Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2410 E. 2020/158 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2410
KARAR NO : 2020/158
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
NUMARASI : 2019/1188 D.İş.- -2019/1261 K.
TALEP KONUSU : İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz istemi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati haciz isteyen/alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, müvekkili şirket ile aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlu şirketler arasında, Milletlerarası Ticaret Odası Tahkim Kuralları çerçevesinde … numaralı dosya üzerinden yürütülen tahkim yargılamasında, hakem heyeti tarafından 9 Mart 2018 tarihli nihai kararın tesis edildiğini, buna göre, borçlu şirketlerin (tahkim davasının davacılarının), müvekkilinin tahkim davası yüzünden katlanmış olduğu toplam 1.641.236,21 ABD Doları, 3.789.421,36 Euro ve 42.244,06 İsviçre Frangı tutarındaki yargılama masrafını, 9 Mart 2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğini, nihai kararın Türkiye’de tenfizi için açılan davanın İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/748 E. sayılı dosyası üzerinden görülerek 16.05.2019 tarih, 2018/748 E., 2019/450 K. sayılı kararı ile tenfiz davasının kabulüne karar verildiğini, sözkonusu ilama dayalı olarak borçlu şirketler aleyhine İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1108 D.İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, ancak ihtiyati haciz taleplerinin reddedildiğini, bu nedenle anılan mahkemenin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulduğunu, bununla birlikte, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kararın istinaf aşamasında borçluların, mal kaçırma saiklerini aleni hale getirdiklerini ortaya çıkaran yeni maddi vakıaların meydana gelmesi dolayısıyla, bu yeni vakıalar çerçevesinde borçlular aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunmak zaruretinin doğduğunu, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdindeki dosyada ve mevcut dosyadaki taraflar ile ihtiyati haciz talebi aynı olsa da borçlular aleyhine ayrı bir ihtiyati haciz talebinde bulunulmasının temel nedeninin borçluların malvarlığını kaçırma saiklerini açıkça ortaya koymuş olmalarından kaynaklandığını ileri sürerek, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/748 E. ve 2019/450 K. sayılı tenfiz kararına konu 1.641.236,21 ABD Doları, 3.789.421,36 Euro ve 42.244,06 İsviçre ile 956.792,97 TL alacağın (gerekli görülürse bu alacağın karar tarihindeki TL karşılığının) tahsilini temin için İİK’nın 257 vd. maddeleri gereğince, borçluların kendi yedlerinde ve üçüncü kişiler nezdinde olan menkul ve gayrimenkul malları ile her türlü hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, daha evvel aynı konuda ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1108 D. İş sayılı dosyasının derdest olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamı, dosyada birden fazla taşınmazın İİK’nın 36 maddesine göre teminat olarak sunulmuş olması ve icra hakimi tarafından kabul edildiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde talep edilen ihtiyati haciz dosyası ile işbu dosya arasında derdestlik bulunmadığını, bununla ilgili talep dilekçesindeki açıklamaların dikkate alınmadığını, zira ihtiyati haciz talebinin temel sebebinin borçluların malvarlığını kaçırma saiklerini açıkça ortaya koymaları olduğunu, bu sebebin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin ilgili dosyasında ileri sürülmediğini, borçluların icra tetkik merciindeki şikayet talebinin de reddine karar verildiğini, bu yöndeki gerekçenin dayanaksız olduğunu, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak ihtiyati hacze karar verilmesini istemiştir. Karşı taraf/borçlular vekilinin istinaf dilekçesine karşı beyanlarında özetle; tenfiz kararının henüz kesinleşmediğini, vadesi gelmiş bir alacaktan bahsedilemeyeceğini, aynı konuda ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1108 D.iş sayılı dosyasında karar verildiğini, bu dosyanın istinaf incelemesinde olup halen derdest olduğunu, icra mahkemesince, tenfiz kararının icra takibine konu olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, birden fazla taşınmazın İİK’nın 36 maddesine göre teminat olarak kabul edilerek takibin dava süresince gecici olarak durdurulmasına karar verildiğini, müvekkillerin alacağı karşılayacak kadar malvarlıklarının olduğunu, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını belirterek, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Talep, yabancı hakem kararının tenfizine ilişkin kesinleşmemiş ilama dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Talep eden, yabancı hakem kararının İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/748 E., 2019/450 K. sayılı kararı ile tenfizine karar verildiğini, bu ilama dayalı ihtiyati haciz talebinin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1108 D.İş-1134 K.sayılı kararı ile reddedildiğini, kararın istinaf incelemesinde olduğunu, bu aşamada borçluların mal kaçırma gayretine girdiklerini, hak kaybına mahal vermemek için borçlular aleyhine yeniden ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, ilk derece mahkemesince, talebin reddine karar verilmiştir. İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1108 D.İş-2019/1134 K. sayılı kararında, talebe konu tenfiz ilamının konusunun yabancı hakem kararı olup, kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığı, borçlunun malvarlığını kaçırdığına dair delil de bulunmadığından ihtiyati haciz isteminin reddine karar verildiği, kararın istinaf incelemesinde olduğu anlaşılmıştır. Talep eden alacaklı tarafça, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/748-2019/450 E-K sayılı yabancı hakem kararının tenfizi kararını İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasından takibe konu edildiği, yabancı hakem kararının kesinleşmeden icra takibine konulamayacağından bahisle borçlular tarafından takibin iptalinin istendiği, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin 19.09.2019 tarih, … E.K sayılı kararıyla tenfiz kararının infazı kesinleşmesine bağlı olmadığından şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/748 E. ve 2019/450 K. sayılı tenfiz kararında, tenfize konu Milletlerarası Ticaret Odası (MTO / ICC) nezdinde görülmüş olan … numaralı tahkim yargılaması çerçevesinde verilen 9 Mart 2018 tarihli hakem kararında, davacının tahkim davası yüzünden katlanmış olduğu toplam 1.641.236,21 ABD Doları, 3.789.421,36 Euro ve 42.244,06 İsviçre Frangı tutarındaki masrafın, 9 Mart 2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, tenfiz kararının istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 31.01.2020 tarih, 2019/2100-2020/74 E.K sayılı kararıyla davalıların harç ve vekalet ücreti hususu dışındaki istinaf sebeplerinin reddine, ilk derece mahkemesi kararının harç ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verildiği, ilamın taraflara tebliğ aşamasında olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar, borçluların mal kaçırma iddiası ve buna ilişkin sunulan belgeler, istinafa konu karardaki ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin gerekçeler ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde, aynı konudaki ihtiyati haciz talebinin reddinden sonra ortaya çıkan maddi vakıalara ve delillere dayalı olarak işbu ihtiyati haciz talebinde bulunulmasında alacaklının hukuki yararının bulunduğu gibi, somut olayda hakkın kötüye kullanılmasından da sözedilemeyeceğinden derdestlik nedeniyle talebin reddi doğru görülmemiştir. Somut olayda, ihtiyati haciz talebi yabancı hakem kararının tenfizine karar verilen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/748 E., 2019/450 K. sayılı ilamına dayalıdır. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 60-63. maddelerinde yabancı hakem kararlarının tenfizi düzenlenmiştir. Buna göre, “kesinleşmiş” ve “icra kabiliyeti kazanmış” veya “taraflar için bağlayıcı olan” yabancı hakem kararlarının tenfiz şartlarını, yabancı mahkeme kararlarının tenfizi şartlarından farklı olarak ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu durumda, tenfizine karar verilen yabancı hakem kararında hükme bağlanan alacağın İİK’nın 257/1. maddesi anlamında “vadesi gelmiş alacak” olarak kabul edilmesi gerekir. Zira, dava konusu alacak, kesin nitelikteki bir yabancı hakem kararıyla hükme bağlanmış bir alacaktır.Alacak belirli ve muaccel bir alacak olup İİK’nın 257 vd. maddelerinde gösterilen ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunun kabulü gerekir. İİK’nın 259. maddesine göre “İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur. Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder.” Bu kanun hükmü uyarınca ilama dayalı alacak için teminatsız, ilam niteliğindeki belgeye bağlı alacak için takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilebilir. Ancak, tenfizine karar verilmiş bir yabancı hakem kararı, tenfiz kararına karşı kanun yoluna başvurulmuş olduğundan, MÖHUK m.61/2 atfıyla aynı Kanun’un 57. maddesi uyarınca kesinleşmeden icra takibine devam edilemez. Tenfiz ilamına karşı kanun yoluna başvurulması icra takibini durdurur ise de bu husus ihtiyati haciz kararı verilmesine engel değildir. Buna göre teminata lüzum olup olmadığının takdiri gerekir. Yabancı hakem kararının tenfizine ilişkin karar henüz kesinleşmediğinden, tarafların hak ve menfaat dengesi değerlendirildiğinde, takdiren dava konusu alacağın %15’i oranında teminatın uygun olacağı sonucuna varılmıştır. Davalı tarafça, davacının giriştiği icra takibine karşı, tenfiz kararı kesinleşmeden icra takibi yapılamayacağı gerekçesiyle, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyasıyla şikayet yoluna başvurulmuş, anılan mahkemece 22.08.2019 tarihli kararla davacının bahsettiği gayrimenkullerin alacağı karşılamaya yeter kısmının teminat olarak sunulması halinde takibin durdurulmasına karar verildiği; anılan dosyada yapılan yargılama sonucunda, 19.09.2019 tarihli kararla, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, icra dosyasındaki taşınmaz teminatının İİK’nın 36. maddesi uyarınca tehiri icra için gösterilen teminat olmayıp, icra hakimliğinde görülen şikayet dosyasında verilen tedbir niteliğindeki ara karar uyarınca gösterilen teminat olduğu anlaşılmaktadır. İcra Hukuk Mahkemesince davanın sonuçlandırıldığı ve şikayetin reddine karar verildiği anlaşıldığından, şikayet davasında gösterilen taşınmaz teminatının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmayacağı sonucuna varılmıştır. Talep tarihi itibari ile USD kuru 5,71 TL olmasına göre 1.641.236,21 USD karşılığının 9.371.458,75 TL; EURO kuru 6,34 TL olmasına göre 3.789.421,36 Euro karşılığının 24.024.931,42 TL; İsviçre Frangı kurunun 5,85 TL olmasına göre 42.244,06 Frangı karşığının 247.127,75 TL olduğu, ihtiyati haciz talebine konu döviz alacaklarının, ihtiyati haciz talep tarihindeki toplam değerinin 33.643.517,92 TL olduğu hesaplanmış, bu miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda, İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.2 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, bu doğrultuda ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; İlk derece mahkemesinin istinafa konu ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararının İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.2 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca alacaklı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne; borçluların, 1.641.236,21 USD, 3.789.421,36 Euro, 42.244,06 ve İsviçre Frangı’nın talep tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığı olarak belirlenen toplam 33.643.517,92 TL alacağı karşılar miktardaki taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE, 2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca takdiren %15 oranında belirlenen 5.046.527,68 TL nakti teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı halinde, kararın infazı için bir suretinin, ilk derece mahkemesi tarafından, alacaklı vekiline verilmesine, 3-Kararın derdest takip dosyası üzerinden icra müdürlüğünce infazına, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 755,00 TL maktu vekalet ücretinin borçlulardan alınarak alacaklıya verilmesine; ilk derece aşamasında yatırılan 123,90 TL (44,40 TL başvuru harcı, 73,10 TL peşin harç ve 6,40 TL vekalet harcı toplamı) harç giderinin borçlulardan alınarak alacaklıya verilmesine, 5-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 44,40 TL istinaf peşin harcının talep halinde alacaklıya iadesine, 6-Talep eden alacaklı vekili tarafından harcanan 121,30 TL istinaf harcı gideri, 117,88 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 239,18 TL’nin borçlulardan alınıp talep eden alacaklıya verilmesine, 7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 8-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12/02/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3.maddeleri uyarınca karar kesindir.