Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2292 E. 2019/1524 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2292
KARAR NO : 2019/1524
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/872 Esas
KARAR TARİHİ: 20/05/2019
İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN
TALEP: İhtiyati Tedbir
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kemalpaşa’da zirai maddeler ve makinalar alım satım işiyle uğraştığını, davalı taraf ile 150.000 TL değerinde zirai makine satın almak üzere anlaştıklarını, toplamda 150.000 TL olacak şekilde 6 adet senedi teslim fişiyle davalıya teslim ettiğini, davacı tarafın senetleri teslim almasına rağmen hiçbir malı müvekkile teslim etmediğini belirterek, İİK gereği tedbir kararı verilerek açılacak takiplerin durdurulmasına, devamında davalarının kabulü ile müvekkilinin davalı alacaklıya verdiği ve henüz ödenmemiş olan toplamda dört adet bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 20/05/2019 tarihli ara kararla; “…HMK’nın 389. Maddesinde meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir.
Somut olayda dava konusu uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi ve mevcut delil durumu dikkate alındığında davanın yaklaşık olarak ispat edildiği yönünde mahkememizde yeterli kanaat oluşmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının dava konusu senetleri teslim fişiyle almasına rağmen hiçbir malı teslim etmediğinden senetlerin bedelsiz kaldığını, ayrıca, müvekkili tarafından vadesi gelen ilk iki senedin bedeli olan 45.000 TL’nin davalıya ödenmediğini, halen davalı elinde müvekkile ait 105.000 TL değerinde senet mevcut olup bunların kötü niyetli olarak başka kişilere ciro edilmesi ve müvekkilin zarara uğraması ihtimali bulunduğundan, dava devam ederken senetlerin ciro yoluyla el değiştirerek müvekkile karşı icra takibi yapılması tehlikesi bulunduğunu, mahkemeden İİK’nın 72/2. maddesi uyarınca, teminat karşılığında icra takibinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir talep edildiğini, mahkemece her defasında HMK’nın 389/1. maddesi gerekçe gösterilerek ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini, öncelikle HMK’nın 389/1. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” denildiğini, davaya konu 01/09/2018 vadeli 25.000 TL, 30/09/2018 vadeli 25.000 TL, 30/11/2018 vadeli 30.000 TL’lik senetlerin … Bankasına ciro edilmiş olup Banka tarafından senetler icra takibine konulmuş durumda olduğunu, mahkemede görülmekte olan davalarının kabul edilmesi durumunda şu anda yapılmakta olan ve yapılması ihtimali bulunan takipler sebebiyle zarara uğrayacağının açık olduğunu, ayrıca İİK’nın 72/2. maddesinde “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek tazminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” denilerek, icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini özel olarak düzenlediğini, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davasıdır. Davacı yanca, davalı ile aralarındaki makine alım satım ilişkisi karşılığında verildiği ileri sürülen bonolardan ötürü davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemli açılan dava içinde İİK’nın 72. maddesi uyarınca talep edilen ihtiyati tedbirin reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava içinde istenilen ihtiyati tedbirin farklı aşamalarda reddine karar verildiği, son olarak davacı vekilince 02.05.2019 tarihli duruşmada yinelenen ihtiyati tedbir talebinin istinafa konu 20.05.2019 tarihli ara karar ile reddedildiği, davacı vekilince bu ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.Davacı vekilince 02.05.2019 tarihli duruşmada müvekkili hakkında dava konusu bonolara ilişkin olarak başlatılan takiplerin İİK’nın 72/2. maddesi uyarınca durdurulması yönünde tedbir talep edilmiştir. Yine dosya kapsamında davacı vekilinin 16.05.2019 tarihli dilekçesinde dava konusu 01.09.2018 vade tarihli ve 30.09.2018 vade tarihli bonoların davalı tarafından … Bankasına ciro edilerek verildiği ve Banka tarafından takibe konulduğu, yine dava konusu 31.11.2018 vadeli 30.000 TL tutarlı bononun da yine davalı yanca … Bankası’na ciro yoluyla verilip icra takibine konu edildiği açıklanmıştır. Buna göre dava konusu olup, 02.05.2019 tarihli oturumda tedbir talebine konu bonoların alacaklısının ve takibe koyanın dava dışı … Bankası olduğu davacı vekili beyanıyla anlaşılmakla, dava dışı bankanın işbu davada taraf olmadığı da dikkate alındığında, tedbir isteminin reddine dair ara kararı isabetli olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28/11/2019