Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2330 E. 2022/488 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2330
KARAR NO: 2022/488
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10.09.2019
NUMARASI: 2018/564 Esas – 2019/487 Karar
DAVA: Rücuen Tazminat
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava dışı müvekkili … Ltd. Şti.’nin dava dışı müşterisi … – …’e ait emtianın İngiltere-İzmir güzergahında taşınması işini üstlenmiş olup taşımanın gerçekleştirileceği dönemde araç tedariğinde sıkıntı yaşaması üzerine söz konusu taşıma işini kendi grup şirketlerinden davacı müvekkili şirkete devrettiğini, taşıma işini üstlenen müvekkili davacı şirketin de dava dışı … şirketi ile benzer şekilde araç tedariğinde sıkıntı yaşaması üzerine müvekkilinin de taşıma işini davalıya devrettiğini, davacı ile davalı arasında 04/05/2017 tarihli taşıma sözleşmesi akdedildiğini, davalı sorumluluğundaki … plakalı araç ile gerçekleştirilen taşıma esnasında dava dışı …-…’e ait emtiaların hasar gördüğünü, …-… tarafından dava dışı … şirketine hasar bildirimi yapıldığını, yapılan bu hasar bildirimi üzerine taşıma sırasında gerçekleşen hasar nedeniyle yansıtılacak tüm tazminat ve sair masrafların, taşımayı gerçekleştiren taşıyıcı olmasından mütevellit rücu edileceği hususunun Beşiktaş … Noterliğinin 11/07/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı müvekkili tarafından davalıya ihtar edildiğini, gerçekleşen hasar nedeniyle … şirketi tarafından …-…’e 10.000 TL hasar tazminatı ödendiğini, ödeme tarihi olan 31/07/2017 den itibaren ödemenin avans faiziyle davalıdan rücuen tahsili gerektiğini, bu nedenlerle davalıların sorumluluğunda gerçekleşen taşıma sırasında meydana gelen hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından ödenen hasar tazminatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasında imzalanan 04/05/2017 tarihli sözleşmenin 6 nolu maddesi uyarınca taşıma esnasında karşılaşılan her türlü sorundan davacı firmanın haberdar edildiğini, yükleme geri, palet ölçülerinin yanlış verildiğini 11 kap ürün yerine 13 kap ürünün teslimi mevzusundaki durumu davacı yetkililerine 08/05/2017 tarihli mail yazışması ile ilettiğini, davalı tarafından 08/05/2017 saat 12:45’de davacı firmaya emtiaların istiflenemez durumda olduğu bilgisi verildiğini, bu mail ekinde gönderilen fotoğrafların iş bu davaya konu edilen hasarlı emtia fotoğrafları ile aynı olduğunu, hasarın boşaltma ya da taşıma esnasında değil yükleme esnasında zaten mevcut olduğunu taşımanın yapılmasının davacı firma yetkilisi tarafından talimat ile bildirildiğini ve bu talimat doğrultusunda hizmet verildiğini, davacı ve dava dışı … firmalarına dair birikmiş fatura tutarlarının ödenmesi yönünde ihtar yapılırken bir kez daha davacı firmanın kesmiş olduğu … numaralı faturanın kabul edilmediğinin faturaya itiraza dair yazılı beyanının maillerde mevcut olduğunu, davaya konu hasarın tazminat tutarının ödemenin 31/07/2017 tarihinden itibaren avans faizi talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hasar tazminatına yönelik tüm taleplerinin dayanaksız olduğunu, bu nedenlerle davacı alacaklının usul ve yasaya aykırı davasının reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında davacının üst-akdi taşıyıcı, davalının ise fiili alt taşıyıcı sıfatı ile 04/05/2017 tarihli taşıma sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafın, davalı sorumluluğunda gerçekleşen taşıma sırasında meydana gelen hasar sebebi ile ödemek zorunda kaldığı hasar tazminatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı taraf, hasarın yükleme sırasında mevcut olduğunu bu durumun davacıya bildirildiğini iddia etmiş ise de davalının hasar bildiriminde bulunduğuna dair mail ya da belge olmadığı, emtianın istiflenemez olduğunun davalı tarafça bildirilmesi üzerine taraflar arasındaki teklifin revize edildiği, davalının açıkça yükün istiflenemez olduğundan kaynaklı riskleri, alt taşıyıcı kullanma yasağı ve aktarma yapmasının yol açacağı zararları üstlendiği, 04/05/2017 tarihinde başlayan taşımanın davalının Hollanda’daki deposuna 08/05/2017 tarihinde ulaştığı ve 08/05/2017 tarihinde hasarın tespit edildiği gözetildiğinde taşımanın ilk aşamasında hasar meydana geldiği değerlendirilmiştir. Bu bağlamda davalının açıkça yazılı sözleşme ile yükün niteliğine uygun taşımayı üstlenmiş olup, CMR m.17/1 gereği taşıma süresince zarardan sorumlu olacağı, davacının CMR hükümlerine göre akdi taşıyıcı sıfatı ile ödediği tazminatı CMR m.37/1-a bendi gereği doğrudan zarardan sorumlu taşıyıcı davalıya rücu edebileceği…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile 10.000,00TL hasar tazminatının ödeme tarihi olan 31/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 17.01.2019 tarihli bilirkişi yemin ve teslim tutanağında ; bilirkişi …’a mail yazışmalarının içinde olduğu USB ‘nin müvekkili adına bizzat kendisince teslim edildiğinin yazılı olduğunu, ancak ne dosyaya kendilerince cevap dilekçesi ekinde sunulan mail yazışmalarının ne de beyanları somutlaştıran bu yazışmaların bulunduğu USB kaydının incelendiğini, bilirkişi raporunun dosyaya ibrazına müteakip sunulan delillerin bulunduğu USB dosyaya bilirkişi tarafından iade edilmediğini, USB içeriğinde bulunan davacı-davalı mail yazışmaları rapora konu edilmediği gibi incelenmediğini, “dosya içeriğinde mail yazışmasına rastlanmadığı” şeklinde bir değerlendirme yapıldığını, delil olarak dosyaya USB ile ibraz edilen mail yazışmalarının bilirkişi tarafından teslim alınmasına rağmen rapor hazırlandıktan sonra dosyaya iade edilmediğini ve ek bilirkişi raporunun da mevcut dosya içeriğine göre hazırlandığını, Müvekkili firma yetkililerince emtianın “istiflenemez” durumda olduğu bu şekilde taşıma hizmetinin verilmesi halinde sorumluluk kabul edilmeyeceği bilgisinin verildiği mail yazışmalarından görüleceğini, taşımanın yapılması davacı firma yetkilisi tarafından talimat ile bildirildiğini ve bu talimat doğrultusunda hizmet verildiğini (Davacı firma yetkilisi … tarafından müvekkil firmaya gönderilen 10/05/2017 saat 9.13P.M. Mail yazışması), aracın seyri sırasında hiçbir sorun yaşanmadığını ve başka hiçbir yükte hasar/ziyan olmadığını, sadece davacıya ait emtianın taşıyıcı kaynaklı bir hasara uğradığının böyle bir durumda kabulünün hayattın olağan akışına aykırı olduğunu, antrepo yetkilileri tarafından rapor tutması, hasarlı emtia tespiti halinde sorumluluğunun doğmaması için TTK ilgili kanun maddeleri gereği olduğunu, raporun, zaten malların antrepoya konulduğundaki durumunu içerdiğini, emtianın taşıma öncesi hasarlı olduğuna dair resimler eklenerek davacıya mail atıldığını, bilirkişi …’a 17.01.2019 tarihinde teslim edilen ve içeriği tutanakta geçen USB de bulunan mail yazışmalarının ekindeki fotoğraflarda görüldüğünü, davacı firma yetkilisi tarafından gönderilen 10.05.2017 saat 9.13A.M. Tarihli mailde “malların istiflenebilecek kadar istiflenmesi” tüm sorumluluğun taraflarına ait olacağına dair talimat gönderildiğini ve iş bu talimata binaen hizmet verildiğini, hasarın davalı müvekkili firmanın taşıma hizmetinden kaynaklı olmadığını, malların da zarar doğacağı ve zaten mevcut hasara ilişkin davacıya yapılmış bildirimler tüm mail yazışmalarında mevcut olduğunu, (Tarih 9/06/2017 saat 12.10 ve 12.39 P.M. mail yazışmaları) CMR Konvansiyonu madde 17/1ve TTK madde 875/1 taşıma esnasında hizmetin verilmesine ilişkin olduğunu, müvekkili firmanın; emtianın hasarlı ve kötü durumda olduğuna yönelik bilgilendirmeyi davacıya yaptığını, yükleme öncesi verilen bu bilgi ve sonrasında davacı firmadan alınan yükleme ve taşıma hizmetinin verilmesi talimatı doğrultusunda hizmet verildiğini, doğabilecek tüm zararların davalı müvekkili tarafından davacıya ihtar edildiğini, iş bu ihtara rağmen taşıma gerçekleştiği takdirde sorumluluk alınmayacağının da bildirildiğini, müvekkili firmanın hasarın tazminine yönelik bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafından, müvekkili firmaya kesilen hasarın tazmin faturasına süresi içerisinde yazılı olarak e-mail aracılığı ile itiraz edildiğini, Bilirkişi raporlarına itirazlarında da açıkça belirttikleri üzere; hasarın 04.05.2017 tarihinde … plakalı araç ile başlayan taşımanın ilk aşamasında oluştuğuna dair tespitin nasıl yapıldığının anlaşılamadığını, zira iş bu hasarın oluşmasında davalı müvekkili firmanın gerekli özeni göstermediği ve bu sebeple zararın doğduğuna dair somut bir delil/ tutanak ya da fotoğraf dosyaya sunulamadığını, antrepo yetkilileri tarafından rapor tutulması, hasarlı emtia tespiti halinde sorumluluğunun doğmaması için TTK ilgili kanun maddeleri gereği olduğunu, raporun, zaten malların antrepoya konulduğundaki durumunu içerdiğini, Müvekkil firma tarafından 22.05.2017 tarihinde verilen hizmet için davacı firmaya fatura kesildiğini, ancak fatura bedelinin uzun bir müddet ödenmediğini, eTTK’nın 23/2 ve TTK’nın 21/2 maddesinde faturaya itiraz konusu işlenmiş olmasına karşın, faturaya itirazın ne şekilde yapılacağı ile ilgili bir açıklama bulunmadığını, yazılı olarak faturaya itirazın bulunmasının yeterli olup taraflar arası hizmete dair tüm aşamaların e-mail aracılığı ile yapıldığının sabit olduğunu, Aynı zamanda faturanın 25.11.2017 tarihinde kargo ile davacı tarafa gönderildiğini, ancak davacı firmanın adres değişikliği yaptığı ve yeni adresini bildirmediği için faturanın kargo firması tarafından “iade” edildiğini, faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı taktirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğacağı, bu durumdan, faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabul edildiğinin anlaşılmaz olduğu, uyuşmazlık halinde, işin yapılmış olduğunun kanıtlanması gerektiği, ayrıca, davalıya tebliğ edilmiş olan fatura içeriğinin kesinleşmesinin söz konusu olamayacağı, faturanın deftere kaydı taşımanın gerçekleştiğine yalnızca karine teşkil edeceğini, bu karinenin aksinin ispatı her zaman olanaklı olacağı yönündeki Yargıtay kararının da ekli olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 05.05.2005 E. 2004/7832 K. 2005/4738 ) Davaya konu hasar tazminat tutarı ödemenin 31.07.2017 tarihinden itibaren avans faizi talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hasar tazminatına yönelik tüm taleplerin dayanıksız olduğunu, dava dışı … firmasına, davacının kendi yükümlülüğünden doğan borcunu 31.07.2017 tarihinde ödemiş olduğunun belirtildiğini, müvekkili açısından iş bu tarihte doğan bir borç bulunmadığını, temürrüt gerçekleşmediğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, CMR hükümlerine tabi yurt dışı karayolu taşıması sırasında emtiada meydana gelen hasar tutarını ödeyen akdi taşıyıcının, ödediği hasar tutarını fiili taşıyıcı davalıdan rucuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taşıma konusunda taraflar arasında 04.05.2017 tarihli sözleşme imzalandığı ihtilafsızdır. Taşıma bu sözleşme kapsamında icra edilmiştir. Sözleşmeye göre taşıma İngiltere- İzmir Gümrük arasını kapsayan ve CMR hükümlerine tabi taşımadır. Davalı taşıyan CMR konvansiyonunun 17/1 maddesi uyarınca , yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Sunulu deliller ve bilirkişi rapor içeriklerine göre İngiltere’ den davalı sorumluluğunda teslim alınan mobilya emtiası istife elverişli olmayan araçla taşınmış, davalının alt taşıyıcı kullanma yasağı ve aktarma yapmasının yol açacağı zararları açıkça sözlemeyle üstlendiği anlaşılmıştır. 04.05.2017 tarihinde başlayan taşımanın davalının Hollanda’ daki antreposuna 08.05.2017 tarihinde ulaştığı ve hasarın burada tespit edildiği gözetildiğinde, taşımanın bu ilk safhasında hasarın meydana geldiği, davalının açıkça sözleşmede yükleme-aktarma -yükün niteliğine uygun taşımayı üstlendiği kabulü ile sonuca gidilmesi isabetlidir. Davalının dosyaya delil olarak sunduğu mail yazışmalarının, davacı tarafından da dosyaya sunulduğu, davalının taşınan emtianın istife uygun olmadığı ve hasarlı olduğuna dair sunduğu ve buna göre hasardan sorumlu tutulamayacağına ilişkin maillerin, Hollanda antreposuna malların indirilmesi akabinde ve 08.05.2017 tarihi ve sonrasına ilişkin mailler olduğu, oysa taşımanın ilk ayağının 04.5.2017 tarihinde başlayıp İngiltere- Hollanda arasında gerçekleştiği, taşımanın başladığı 04.05.2017 tarihinde ve taşıma başlamadan davalının malların istife uygun olmadığı ya da zaten hasarlı olduğuna dair çekince bildiren mail yada delilinin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı yanca sunulan maillerin bilirkişilerce incelenmeksizin sonuca gidildiği yönünde istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Öte yandan, CMR Konvansiyonu’nun 27/1 madde ve fıkrasında hak sahibinin ödeme talebinin yazılı olarak taşıyıcıya gönderildiği tarihten, böyle bir talepte bulunulmamış ise, dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedileceği öngörülmüş olup, somut olayda davacının davalıya göndermiş olduğu Beşiktaş … Noterliğinin 11.07.2017 tarihli … y.no lu ihtarnamesinin dosyaya sunulduğu, noter cevabi müzekkere ekinden 13.07.2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiği uyapta yapılan inceleme ile anlaşılmakla, davacının da kendi ödeme tarihi olan 31.07.2017 tarihinden itibaren faiz talep ettiği anlaşılmakla, davalı vekilinin 31.07.2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru olmadığı yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. İlk derce mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 512,32 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 5-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 21.04.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.