Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2380 E. 2022/1232 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2380
KARAR NO: 2022/1232
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİH: 09.09.2019
NUMARASI: 2018/446 Esas – 2019/874 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin bu ticari ilişki kapsamında davalı şirkete takip miktarı olan 34.735,86 TL bedelinde mal satıp teslim ettiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine, davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının borç miktarının 11.578,62 TL’lik kısmını müvekkiline ödediğini, geriye kalan miktar için taksit ve indirim yapılmasını talep ettiğini, bunun kabul edilmemesi üzerine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek; davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dava konusu alacak miktarı ve sebebinin net olmadığını, takip tarihinden önce yapılmış ödeme olduğunu, alacağın likit olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu faturaların davacının defterlerinde kayıtlı olup devam eden ticari ilişki kapsamında davalının yaptığı kısmi ödemeler de davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça defter ve belgeler bilirkişi incelemesine sunulmadığı, incelenen sevk irsaliyelerinde teslim alan imzası olarak … isminin bulunduğu, SGK kaydından davalı çalışanı olduğunun anlaşıldığı, aynı döneme ilişkin BA bildirimlerinin de bulunduğu, sadece imza bulunan fatura içeriğinin de BA bildirimleri nedeniyle ve devam niteliği taşıyan faturalar nedeniyle tebliğinin yapılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, sadece isim ve imza bulunun faturaların davalı çalışanı …’ya ait olup olmadığının ve mal ve hizmetin teslimi hususunda davalıya isticvap tebliği sağlandığı, davalının inceleme günü defterlerini sunmadığı gibi ödeme yaptığı fatura içeriği mallarında … ve … isimli şahıs tarafından alınmış olduğu ve … ve …’ın şirket çalışanı olduğunun ihtarlı isticvap davetiyesi tebliğine rağmen davalı yetkilisinin gelmemiş olması nedeniyle kabul edilmesi gerektiği, faturanın tebliğ edildiğinin bu şartlar dikkate alınarak kabulünün gerektiği, süresinde faturaya itirazın bulunmadığı, daha önce temerrüde düşürüldüğüne dair belge bulunmadığı, davacının fatura yönünden davasını ispatladığı ve alacak yargılama gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine ve temerrüt oluşmadığı …” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibin 23.157,24 TL asıl alacak üzerinden devamına, ferilere ilişkin istemin reddine (173,68 TL’lik tutarın icra dosyasından mahsup edilmesine) alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkâr tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Takip alacağının ödenmeyen kısmı olan ve itiraza konu olan 23.157,24 TL için itirazın iptali davası açılmış ve yargılama sonucunda söz konusu bu miktar üzerinden davanın kabul edildiğini, ancak davada talebin reddedilen bir kısım olmadığı ve takip öncesi bir feri bulunmadığı halde, gerekçeli kararın birinci maddesinde, davanın kısmen kabulüne şeklinde bir karar verildiğini, mahkemece, talebe konu asıl alacağın tamamının kabul edilmesine rağmen ferilere ilişkin talebin reddine, yargılama giderlerinin bir kısmının müvekkili şirket üzerine bırakılmasına ve vekalet ücretinin müvekkili şirketten alınarak davalı tarafa verilmesine ilişkin hüküm tesis edildiğini, kararın bu yönden son derece hukuka ve hakkaniyete aykırı olup kaldırılması gerektiğini, çünkü davya konu alacağın tamamını kabul etmesine rağmen hükmü “kısmen kabul” şeklinde kurduğunu ve yanılgılı bu değerlendirmeye bağlı olarak müvekkil aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedildiğini, İlk derece mahkemesinin, gerekçeli kararında temerrüt oluşmadığını belirterek asıl alacağa işlenecek faiz taleplerini reddettiğini, hukukumuzda, alacaklı tarafından borçluya, alacak miktarını ve ödeme talebini içerir ihtar gönderilmediği takdirde temerrüdün icra takip tarihinde oluştuğunun kabul edildiğini, ilk derece mahkemesinin temerrüt oluşmadığı gerekçesiyle faiz taleplerinin reddine dair verdiğini, takipten itibaren faiz yürütülmesi yönünde karar verilmesi gerektiğini, İlk derece mahkemesinin, gerekçeli kararında alacak belli bir yargılama faaliyetini gerektirdiğinden taraflarınca talep edilen icra inkâr tazminatının reddine karar verdiğini, dava aşamasında dosyanın bilirkişiye gönderilmesi, alacağın likit alacak olup olmadığına ilişkin bir ölçüt kabul edilemeyeceğini, zira somut olayda taraflarınca talep edilen alacağın davalı şirket kayıtlarında mevcut fatura alacağı olduğundan, alacağın açık ve likit olduğunu, Yargıtay kararlarında da satış sözleşmesi uyarınca düzenlenen faturaya dayanan alacakların likit alacak olarak kabul edildiğini (T.C Yargıtay 19.H.D. 2004/4506 E. 2004/10762 K. 28.10.2004),Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın istinaf sebepleri yönünden düzeltilmesine ve talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili taleplerine ilişkindir. İlk derce mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı yanca takip talebinde ayrıntılarına yer verilen faturalar gösterilerek 34.735,86 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yürütülecek %10,75 oranındaki ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili için ilamsız takip başlatılmış, açılan davada ise takip tarihinde 11.578,62 TL’nin davalı yanca ödendiği belirtilerek, bu tutar mahsup edildikten sonra bakiye 23.157,24 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ve inkâr tazminatı istemiyle eldeki dava açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucu, davacının dava dilekçesindeki asıl alacak talebi olan 23.157,24 TL asıl alacağı yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir. Ancak ilk derece mahkemesince kurulan hükümde davacının takip tarihinden itibaren alacağın tahsiline kadar %10,75 oranında ticari temerrüt faizi yürütülmesine dair isteminin reddedildiği şeklinde anlaşılmaya elverişli bir hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı daha önce temerrüde düşürülmemiş olsa bile, takip talebi ile birlikte takipte istenen asıl alacak yönünden temerrüde düşmüş sayılacağından, ilk derece mahkemesince kuralan hükmün 1 nolu bendi devamında yer verilen “ferilere ilişkin istemin reddi ” ibaresi infazda tereddüt oluşturacak niteliktedir. Bu yöne ilişkin istinaf başvurusu haklı bulunmuş, kararın bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir.Diğer taraftan, davacının eldeki davadaki tüm talepleri kabul edildiğine göre, davanın kabulüne denilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve buna bağlı olarak yargılama giderlerinin hatalı olarak karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu haklı bulunmuş ve kararın düzeltilmesi gerekmiştir.Yine davacının takip ve davaya dayanak alacağı faturaya dayalı satış bedeli alacağı olmakla likit alacak niteliğindedir. Bu durumda kabul edilen asıl alacak tutarı yönünden davalı aleyhine inkâr tazminatına hükmedilmemesi doğru olmamıştır. Bu yöndeki davacı vekili istinafı da yerinde görülmüş ve hükmün bu yönden de düzeltilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın kabulüne, talep gibi davalının Bakırköy … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takibine yönelttiği itirazın kısmen iptali ile 23.157,24 TL asıl alacağın, icra takip tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, 2- Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle, İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca takdiren % 20’si oranında belirlenen 4.631,44 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.581,87 TL harçtan, peşin alınan 221,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.360,08 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 257,69 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olan 720,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, iş bu hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Taraflarca tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansılarının, ilk derece mahkemesince, yatırmış olan tarafa iadesine, 8-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 44,40 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde davacıya iadesine, b-Davacı tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf başvuru harcı gideri ile 52,70 TL posta gideri toplamı olan 174,00 TL kanun yolu giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 11-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 29.09.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.