Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2355 E. 2020/491 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2355
KARAR NO: 2020/491
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2019
NUMARASI: 2017/576E. 2019/733K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılması ilişkin verilen hükme karşı davacı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili ile davalı/borçlu … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca adı geçene muhtelif krediler kullandırıldığını, diğer davalı/borçlu …’ın anılan sözleşmeyi müşterek borclu-müleselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, söz konusu borcun ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edilmiş ise de borçluların ödeme yapmadığını, bunun üzerine, asıl borçlu ve davalı/borçlu kefil hakkında İstanbul 15, Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1195 D. İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı almak suretiyle, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından “haciz yolu ile” îcra takibi başlatıldığını, davalı borçluların borca ve fer’ilerine yönelik itirazda bulunduklarının taraflarına yapılan herhangi bir tebligat olmadığından ve itiraz da UYAP’a taralı olmadığından sonradan öğrenilmiş olduğunu, protokoller kapsamında yapılan ödemelerin davalıların borcundan mahsup edildiğini, kat ihtarı ile borçluların temerrüde düştüğünü bu sebeple borçlulara yeniden ihtarname gönderilmediğini, İstanbul … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yürütülen icra takibine yönelik itirazların iptaline, takibin devamına, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davanın süresi içinde açılmadığını, kıymet takdirine esas olmak üzere avans yatırılması ve kıymet takdiri yapılmasının itirazın öğrenildiğine delalet ettiğini, genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde, açıkça faiz oranlarının gösterilmediğini, bu sebeple BK. 88 ve 120 maddeleri atfı ile yasal temerrüt faizi oranlarının uygulanması gerektiğini, kredi sözleşmesindeki müteselsil kefalete ilişkin düzenlemelerde bedel ve tarihe ilişkin kısmın başka birinin el yazısı ile yazıldığını bu sebeple davalı müvekkil … açısından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kredi sözleşmesinden kaynaklı faiz talebinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, haksız şart niteliğinde olduğunu, faize faiz işletilmesi nedeni ile Beyoğlu … Noterliğinin 02.10.2015 tarih ve … yevmiye numaralı kat ihtarnamesinde yer alan kalemler ile ; İstanbul … İcra dairesi … E. Sayılı dosyadasındaki ödeme emrinde yer alan kalemler aynı olmayıp, anaparanın kat ihtarı ile takip talebinde farklılık gösterdiğini, bu anlamda kat ihtarında hesaplamaya dahil edilmiş kalemler ile icra takibine eklenen faizin ayrıca göz önünde bulundurulması gerektiğini, kat ihtarnamesinin gönderilmesinin ardından sadece borçlu ile protokol yapıldığını bu sebeple yeniden ihtarname gönderilmesi gerektiğini; öncelikle İİK 264 maddesi gereği sürelere uyulmadığından, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini, müteselsil kefaletin şartlarının oluşmaması nedeni ile müteselesil kefil açısından davanın reddine, aksi takdirde yazı incelemesi yapılmasına karar verilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “Davacı vekili Av. … tarafından mahkememizin 19/03/2019 tarihli duruşması için duruşma gününde mazeretli sayılmalarını ve gelecek celsenin UYAP sistemi üzerinden öğrenilmesine karar verilmesi talepli mazeret dilekçesi sunduğu anlaşılmış olup davalı vekilinin de 19/03/2019 tarihli duruşmaya katılamayacağını ve duruşmanın UYAP sistemi üzerinden öğrenilmesine karar verilmesi talepli mazeret dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır. Ancak mahkememizin bir sonraki celsesi olan 07/05/2019 tarihli celseye davacı vekilinin katılmadığı mazerette bildirmediği, davalı vekili duruşmaya katıldığı ve davalı vekili tarafından da dosya takip edilmediğinden H.M.K.’nun 150. Maddesine göre yenileninceye kadar işlemden kaldırılmıştır. HMK 150/5. maddesine göre üç ay içerisinde dosyaya yenileme dilekçesi de sunulmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar UYAP üzerinden duruşma günü öğrenmek yönünde HMK’da usul bulunmuyor ise de, gelişen teknoloji, Uyap sistemi ve artık E-tebligat hususları da birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekililinin Uyap üzerinden davasını takip edeceğini bildirmesi karşısında davanın takipsiz bırakıldığı anlaşılmıştır. Davanın 6100 Sayılı HMK 150/5. Maddesine göre açılmamış sayılmasına, ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararın, taraflar usulüne uygun tebligatla duruşmaya çağrılmadan verildiğinden, Anayasa’nın 36.maddesiyle düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanması ilkesine aykırı davranıldığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyanın incelenmesinde, 19.03.2019 tarihli celsede taraf vekillerinin mazeret dilekçesi vermiş oldukları, her iki taraf vekillerinin de mazeret dilekçelerinde ayrı ayrı duruşma gün ve saatinin UYAP sistemi üzerinden öğrenilmesine karar verilmesini talep ettikleri, ilk derece hakimince her iki taraf vekili açısından mazeretin kabul edildiği ve duruşma gün ve saatinin taraflar vekillerinin talepleri gibi UYAP sistemin üzerinden öğrenilmesine karar verildiği, yeni duruşma günün de 07.05.2019 olarak belirlendiği, 07.05.2019 tarihli celsede davacı vekilinin hazır olmadığı, her hangi bir şekilde mazeret dilekçe de bildirmediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalılar vekilinin e-imzalı dilekçesiyle davacı vekilinin dosyanın işlemden kaldırılmış olduğu tarih olan 07.05.2019 tarihinden itibaren davacı vekilinin davayı yenilememiş olduğundan bahisle davanın açılmamış sayılmasına yönelik karar verilmesi talep edilmiş, bunun üzerine ilk derece mahkemesince, 11.09.2019 tarihinde, dosyanın işlemden kaldırılmış olduğu 07.09.2019 tarihinden itibaren HMK’nın 150/5. maddesine göre üç ay içerisinde yenileme dilekçesi sunulmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Somut olaydaki uyuşmazlık; mazereti kabul edilen davacı vekiline duruşma gün ve saatini gösterir tebligatın gönderilmesinin gerekli olup olmadığı, duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesine yönelik ara kararın tebliğ mahiyetinde kabul edilip edilemeyeceği, burada varılacak sonuca göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 73. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “hukuki dinlenilme” başlıklı 27. maddesi, T.C. Anayasası’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesi nazara alındığında davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini içeren bu hakkın ve yargılamanın aleniliği ilkelerinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır. Duruşma günü celseye katılma imkânı olmayan taraf buna ilişkin mazeretini bildirip, belgeleyerek, bildirim giderlerini de yatırarak duruşmanın ertelenmesini isteme olanağına sahiptir. O hâlde duruşma tayin edilerek, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği, gerekli masrafın karşılanıp karşılanmadığı incelenerek; gelen tarafın bu mazeret dilekçesine karşı beyanına göre, dosyanın işlemden kaldırılmasına ya da kaldırılmamasına karar verilecektir. Anılan hususların uygulanabilmesi için, her şeyden önce tarafların usulüne uygun davet edilmiş olmaları gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nın uygulama alanını adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinde tutulacak kayıtlar ile yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi ve bu işlemlerde UYAP’ın kullanılmasına dair usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkartılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 52. maddesi gereğince tebligat işlemleri 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunu uyarınca çıkarılan yönetmeliğe göre fiziki ya da elektronik ortamda yapılacaktır. Elektronik tebligat usulünün düzenlendiği Tebligat Kanunu’nun 7/A maddesindeki düzenleme ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümleri de dâhil olmak üzere, Tebligat Kanunu ve çıkarılan Tebligat Yönetmeliği hükümleri incelendiğinde, duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. O hâlde mahkemece davacı vekilinin mazereti kabul edildiğine göre, yeni duruşma gün ve saatinin davacı vekiline usulüne uygun davetiye ile bildirilmesi gerekmektedir (Hukuk Genel Kurul kararı 19.03.2019 tarih, 2017/12-343 E. 2019/323 K. sayılı kararı ). Davacı vekilinin 23.06.2017 tarihli 220,00 TL gider avansını yatırdığı, avanstan 02.06.2020 tarihi itibariyle 37,55 TL bakiye mevcut olduğu, o halde 07.05.2019 tarihinde davacı vekilinin tebligat masrafını karşılayabilecek miktarda gider avansının dosyada mevcut olduğu UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede anlaşılmıştır. Az yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurulu kararı ışığında taraf vekillerinin duruşma gün ve saatini UYAP sisteminden öğrenilmesi talebini içerir dilekçelerine rağmen ilk derece mahkemesince mazeretin kabulü durumunda yeni duruşma gün ve saatinin Tebligat Kanunu ve Yönetmeliği uyarınca usulüne uygun davetiye ile bildirilmesi gerekirken UYAP sistemi üzerinden öğrenilmesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.5 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.a.5. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.5. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 04.06.2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.