yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu noktada davalı ağır kusurlu olduğundan TBK’nın 115. maddesi gereği taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesindeki g bendinde yer alan her türlü tazminatın sözleşme bedelinin %10’unu geçemeyeceğine yönelik düzenlemenin kesin hükümsüz sayılması gerektiğini ileri sürmektedir. Dosya içerisindeki makine mühendisi ve elektrik elektronik mühendisi bilirkişiler tarafından hazırlanan 22.06.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davalının sözleşmenin 4. maddesi gereğince vermesi gerekli danışmanlık hizmeti kapsamında davacıyı şebeke topraklaması ile jenaratör topraklamasının ayrı yapılması hususunda uyarması gerektiğini, halbuki somut olayda bu şekilde bir uyarının yapıldığına dair bir belge olmadığını, iki adet jeneratörün kurulduğu, birinin devre dışı kalması halinde davacının ikinci jeneratörün devreye girmesi için senkronizasyon sistemini kullanmak suretiyle tesisin enerjisini süresiz ve kesintisiz olacak şekilde işletilmesi tedbirini aldığını, dolayısıyla somut olayda davacının mütefarik kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Dosya içerisindeki veteriner hekim tarafından hazırlanan 25.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda; elektrik kesintisini takiben havalandırma yapılamadığından, davacıya ait işletmede bulunan tavukların ölmesi neticesi oluşan tavuk zararı ve ölen tavukların yerine yenilerinin konulmasının ve yumurta elde edilmesinin alacağı zaman sebebiyle ortaya çıkan yumurta zararının tespit edilmesi noktasında; ölen tavuk sayısı 35.978 olmakla tavuk başına en az 8 TL civarında zarar olduğu, neticede 287.824,00 TL tavuk zararı bulunduğu; ortalama bir tavuk için 0,25 TL baz alınarak yapılan değerlendirmede 220 adet yumurta için 5,5 TL, tavuk başına yumurta karı elde edilebileceği, netice olarak telef olan 35.978 adet tavuk miktarıyla bu meblağ çarpıldığında toplamda 197.878,00 TL yumurta zararının mevcut olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Makine mühendisi bilirkişi, veteriner hekim ve hukukçu bilirkişi tarafından hazırlanan 11.06.2019 tarihli raporda ise arzanın temel olarak otomatik transfer ve senkronizasyon sisteminden kaynaklandığı, satış sözleşmesinin incelenmesinde, transfer panosu, senkron şarter panosu ve otomatik kontrol sistemi … tarafından sağlandığından arızanın satıcı …’nın sorumluluğunda olduğu, yine taraflar arasında akdedilen sözleşmenin garanti maddesinde periyodik bakımların zamanında yapılması gerektiği ve arıza durumunda jeneratöre sadece yetkili servis personelinin müdahale edebileceği düzenlenmekle, davacının jeneratörün otomatik olarak devreye girmesinde herhangi bir sorumluluğu olmadığı ortaya konulmuştur. Veteriner hekim bilirkişi ise yaptığı değerlendirmede; tavuk ölümlerinden dolayı boşalan yerlere aynı yaş grubu dışında farklı yerden alınan tavukların koymanın hastalıklarla mücadeleyi zorlaştıracak ve tavukların birbirine karşı zarar verme ihtimalini artıracağı sebepleriyle kafeslerde boş yerlere yeni tavuk koymak uygun olmadığı gibi yumurta üretilememesi zararının bu süre boyunca devam edeceği, 90 haftalık yaştan sonra verimlilik ve karlılık oranının düşeceği sebepleriyle tavukların elden çıkartılması gerektiği, bu sebeplerle önceki veteriner hekim tarafından düzenlenmiş 25.06.2018 tarihli bilirkişi raporuna aynen iştirak edilerek tavuk zararı 287.284,00 TL yumurta zararı ise 197.879,00 TL şeklinde hesaplanmakla, genel toplamdaki zararın 485.703,00 TL değerlendirilmiştir. Söz konusu raporda jeneratörün kurulumu ve devreye alınmasında ayıbın teslim sırasında açıkça belli olmadığı, defalarca arza meydana geldiği, ayıbın niteliğinin gizli ayıp olduğu belirtilerek, taraflar arasında akdedilen sözleşme bedelinin 45.000 USD olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin diğer şartlar başlıklı g maddesi gereğince davacının talep edebileceği tazminat miktarının 4.500 USD olacağı; bu maddedeki düzenleme gereği taraflar arasındaki tazminatın götürü tazminat olarak kararlaştırıldığı, somut olayda TBK ‘nın115. maddesi gereği davalının kusurunun ağır kusur olarak tespit edilmesi halinde götürü tazminatın düzenlendiği hükmün geçersiz sayılması ve genel hükümlere göre tazminatın tespit edilmesi gerekeceği, yapılan teknik incelemeler neticesi davalının ağır kusurlu kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmekle, davacının da somut olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığı tekrar belirtilerek ıslah tarihi itibariyle talep edilebilecek zararın toplamda 475.703,00 TL asıl alacak ve 58.452,00 TL faiz olmak üzere 544.155,00 TL olduğu kanaati ortaya konulmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirmede, davacı tarafın 10.000 TL tutarında kısmı dava açtığı ve dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmadığı ıslah tarihi olan 28.11.2018 tarihinde ıslahla birlikte dava tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmuş ise de bu durumda dava tarihi ile ıslah tarihi arasında geçen süre içerisinde işleyen faiz için harç yatırılması gerektiği, somut olayda bu şekilde harç yatırılmamakla faiz yönünden ıslahın usulüne uygun olmadığı belirtilerek 10.000,00 TL’nin faizsiz olarak 475.703,00 TL nin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte toplam 485.703,00 TL için davacının davasının kabulü yoluna gidilmiştir. Somut olayda davacıya ait tesisde elektrik kesintisi yaşandığı, bu durumda doğrudan jenaratörlerin devreye girmesi gerektiği halde girmediği, davacı personelinin elektrik kesintisine yönelik arızayı gidermeye çalıştığı esnada jeneratörlerin devreye girmemesi sebebiyle tesisdeki tavukların havasız kaldığı ve buna bağlı olarak telef oldukları, satış sözleşmesinin 8. maddesinin b bendine dayanarak jeneratörün kurulumu, montajı, devreye alınmasının davalının yükümlülüğünde olduğu, kazanın nedeni olarak görülen bina ile jeneratörün elektrik toprak hattının ayrı ayrı olması gerektiği, bu noktada karşı tarafa gerekli uyarıyı yapmayan satıcı …’nın ağır kusurlu olduğu, yine taraflar arasında akdedilen sözleşmenin garanti maddesinde periyodik bakımların zamanında yapılması gerektiği ve arza durumunda jeneratöre sadece yetkili servis personelinin müdahale edebileceği düzenlenmekle, somut olayda davacının jeneratörün otomatik olarak devreye girmemesinde herhangi bir sorumluluğu olmadığı, davacının 2. jeneratörün devreye girmesi için senkronizasyon sistemini kullanmak suretiyle tesisin enerjisini süresiz ve kesintisiz olacak şekilde işletilmesi tedbirini de aldığı, davacı şirketin zararın artmasına neden olduğu savunmasına ilişkin hiçbir belge ve bilgiyi davalının dosyaya sunmadığı, kaldı ki jeneratörün devreye girmemesinde davacının hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı ve zarara sadece jeneratörün zamanında devreye girmemesinin sebebiyet verdiği konusunda teknik tespitlerin yapılmış olduğu, olayda davalının tam olarak kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Sözleşmenin ihlal edilmesiyle zarara uğrayan tazminat alacaklısının zararın varlığını ve miktarını ispat edememe riskini, götürü tazminat anlaşması ile belirlenen miktara kadar tazminat borçlusu taşır. Gerek olarak sözleşmenin ihlal edilmesi nedeniyle meydana gelen zararın giderilmesine yönelik olarak, tazminat borçlusunun, ödemek zorunda olduğu götürü edimin alt sınırının belirtildiği götürü tazminat anlaşmalarına, asgari götürü tazminat anlaşması; tazminat alacaklısının talep edebileceği götürü edimin üst sınırının belirtildiği götürü tazminat anlaşmalarına ise azami götürü tazminat anlaşması denmektedir. Somut olayda, taraflar arasındaki tazminat taleplerinin sözleşmenin %10’unu aşamayacağı yönündeki düzenleme azami götürü tazminat anlaşmasına örnektir. Götürü tazminat, ceza koşulunun aksine, zarardan bağımsız değildir. Götürü tazminat alacağının talep edilebilmesi için, borçlunun asıl borcu kusurlu olarak ihlal etmiş olması gerekir. Götürü tazimatta sözleşme imzalanırken muhtemel zarar başta tespit edildiğinden aşan tazminatın talep edilebilmesi mümkün olmamalıdır. Ancak bunun tek istinası TBK’nın 115/1. maddede düzenleme bulan borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşmanın kesin olarak hükümsüz olacağına ilişkin düzenlemedir. Zararın nedeni olarak görülen bina ile jeneratörün elektrik toprak hattının ayrı ayrı olması gerektiği hususunda gerekli uyarıyı yapmayan davalının hadisenin bu şekilde vuku bulmasında ağır kusurunun bulunduğu hususunda yeterli kanaat oluşmuştur. Bahsi geçen sebeplerle, tazminatın sınırlandırılmasına dair anlaşma somut olay açısından hükümsüzdür. Telef olan tavukların muhtemelen üretecekleri yumurta sayısına ilişkin olarak yumurta kaybından oluşan zararın tahsili de dava dilekçesinde talep edilmekle az yukarıda açıklandığı üzere, yumurta geliri kaybı hususunda dosya kapsamındaki veteriner bilirkişilerce yapılan değerlendirmede de davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, zira ölen tavukların yerine yeni tavukların konulmasının mevcut duruma uygun olmadığı tespit edilmiş olmakla, bu yönde de davacıya herhangi bir kusur atfedilememektedir. Zira ziraat mühendisi bilirkişi raporlarında açıkça tespit edildiği üzere tavuk ölümlerinden dolayı boş kalan yerlere aynı yaş grubu dışında farklı yerlerden alınan tavuk koymak hastalıklarla mücadeleyi zorlaştıracağı gibi tavukların birbirlerine karşı zarar vermesi durumunu da ortaya çıkartacaktır. Bahsi geçen sebeplerle davalı vekilinin davacının zararın artmasında kusuru bulunduğu yönündeki istinaf sebeplerinin de reddi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 24.883,77 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10.06.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davalı vekiline tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde, davalı taraf yönünden temyiz yolu açıktır.