Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2352 E. 2022/1234 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2352
KARAR NO: 2022/1234
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09.01.2018
NUMARASI: 2014/1289 Esas – 2018/13 Karar
DAVA: Çek İstirdadı
Taraflar arasındaki çek istirdadı davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … Mah. … Sk. No:… Küçükçekmece İstanbul adresinde bulunan işyerinde 28/06/2013 tarihinde, kimliği belirsiz kişiler tarafından gerçekleştirilen hırsızlık neticesinde müvekkilinin hamili olduğu yüzlerce çek, bono ve teminat mektubunun çalındığını, keşidecisi … Paz. Ltd. Şti olan … Bankası Elazığ Şubesinin 31/01/2014 keşide tarihli … çek nolu 5.730-TL bedelli çekin davalı tarafından temlik alındığının belirlendiğini, iş bu çekin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, hırsızlık olayı nedeniyle Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2013/27244 sor. Numarasıyla soruşturma açıldığını ve dava konusu çeklerin çalıntı olduğu ve bankalara ibrazı halinde savcılığa bilgi verilmesi için bankalara yazı gönderildiğini, ayrıca faktoring derneğine yapılan başvuru sonucunda çalıntı olayının 02/07/2013 tarihinde davalının da içinde bulunduğu tüm faktoring şirketlerine bildildiğini, aynı zamanda çalınan çekler hakkında Bakırköy 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/273 e. Sayılı dosyaları ile çek iptali davaları açıldığını, bu sebeplerle davalının çekleri iktisap ederken ağır kusurlu olduğunu, davalı … şirketinin dava konusu çekler için BDDK’nın yayınladığı genelgelere göre araştırma yapmış olsa çekin gerçek bir alacağa dayanmadığından ve çalındığından haberdar olabileceğini, bu nedenle davalının çeklerin çalıntı olduğu bile bile iktisap etmiş olduğunun ihtimal dahilinde olduğunu, bu nedenlerle ilgili çekin istirdatına veya İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyasıyla davalının tahsil ettiği bedelin tahsil tariniden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; Her ne kadar davacı dava konusu çekin, kendi elindeyken çalındığını iddia etmekte ise de çeki, hangi hukuki ilişkiye istinaden kimden aldığını beyan etmediğini, bu yönde bir delil de sunmadığını, davacının davasının HMK m.53 hükmü gözetilerek aktif husumet yokluğu nedeni ile reddinin gerektiğini, çekin dayanağını teşkil eden alacağı fatura ile tevsik etmek sureti ile çeki devralan müvekkilinin yasadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi karşısında kötü niyetten söz etmenin mümkün olmayacağını, müvekkili şirketin dava konusu çeki devraldığı tarihte ödemeden men kararı olmadığı gibi çekin çalıntı olduğuna ilişkin müvekkiline yapılmış resmi-gayriresmi herhangi bir bildirimin de bulunmadığını, müvekkili şirketin sektörün önde gelen faktoring şirketlerinden biri olduğunu, irtibat bilgilerinin de kolayca ulaşılabileceğini, nitekim davacı şirket yetkililerinin 05/07/2013 tarihinde müvekkili şirket ile irtibata geçerek müvekkili şirketi çeklerin çalıntı olduğu iddiasından haberdar ettiği ve çek listesi ile ifade tutanaklarını e-posta yolu ile müvekkili şirketin yetkili personeline bildirdiğini, 05/07/2013 tarihinde müvekkili ile kolayca irtibata geçebilen davacı şirketin aynı işlemi günler önce yapmadığı, müvekkili şirkete bizzat ulaşmak, noter kanalıyla bildirimde bulunmak yerine müvekkili şirketin eline geçeceği kuşkulu bir faks mesajı göndermekle yetindiği, faksın ulaştığı hususunun telefon ile tekit etmekten dahi imtina ettiğini, bu nedenlerle hakkında iptal kararı verilen çekin müvekkili şirket tarafından geçerli bir hukuki ilişkiye istinaden devralındığını ve müvekkili şirketin sözü edilen çekin meşru hamili olduğunu, bu nedenlerle aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın aksi halde esasa ilişkin cevapları çerçevesinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda ;davacı şirketin faktoring ilişkisi kurduğu dava dışı … Tic.Ltd. Şti. olup davaya konu çekin arka yüzündeki ciro silsilesi takip edildiğinde, oradaki son imzanın, bu şirketten değil, son hamil konumundaki … isimli şahıstan sadır olduğu görülmekte olup … isimli şahıs somut olayda faktoring ilişkisinin temel tarafı olmayıp sadece, taraflardan birinin müteselsil kefili olduğu, bu itibarla senedin son hamili olan faktoring şirketinin çeki, senet metnindeki ciro silsilesine göre … adlı kişiden aldığı anlaşılmaktadır. Faktoring şirketi ile … arasında geçerli bir faktoring ilişkisi ve faktoring sözleşmesi bulunduğu davalı … şirketi tarafından ileri sürülmediği gibi, bu hususa yönelik dosyaya herhangibir bilgi ve belge de ibraz edilmemiştir. Anılan durum karşısında ; davacı …’nin hırsızlık olayının ardından üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiği, bankaların ve faktoring şirketlerinin farklı kanallardan uyarılmasını sağladığı, Bu esnada yasal süreci devam ettirerek çekler için ödemeden men kararı aldırıldığı, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkmdaki Yönetmeliğin 22/2. maddesi uyarınca faktoring şirketleri, kambiyo senedine dayalı bile olsa, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamayacağı veya tahsilini üstlenemeyeceğinden davalı … şirketinin , anılan yönetmeliğin aradığı şartları yerine getirmediği , davaya konu çekin, bir mal veya hizmet satışı sonucu temlik edildiğini kanıtlamayamadığı, bu durumda faktoring şirketi çeki takibe yetkili olmadığı…” gerekçesiyle,davanın kabulü ile 31/01/2014 keşide tarihli, … çek nolu, 5.730TL bedelli çekle ilgili İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yatan paranın tahsil tarihlerinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte istirdatına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …’in, müvekkili şirket müşterisinin imza yetkilisi olup, imzası teminat hükmünde olduğunu, ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, dava konusu çek üzerinde imzası bulunan …’in, … Ticaret Limited Şirketi’nin yetkilisi olup, aynı zamanda faktoring sözleşmesinin de kefili olduğunu, bu itibarla, anılan imzanın, teminat niteliğinde olduğu açık olup, müvekkili şirketin çeki, müşterisinden ve alacağın varlığını fatura ile tevsik etmek suretiyle devraldığı, dosyada mübrez abf, çek tevdi bordrosu ve fatura sureti ile sabit olduğunu, Davacının, çekin rızası hilafına elinden çıktığı iddiasını ispatlayamadığını, davacının, müvekkilinin, çeki kötüniyetle iktisap ettiği iddiasını ispatlayamadığını, emsal nitelikteki Yargıtay 11. HD’nin 2014/13735 Esas 2014/19653 Karar sayılı kararının da bu yönde olduğunu, Asıl kusurun, iddia edilen hırsızlık olayının üzerinden günler geçmesine karşın, çeklerin el değiştirmesini önlemek adına hiçbir aksiyon almayan davacıya ait olmasına karşın, bu husus da göz ardı edildiğini, dava dilekçesinde, iddia edilen hırsızlığın 28/06/2013 tarihinde gerçekleştiğini, iddia edilen hırsızlığın, 28/06/2013 tarihinde gerçekleşmiş olmasına karşın; davacı, ne çek keşidecisini, ne lehtarı ne de muhatap bankayı, – faktorıng işleminin yapıldığı 02/07/2015 TARİHİNE kadar çalıntı iddiasından haberdar etmediğini, faktoring işleminin tamamlandığı 02/07/2015 tarihi itibariyle, muhatap banka, çekin çalıntı olduğu iddiasından haberdar edilmediğini, ödemeden men kararının, iddia edilen hırsızlık olayının üzerinden günler geçtikten sonra ilgili bankasına bildirildiğini, dava konusu çekin, davacının rızası hilafına elinden çıktığı ve müvekkili şirketin çeki, çalıntı olduğunu bile bile iktisap ettiği iddiaları ispat edilememiş olduğundan, davacının davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının hamili olup iş yerinden hırsızlandığını ileri sürdüğü dava konusu çekin davalıdan istirdadı ve tahsili halinde bedelinin iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili davacı şirket işyerinde gerçekleştirilen hırsızlık neticesinde davacının hamili olduğu yüzlerce çek, bono ve teminat mektubunun çalındığını, dava konusu çekin ise davalı tarafından temlik alındığını, hırsızlık olayı nedeniyle soruşturma açıldığını, dava konusu çekin çalıntı olduğu ve bankalara ibrazı halinde savcılığa bilgi verilmesi için bankalara yazı gönderildiğini, ayrıca tüm faktoring şirketlerine dava konusu çekin de bulunduğu çek listesi ve karakol ifade tutanaklarının fakslandığını, bu çeklerle ilgili işlem yapılmaması için uyarıldıklarını, davalının faturanın gerçekliğini ve malların teslim edilip edilmediğini araştırmadığını, mevzuata aykırı hareket ettiğini ileri sürerek dava konusu çeklerin ihtiyati haciz ve icra takibine konu edilmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine, çekin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davalı şirketin temlik aldığı alacakların, müşterisi olan şirketlerin mal ve hizmet satışlarından doğmuş veya doğacak alacakları, cari hesaplarına kayıtlı ve faturalandırılan alacakları olduğunu, davalı şirket ile faktoring müşterileri arasında imzalanan faktoring sözleşmesine istinaden faktoring müşterisinin, fatura alacaklarının temlik alındığını, davacının ciro/imzasının bulunmadığını, davacının çalınma iddiasının kabulü halinde dahi davalı şirketin bu hususu bilebilecek durumda olmadığını, dava konusu çeklerin düzgün ciro silsilesine dayanarak iktisap edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Dava konusu çekin dosyaya sunulan çek tevdi bordrolarıyla davacı tarafından … alacağı karşılağında alındığı ve davacı kayıtlarına işlendiği anlaşılmaktadır. Davacı yanca, çekin hırsızlanması sonucu savcılığa müracaat edilip, çek iptal davası açıldığı, tüm faktoring şirketlerine faksla bildirim yapıldığı gibi, faktoring derneğine yapılan müracaat üzerine dernek tarafından da davalının da içinde bulunduğu faktoring şirketine duyuru yapıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin, davacının yetkili hamil olup, çekin elinden rızası hilafına çıktığını kanıtlayamadığı yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Dava konusu çekin … ciro imzası ile davalı … Faktoring A.Ş.’ye geçmiştir. Halbuki dosya içeriğindeki Faktoring sözleşmesinin ise dava dışı … Ltd. Şti. ile … Faktoring A.Ş. arasında olduğu ihtilafsızdır. Bu durumda faktoring ilişkisinin davalı ile … Ltd. Şti. arasında olduğu, ancak dava konusu çekin aralarında faktoring ilişkisi olmayan faktoring sözleşmesinin kefili olan dava dışı … tarafından davalı … A.Ş. firmasına verildiği gözetildiğinde davanın kabulü yönünde verilen karar isabetli olup, davalı vekilinin …’in, … Ltd Şti nin yetkilisi ve faktoring sözleşmesinin kefili olduğundan imzasının teminat niteliğinde kabulü gerekeceği yönündeki davalı istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/16310 E 2013/2252 K 06.02.2013 Tarihli emsal kararı) Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 293,41 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 29.09.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.