Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2256 E. 2022/951 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2256
KARAR NO: 2022/951
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2017/1302 E. 2019/578 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Kredi Sözleşmesi)
Taraflar arasındaki ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; dava dışı … San.ve Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili banka arasında 10/05/2013 tarihinde 250.000,00 TL limitli ve 11/10/2013 tarihinde 250.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmelerine istinaden şirket lehine kredi açıldığını ve kredinin kullandırıldığını, yine 10/05/2013 tarihli GKS’ye istinaden ise …Hesabı açıldığını, davalı borçlunun kullandırılan kredilere müteselsil kefil olmayı kabul ve taahhüt ettiğini, banka ile kefiller arasında ek protokoller akdedildiğini, müvekkilinin edimini ifa ettiğini, ancak davalının taahhütlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine Beyoğlu … Noterliğinin 02/06/2017 tarih ve…yevmiye nolu ihtarı ile asıl borçlu şirket ile müteselsil kefil … ‘in hesabının kat edildiğini, borcun muaccel hale geldiğini, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi, davalı kefil hakkında ise İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu belgelere göre müvekkili bankanın kötü niyetli olmadığının anlaşılacağını, davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin kabul edilmesi halinde sebepsiz zenginleşmeye sebep olunacağını, davalı kefilin 10/10/2017 tarihinde icra takibinin tamamına itiraz ettiğini, borcun sabit olduğunu, sözleşme ile faiz, gider vergisi ve ihtarname masrafının peşinen kabul edildiğini beyanla, davalı borçlunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına 29.287,49 TL asıl alacak, 1.670,56 TL işlemiş faiz, 83,46 TL BSMV, 48.185,33 TL asıl alacak 2.332,32 TL işlemiş faiz, 116,61 TL BSMV 585,75 TL masraf olmak üzere 82.261,52 TL üzerinden iptaline, 29.287,49 TL tutarındaki asıl alacağa 01/08/2017 tarihinden itibaren % 33,12 temerrüd faizi ve % 5 BSMV ‘si üzerinden takibin devamına, 45.185,33 TL tutarındaki asıl alacağa 01/08/2017 tarihinden itibaren işlemiş % 28,08 temerrüt faizi ve % 5 BSMV ‘si üzerinden takibin devamına, 4.230,00 gayrinakit alacağın depo edilmesine, gayrinakit alacağın nakit alacağa dönüşmesi halinde bu tarihten itibaren alacağa işleyecek yıllık %33,12 temerrüt faizi ile % 5 gider vergisi ile birlikte ödenmesine ve itirazın iptaline, likit olan alacak nedeniyle % … ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle: müvekkilinin, dava dışı … ‘nin çalışanı iken dava dışı … ‘in kurduğu … Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne binde bir hisse ile iradesi fesada uğratılarak ortak edildiğini, müvekkilinin şirkete ortak olmaması halinde işinden olacağını bildiği için istemeyerek imza attığını, şirket kurulduktan sonra davalı müvekkilinin işçi statüsünün devam ettiğini, SGK prim borçlarının dava dışı … tarafından ödendiğini, maaşının elden verildiğini, şirketin kârından veyahut gelirinden hiçbir zaman yararlanmadığını, dava konusu kefalet sözleşmelerine de icra emrinin 06/10/2017 tarihinde tebliğ olunması ile müvekkilinin vakıf olduğunu, dava dışı… ‘in müvekkilinden bazı evraklara imza atmasını istediğini, banka görevlisinin gerekli bilgilendirmeyi yapmadığını, bu nedenlerle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müvekkiline tebliğ olunan sözleşme metninde sadece müteselsil ifadesinin el yazısıyla yazdırıldığının görüldüğünü, sözleşmede yer alan müteselsil, 250.000,00 TL, 11/10/2013,500 TL 10/03/2014, 10/05/2013 ve 17/06/2016 kelime, miktar ve tarihlerin müvekkilinin elinin ürünü olmadığını, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamayacağını, davacı bankanın dava dilekçesinde rehnin paraya çevrilmediğini ikrar ettiğini, ihbar koşulu gerçekleşmeden temerrüt faizinden sorumlu olunamayacağını, kanuna uygun faizin hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin icra takibi ve dava konusu masraflardan sorumlu olmadığını, çek bedelleri konusundan bir zararın bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, 09/05/2019 havale tarihli cevap dilekçesinin ıslahı dilekçesinde özetle: davacı bankanın sözleşmelerdeki ifadelerin müvekkilinin elinden çıkamadığını bilebilecek durumda olduğunu ve bu nedenlerle takipte haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddine, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince takip konusu alacağın % 40 ‘ından aşağı olmamak üzere müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…toplanan/ sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, kredi sözleşmesi ve ekleri, kefalet sözleşmesi, hesap kat ihtarı, imza incelemesine esas celbedilen belge asılları, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka tarafından dava dışı … Ltd.Şti.’ye Genel Kredi Sözleşmeleri kapsamında kullandırılan kredilere … ‘e atfen kefil imzası alındığı, davalı tarafın kefalet sözleşmesindeki imza ve yazıların inkar etmesi üzerine 10/05/2013 ve 11/10/2013 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi asılları ile davalının imza örneklerinin bulunduğu kurumlardan belge asılları da celbedilerek davalının imza ve yazı örnekleri talimat yolu ile temin edildikten sonra grafoloji uzmanından alınan bilirkişi raporuna göre … Bankası ‘nın 10/05/2013 ve 11/10/2013 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmelerindeki imzaların … ‘in eli ürünü olduğu, buna karşın anılan sözleşmelerdeki el yazılarının … ‘in eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davaya konu kredi sözleşmeleri tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK.nun 583 ‘üncü maddesine göre kefilin sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil ibaresinin kefilin el yazısı ile yazılması gerektiği, bu hususun kefalet sözleşmesi yönünden geçerlilik şartı olduğu, davaya konu kredi sözleşmelerindeki kefalete ilişkin yazıların davalının eli ürünü olmaması nedeniyle davalı … yönünden kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu ve mahkememizde görülen davaya konu takip dayanağı kredi alacağından dolayı davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, bu nedenle davalı hakkındaki takibin haksız ve yersiz olduğu, davalı tarafça cevap dilekçesi ıslah edilerek haksız icra nedeniyle kötü niyet tazminatı talep edildiği, davacı bankanın basiretli bir iş adamı gibi davranmak suretiyle kefile atfen yazı örneklerinin davalıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmasına rağmen davalı hakkında icra takibine girişmesinde kötü niyetli olduğu, bu nedenle davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin şartlarının oluştuğu, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle; davanın reddine ve davalı yaranın kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkili banka tarafından dava dışı şirket ile imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmelerinde müteselsil kefalete ilişkin usuli işlemlerde eksiklik yapılınca kefalete ilişkin ek protokol yapıldığını, dava dilekçesinin ekinde de yer alan dava konusu genel kredi ve teminat sözleşmeleri için alınan “kefalete ilişkin ek protokol” isimli belgenin, bilirkişi tarafından inceleme konusu yapılmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının ve dosya kapsamındaki en önemli delilleri niteliğindeki bahsi geçen belgenin dikkate alınmadığını, bu şekilde davalının imza ve el yazısı üzerindeki grafolojik incelemenin eksik yapıldığını, Dava dışı asıl borçlu şirketin kredi sözleşmelerindeki edimlerini gereği gibi ifa etmediği nazara alındığında, müvekkili bankanın asıl mağduriyete uğrayan taraf olduğunun açık olduğunu, soyut ve eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu hükme esas alınmasına rağmen bir de müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağının davalı kefilden tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya konu genel kredi ve teminat sözleşmesinin taraflarının dava dışı İmece Sıhhi ve Isı Tesisatı… ve davacı banka olduğu, sözleşmenin 250.000 TL kredi limiti dahilinde yapıldığı, sözleşmenin tarihinin 11.10.2013 olduğu, davalı …’in sözleşmeyi 250.000 limit ile müteselsil kefil olarak imzaladığı, sözleşme ve kefalet tarihinin 11.10.2013 olduğu, 10.03.2014 tarihinde …’in 250.000 TL tutarlı kefalet limitini arttırarak 500.000 TL limite çıkarmış olduğuna ilişkin beyanının bulunduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde kefalete ilişkin ek protokol bulunmakla; bu protokol, söz konusu 10.05.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinin eki niteliğindedir. Beyoğlu … Noterliğinin 02.06.2017 tarihli … numaralı ihtarnamesinde dava konusu kredi ilişkisine dair hesabın kat edildiği, ihtar edenin … muhatapların İmece…Şirketi, … ve … oldukları görülmektedir. Söz konusu ihtarnamenin tarafların hiçbirisinin adresine tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Ancak asıl borçlu için davaya esas kredi sözleşmesinde belirtilen adrese tebligat çıkartılmıştır. İİK’nın 68/b maddesi uyarınca Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır. Dolayısıyla somut olayda davalıyı takip koşulları oluşmuştur. İstanbul Anadolu …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacaklının … Bankası, borçluların …, … oldukları, takibe konu nakit toplamın 82.261,52 TL, gayri nakit toplamın ise 4.230 TL şeklinde gösterildiği, böylece 86.491,52 TL toplam alacağın takibe konu edildiği, kat ihtarında ise 31.05.2017 tarihi itibariyle toplam 76.190,54 TL borcun ödenmesinin istenildiği görülmüştür. Dosya davalısı …’in vekilinin icra takibinin tamamına itiraz etmiş olduğuna ilişin icra dosyasına dilekçe sunmuş olduğu görülmüştür. Davalı … vekili dava dilekçesine karşı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde müvekkilinin istemi dışında dava dışı …’nin kurduğu İmece… Şirketi’ne iradesi feshada uğratılmak suretiyle ortak edildiğini, işinden olacağı düşüncesiyle bazı belgelere imza atmak durumunda kaldığını, dava konusu kefalet sözleşmesine de tarafına ödeme emriyle vakıf olduğunu, esasen müvekkilinin kefil olmak şeklinde bir iradesinin bulunmadığını öne sürmüştür.Davalı vekili yargılama aşamasında 09.05.2019 tarihli dilekçesi ile davacı bankanın icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu yargılamayla ortaya çıktığından tamamen kötü niyetle dava açan davacı banka hakkında kötü niyet tazminatı hükmedilmesi ve aleyhine yargılama giderleri hükmedilmesi yönünden cevap dilekçesini ıslah ettiğine ilişkin beyanda bulunmuştur.Yargılama aşamasında alınan 16.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda; 10.05.2013 ve 11.10.2013 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmelerindeki imzaların … eli ürünü olduğu ancak söz konusu sözleşmelerdeki bedele, tarihe müteselsilen kefalete ilişkin el yazılarının …’in eli ürünü olmadığı yönünde rapor verilmiştir. Davacı vekili tarafından az yukarıda bahsi geçen bilirkişi raporuna karşı verilen itiraz dilekçesinde; heyet halinde çalışan Adli Tıp Kurumundan rapor alınmayarak, eksik inceleme ile sonuca ulaşıldığı sebepleriyle itiraz edilmiştir. Somut olayda , taraflar arasındaki kredi sözleşmelerinin ve kefalet protokollerinin tümü değerlendirmeye tabi tutulmaksızın ; tek bir grafolog bilirkişinin hazırlamış olduğu sınırlı sayıdaki belge üzerinde yapılan inceleme neticesi düzenlenmiş rapora dayalı olarak, davacının rapora itirazları giderilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; ihtilafa esas dosya içerisindeki 17.06.2016 tarihli ek protokol ile birlikte dosyada bulunmayan taraflar arasındaki tüm sözleşme ve kefalet beyanını içeren protokol ve belge asıllarının da celbi sağlanarak; Adli Tıp Kurumunun bu husustaki uzman dairesinden bahsi geçen belgelerin tümü üzerinde değerlendirme yapılması ve mevcut rapora itirazların irdelenmesi suretiyle yeniden rapor alınması yönünde ara karar oluşturularak uyuşmazlık çözülmelidir. İlk derece mahkemesinin, uyuşmazlığın çözümü bakımından önemli belgeleri celbetmeden ve yeterli bilirkişi incelemesi yapmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.06.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.