Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2356 E. 2022/1235 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2356
KARAR NO: 2022/1235
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/06/2019
NUMARASI: 2017/820 Esas – 2019/542 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BİRLEŞEN İST. 8 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/183 – 2017/863 E.K.
SAYILI DOSYASINDA
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki asıl davada alacak isteminin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle birleşen davanın tefrikine, asıl davada davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından asıl davada kurulan hükme yönelik istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacının, davalı tarafından yöneltilen barter sistemine üye olduğunu ve davalı şirket nezdinde hesabı bulunduğunu, dava dışı … A.Ş. ile arasındaki ticari ilişki sebebi ile, vekil edeninin hesabına 30.03.2011 tarihinde … tarafından davacı adına 304.000.-TL barter çeki gönderildiğini, buna ilişkin barter çeki ve barter bakiyesini gösterir hesap ekstresinin kendilerine gönderildiğini, ancak bir süre sonra davacı adına alacak kaydı bulunan barter bakiyesinin davalı ekstresinden sebep gösterilmeksizin kaldırıldığını, Barter üyelik sözleşmesi gereği, barter işleminin gerçekleşmesi için alıcının 3 nüsha düzenlediği çekin bir nüshasını satıcıya, bir nüshasını … A.Ş’ye vermesi ve bir nüshasını da kendinde tutması gerektiğini, buna uygun olarak da vekil edeninin mal satmış olduğunu, dava dışı … A.Ş. tarafından düzenlenen barter çekinin, birer nüshalarının vekil edeni ve davalıya gönderildiğini, bu işlemde aracı durumda olan davalı tarafından söz konusu çeke … no.lu yetki kodu ile onay verildiğini, böylece çek tutarının davacı hesabına alacak kaydedildiğini, buna karşın bir müddet sonra 304.000.-TL’lik alacak kaydının davalı tarafça hesaptan tümü ile çıkartıldığı beyanla, bu tutarın 02.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile vekiledenine verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili, asıl davaya karşı verdiği cevap dilekçesinde; davacının dava dosyasına ibraz ettiği cari hesap ekstresinin, davalı sisteminde kayıtlı olmadığını ve gerçeği yansıtmadığını, ve dava dışı üye … A.Ş. tarafından, davalı şirkete barter çeki ibraz edilmediğini, davalı şirketin yetki kodu vermediğini ve kendisine ibrazda bulunulmadığını, bu sebeple şekil şartları sağlanmamış çekin davacı kayıtlarına işlenmesinin de mümkün olmadığını ve davalı tarafın sorumlu kılınmasının mümkün olmadığını, davacının bu işlemin gerçekleşmediğini ve kendi cari hesabına işlenmediğini bildiğini, zira iddia edilen dava konusu işlemden sonra da davacının bir çok alım satım işlemi yaptığı, ve bu işlemler esnasında da geçmişten kalan 304.000 TL’Iik alacak bakiyesinin bulunmadığını gördüğü halde dava konusu çek bedeli için 2017 yılını beklemiş olduğunu, iddia edilen hususların gerçek dışı ve kurgu olduğunu, davacı iddiası kabul edilse dahi davalıdan alacağının nakdi değil kaydi olacağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
BİRLEŞEN DOSYADA Birleşen dosyada davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı …. A.Ş. ile davalı … … A.Ş. arasında 25.10.2016 tarihinde Antalya ili, Aksu ilçesi … Köyü … ada, … parselde yer alan arsa üzerindeki binanın … blok, … nolu bağımsız bölümün … hissesinin satışı hususunda harici sözleşme imzaladıkları, 595.000-TL olarak belirlenen satış bedelinin, 446.250-TL’sinin Barter çeki ile vekiledeni tarafından davalıya ödendiği, ancak vekiledeninin sözleşme edinimini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının barter çek bedelinin tahsili için Konya 1 Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açmış olduklarını , bahsi geçen sözleşme kapsamında, davacı vekiledeni tarafından davalı tarafa 10.12.2016 vade tarihli, 148.750-TL’lik 10.12.2016 vadeli 26.329-TL’lik bonolarda verdiğini, taşınmaz devirlerinde tapu devri dışında, harici satış sözleşlerinin geçerliliği bulunmadığından, davacı vekiledeninin, davalıya vermiş olduğu bonolardan dolayı, borçlu olmadığının tesbitini talep etmişlerdir. Davalı vekili, birleşen dosyaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında satış bedeli 595.000-TL bedelle taşınmaz satışı için harici satış sözleşmesi düzenlendiğini, satış bedelinin 446.250-TL’sinin barter çeki ile, kalan 148.750-TL’sinin 10.12.2016 vadeli senet ile, barter çeki komisyonu tutarı olan 26.329-TL’nin de 10.12.2016 vadeli senet ile ödenmesinin kararlaştırıldığı, taşınmaz devrinin harici satış sözleşmesinde senetlerin ödenmesi şartına bağlı olduğunu, ancak davacı tarafın senet bedellerini ödemediğinden, sözleşme gereği davacıdan alınan senetlerden 26.329-TL’lik senedin barter sözleşmesi gereği, barter çeki düzenleme üyelik sözleşmesi komisyonuna ilişkin olduğu, üyelik komisyonunun iptal ve iadesinin mümkün olmayacağını, davacının davalıya 26.329-TL senetten dolayı borçlu bulunduğunu, diğer 148.750-TL’lik senedin iade edilebileceğine ilişkin ihtarda bulunduklarını göndermiş olduğu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davada iddia ve savunmaya, bilirkişi kök ve ek raporuna, davacının iddia ettiği üzere dava konusu bedelin davacı şirket hesaplarına işlendiği, ancak sonradan sebepsiz olarak silindiği, iddilarının subut bulmadığına, taraflar arasında münhasır delil olduğu kararlaştırılan davalı defterlerinde davacı aleyhine alacak kaydına rastlanmadığına, davacı şirket ile dava dışı …Turizm A.Ş. arasında herhangibir ticari ilişki varolsada dava konusu edilen ilişkinin davalı şirket ve barter sistem ve ilişkilendirildiğine dair delil olmamasına göre toplanan bilgi ve belge ve delillere göre kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Birleşen 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/183 Esas sayılı dava dosyasının ilişkili olduğu dosya esasen evveliyatta Konya 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/816 Esasında görülen davada verilen yetkisizlik kararı uyarınca İstanbul 11 ATM’nin 2017/833 E. sayılı dosyasına tevzi edilen dava ile ilişkili olmakla, mahkememizin iş bu dosyası ile bağlantılı olmayan, taraflar arasındaki başka bir ticari ilişkiden kaynaklı davanın HMK 167 md. uyarınca davadan tefriki ile mahkememizin başka bir esasına kaydedilmesine…” birleşen davanın bu davadan tefriki ile başka bir esasa kayıt edilmesine, asıl davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Barter üyelik sözleşmesine göre barter işleminin gerçekleşmesi için alıcının 3 nüsha olan barter çekini düzenlemesi, bunlardan birisini satıcıya, bir diğerini … İnt. A.Ş.’ye göndermesi, bir nüshasını ise kendi uhdesinde tutması gerektiğini, buna uygun olarak dava dışı 3. kişi durumunda olan … A.Ş. tarafından yapılan barter işlemi ile ilgili olarak 304.000,00 TL. tutarındaki barter çeki müvekkiline ve davalıya gönderildiğini, davalı tarafından söz konusu çeke … numaralı yetki kodu verilerek barter işlemine onay verilmiş ve söz konusu bakiye müvekkili hesabına işlendiğini, buna ilişkin olarak ilgili evrakların dava dilekçesinin ekinde mevcut olduğunu, Davalı tarafından müvekkili şirkete faks yolu ile gönderilmiş bulunan ve müvekkili şirketin 304.000,00 TL. bakiyesinin bulunduğu 07.04.2019 tarihli hesap ekstresininden gerekçeli kararında hiç bahsedilmediğini, bunun da ilk derece mahkemesinin eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verdiğinin en önemli göstergesi olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesinin hatalı bulunan hükmünün bozulması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin bilgisayar kayıtları kendisinde bulunan davalı şirketin bunu her zaman değiştirebileceğini ya da kayıtları sileceğini değerlendirmeden hatalı olarak davanın reddine karar verdiğini, bu durumunun taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, İlk derece mahkemesince karara esasa alınan ek bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, zira bilirkişi raporunun 8. Sayfasında “…İsimli sistem programlarında yapılan teknik incelemeler ve analizler sonucunda; sistemde silinmiş işlem hareketlerinin bir kaydı tutulmadığı gibi silinmiş işlem hareketlerinin gözlemlenebileceği sistem LOG kaydının da muhafaza edilmediği anlaşıldığı” şeklinde tespitte bulunulduğunu, elbetteki davalı tarafından söz konusu yetki kodunun verildiğine dair dataların silinmesi muhtemeldir ki önceki bilirkişi raporunda da bu nedenle bu yönde bir tespit yapılamadığını, bilişim uzmanı olan bilirkişinin iş bu dosyaya atanmasındaki amaç silinmiş dataları tespit etmek iken bilirkişice silenen dataların kaydının tutulmadığı yönündeki tespitinin manidar olduğunu, davalının kendi aleyhine olacak dataların kaydını tutması kendisinden beklenemeyeceğini, bu nedenle söz konusu bilirkişi raporunun taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, mahkemenin söz konusu raporu kararına dayanak teşkil etmiş bulunması da başlı başına bir bozma sebebi olduğundan mahkeme kararının bu açıdan da bozulması gerektiğini, İlk derece mahkemesinin bizzat davalı şirket tarafından faks yolu ile gönderilen ekstrenin gerekçeli kararda değerlendirilmemesi, dosya içeriğinin yeterince incelenmeyerek eksik ve yanlış değerlendirme sonucu verilen bilirkişi raporunun karara dayanak yapılması nedenleri ile bahsi geçen hükmün istinaf edilmesi zarureti hasıl olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, barter ilişkisi kapsamında üçüncü kişi tarafından davacı hesabına gönderildiği ileri sürülen 304.000 TL nin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. İlk derce mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; birleşen davanın tefrikine, asıl davanın reddine karar verilmiş; asıl davanın reddine dair hükme karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından, taraflar arasında barter sözleşme ilişkisi bulunduğu, dava dışı … A.Ş. tarafından davacıya 304.000 TL’lik barter çeki keşide edildiği, söz konusu tutarın müvekkili hesabına işlendiği, ancak daha sonra bunun davalı yanca sebepsiz sistemden silindiği ileri sürülerek eldeki alacak davası açılmıştır. Davacının da delil olarak dayandığı ve taraflar arasında imzalanan barter sözleşmesin Genel Hükümler 1. maddesindeki düzenleme uyarınca, barter sözleşmesi kapsamında gerçekleşen işlemler nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda …’in her türlü belge ve kayıtlarının münhasır, kesin delil teşkil edeceğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır.Yargılama aşamasında ilk derece mahkemesince 11.07.2018 tarihli ve 10.05.2019 tarihli bilirkişi raporları anınmıştır. Alınan bilirkişi rapor içeriklerinde, davalı kayıtlarında yapılan incelemede, davacı ile davalı arasında ve davacı ile dava dışı … A.Ş. Arasında davaya konu barter işleme rastlanmadığı, yine davalı şirketin barter hesap işlemleri için kullandığı … isimli sistem programında yapılan teknik inceleme ve analiz sonucunda, sistemde silinmiş işlem hareketine dair bir kaydın bulunmadığı, hatalı ya da gerçekleşmeyen bir yetki kodu işleminin kaydını silmek için bir fonksiyon bulunmadığı, bu tür işlemlerde silme fonksiyonu yerine iptal fonksiyonu kullanıldığı ve sistemde iptal edilen işlemlere ilişkin kayıtların tutulduğu, bu bağlamda barter sisteminde gerçekleşen ve iptal edilen tüm yetki kodu işlemleri arasında dava konusu 304.000 TL tutarlı ve … yetki kod tanımlı bir işlem hareketine/ kaydına rastlanılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre ilk derece mahkemesince kanıtlanamayan davanın reddine dair verilen karar isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 29.09.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.