Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2411 E. 2022/960 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2411
KARAR NO: 2022/960
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25.06.2019
NUMARASI: 2017/113 Esas – 2019/806 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari satımdan kaynaklı)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; kimyasal madde ticaretiyle iştigal eden davacı “… – …” adı altında faaliyet gösteren …’dan 02.06.2016 tarih ve … nolu fatura tahtında 6 adet, ve yine …’dan satıcı konumunda bulunduğu, “… TİC. LTD.ŞTİ.” adı altında faaliyet gösteren davalıdan 22.02.2016 tarih ve … nolu fatura tahtında 4 adet, olmak üzere her biri yaklaşık 20 Ton kapasiteli toplam 10 adet polietilen tankı iki ayrı parti halinde satın aldığını, Ayrıca bu tankların kullanılabilmesi için, …’dan 09.03.2016 tarih ve … nolu fatura tahtında “…” bedeli, 10.03.2016 tarih ve … nolu fatura tahtında “1 kamlog ve pvc çekilmesi” hizmeti, 12.04.2016 tarih ve … nolu fatura tahtında “…” hizmeti, 12.04.2016 tarih ve … nolu fatura tahtında “pompa panosunun tamiratı” hizmeti, 03.08.2016 tarih ve … nolu fatura tahtında “3 adet tankın boşaltılıp metal kafes giydirilip tesisatının çekimi” hizmeti satın alındığını, … tarafından 19.02.2016 ve 23.08.2016 tarihlerinde gönderilen iki ayrı Teklif ve davacı tarafından bu teklifin kabulü ile ortaya çıkan alım satım akitleri tahtında satın alınan 10 adet tanktan, … tarafından faturalananlardan bir tanesi (ilk 4 adeti 2 nolu Davalı tarafından fatura edilmiş ve alım satım aktine 2 nolu davalı da satıcı sıfatıyla dahil olmuştur) 19/09/2016 tarihinde kendiliğinden patlamış (Yarılmış olarak da tarif edilebilir) ve içerisinde bulunan 20 tonu aşkın kimyasal maddenin zayi olduğunu, Patlayan tankla irtibatlandırılan bir diğer tankta bulunan aynı miktardaki kimyasal madde de keza tankın irtibat noktaları hasarlandığı için akıp gittiğini, Olayın ardından; tankın teknik gerekliliklere ve taahhüt edilen vasıflara uygun olmadığı İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/3653 D.İş dosyası kapsamında uzman bilirkişi tarafından da tespit edildiğini, aynı tespit çerçevesinde diğer tankların da hatalı imal edildiği ve risk taşıdığının ortaya çıktığını, Mahkemece yapılan tespit vasıtasıyla tankların ayıplı olduğunu ve sorumluluğun da Davalılarda olduğunu öğrenen davacının, patlayan ve patlama potansiyeli açıkça tespit olunan tankların geri alınarak, oluşan zararla birlikte tank bedelllerinin iadesini talep etmek üzere Beyoğlu …Noterliği 30/11/2016 tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnameyi Davalılara keşide ettiğini, ancak Davalılar bu ihtarnameye karşı gönderdikleri cevabi ihtarnamelerle davacının taleplerini reddettiklerini, Bu tablo karşısında; davacı tarafından ödenen tank bedellerinin, bu tankların kurulumu, taşınması, ithalatı v.b yan giderlerle birlikte tahsili ile uğranılan zararın tazmini için her iki davalıya karşı dava açmak zorunluluğu doğduğunu, Toplam 10 adet tankın bedeli olan 93.900 TL’nin, (28.910 TL’lik kısmı … Davalıyla müteselsilen olmak üzere) …’dan tahsilini, Toplam 4 adet tank bedeli olan 28.910 TL’nin ( …’dan ile müteselsilen olmak üzere) …. ‘den tahsilini, Zayi olan 42 Ton kimyasalın (…) karşılığı olmak üzere 35.742 ABD Dolarının tazminat vasfında olmak üzere her iki Davalıdan da müteselsilen tahsilini, 10 adet tank için sarfedilen ithalat masrafları tahtında 26.800,27 TL’nin …’da tahsilini, İthalat masraflarından 10.720,11 TL’lik kısmın … ile birlikte ….’den tahsilini,Karar altına alınacak talebe konu tutarlara, ihtarname tarihi olan 30.11.2016 tarihinden itibaren TL ve ABD Doları için ayrı ayrı avans faizi işletilmesini, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin Davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, savunmasında özetle; davalı … açısından davanın husumet yokluğu yönünden usulden reddedilmesi gerektiğini, açılan tazminat davasından davalılara herhangi bir sorumluluk yüketilemeyeceğini, davacının tankların kullanım ve gözetim yükümlülüklerine uymadığını, bu sebeple olayın meydana gelmesine kendisinin sebebiyet verdiğini, davacının patladığı iddia edilen tankın patlamasına kendi kusuru ile sebep olduğunu, aynı zamanda tankla ilgili hiçbir ilgisi olmayan ve tankın patlamasında en büyük etken olan içindeki kimyasal maddeyi de doğru şekilde depolamadığını, davacının açmış olduğu davada patlayan tankın içindeki kimyasal maddeyi ve buna bağlı olarak boşaldığı iddia edilen tank içindeki kimyasal maddeyi de davalılardan tazmin etmeye çalıştığını, davacının bu taleplerinin kabul etmediğini, açılan bu davada delil olarak ve davanın dayanağı olarak kullanılan bilirkişi raporunu taraflı ve objektiflikten uzak olduğunu ve kabul etmediklerini, kimyasal depolama yapan bir firmanın göstereceği en ufak özeni göstermediğini, depoladığı kimyasalın depolanması şartalrına uymayarak sebebiye tverdiği patlama olayı sonasındaki zararın tazmini amacıyla tamamen kötü niyetli olarak açtığı davada itirazlarının kabulünü, davanın reddi ile dava masraflarının davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davanın davacı tarafından davalılardan satın alınan tanklardan 4 adedinin 2 nolu davalıdan 6 adedinin 1 nolu davalıdan satın alındığı, bu husmusun ihtilafsız olduğu ve tarafların usulüne uygun tutulan defterleri ile de sabit olduğu, tanklaran 2 olu davalıdan alınan 1 tanesinin 19.09.2016 tarihinde patladığı, davacının isteği ile 2 adet tankın birbirine vana ve boru sistemi ile bağlı olduğu ve sıvı kimyasal aktarma yapacak şekilde dizayn edildiği, kimyasal üreticisi tarafından düzenlenen ve dosya içinde mevcut …verisinde depolama önlemlerinin konteynerin çatısı kapalı ve serin bir yerde muhafazasının gerektiği,… nın Kimyasalların Güvenli Depolanması na ilişkin bildiride depo alanlarının iyi havalandırılması gerektiği,kimyasalların dökülmesi.dağılması ,su kanallarına karışmasının önlenmesi .depo binalarının dökülme ve sızmaya karşı güvenli drenajları olmasının gerektiği,davalı şirketler tarafından fiat teklifinde belirtildiği şekilde tankların imal edildiği, davacının gösterdiği yerlere konulduğu,satın alınan diğer 9 tankda bir sorunun yaşanmadığı,imalat ve malzemeden kaynaklanan bir kusur bulunmadığı,patlayan tankın gece fotoğrufında üstteki kapağın ağzının kapalı olduğu, tanklara erişimin kolay olduğu,dış etkenlere karşı korumasız olduğu,tank çevresinde havuz, kanalve diğer tedbirlerin bulunmadığı,davacının kusurlu olduğu, meydana gelen zarardan davacının kusurlu olması nedeni ile davalıların sorumluluğunun bulunmadığı bu hususun teknik bilirkişilerce de düzenlenen ve denetime olanak verecek şekilde hazırlanan raporlara göre belirlendiği anlaşıldığı…”gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mesleki mazeretin reddi ile sözlü yargılamaya katılmasının engellendiğini, Bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, mahkemece dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bu heyet tarafından bir yanıyla muhasebesel diğer yanıyla teknik bir rapor hazırlandığını, bahsi geçen 25.12.2018 tarihli raporun mevcut haliyle karara esas teşkil etmesinin mümkün olmadığını, Karara esas teşkil etmesi mümkün olmayan işbu rapor ile hukuka uygun bir karar verilemeyeceği gibi, İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/3653 D.İş sayılı dosyasında delil tespiti kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu ile mahkemenin aldığı rapor çelişki giderilmeden karar oluşturulmasının hukuken mümkün olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalılardan satın alınan tankların teknik gerekliliklere ve taahhüt edilen vasıflara uygun olmaması ( ayıplı ) nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.10.2020 tarihli, 2017/9643 Esas- 2020/5686 Karar sayılı emsal içtihadında da belirlendiği üzere; yargılamaya hakim ilkelerden olan hukuki dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen Adil Yargılanma Hakkı’nın da en önemli unsurudur. Davacı vekilince 03.04.2019 tarihli oturum için mazeret dilekçesi verildiği, aynı tarihli 1 nolu ara karar ile mazeretinin kabul edildiği, yine aynı tarihli oturum 2 nolu ara karar ile HMK’nın 186. maddesi uyarınca sözlü duruşma gün ve saati bildirir ihtarlı tebligat çıkarılmasına karar verildiği, davacı vekilince belge ekli (Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi 2019/56 E sayılı dosyasına ilişkin tebligat) mazeret dilekçesi sunulduğu, mahkemece davacı vekilinin mazereti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden sözlü yargılamaya devam edilerek esasa ilişkin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, yargılamaya hâkim ilkelerden olan hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup Dairemizce resen dikkate alınması gereken hususlardandır. İlk derece mahkemesince, davanın sonuçlandırılıp karara bağlanması için gerekli koşullar sağlanmadan hüküm verildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf başvuru nedenleri incelenmeksizin, ilk derce mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 355, 353/1.a.4 maddeleri uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.