Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/242 E. 2020/989 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/242
KARAR NO: 2020/989
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2018
NUMARASI: 2015/39E. – 2018/969 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle kısmen kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirketin Zümrütevler şubesinden 04.04.2014 tarihinde alıcısı … olan “metal tankında korunan dondurulmuş boğa sperması” emtiasının teslim edildiğini, emtianın kargo aracının trafik kazası geçirmesi sonucunda zayi olduğunu, zayi olan tank ve içindekilerin 29.4.2014 tarihnide Zümrütevler şubesinde getirilerek muhafaza edildiğini, zayi olan 2050 doz boğa sperması emtiası bedeli olan 32.478,85 Euro’nun yazılı ihtara rağmen ödenmediğini, dava tarihine kadar gönderenin teslimi veya gönderinin nerede ve nasıl muhafaza edildiği konusunda herhangi bir bilgi verilmediğini ileri sürerek, 32.478,85-Euro karşılığı 88.017,68TL’ nin zararın doğduğu 04.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kargo aracının trafik kazası sonucu dağılan tüm kargoların toplanarak alıcılarına götürülmesine rağmen alıcının kargoyu kabul etmediğini, emtianın Çayırova Transfer Merkezi deposunda muhafaza edildiğini, bu nedenle eşya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, tank içindeki biyolojik maddenin durumunun tespiti gerektiğini, davacının maddi zarar miktarını ispatlaması gerektiğini, davacının 88.017,68 TL’lik afaki talebinin yerinde olmadığını, eşyanın değerini tevsik edici fatura sunulmadığını, sunulan belgelerin delil değerinin bulunmadığını, davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararı somut şekilde ispatlaması gerektiği gibi taşıyıcının kanunen belirlenen limitle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin sorumlu tutulması halinde ödenecek tazminatın TTK’nun sorumluluğun sınırlandırılmasına ilişkin 882.maddesine göre belirlenmesi gerektiğini, TTK’nun 882 ve 884. maddeleri gereğince tazminatın tamamının değil belli bir limit dahilinde üst sınırın ödeneceğini kabul edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; ” … Uzman biyolog bilirkişi aracılığıyla yapılan inceleme sonucunda, içerisinde sıvı azot bulunan dava konusu tankın ciddi hasar aldığını, yan gövdeden ezilme olduğu ve kapağının tamamen açıldığını, içerisinde boğa spermalarının bulunduğu nummunelerin bir kısmının kısılarak diğer kısmının da tank kapağının açılması sonucu ortam ısısının artmasına bağlı olarak tamamen kullanılamaz hale geldiğini, formu bozulmayan 1975 adet doz olduğunu, diğer kalan dozların çok ufak parçalara ayrıldığından dolayı sayılamadığını, bahsi geçen boğa spermalarının suni tohumlama amacı ile kullanılmak istendiğini, bu nedenle mevcut hücrelerin canlılığını koruması gerektiğini, bunun da ancak laboratuvar yöntemleri ile mümkün olduğunu, hücrelerin sıvı azot bulunduran tanklarda saklanmasının da bu yöntemlerden biri olduğunu, hücrelerin sıvı azot içerisinde ( – 196 derece ) uzun süre canlılığını korumasını sağladığını, ortam ısısının artması veya sıvı azot miktarındaki değişikliklerin muhafaza olgusunu ortadan kaldıracağını, rapora ekli resimlerde de görüleceği üzere, söz konusu spermaları taşıyan tankın darbe almış ve kullanılamaz hale geldiğini, içerisindeki sıvı azot kapak açılmasının ardından kaybolduğunu, içindeki sıvı azotun boşalması neticesinde içindeki tüm ürünlerin kullanılamaz hale geldiğini, sonuç olarak; davaya konu tüm boğa spermaları ve sıvı azot tankının kullanılamaz hale geldiği ve davacı tarafın dava konusu ürünleri bir daha kullanamayacağının tespit edildiği hususları rapor edilmiştir. Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi ve ayrıca maddi tazminat miktarının belirlenmesi için talimat vasıtası ile alınan ek raporda özetle; 03/11/2016 tarihli ek raporun 1. Ve 2. Sayfasında gösterilen şemada belirtilen dozların sayıları tespit edilebilen dozlar olup, toplam zararları ile belirtildiğini, yine raporun 3. Sayfasındaki şemada gösterilen spermaların tespitinin yapıldığını ancak kırılma neticesinde hespinin karışması nedeni ile genel toplam olarak her iki spermadan 175 adet sayıldığını, sperma cinsine göre adedi belirlenemediğini, bu nedenle tespit edilen spermalar iki ayrı cins olup, iki ayrı şekilde fiyatlandırması gerektiğini, bu spermalarla ilgili fiyatlar ek raporun 3. Sayfasında belirtilmiş olup, şemaya fiyat olarak cinsleri ve adetleri net olarak bilinmediğinden eklenemediğini, bu hususun mahkemenin takdirinde olduğunu, başka bir hususun ise, davacı tarafın belirlemiş olduğu listede bulunmayan ancak tarafınca tespit edilen 200 adet cherif cinsi spermanın da tank içinde bulunduğunu, bununla ilgili hesaplamanın ise ilk şemada en alt sıraya eklenerek yapıldığını, davacı tarafın belirttiği listede toplam 2050 adet sperma bulunduğunu ancak tarafınca sayılabilen sperma sayısının 1975 adet olduğunu, her ne kadar 1975 adet sperma sayılsa da, bir kısım spermalar çok küçük parçalar halinde kırıldığından, belli bir kısım sperma cins ve adet olarak tespit edilemediğinden, fiyatlandırma yapılamadığını, bu hususun da mahkemenin takdirinde olduğunu, tabloda belirtilen numunelere ek olarak, numunelerin bulunduğu sıvı azot tankının da kaza sırasında zayi olduğunu, dosyada belirtilen liste fiyatına göre MVE 47/11 marka/modele ait tankın fiyatının KDV hariç 1028,85-Euro olduğu görüşü bildirilmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyaya ibraz edilen belgeler ve önceki rapora da itirazları değerlendirmek suretiyle TTK 880/3 maddesi uyarınca davacının uğradığı zararın tespiti bakımından Boğa Sperması alanında kıymet takdiri yapabilecek bir uzman biyolog bilirkişi ve taşıma konusunda uzman sektör bilirkişisinden alınan 07/08/2017 tarihli raporda özetle; davacı şirketin 04.04.2014 tarihinde davalı şirket davalı şirket gözetimindeki araca dondurulmuş boğa sperması olan tankı nakil etmesi için verdiğini, aracın kaza yapması sonucu spermalar muhteviyatını kaybettiğini ve kullanılamaz hale geldiğini, tebliğ şerhi sunulmamış olan Beşiktaş … Noterliği’nden sadır 2.10.2014 tarih ve … Y. Numaralı ihtar ile, davacı yanın bu keyfiyeti davalı yana ihtar ettiğini, söz konusu eşya ile alakalı olarak durum tespiti için bilirkişi isteminde bulunduğunu, söz konusu ihtarın bir temerrüt ihtarı olmadığının düşünüldüğünü, dava konusu spermaların zayi ile sonuçlanmasının tıbbi açıdan davacı yararına bir karine yaratacak nitelikte olup, aksi yöndeki savunmanın davalı yanca ispatlanması gerektiğini, olaya söz konusu olan boğa spermalarının maliyet hesabını yapmak için yurt dışından alınırken kesilen raporların dozları ile çarpılıp, Dolar ve Euro’nun o tarihteki fiyatı ile Türk Lirasına çevrilip, kıymet takdiri yapılması gerektiğini, somut olayda davacının sorumluluğu yönünden TTK 882 hükmünün değil, TTK 884 hükmünün uygulanma koşullarının olduğu bu kapsamda mütalaa edildiğini, teknik/veterinet bilirkişinin zarar saptamasının raporun 2. Ve 3. Sayfasındaki tabloda belirtildiği, 1600 adet spermanın toplam maliyetinin 4.212,5-Euro olduğunu, talep TL olarak ileri sürüldüğünü, 4.4.2014 tarihinde 1 Euro= 2.8982 TL olduğunu, 4.212,5-Eurox2.8982= 12,208.6675 Türk Lirası olduğunu, oluşan kazada talebe elverişli maddi tazminatın 12.208,67-TL olduğunu, davacı yanın 6.5.2014 tarihli tazmin istemini davalıya teslim ettiğini ispat edebiliyorsa o tarihten itibaren, ispat edemiyorsa dava tarihinden itibaren kısa vadeli avans faizi ölçüsünde ayrıca faiz talep etmesinin mümkün olduğu hususları rapor edilmiştir. Bilirkişi heyetine mali müşavir bilirkişide eklenerek davacı şirketin ticari defterleri de incelenmek suretiyle davacı ve davalı vekilinin itirazları ve önceki rapora yönelik çelişkinin giderilmesi amacıyla heyetten ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, 26/02/2018 tarihli raporda özetle; davacı tarafın ibraz etmiş olduğu defterlere ilişkin bilgilerin raporun 4. Sayfasındaki tabloda belirtildiği, davacıya ait 2014 yılı ticari defterlerin açılış tasdiklerinin TTK mad. 64. Hükmü gereğince yasal süre içinde yaptırıldığını, davacı defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun olarak tutulduğu, Biyolog bilirkişi … tarafından verilen 03.11.2016 tarihli ek raporda tespit edilen 1.800 doz olduğunu, buna göre davacının 2014 yılı örnek faturalarında belirlenen satış fiyatlarına göre hesaplamanın raporun 4. Ve 5. sayfasının alt bölümündeki tablodaki gibi olduğunu, hasar gören dozların 44.510,50- TL, zayi olan azot tankı için 3.518,53 TL olmak üzere toplam 48.029,03-TL olarak hesaplandığını, davacı tarafından davalının usulüne uygun temerrüde düştüğüne ilişkin dava konusu 32.478,85-Euroluk zararın ödenmesi istemi ihtarnamesinin dosyaya ibraz edildiğini ancak tebliğ şerhi ibraz edilmediğinden, faiz hesaplaması yapılamadığı rapor edilmiştir. Dosyaya sunulan ihtarname tebliğ şerhine göre, faiz hesabı yönünden alınan 2. ek raporda özetle; davacı tarafından 06/03/2018 tarihli dilekçe ile, ekinde sunulan tebligat parçası suretinin davalının ilgili ihtarnameyi tebliğ aldı şeklinde yorumlanması halinde davacının dava tarihine kadar işlemiş faiz olarak 2.072,25-TL talep edebileceği ve dava tarihinden itibaren de kısa vadeli ticari avans faizi işletilebileceğinin değerlendirilmesi gerektiğini bildirmiştir. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davalı şirket tarafından, davacı şirkete ait ‘ Metal tankında korunan dondurulmuş boğa sperması’ taşınması hususunda yapılan anlaşma kapsamında, eşyanın taşınması sırasında 04/04/2014 tarihinde kargo aracının trafik kazası geçirmesi sonucunda dava konusu olan spermalar taşıma için kullanılan sıvı azot tankının kapağının açılması ve darbe alması neticesinde tankın içerisinde bulunan tüm ürünler zarar gördüğü ve kullanılamaz duruma geldiği ve davacı tarafından dava konusu ürünlerin bir daha kullanılamayacağının anlaşıldığı, biyolog bilirkişi … tarafından verilen 03/11/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda tespit edilen zarar gören boğa spermalarının 1.800 doz olduğu ve toplam zararın 44.510,50-TL olarak tespit edildiği, zayi olan azot tankı için 3.518,53-TL olmak üzere davacının toplam zararının 48.029,03-TL olarak hesaplandığı, davacının oluşan hasarından, davalının taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesi uyarınca sorumlu olduğu anlaşılmakla, davalının temerrüde düştüğü 11/10/2014 tarihinden itibaren 48.029,03-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 48.029,03 TL’nin 11.10.2014 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, mahkemece tazminat miktarının davacının beyanına göre belirlendiğini, davacının zararın miktarını belgelendirici herhangi bir delil sunmadığını, kargonun davacının personeline gönderilmesi nedeniyle satış faturası bulunmadığını, değerin gönderenin kendisince sunulan satış listesine göre belirlenmesinin hatalı olduğunu, eşyanın değerinin piyasa değerine, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malın cari değerine göre belirlenmesi gerektiğini, itirazlarına rağmen bilirkişilerce de tazminatın davacı tarafından sunulan ve tek yanlı belirlenen satış fiyatları baz alınarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin itirazlarının karşılanmadığını, sınırlı sorumluluğu ortadan kaldıran nedenler bulunmaması nedeniyle TTK’nun 880/3.maddesi gereğince yapılacak kıymet takdiri sonrası aynı kanunun 882.maddesi gereğince sorumluluğun sınırlandırılması gerektiğini belirterek, davanın kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, mahkemesince yapılacak yargılama sonucu davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, kara yolu taşıması sırasında oluşan emtia hasar bedelinin taşıyıcıdan tahsili istemiyle açılmış bir tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle kısmen davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından, 04.04.2014 tarihli sevk irsaliyesi ekinde 2050 doz boğa spermi emtiasının kapalı kap ve muhafaza içinde Konya iline gönderilmek üzere davalıya teslim edildiği, kargo aracının kaza yapması sonucu biyolojik emtianın kullanılmaz hale gelerek zayi olduğu belirlenmiştir. Davacı yan esas olarak taşıyıcının TTK’nun 875.maddesi gereğince, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilinceye kadarki tüm hasar ve gecikmelerden sorumlu olduğunu, TTK’nun 880.maddesi uyarınca ürünün piyasa fiyatı üzerinden zararının tazminini gerektiğini ileri sürmektedir. Davalı ise, sorumluluğunun bulunmadığını, bulunsa dahi değerin piyasa değerine göre belirlenmesini ve TTK’ nun 886.maddesindeki zarara kasten veya pervasız hareketle neden olunması olgusunun gerçekleşmemesi nedeniyle aynı Kanunun 882.maddesindeki sorumluluğunun sınırlansana ilişkin ilkelere göre belirlenmesini istemektedir. Mahkemece yazılan talimat üzerine biyolog bilirkişi tarafından emtia üzerinde yapılan inceleme sonucunda, taşınan emtianın tamamının kullanılmayacak şekilde hasara uğradığı belirlenmiştir. Mahkemece, tazminatın hesaplanması için bilirkişi kurullarından rapor ve ek raporlar alınmış, davalının itirazlarına rağmen TTK’nun 882.maddesi kapsamında bir hesaplama yapılmadığı gibi bilirkişi ek raporlarında nedenleri gösterilmeksizin TTK’nun 882.maddesinin uygulanamayacağı, TTK’nun 884 ve 886.maddeleri kapsamında zararın belirlenmesi gerektiği belirlenmiştir. Mahkemece, anılan raporlarlar esas alınarak hüküm kurulmuş olup, gerekçede davalının TTK’nun 882.maddesindeki sınırlı sorumluluğun uygulanmasına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ilişkide taşıyıcı; “taşıma sorumluluğunu üstlendiği emtiayı varma yerinde gönderilene veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiğinden”, bu borca aykırı davranış nedeniyle taşıma süresi içinde eşyaya gelecek hasarlardan veya ziyadan ötürü; sözleşme ile sarahaten kararlaştırılmamış olsa bile “kural olarak” gönderene karşı mesuldür. Bu hususu düzenleyen 6102 Sayılı TTK. Md.875/1 “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” hükmünü havidir. Malın gerçek değerinin TTK’nın 880/3. maddesine göre belirlenmesi gerekir. Taşımaya konu emtianın alıcı firmaya satıldığı ticari kayıtlarla ispatlanmamıştır. Yani, emtia davacı tarafından satılmamış, başka bir yerdeki çalışanına gönderilmiştir. Bu nedenle faturada satım değeri bulunmadığından değerinin piyasa değerine, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cinsine göre tayin edilmesi gerekmektedir. TTK’nın 882.maddesine göre, 880.ve881.maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Genel kural, taşıyıcının zıya ve hasardan sınırlı sorumluluğunun olduğu şeklinde ise de TTK’nın 886. maddesinde de taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı haller düzenlenmiştir. Bu maddeye göre göre; zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879. maddede belirtilen kişiler, sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Davalı, yargılamanın tüm aşamalarında sınırlı sorumluluk hallerinin uygulanması gerektiğini savunmuş olup, mahkemece alınan bilirkişi raporlarında her hangi bir gerekçe gösterilmeksizin TTK’nun 884. ve 886. Maddelerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. TTK’nun 884.maddesi gereğince, taşıyıcı, taşıma işinin yapılmasında, sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle meydana gelen ve eşyanın zıyaından, hasardan veya taşıma süresinin aşılmasından kaynaklanmayan ve eşya ile kişi zararları dışında kalan zararlardan, tam zıya halinde ödemesi gereken tazminat miktarının üç katı ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24.04.2013 tarihli 2013/9744-8067 E.K.sayılı kararında da belirtildiği üzere, maddede düzenlenen zararlar dolaylı zararlar olup, somut olayda dolaylı zararların talep edilmediği, emtianın hasarlanması nedeniyle oluşan emtia zararının tazmininin istenildiği anlaşılmıştır. Mahkemece hasarın TTK’nun 884 ve 886.maddeleri kapsamında belirlenmesine ilişkin soyut bilirkişi raporlarının esas alınması ve davalının bu yöne ilişkin itirazları yönünden hiç bir gerekçe oluşturulmamıştır. HMK’nın 297. maddesi uyarınca, mahkeme gerekçeli kararında bulunması gereken hususlar düzenlenmiş olup buna göre karar gerekçesinde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkan sonuç ve hukuki sebep kararda gösterilmelidir. İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu unsurları içermediği, davalının sorumluluğun sınırlandırılmasına ilişkin savunması ile ilgili her hangi bir değerlendirme yapılmadığı, hangi eylemler nedeniyle TTK’nun 886.maddesindeki sınırlı sorumluluğun ortadan kaldırılması suretiyle karar verildiğine ilişkin gerekçe oluşturulmadığı görülmekle kararın istinaf denetimine elverişli bir karar olmadığı anlaşılmaktadır. Davalının savunmasındaki hususlar karara bağlanmadan ve deliller değerlendirilmeden karar verildiğinden, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 01/10/2020