Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2296 E. 2022/1480 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2296
KARAR NO: 2022/1480
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2019
NUMARASI: 2017/599 E. 2019/88 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, temlik eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı (Temlik Eden) vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı … San.ve Tic. AŞ ile müvekkili arasında genel kredi sözleşmesi imzaladığını, diğer davalıların da bu sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşme kapsamında davalı şirkete kredi kullandırıldığını, ancak kredi geri ödemelerinin süresi içinde yapılmaması üzerine 13.07.2016 tarihinde hesabın kat edilerek davalılara noterden kat ihtarnamesi gönderildiğini, kat ihtarnamesinin davalı borçlulara tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalılarca takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, savunmasında özetle; talep edilen alacak miktarının haksız olduğunu, esasa ilişkin savunmaları saklı kalmak üzere takip öncesine ait faiz alacağı ile faiz oranlarının haksız olduğunu, kefaletlerin kanundaki şartları taşımadığını, talebin yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle icra inkar talebinin de haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” … Dava; Genel kredi sözleşmesi nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; temlik eden banka ile davalı … San. ve Tic. AŞ. arasında 06.11.2014 tarihininden başlamak üzere muhtelif tarihlerde muhtelif miktarlarda kredi kullandırıldığı, diğer davalılarında kredi sözleşmesinde müşterek ve müteselsil kefaletlerinin bulunduğu, kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle kredi hesaplarının temlik eden banka tarafından kat edildiği ve davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kredili mevduat hesabı, çek tazmininden ve çek deposundan kaynaklanan 14.955,85-TL’lik nakit alacağın ve 12.900,00-TL çek depo tutarının ödenmesinin talep edildiği; ancak davalıların icra takibine vaki itirazları nedeniyle eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına alınan hüküm kurmaya elverişli bulunan 18.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; Temli eden bankaca kredi alacaklarının tahsili için davalılar hakkında nakit ve gayri nakit alacak toplamı 27.855,85-TL üzerinden icra takibine girişildiği, temlik eden banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda; takip tarihi itibariyle davacı alacağının tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla toplam 17.542,08-TL olduğunun belirlendiği, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmelerde kefillerin çek/nakit depo tutarlarından sorumlu olduğu yönünde açık bir hüküm bulunmadığı belirtilmiş ise de taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 40.1. maddesinde davalı kefillerin çek garanti tutarlarından da sorumlu oldukları yönünde takım bulunduğu, bu sebeple davalı keçisi evinde asıl borçlu ile birlikte çek depo tutarından sorumlu olmaları gerektiği, temlik eden bankanın dosyada sunulu kayıtlarına göre davalı … San. ve Tic. AŞ.’nin asaleten, diğer davalıların da kefaleten borçlu durumda olduğu, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında davalıların itirazlarının kısmen iptali ile, takibin 9.802,08-TL kredili mevduat kaynaklı asıl alacak ve 2.580,00-TL çek tanzim bedeli olmak üzere 12.382,08-TL nakdi alacak ile çek depo bedelinden kaynaklanan gayri nakdi alacak olarak 5.160,00-TL olmak üzere toplam; 17.542,08-TL alacak yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak yönünden kredili mevduat alacağı 9.802,08-TL’ye takip tarihihnden itibaren %30,24 oranında, çek sorumluluk bedeli olan 2.580,00-TL asıl alacak için %40,24 temerrüt faizi uygulanmasına, gayri nakdi alacak olarak çek depo bedeli tutarı 5.160,00-TL alacağın davacı banka nezdinde gelir getirmeyen hesapta depo edilmesine karar vermek gerekmiş, koşulları oluştuğundan davacı taraf lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, buna ilişkin davanın kısmen kabulüyle kısmen reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. … ” gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalıların itirazlarının kısmen iptali ile takibin 9.802,08 TL kredili mevduat kaynaklı asıl alacak ve 2.580,00 TL çek tanzim bedeli olmak üzere 12.382,08 TL nakdi alacak ile çek depo bedelinden kaynaklanan gayri nakdi alacak olarak 5.160,00 TL olmak üzere toplam 17.542,08 TL alacak yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kredili mevduat alacağı 9.802,08 TL’ye takip tarihihnden itibaren %30,24 oranında, çek sorumluluk bedeli olan 2.580,00 TL asıl alacak için %40,24 temerrüt faizi uygulanmasına, gayri nakdi alacak çek depo bedeli tutarı 5.160,00 TL alacağın davacı banka nezdinde gelir getirmeyen hesapta depo edilmesine, nakdi alacağın %20’si üzerinde hesap edilen 2.476,41 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, temlik eden banka vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Temlik eden vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karara esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, mükerrer alacak talebi olduğunu tespit ettiğini, ancak dosyaya sunulan hesap hareketleri ve çek koçanı detay bilgilerinden müvekkilinin alacağının dava değerini doğruladığını, davanın tüm alacak miktarı üzerinden kabulü gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiş, daha sonra sunmuş olduğu 10/10/2019 tarihli dilekçesinde, temlik sözleşmesinin 5.maddesiyle gayri nakit alacaklara ilişkin risklerin müvekkili banka üzerinde bırakıldığını, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın talep edilen tüm gayri nakit alacak talebi üzerinden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine, davalılarca yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, temlik eden vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı temlik eden banka vekili her ne kadar istinaf dilekçesinde tüm alacak kalemleri yönünden davanın kabulü hükmü kurulması gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiş ise de; dava açıldıktan sonra davacı temlik eden banka ile temlik alan … AŞ arasında imzalanan 27.12.2017 tarihli düzenleme şeklindeki alacak satış ve devir sözleşmesi ile dava konusu alacağın temlik alana devredildiği, devir sözleşmesinin 5.maddesi ile bankanın alacaklarını gayri nakit alacaklar hariç diğer alacakları devrettiğinden temlik eden bankanın her hangi bir alacağının kalmadığının hüküm altına alındığı, bu hüküm uyarınca davacı temlik eden bankanın eldeki davada sadece gayri nakit alacaklar yönünden davacı sıfatının devam ettiği, bu yönden kararı istinaf etme hakkının bulunduğu görülmektedir. Nitekim temlik eden vekili daha sonra sunmuş olduğu 10.10.2019 tarihli beyan dilekçesi ile gayrinakit alacaklar yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Bu nedenle istinaf incelemesi, istinaf edenin sıfatına göre sadece gayri nakit alacak niteliğinde olan çek depo bedeli yönünden yapılacaktır. Dosya içeriğinde bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı-temlik eden tarafından davalılar ile dava dışı … Ltd. Şti.aleyhine 20/07/2014 tarihinde 12.333,81 TL kredi alacağı, 2.580,00 TL çek tazmin bedeli, bunlara işleyen faiz ile birlikte toplam14.955,85 TL nakit alacak ve 12.900,00 TL çek depo bedeli kadar gayri nakdi alacak olmak üzere toplam 27.855,85 TL’nin, asıl alacağa işleyecek faizi ile birlikte tahsili için ilâmsız icra takibi başlatıldığı, davalılar (borçlular) vekilinin davalı … .. AŞ adına 04.08.2016 tarihinde, diğer davalılar adına 03.08.2016 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Ödeme emrinin davalı-borçlulara tebliğ evrakının dosyada bulunmaması üzerine Dairemizce icra müdürlüğüne yazılan yazıya verilen 03.11.2022 tarihli cevabi yazı ile, tebliğ evrakının bulunamadığı bildirilmiş, bu nedenle ödeme emrinin tebliğ tarihi ve itirazın süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edilememiş ise de; bu konuda bir uyuşmazlığın bulunmaması, tebliğ evraklarının bulunamaması sebebiyle itirazların süresinde olmadığı yönünde bir kabulün söz konusu olamayacağı, bu durumun davalılar lehine yorumlanması gerektiği nazara alınarak borçluların itirazı süresinde kabul edilmiştir. Davacı temlik eden, genel kredi sözleşmesinden doğan borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve müteselsil kefiller olan davalılar aleyhine başlattığı icra takibine itiraz edilmesi üzerine eldeki davayı açmış olup dosya kapsamına göre, davacı ile davalı … San. Ve Tic. AŞ (Yeni Unvan: … San. Tic.AŞ) arasında 22.07.2014 tarihli ve 31.08.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların da sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmenin el yazısıyla, miktar belirtilerek imzalandığı, davalı …’ün eş rızasının bulunduğu, …’ın asıl borçlu şirketin tek pay sahibi olduğu, 11.07.2016 tarihli genel kurulda asıl borçlu şirketin unvan değişikliği ile … San. Tic. AŞ olduğu, genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı şirketin kullandığı kredi taksitlerinin geri ödeme süresi içinde ödenmemesi üzerine davacı tarafından 13.07.2016 tarihinde kredi kat edilerek Bakırköy … Noterliğinin 13.07.2016 tarihli ve … yevmiyeli ihtarnamesinin davalı borçlulara gönderildiği, ihtarın tüm borçlulara 18.07.2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Temlik eden banka tarafından, davalı asıl borçlunun genel kredi sözleşmesi ve çek taahhütnamesine istinaden asıl borçlu şirkete çek hesabı açılarak çek karnelerinin teslim edildiği, bu kapsamda 12.333,81 TL kredi alacağı, 2.580,00 TL çek tazmin bedeli ve 12.900,00 TL çek depo bedeli kadar gayri nakdi alacak talep edildiği, mahkemece hükme esas alınan ve Dairemizce de denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı temlik eden bankanın, asıl borçlu tarafından kendisine iade edilmemiş 4 adet çeke karşılık 5.160,00 TL çek depo bedeli alacağı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki 22.07.2014 tarihli sözleşmenin G/47 maddesinde, 31.08.2015 tarihli sözleşmenin de G-48 maddesinde banka kayıtlarının delil kabul edildiği, bilirkişi tarafından banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlendiği nazara alındığında temlik eden banka vekilinin çek depo bedelinin daha fazla olduğu yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup temlik eden vekilince ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, temlik eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Temlik eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacı-temlik edenden tahsili ile Hazineye gelir kaydına,4-Temlik eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10.11.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.