Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2396 E. 2022/588 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2396
KARAR NO: 2022/588
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2018/855 Esas – 2019/706 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında karşılıklı alım/satım ilişkisinin bulunduğunu, müvekkili şirketin davalıdan çeşitli tarihlerde ekmek satın aldığını, davalıya da unlu mamüller sattığını, karşılıklı alım satım olduğundan ticari ilişki cari hesap şeklinde geliştiğini, 24.862,36 TL cari hesap bakiyesini davalının ödemediğini, davalı şirketin sicil adresini değiştirmesi müvekkili şirkete mal vermeyi keserek ödeme yapmamaya başlaması üzerine cari hesapta biriken bakiye borç şifahi olarak talep edildiğini, borcun ödenmeyeceğinin anlaşılıp, icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının itirazında haksız ve kötüniyetli olduğunu beyan ile davalının borca itirazının 24.862,36 TL üzerinden iptaline, takibin 24.862,36 TL üzerinden devamına, davalının %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı şirketin dava dilekçesinde belirttiği borç miktarını kabul etmediklerini, itirazları sonucu takibin durduğunu davacı tarafından haksız bir şekilde işbu itirazın iptali davasının açıldığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında ticari ilişki olmadığı gibi bir iddialarının bulunmadığını, davacı firma ile iş ilişkisi devam ettiği müddet boyunca ödeme takvimine uyulduğunu, son cari hesap ekstresi incelendiğinde de müvekkili şirketin davacı firmaya bu miktarda bir borcu bulunmadığını, itirazının borca ve ferilerine olduğunu, gerekli incelemenin yapılması halinde bu hususun ortaya çıkacağını, davacı tarafın talep ettiği icra inkar tazminatının hukuki bir dayanağı bulunmadığını beyan ile haksız davanın reddine karar verilmesini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dosya içerisinde bulunan irsaliyeli fatura örneklerinden davacının davalı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalıya satmış olduğu mal nedeniyle fatura düzenlemiş olduğu ve bu faturaya dayalı cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatmış olduğu görülmüştür. Dosya taraf defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapıp, rapor düzenlemesi için mali müşavir bilirkişiye verilmiş, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 13/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; taraf defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı defterlerinde dört adet fatura dışında diğer faturaların tamamının kayıtlı olduğu, davacı defter ve belgelerine göre davalıdan 24.862,36 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde ise 13 adet faturanın kayıtlı olduğu, bu kayıtlara göre davalının 17.128,61 TL borçlu olduğu, taraf defter ve belgelerindeki kayıtlara göre taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının düzenlediği fatura, davalının düzenlediği fatura ve davalı tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra davacının davalıdan 24.629,67 TL alacaklı olduğunun rapor edilmiş olduğu görülmüştür. Dosya içerisinde bulunan teslim kayıtlı sevk irsaliyeli fatura örneği, dosya kapsamı ile uyumlu denetime açık bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki kapsamında davacının düzenlediği faturalardan dolayı davalıdan 24.629,67 TL alacaklı olduğu sonucuna varılarak, davacının davasının kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 24.629,67 TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %9 oranında yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit ve hesaplanabilir olduğu…” gerekçesiyle, davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 24.629,67 TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %9 oranında yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/855 Esas, 2019/706 Karar numaralı ve 02.07.2019 tarihli kararında davacının davasının kısmen kabulüne karar vermiş olup kararın dayanağı olarak 13.05.2019 tarihli bilirkişi raporunun esas alındığını, oysa ki; 13.05.2019 tarihli bilirkişi raporunun içerik kısmında (davalı) Ticari Defter ve kayıtların sunulmuş olduğu, usulüne uygun tutulmuş olduğu ve ( davalı ) lehine kesin delil niteliği taşıdıkları tespiti yapıldığını, Müvekkilinin defter ve kayıtları usulüne uygun olarak tutulduğunu ve bilirkişinin istediği tüm evrakların sunulduğunu, bu hususun raporda da açıkça yazılı olmasına rağmen ‘‘…’’ kısmında 3. Maddede ‘‘ Dava tarihi itibariyle davacının davalıdan cari hesap itibariyle 24.629,67 TL alacaklı olduğu’’ şeklinde tespit yapıldığını, hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunun tüm bu yönleriyle çelişkili olduğunu, zira kesin delil niteliğindeki davalı müvekkili şirket ticari defterlerinde mevcut borç miktarı 17.128,61 TL olarak yer aldığını, yine aynı şekilde davacı tarafın takip dayanağı faturayı müvekkili davalı şirkete teslim ettiğine dair bir kaydın olmadığı, davacı ticari defterinde yazılı olması dışında bir delil olmadığı ve bu hususun tek başına faturanın müvekkili şirkete teslim edildiğinin ispatnalamadığını, çelişkili ve dayanaksız bilirkişi raporuna dayanan mahkeme kararının bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmeksizin; bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacı tarafından fatura düzenlendiğinin de görüldüğünü, davacı taraf kendi insiyatifi ile fatura düzenlediğini, müvekkili şirket kayıtlarında işbu faturanın yer almadığını, Ayrıca taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi de bulunmadığını, davacı tarafın belirli olmayan ve taraflar arasında mutabakatı sağlanmayan bir alacak için ‘‘kötü niyet’’ ithamı ve %20 İcra İnkar Tazminatı talebinin hukuken bir dayanağı bulunmadığını, zira davacı şirket alacağı likit ve hesaplanabilir olmadığını, bilirkişi raporu sonrasında dahi miktar değiştiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin açık hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki davalı itirazının İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve inkâr tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Yargılama aşamasında taraf ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır. Davalının kestiği ve davacı defterlerinde kayıtlı olmayan toplam 232,74 TL tutarlı dört adet fatura tutarının davacı defterlerinde görülen alacak tutarında mahsubu sonucu, davacının kendi defter ve kayıtlarında davalıdan alacaklı görüldüğü anlaşılan 24.629,67 TL asıl alacak tutarı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafından davalının kestiği ve defterlerinde davacıya borç kaydettiği, ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmayan bu dört fatura yönünden davacının istinaf başvurusu bulunmadığı, kararın bu yönüyle benimsendiği anlaşılmaktadır. Davacının davalıya borç kaydettiği ve kendi defterlerinde kayıtlı olan on üç faturanın davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan toplam 6.958,27 TL tutarlı dört adet fatura konusu malların sevk irsaliyeleri ile davalıya tesliminin kanıtlandığı, sevk irsaliyeleri ile bu belgelerdeki imzalara karşı davalının açıkça itirazının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davalı defterlerinde kayıtlı olmayan bilirkişi raporunda ayrıntıları verilen dört adet toplam 6.958,27 TL tutarlı fatura konusu malların davalıya tesliminin de kanıtlandığının kabulü ile kurulan hüküm isabetli olup, aksi yöndeki davalı vekili istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacının takip ve dava konusu alacağının faturaya dayalı olup, likit alacak olduğunun kabulü ile davacı yararına icra inkâr tazminatına karar verilmesi de doğru olup, aksi yöndeki davalı istinafı da yerinde değildir. Davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 1.261,84 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18.05.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.