Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2255 E. 2022/954 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2255
KARAR NO: 2022/954
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2018
NUMARASI: 2015/504 E. 2018/879 K.
DAVANIN KONUSU: Emtianın iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davalı … Limited Şirketi yönünden davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkiline ait olan ve ekli irsaliyelerdeki belirtilen tıbbi cihazların tanıtım demosu için … Ltd. Şti’nin adresine müvekkili şirketin temsilcisi … tarafından teslim edildiğini, davalı … çalışanı … tarafından teslim alındığını, söz konusu tıbbi cihazların tanıtım amacı ile …’a teslim edildiğini ve 01/04/2015 tarihinde davalı tarafça müvekkiline teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, cihazlar tanıtım amacıyla gönderildiğinden fatura düzenlenmediğini ve herhangi bir ödemesinin de alınmadığını, tıbbi cihazların iade edilmemesi nedeniyle davalılara ihtarname tebliğ edildiğini, buna rağmen cihazların iade edilmediğini belirterek, öncelikle tıbbi cihazların müvekkiline iadesine, olmadığı takdirde dava konusu cihazların bedeli olan 29.845,00 USD’ nin, cihazların davalılara teslim tarihi olan 20/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, savunmasında özetle; müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki olmadığını, müvekkilinin diğer davalı ile arasında satış sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme konusu tıbbi cihazların bedeli olarak 270.000,00 TL tutarında anlaşmaya varıldığını, bu bedelden ödenmeyen 30.000,00 TL bakiyenin kaldığını, diğer davalının ürünlerinin bir çoğunu teslim etmediğini, … isimli kişiye teslim belgelerinin müvekkilinden habersiz imzalatıldığını, davacı taraf ile … arasında düzenlendiği iddia edilen 20/02/2015 tarihli sevk irsaliyesine müvekkili şirket tarafından iade yapılacağına ilişkin ibarenin sonradan yazıldığını, sevk irsaliyesinin aslını sunduklarını, dava konusu tıbbi cihazlara ilişkin davacı tarafça … firması adına kesilmiş faturalar bulunduğunu, davacının diğer davalıya vermiş olduğu tıbbi cihazların bedelinin tahsil edilememesi nedeniyle usülsüz belge tanzim ederek bu ürünlerin bedelini müvekkilinden talep ettiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Davalı … Dış Tic. Ltd. Şti; usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacının cari hesapları üzerinde yapılan incelemede davalı …’a ait cari hesap kayıtlarının yer almadığı, diğer davalı … ile ticari ilişkinin bulunduğu ve buna dair cari hesabın defterlerinde olduğu, davalı …’nin 2015 yılı BA formunda davacıdan 6 adet fatura karşılığı, 61.312,00 TL tutarında alım yaptığı, davacının da BS formunda aynı tutarlı satışın bildirimin yapıldığı, davalı …’nin 2015 yılı BS formunda davalı …’a 3 adet fatura karşılığı 344.440,00 TL tutarında satış yapıldığı, davalı …’ın 2015 yılı BS formunda davalı …’den 330.550,00 TL’lik alım yapıldığının bildirildiği, davalı … ile davacı arasında herhangi bir alım ve satım işleminin BA ve BS formlarında yer almadığının tespit edildiği, davacı tarafından sunulan 20/02/2015 tarihli, 2 adet … ve … no’lu sevk irsaliyesinde sipariş veren görünümünde …’nin adının yer aldığı, gönderilmesi istenilen bölümde ise … şirketinin yer aldığı, davacı adına … tarafından teslim edildiği, davalı … adına … tarafından kaşe ve imzalı olarak teslim alındığı, …’a ait herhangi bir kaşe ve imzanın bulunmadığı, davacı tarafça sunulan 20/02/2015 tarihli, 4 adet teslim tutanağının 3 adedinde davalı … çalışanı …’a ait imza bulunduğu, şirket kaşesinin yer almadığı, davalı tarafından sunulan 20/02/2015 tarihli sevk irsaliyelerinin nüshalarında davacı yan tarafından sunulan nüshalarda yazılı demo amacıyla sunulan ürünlerin … tarafından iade edileceğine ilişkin ibarenin yer almadığı yapılan bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiş olup, davacı ile davalı … arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, dava konusu tıbbi cihazların davacı tarafından diğer davalı … adına teslimatlarının yapıldığı, … tarafından diğer davalı …’a kesilen faturalardaki ürün açıklamaları ile davacının iadesini istediği ürünleri aynı ya da benzer olduğu anlaşıldığından yine taraflarca sunulan BA ve BS formlarının incelenmesinde de davacı ile davalı … arasında faturaya konu ürünlerin alım satımlarının bildirildiği, … ile … arasında da alım satımların bildirildiği, davalı … tarafından sunulan sevk irsaliyesi örneğinde de, malların demo olarak teslim alındığına ilişkin ibarenin yer almadığı, kaldı ki, dava konusu malları …’a satılması amacıyla … firmasına satıldığı, teslimin …’a yapılmış olsa dahi, satım ilişkisinin bedellerinin ödenmesi ya da iadesine ilişkin talebin sözleşmenin tarafları arasında ileri sürülebileceği anlaşıldığından … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden taleple bağlı kalınarak bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davalı … yönünden davanın kabulü ile 28.845,00 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince uygulanacak faiziyle birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhindeki davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve demo amaçlı yapılan teslimlerde ticari teamüller gereği teslim edilen ürünlerin teslim alan … çalışanları … ve … ’e eğitiminin de verildiğini, söz konusu cihazların davalı … çalışanı baş hemşire … ve …’a teslim edildiğini, teslim tutanağında ilgili şahsın imzasının olduğunu, akabinde de yine ilgili cihazlar için davalı … çalışanı … ve …’e demo ürünlerle ilgili eğitim verildiğini, Davalı … firmasının, müvekkili firma ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, …’ın, dava konusu tıbbi cihazları davalı … firmasından aldığını iddia ettiğini, ancak her ne hikmetse …’den satın aldığını belirttiği ürünlerin eğitimini müvekkil firmadan aldığını, Müvekkilinin, davalı … Firmasına ve dahi diğer davalı … firmasına mal satışı yapmadığını, iki davalı ile de satış işlemi yapılmadığını ve herhangi bir ticari ilişkide de bulunulmadığını, Davalı … firmasının davaya konu tıbbi cihaz ve yedek parçalarını iade etmeyince …’a Beyoğlu … Noterliği 14.04.2015 tarih … yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek ürünlerin iadesinin istendiğini, söz konusu ihtarname davalıya ulaştıktan sonra davalıların kendi aralarında muvazaalı olarak 03.05.2018 tarihli faturayı düzenlediklerini, iş bu faturadan da anlaşılacağı üzere davalılar arasında gerçek bir satış işlemi olmadığını, sadece mahkemeyi yanıltmak amaçlı düzenlenmiş bir faturanın söz konusu olduğunu, Müvekkili firmaya ait BS formları incelendiğinde; iki davalı ile de herhangi bir satış işleminin olmadığının görüleceğini, bu nedenle de … firmasınca sunulan BA formlarında gözüken 61.312 TL tutarındaki sözde alımın gerçekliğinin olmadığını, davalıların kendi aralarında davaya konu ürünlerin iadesinin istendiği ihtarnamenin tebliğinden sonra muvazalı bir sözleşme yaparak, müvekkili firmanın demirbaşlarında kayıtlı olan tıbbi cihazları …’den satın almış gibi göstererek sahte fatura keşide edilmesi suretiyle, … firmasını kurtarmaya çalıştıklarını, Mahkemeye yapmış oldukları itirazlara rağmen öncesinde alınan iki bilirkişi raporuna rağmen hukuka ve hakkaniyete aykırı 12.04.2018 tarihli bilirkişi raporunun mahkemece hükme esas alındığını, son bilirkişi raporu ile önceki bilirkişi raporlarında yapılan tespitlerin birbiriyle çeliştiğini, mahkemece alınan son raporun adeta davalı … şirketini kurtarmak amacını güttüğünü, Dava konusu ürünlerin davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne demo olarak bırakıldığını, irsaliye ve diğer deliller ile bu hususun sabit olduğunu, bu nedenle davacıların müşterek müteselsil sorumluluklarının bahis konusu olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa, davalı … hakkında verdiği davanın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bu davalı hakkındaki kararın kaldırılmasına ve davanın … yönünden de kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, demo (deneme amaçlı) olarak teslim edilen emtia bedelinin ödenmemiş olduğu iddiasına dayalı olarak açılan, öncelikle emtianın iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili talebine ilişkin terditli bir eda davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı … aleyhindeki davanın kabulüne, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhindeki davanın ise reddine karar verilmiş; … hakkında verilmiş olan ret kararına karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 17.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ve davalı …’un ticari defterlerinin incelendiği, her iki tarafın ticari defterinde cari hesap hareketine ilişkin bilgi ve belgelere rastlanmadığı, davacının 20.02.2015 tarihi itibariyle düzenlemiş olduğu … nolu irsaliye ile üzerinde açıkça yazılan demo amaçlı teslim ve siparişi veren taraf olarak da davalı …’ nin yer aldığı, techizatın davalı … adına bahsi geçen … no’lu irsaliye ile teslim edildiği, davalı …’ın demo bilgisinin techizatın teslim edildiği zamanda bulunmadığı iddialarını ileri sürdüğü, davalının belge fotokobisini sunduğu, ancak demo yazısı bulunmadığı iddiası karşısında demo yazısını ihtiva etmeyen orijinal irsaliyenin mevcut olmadığı sebebi ile bilirkişice; teslimin demo kapsamlı olduğu, dolayısıyla davalının davaya konu makine ve ekipmanları iade etmesi, olmadığı taktirde davacının dava tarihindeki talebi doğrultusunda 29.845 USD tutarındaki borçtan sorumlu olması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. 26.10.2016 tarihli bilirkişi raporunun tıp doktoru bilirkişi tarafından hazırlandığı, tıbbi cihazların teslim edildiği tarihteki değerlerinin; kesilecek faturanın para biriminin TL şeklinde olacağı sebebiyle 01.04.2015 tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplama yapıldığı, cihazların toplam değerinin 65.695,50 TL ,01.04.2015 tarihinden itibaren dava açılış tarihi olan 27.05.2015 tarihine kadar işleyecek faiz tutarının ise 907,14 TL olacağı yönünde değerlendirme yapılmıştır. 26.10.2016 tarihli bilirkişi raporunu hazırlayan bilirkişiden alınan 05.06.2017 tarihli ek raporun incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin davaya konu tıbbi cihazların dava tarihi itibariyle değeri konusunda rapor hazırlaması için dosyanın tekrar aynı bilirkişiye tevdi edildiği bilirkişi tarafından 01.04.2015 tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplama yapılarak cihazların toplam değerinin 65.695,50 TL olacağı, 01.04.2015 tarihinden itibaren dava açma tarihi olan 27.05.2015 tarihinine kadar işleyecek faiz tutarının 907,14 TL olacağı yönünde değerlendirme yapılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 12.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı taraf ve davalı …’un ticari defterleri incelenmiş, İstanbul Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkere cevapları irdelenmek sureti ile değerlendirme yapılmıştır. Raporda sonuç olarak; davacı ile davalı … arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davacının dava konusu ürünleri davalı …’a demo olarak sunduğuna ilişkin taraflar arasında imzalanan bir sözleşme olmadığı gibi bu hususta başka bir belgenin bulunmadığı, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen sevk irsaliyeleri ile davalı … tarafından ibraz edilen sevk irsaliyeleri aralarında farklılık olduğu, davalı …’ ın sunduğu sevk irsaliyesinde demo kaydı bulunmadığı, ayrıca davacının iadesini yada bedelini talep ettiği ürünlerle davalı … tarafından davalı …’a satılan ürünlerin aynı ya da benzer olduğuna ilişkin tespitler karşısında davacının sözkonusu emtianın davalıya demo olarak teslim edildiği yönündeki iddiasını ispatlayamadığının kabulünün gerekeceği, davacının, davalı …’tan bu ürünlerin bedelini ya da iadesini isteyemeyeceği, davacıya ait BS formunda davalı … şirketine altı adet fatura karşılığında 61.312,00 TL tutarında satış yapıldığı, davalı … şirketine ait 2015 yılı BA formunda davacı şirketten altı aylık fatura karşılığında 61.312,00 TL alım yapıldığı, davacının davalı … şirketinden dava tarihi itibariyle 30.275,00 USD alacağı olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin, davalı …’a karşı açmış olduğu davanın reddine dair verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuş olduğu, davacı vekilinin, müvekkilinin her iki davalı ile de alım satım ilişkisi içine girmediğini, sadece davalı …’a demo amaçlı emtia teslimi yapmış olduğunu, davalıların muvaazalı işlemler ile kendi aralarında sanki bir satım sözleşmesi varmış gibi hareket ederek müvekkili vasıtası ile bu satım sözleşmesi gereğince davalı …’a mal teslimi yapıldığı iddiasını ileri sürmüştür. Davacı ile davalı … arasında ticari ilişki olduğuna dair BA- BS form bilgileri ile davacının kendi defter kayıt bilgilerinin yer aldığı, davalı …’ın ticari defterlerinde diğer davalı ile ticari satım ilişkisine girmiş olduğu hususunda kayıtların yer aldığı, bu noktada davacı vekilinin iki davalı arasındaki sahte fatura keşide edilmek ve görünürde satım ilişkisi yaratılmak suretiyle müvekkilinin hakkını elde etmesinin önlenmesinin amaçlandığı yönündeki iddiasını ispatlar nitelikte hiç bir delil bulunmadığı; kaldı ki davacının sahte fatura keşide edildiği hususuna ilişkin iddialarının Vergi Usul Kanunu uyarınca vergi kaçakcılığı suçunu oluşturduğu ancak davacının buna ilişkin suç duyurusunda bulunmuş olduğuna ilişkin bir iddia ile bilgi ve belgenin de yer almadığı anlaşılmıştır. Bahsi geçen sebeplerle; davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmektedir. Sektör bilirkişisinin tespitleri de gözetildiğinde, davacı vekilinin davalı …’ye satış yaptığı ve onun yönlendirmesi ile diğer davalıya satışını yaptığı emtiayı teslim ettiğini, davacının emtia teslimi esnasından … personeline emtianın kullanımına ilişkin eğitim vermiş olduğu, davalının ibraz ettiği demo kaydını ihtiva etmeyen irsaliyenin aslının sunulmaması ve ibraz ettiği belgenin fotokobi niteliğinde olmasının, dosya içerisindeki sevk irsaliyelerinin incelenmesi ve davacının iadesini ya da bedelini talep ettiği ürünlerle davalı … tarafından davalı …’a satılan ürünlerin aynı ya da benzer olduğunun tespit edilmesi karşısında bir öneminin bulunmadığı, ayrıca bu tespitin davalı … vekilinin, dava dilekçesine konu edilen ve müvekkiline demo olarak teslim edildiği iddia edilen emtianın esasen diğer davalı ile müvekkili arasındaki satıma konu emtia olduğu yönündeki iddialarını da doğruladığı, dolayısı ile davacının bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu ve ilk rapordan tamamen farklı yöndeki son rapora dayanılarak hukuka aykırı şekilde karar verilmiş olduğu şeklinde davacı vekilinin iddialarına itibar edilmesi mümkün olmadığından, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurularının da reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353 1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.