Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2243 E. 2022/857 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2243
KARAR NO: 2022/857
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2018/890 E. 2019/370 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali-Alacak (Taşıma ilişkisinden kaynaklı)
Taraflar arasındaki terditli olarak açıldığı anlaşılan itirazın iptali olmadığı takdirde alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle;müvekkilinin oyuncak üretimi, ithalatı, ihracaatı, toptan ve perakende satış ve pazarlAmasını Yapan Bir Firma Olduğunu, Müvekkilinin 31.01.2018-04.02.2018 Tarihleri Arasında Nürnberg Almanya’da Spıelwarenmesse 2018 Fuarında Ürünlerini Sergilemek İçin davalı firma ile, ürünlerini ilgili ülkeye götürtmek ve geri getirtmek için sözleşme yaptığını, sözleşmede belirlenen taşıma ücretinin müvekkiline fatura edildiğini, davalının ayrıca, müvekkilinden; fatura ile geçici ihracattan kaynaklı Vergi Bedeli olan 500-Euro ve Depozito Bedeli olarak 470-Euro’yu talep ettiğini, davalının geçici ihracattan kaynaklı Vergi Bedeli olan 500 Euro’ya ve Depozito Bedeli olarak 470-Euro’ya ilişkin olarak taahhütname düzenleyip müvekkiline verdiğini, davalının müvekkili şirketin ürünlerini Türkiye’de teslim aldığını, ilgili ülkeye götürdüğünü ve aynı ürünleri oradan alarak Türkiye’ye geri getirdiğini ve müvekkiline teslim ettiğini, davalının müvekkiline ordino komisyon hizmetini de faturaladığını, müvekkilinin davalıya tüm ödemelerini tam ve muntazaman yaptığını, müvekkilinin, Almanya’ya götürdüğü hiçbir ürünü orada satmadığını, tüm ürünlerini aynen geri getirdiğini, davalının müvekkilinden teminat olarak aldığı, geçici ihracattan kaynaklı vergi bedelini ve depozito bedelini müvekkiline iade etmesi gerekirken iade etmediğini, davalı aleyhinde icra takibi yapıldığını ancak davalının icra takibine haksız olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini, itirazın iptali davalarının kabul görmemesi halinde 970,00-Euro alacaklarının karşılığında 5.704,18-TL‘nin icra takip tarihi olan 09.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraflar arasındaki sözleşmeden ve davalı tarafın yazısından, “ Davacının 970 Euro ödemesinin fuara giden ürünler ile ilgili yurtdışı giriş çıkış gümrüklemesi yapıldıktan sonra makbuzlu masrafların kesintisi yapılarak fuar bitip malzemelerin geri dönüşü olduktan sonra 90 iş günü içerisinde kalan tutar davalı tarafından iade faturası karşılığında 90 iş günü içerisinde havale/eft olarak banka kanalı ile yapılacağı..”anlaşılmaktadır. Davacı şirket ticari defterlerinden, davacı tarafın 970 Euro İADE FATURASI düzenleyip davalı şirkete göndermediği anlaşılmaktadır. Yani, sözleşmenin paranın iade şartını yerine getirmemiştir. Sonuç itibariyle; Taraflar arasındaki sözleşmede ve davalı tarafın taahhüdünde, “..fuara giden ürünler ile ilgili yurtdışı giriş çıkış gümrüklemesi yapıldıktan sonra makbuzlu masrafların kesintisi yapılarak fuar bitip malzemelerin geri dönüşü olduktan sonra 90 iş günü içerisinde kalan tutar davalı tarafından iade faturası karşılığında 90 iş günü içerisinde 970 Euro’nun davacıya ödeneceği.. ” kararlaştırıldığı, Davacı şirket ticari defterlerinden, davacı tarafın 970 Euro İADE FATURASI düzenleyip davalı şirkete göndermediğinin tespit edildiği, bu durumda davacı tarafın iade faturası düzenleyip davalıya göndermediğinden sözleşme hükümlerine göre Geçici İhracat Kaynaklı Vergi bedeli olan 500 Euro ve Depozito Bedeli olan 470 Eurodan oluşan toplam: 970 Euro’yu talep edemeyeceği anlaşılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkilinin, yurt dışında bir fuarda ürünlerini sergilemek için ürünlerinin ilgili ülkeye götürtülmesi ve geri getirtilmesi için davalı ile anlaştığını ve tüm ödeme yükümlülüklerini peşinen yerine getirdiğini, Müvekkilinin ayrıca, o aşamada, davalının talebi üzerine; geçici ihracattan kaynaklı vergi bedeli olan 500-Euro ve Depozito Bedeli olarak 470-Euro tutarındaki parayı davalıya ödediğini, davalının bu tutarı müvekkile geri iade edeceğine dair dosyadaki taahhütnameyi müvekkiline verdiğini, müvekkilinin bu tutarı da davalıya peşinen ödediğini, davalının sözleşmeye ve taahhütnamesine göre müvekkile iade etmesi gereken 970 Euro bedeli, tüm talep ve uyarılara rağmen müvekkiline iade etmediğini, Somut olayda iade faturası düzenlenmesinin, müvekkilin davalıdan 970 Euro bedeli hukuki yolllardan talep edebilmesinin bir ön şartı olmadığını, zira davalının, müvekkiline, 970 Euro bedeli ya da masraflar var ise bu masrafları belgelendirmek suretiyle daha düşük bir miktarı ödemiş olması durumunda, elbetteki müvekkilinin de de ilgili vergi mevzuatı gereği iade aldığı miktar üzerinden iade faturası düzenleyerek davalıya göndereceğini, Davalının, müvekkiline verdiği taahhütnamesinde ; “…Bu ödemenin fuara giden ürünleriniz ile ilgili yurtdışı giriş çıkış gümrüklemesi yapıldıktan sonra makbuzlu masraflarının kesintisi yapılarak fuar bitip malzemelerinizin geri dönüşü olduktan sonra 90 işgünü içerisinde kalan tutar tarafımızdan iade faturası karşılığında 90 işgünü içerisinde havale/eft olarak banka kanalı ile sağlanacaktır.” şeklinde ifadenin yer aldığını, Yurt dışına gönderilen ürünlerin davalı tarafça geri getirildiğini, aradan 90 günden fazla bir zaman geçtiğini, ardından ekte bulunan 26.06.2018 tarihli , 28.06.2019 tarihli, 03.07.2018 tarihli maillerle ve işbu mailler ekindeki ihtarname ile davalıdan 970 Euro’nun iadesini defalarca istendiğini, ancak davalı yanca hiç bir cevap verilmediğini, Davalı aleyhinde icra takibi yapıldığında ise davalının, icra dosyasına yaptığı itirazında, sadece “mutabık değiliz” demekle yetindiğini, davalının, davaya cevap dahi vermediğini, davalının kötüniyetli davranışları yüzünden müvekkilinin hangi miktar üzerinden iade faturası keseceğini bilmesinin bile mümkün olmadığını, Müvekkilinin, ilk derece mahkemesinin ret kararı üzerine, 970 Euro alacağı için ekteki iade faturasını kestiğini ve davalıya gönderdiğini, ancak davalının bu faturaya da itiraz ettiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşıma ilişkisi kapsamında davalıya ödenmiş olan tutarın geri tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali, olmadığı takdirde alacak talebine ilişkin bir terditli davadır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya içerisinde “Taşıma teklifi & Sözleşmesi” isimli belgede, … tarafından taşıyan sıfatıyla … Dış Ticaret’e gönderildiği, sözleşme konusunun; yurtdışı fuarlara iştirak ve sektörel nitelikteki uluslararası fuarlara bireysel katılımların sağlanması ile tüm ihraç ürünlerinin tanıtılması ve pazarlanması suretiyle yurtdışında ve içinde nakliye gümrüklerine ve teslimatın gerçekleştirilmesi için gerekli organizasyonların sağlanmasına ilişkin olduğu, sözleşmede “hizmetlerimiz” başlığı altında; varış ülkesinde gümrük tarafından geçici vergilendirme ve geçici teminat istenilmesi durumunda taşıtan şirkete fatura edileceği, bu ödemenin fuara giden ürünler ile ilgili yurtdışı giriş çıkış gümrüklemesi yapıldıktan sonra makbuzlu masrafların kesintisi yapılarak fuar bitip mazemelerin geri dönüşü olduktan sonra doksan gün içerisinde kalan tutarın … tarafından iade faturası karşılığında doksan iş günü içerisinde havale/eft olarak banka kanalı ile sağlanılacağı yönünde düzenlemeler bulunduğu anlaşılmaktadır. … tarafından … Dış Ticaret adına navlun bedeli adı altında 19.01.2018 tarihli 9.307,60 TL tutarında, 22.01.2018 tarihli 4.568,26 TL tutarında navlun bedeli açıklamalı faturaların düzenlendiği anlaşılmaktadır. … Dış Ticaret tarafından ise dava dışı Almanya’da mukim … adına 19÷01.2018 tarihli e-faturanın düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davaya esas Büyükçekmece …İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Dış Ticaret, borçlunun … Olduğu, asıl alacağın 500,00 Euro geçici ihracat kaynaklı vergi bedeli ve 470,00 Euro depozito bedeli olmak üzere toplamda 970,00 Euro alacağın icra takibine konu edildiği, borç sebebi olarak geçici ihracat kaynaklı vergi ve depozito alacağının gösterildiği, borçlu vekili icra dosyasına itiraz dilekçesinde takibe konu fatura geçici ihracattan kaynaklı vergi ve depozito alacağı konusunda taraflara mutabık olmadıklarını, bu nedenle borcun tamamına itiraz ettiklerini, olmayan bir borç için faiz talep edildiğinden faizi de kabul etmediklerini beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, davacının, geçici ihracat kaynaklı vergi 500 Euro ve depozito bedeli 470 Euro açıklaması ile davalı şirkete fatura karşılığında 970 Euro ödediği, davalı tarafın 970 Euroyu davacıya iade etmediği, taraflar arasındaki sözleşmede ve davalı tarafın taahhüdünde fuara giden ürünler ile ilgili yurtdışı giriş çıkış gümrüklemesi yapıldıktan ve makbuzlu masrafların kesintisi yapılarak fuar bitip malzemelerin geri dönüşü olduktan sonra doksan iş günü içerisinde kalan tutarın davalı tarafından iade faturası karşılığında doksan iş günü içerisinde 970 Euro’nun davacıya ödeneceği hususunun kararlaştırıldığı, ancak davacının ticari defter incelemesinde davacı tarafın 970 Euro iade faturası düzenleyip davalı şirkete göndermediği değerlendirilmiş olmakla, davacının 970 Euro asıl alacağı bu tutar üzerinden temerrüd faizi talep edebileceği yönünde kanaat bildirilmiştir. Somut olayda; 31Ocak – 04 Şubat 2018 tarihleri arasında Almanya’da sergilenecek olan davacıya ait ürünlerin, söz konusu fuar yerinde sergilenmesi amacını teminen nakliye gümrükleme ve teslimat işlemlerinin gerçekleştirmesi amacıyla taraflar arasında anlaşmaya varılmış olduğu, bu ticari ilişki kapsamında davalı şirketin yabancı ülke gümrüğü tarafından talep edilen 500 Euro geçici ihracattan kaynaklı vergi tutarı ve 470 Euro depozito bedelini ödeyerek fatura keşide etmek suretiyle davalı şirkete yansıttığı, fuar bitince gümrükleme masrafları ve masrafların başka diğer masrafların kesintisi yapılarak davacıya ait malzemelerin geri dönüşü sağlandıktan sonra kalan tutarın iade faturası keşide edilmesi karşılığında davalı yanca doksan gün içerisinde davacı hesabına banka kanalı ile yatırılacağı yönünde anlaşmaya varıldığı, davacı şirketin davalı tarafa 03.07.2018 tarihli yazıyı tebliğ etmek suretiyle 970 Euro geçici ihracattan kaynaklı vergi ve depozito bedelinin ödemesini istediği, anlaşılmaktadır. Ancak davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde bahsi geçen 970 Euro’nun davalı tarafından davacıya iade etmediği, görülmekle somut olayda itilaflı olan husus davalı yanın 970 Euroyu davacıya iade etme koşullarının oluşup oluşmadığı yönündedir. Davacı şirket 970 Euro ödeme yapılması davalı şirketten talep etmekle davacının ticari defter incelemesinde; dosya kapsamında davacının tahsilini talep ettiği 970 Euro alacağına ilişkin olarak davalı yana önceden iade faturası keşide ederek göndermediği anlaşılmaktadır. Oysa ki az yukarıda bahsi geçtiği üzere, taraflar arasındaki taşıma teklifi &sözleşmesi isimli belgede bu yöndeki bir düzenleme olduğu görülmüştür. Davacı vekili istinafa konu davada, mahkemece 16.04.2019 tarihinde red kararı verildikten sonra müvekkilinin bahsi geçen iade faturasını kestiğini beyan ederek sözkonusu faturayı ekte sunmuş olduğunu öne sürse de iade faturasının keşide tarihi 17.05.2019 tarihidir. İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı olduğundan dava açılışındaki takip koşullarına göre değerlendirme yapılarak sonuca varılmalıdır. Terditli alacak talebinin de dava tarihindeki koşullara göre değerlendirilmesi gerekir. Dolayısı ile takip yapıldıktan ve dava ilk derece mahkemesince karara bağlandıktan sonra iade faturası keşide edilmesinin itirazın iptali davası ve alacak davası üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır.Davacı vekili, davasını terditli olarak açmış, itirazın iptali davasının reddi halinde karşı taraftan olan alacağının tahsilini talep etmiştir. Asli talebin reddine karar verilmesi durumunda, terditli talebin inceleme sırası gelecektir. Davacının terditli davasına esas alacak talebi açısından da, davacı vekili, yargılama sona erdikten sonra, iade faturası keşide etmiş ve bu hususu istinaf dilekçesinde beyan ederek haklılığını savunmuştur. Şüphesiz alacak davası sözkonusu olduğunda da her dava açılış anındaki şartlara göre değerlendirilmelidir. Somut olayda, alacak davası açılmadan önce bu şekilde bir iade faturası keşide edilmediği, sözkonusu faturanın mahkemece karar verildikten sonra düzenlendiği tartışmasızdır. Davacı, bu iade faturasına dayanarak yeni bir talep ileri sürmelidir. Bu davanın retle sonuçlanmış olması, davacının iade faturasına dayanarak açacağı takip veya dava bakımından kesin hüküm oluşturmayacaktır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.