Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/238 E. 2019/275 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/238
KARAR NO : 2019/275
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/1048 Esas
KARAR TARİHİ: 04/12/2018
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati tedbirin ara kararda yazılı nedenlerden dolayı reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlu ile müvekkilinin aralarındaki ticari ilişkiye istinaden davalının, davacıya 179.709,17 TL cari hesap borcunun bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının bu takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini beyanla mal kaçırma ihtimali bulunan davalı şirketin tüm malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 04.12.2018 tarihli ara kararla, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin, davalının malvarlığı eldeki itirazın iptali davasının konusunu oluşturmadığından HMK 389.maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davalı ile müvekkilinin aralarındaki ticari ilişkiye istinaden davalının müvekkiline 179.709,17 TL cari hesap alacağının bulunduğunu, davalının takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, tedbir taleplerinin ilk derece mahkemesince reddedildiğini, ihtiyati tedbirin reddi yönünde verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, çünkü davalının itiraz etmekteki amacının, alacağın cebri icra yolu ile tahsilini engellemek, dava süresince zaman kazanarak, şirketin malvarlığını ve alacaklarını tahsil ederek kaçırmak ve müvekkilinin alacak tahsilini imkansız hale getir olduğunu, huzurda görülen davada müvekkilinin alacağına kavuşamama tehlikesi bulunduğundan, HMK’nın 389. maddesi uyarınca borçlunun malvarlığı üzerine alacak miktarınca ve teminat karşılığı ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi gerektiğini, Günümüz değişen piyasa koşullarında bir çok şirketin iflas tehlikesi altında bulunduğu ve yine konkordato mühletine başvurduğu düşünüldüğünde, davalı şirketin malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmaması halinde telafisi mümkün olmayacak sonuçların ortaya çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, kaldı ki tedbir taleplerinin alacak miktarı kadar olup, ilk derece mahkemesinin tedbir nedeniyle davalı borçlunun zarara uğrayacağını düşünüyorsa, davalının bu zararını karşılayacak uygun bir teminat karşılığında tedbir kararı verebileceğini, İlk derece mahkemesinin icra dosyası, irsaliye fatura, makbuz vs. cari hesaba konu diğer belgeler üzerinde eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesinin de hatalı olduğunu, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1048 Esas sayılı dosyasının 04.12.2018 tarihli ihtiyati tedbirin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak, davalı borçlu şirketin malvarlığı üzerine asıl alacak ve ferileri miktarınca teminat karşılığı veya teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, cari hesap alacağına dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin ara kararıyla koşulları oluşmayan tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. Davanın konusu olmayan mal varlığı hakkında tedbir kararı verilemez. Para alacağı için açılan davada, mal varlığı üzerine tedbir konulamaz. Koşulları varsa, ihtiyati haciz hükümlerinden yararlanılabilir. Yargıtay’ın emsal içtihadında da durum bu yöndedir ( Yargıtay 19. HD. 2012/16760 E-2013/3136 K.sayılı, 19/02/2013 tarihli kararı). Yine, Yargıtay 21.HD.’nin E. 2015/5842, K. 2015/8588 sayılı, 20.4.2015tarihli kararında belirtildiği üzere: “…Amaç bakımından ihtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacıyla HUMK’un 101 vd., HMK’nın 389 vd. maddelerinde öngörülen durumlarda başvurulan bir yol olduğu halde, ihtiyati haciz, bir alacağın tahsilini temine yarayan bir vasıtadır. İhtiyati hacizde, ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya yaptığı veya açmayı yahut yapmayı düşündüğü dava veya icra takibinin konusu değildir. Halbuki ihtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur “.Somut olayda, alım satım ilişkinden doğan cari hesap alacağına dayalı para alacağının tahsili amaçlanmaktadır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince dava konusu olmayan davalıya ait gayrimenkul ve menkuller üzerinde ihtiyati tedbir konulması talebinin reddinde isabetsizlik bulunmadığından, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 21.02.2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.