Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2233 E. 2022/580 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2233
KARAR NO: 2022/580
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2019
NUMARASI: 2018/624 E. – 2019/586 K.
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali (Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili banka ile kredi borçlusu davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının kefil olarak sözleşmeye imza attığını, hesabın kat edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine ilamsız takip başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, haksız itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dava konusu kredi borcuna … tarafından teminat verildiğini, davacı bankanın kredi borcunu … Fonundan tahsil ettiğini, bu nedenle kendilerinden talepte bulunulamayacağını, istenen faizin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmı, bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yetkesi verilerek düzenlenen rapor dosya içerisine bırakılmıştır. Davacı banka ile davalı kredi borçlusu şirket arasında 28/02/2017 tarihinde 7.000.000,00TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalanmış, bu sözleşmeye diğer davalı kefil olarak imza atmıştır. Kefil asıl borçlu şirketin ortağı olduğundan eş rızası alınmasına gerek yoktur. Davacı taraf Kahramanmaraş …Noterliğinin 02/03/2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile hesabı kat ederek toplam 3.427.529,22TL nakdi alacağın ödenmesi ayrıca 9.600,00TL çek sorumluluk bedelinin depo edilmesi için süre verilmiştir. Nakdi alacaklardan bir kısmı spot kredi bir kısmı ise taksitli kredidir. İhtarname asıl borçlu ve kefile 07/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, 09/03/2018 tarihinde temerrüd gerçekleşmiştir. Temmerrüd faizi sözleşmenin 22.maddesinde düzenlenmiş olup buna göre hesaplama yapıldığında %60 yapmakta iken davacı taraf %50 oranında temerrüd faizi talebinde bulunmuştur. Temerrüd tarihi itibari ile asıl alacak tutarı bilirkişi tarafından 3.430.971,10TL olarak bulunmuş olup, taleple bağlılık kuralı gereğince 3.427.529,22TL asıl alacağın istenebileceği tespit edilmiştir. Takip tarihi itibari ile yapılan hesapta ise 3.427.529,22TL asıl alacak, 152.334,63TL işlemiş faiz, 7.616,73TL BSMV, 1.079,07TL ihtarname gideri olmak üzere toplam alacak 3.588.559,65TL olarak bulanarak takip talebinde de belirtildiği üzere 21/03/2018 tarihinde yapılan 63.690,79TL’lik kısmi ödeme düşüldüğünde takip tarihi itibari ile 3.524.868,89TL alacak hesabı yapılmıştır. Takip ile dava arasında 28/06/2018 tarihinde … tarafından 2.125.000,00TL ile ayırca 33.240,00TL kısmi ödeme yapıldığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Dolayısı ile takip ile dava tarihi arasında ödenen toplam 2.158.240,00TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Bu nedenle bu kısımla ilgili olarak davacının davasının hukuki yarar yokluğu dikkate alınarak dava şartı eksikliğinden reddi gerekmektedir. Takip talebinde yapılan kısmı ödemelerin Borçlar Kanunu 100.maddesi gereğince öncelikle masraf, faiz ve gider masrafına mahsup edilmesine yönelik talep bulunduğundan 28/06/2018 tarihinde yapılan ödemenin BK 100.maddesi gereğince bilirkişi tarafından mahsubu yapılmış olup, takip tarihi itibari ile alacak tutarı olarak belirlenen 3.524.868,89TL’nin içerisinde bulunan asıl alacak miktarı 3.427.529,22TL olup takip tarihi olan 10/04/2018 ile ödemenin yapıldığı tarih olan 28/06/2018 arasındaki zaman için asıl alacak miktarının temerrüd faizi hesap edildiği bu miktarın 380.836,56TL yaptığı, BSMV’nin ise 19.041,83TL olduğu, toplam alacağın ise 3.924.747,28TL yaptığı belirlenerek 28/06/2018 tarihinde yapılan 2158.240,00TL mahsup edildiğinde kalan alacak miktarının 1.766.507,28TL olduğu ve bu miktarın asıl alacak olduğu ( yapılan ödemeler öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edildiğinden) tespit edilmiş olup 28/06/2018 ile dava tarihi olan 11/07/2018 aralığı için temerrüd faizi hesap edildiğinde 31.895,27TL işlemiş faiz, 1.594,76TL BSMV olmak üzere dava tarihi itibari ile toplam alacak miktarının 1.799.997,31TL olduğu belirlenmiştir. Dava tarihinden sonra 25/07/2018 tarihnde ödenen 10.625,00TL’nin infazda nazara alınması gerekmektedir. … tarafından yapılan ödemenin de aynen asıl borçlu yada kefilin yaptığı ödeme gibi mahsup edilmesi gerektiğinden…” gerekçesiyle, takip tarihi ile dava tarihi arasında 28/06/2018 tarihinde ödenen 2.158.240,00TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu kısma yönelik olarak açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine, Takip tarihi ile dava tarihi arasında 28/06/2018 tarihinde ödenen 2.158.240,00TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu kısma yönelik olarak, açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine, davacının davasının kısmen kabulü ile davalıların İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas nolu icra dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile takibin 1.766.507,25TL asıl alacak, 31.895,27TL işlemiş temerrüt faizi, 1.594,76TL BSMV olmak üzere toplam 1.799.997,28TL alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa dava tarihi olan 11/07/2018 tarihinden itibaren yıllık %50 temerrüd faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına, 359.999,45TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden sonra 25/07/2018 tarihinde ödenen 10.625,00TL’nin icra müdürlüğünce infazda nazara alınmasına, davacının fazla talebinin reddine, dayri nakti kredi yönünden davacının davasının kabulü ile, 6 adet çek yaprağı sorumluluk bedeli olan 9.600,00TL’nin davacı banka nezdinde açılacak faizsiz bir hesaba davalılar tarafından depo edilmesine, sorumluluk bedelinin bankaca tazmin edilmesi halinde ödenen miktara ödeme tarihinden itibaren yıllık % 50 temerrüt faizi ve BSMV uygulanarak tahsili şeklinde takibin devamına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlayarak, karara esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, rapora itirazlarının giderilmeden karar verildiğini, tüm itirazlarına rağmen ilk derece mahkemesince itirazların karşılanması için ek rapor alınmadığını, T.C. Merkez Bankasının Resmi Gazete’de yayımlanan tebliği ile, çek yaprağının kanuni sorumluluk tutarının 2019 yılı için 2.030,00 TL olarak belirlendiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda her ne kadar 6 adet çek yaprağının bulunduğu isabetle tespit edilmişse de sorumluluk bedelinin hatalı olarak 2018 yılı için (6 x 1.600,00) 9.600,00 TL tespit edildiğini, mahkemece hatalı bilirkişi görüşünün hükme esas alındığını, müvekkili bankanın gayrinakit riskinin 12.180 TL (2.030 TL x 6) olarak belirlenmesi gerektiğini, “Kurum Kefaletleri İle Kullandırılan Kredilerin Tazmin, Takip Ve Tahsilat Süreçlerine İlişkin Kredi Verenler İle Kurum Arasında Düzenlenen Protokol” isimli dosyada mübrez belgenin 4.3/1-2-5 maddelerinde de açıkça ifade edildiği üzere; müvekkili banka ile … A.Ş. arasında akdedilen kefalet protokolü gereği takibe konu borcun tamamı tahsil edilinceye kadar müvekkili bankanın, yasal takip işlemlerine devam etmekle yükümlü olduğunu, Müvekkili Bankanın, … A.Ş. tarafından 28.06.2018 tarihinde ödenen/ tazmin edilen 2.125.000,00 TL’lik kefalet tutarını (kefalet tutarına Bankanın takip talebinde istediği oran üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte), asıl kredi borçlusu ve … A.Ş.’nin kefaleti hariç olmak üzere kredinin diğer kefillerinden ve teminatlarından, tahsil edilinceye kadar, tahsilatı … A.Ş. ile (dolaylı olarak T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı ile) kefalet oranında paylaşılmak üzere, başlatılmış bulunan kanuni takip işlemlerini devam ettirmekle yükümlü olup, bu işlemler için yetkilendirildiğini, Karara esas alınan bilirkişi raporunda; “davacı banka yönünden … A.Ş. Tarafından yapılan tazminle kredi borcu tamamen ödenmiş olsa bile, … A.Ş. Adına davacı bankanın bu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğu anlaşılmaktadır” şeklinde değerlendirme yapıldığını; gerekçeli kararda ise söz konusu bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği belirtilmiş olsa da esasen mahkemece söz konusu kefalet tutarı tahsilat olarak kabul edilerek müvekkili bankanın işbu tutar yönünden dava açmakta hukuki yarar bulunmadığından bahisle dava şartı yokluğundan hukuka aykırı şekilde davanın reddine karar verildiğini, Yukarıda arz ve izah edilen tüm nedenlerle ilk derce mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanı kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, banka kredi alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda açıklanan gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyası incelendiğinde; alacaklının … A.Ş, borçluların … ve … oldukları, 01/1/2018 – 09/03/2018 arasında işleyen akdi faiz 09/03/2018 – 09/04/2018 tarihleri arasında işleyen temerrüd faizi olmak üzere toplam 156.848,82TL işlemiş faiz, 7.842,43TL BSMV, 1.079,07TL ihtarname giderinden yapılan 63.690,79TL tahsilat mahsup edilerek kalan 3.529.608,75TL nakdi alacağın tahsili, ayrıca 6 adet çek yaprağı sorumluluk bedelinden kaynaklanan 9.600,00TL’nin depo edilmesi için talepte bulunulduğu , takip sebebi olarak Kahramanmaraş …Noterliğinden keşideli 02.03.2018 tarihli … sayılı ihtarname ek hesap özeti ve kredi sözleşmelerinin gösterildiği anlaşılmıştır. Takip talebi tarihi ise 10.04.2018’dir. Davacı banka ile davalı kredi borçlusu şirket arasında 28/02/2017 tarihinde 7.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalanmış, diğer davalı aynı tarihte 7 milyon türk lirası limitle kefil sıfatı olarak sözleşmeye imza atmıştır. Sözleşmenin 23. maddesinde kefilden depo talebinde bulunabileceğine ilişkin düzenleme mevcuttur. Dosya içerisinde … A.Ş ile … arasında düzenlenen kefalet protokolü mevcuttur. Yine kurum kefaletleriyle kullandırılan kredilerin tazmin, takip ve tahsilat süreçlerine ilişkin olarak yapılan protokol de dosya içerisindedir. Davacı vekili 04.12.2018 tarihli dilekçesi ile … ile müvekkili banka arasındaki sözleşme gereği …nun kefaleti oranında müvekkili bankaya ödeme yapmakla yükümlü olduğunu, bu doğrultuda …nun 2.125.000,00 TL tutarındaki ödemeyi 28.06.2018 tarihinde yaptığını, beyan etmiştir. Davacı taraf Kahramanmaraş … Noterliğinin 02/03/2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile hesabı kat ederek toplam 3.427.529,22TL tutarındaki spot kredi ve taksitli kredi kalemlerinden oluşan nakdi alacağın ödenmesi, ayrıca 9.600,00TL çek sorumluluk bedelinin depo edilmesi için süre verilmiştir. Hem kefil hem de asıl borçlar açısından temerrüdün 09/03/2018 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf %50 temerrüt faizi talep etmiş olmakla; taleple bağlılık ilkesi gereği ilk derece mahkemesince aldırılan 07.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda hesaplama bu oran üzerinden yapılmıştır. Sonuç olarak bilirkişi raporunda ; takip tarihi itibari ile 3.427.529,22TL asıl alacak, 152.334,63TL işlemiş faiz, 7.616,73TL BSMV, 1.079,07TL ihtarname gideri olmak üzere toplam alacağın 3.588.559,65TL olduğu 21/03/2018 tarihinde yapılan 63.690,79TL’lik kısmi ödeme düşüldüğünde takip tarihi itibari ile 3.524.868,89TL alacağın bulunduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Ayrıca bilirkişi raporunda takipten sonra fakat davadan önceki bir tarih olan 28.06.2018 tarihinde … tarafından 2.125.000,00TL ile 33.240,00TL tutarında iki adet kısmi ödemenin yapıldığı belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda davacı bankanın tanzim edilen bedeller bakımından takibe devam etme yükümlülüğünün bulunduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. İstinafa konu itirazın iptali 11.07.2018 tarihinde açılmıştır. 28/06/2018 tarihinde yapılan az yukarıda bahsi geçen kısmı ödemelerin öncelikle asıl alacaktan değil feri nitelikteki alacaklardan mahsup edilmesi gerekmekte olup; bilirkişi raporunda bu şekilde hesaplama yapılmış sonuç olarak asıl alacak miktarı 3.427.529,22TL şeklinde hesaplanmış ve yine 10/04/2018 takip tarihi ile 28/06/2018 ödeme tarihi arasında geçecek zaman için asıl alacağın işleyecek temerrüd faizi 380.836,56 TL şeklinde hesaplanmıştır. Toplam alacağın ise 3.924.747,28TL olduğu, 28/06/2018 tarihinde yapılan 2158.240,00TL mahsup edildiğinde kalan asıl alacak miktarının 1.766.507,28TL olduğu belirlenerek ödeme tarihi olan 28/06/2018 ile dava tarihi olan 11/07/2018 aralığı için 31.895,27TL işlemiş faiz, 1.594,76TL BSMV olmak üzere dava tarihi itibari ile toplam alacak miktarının 1.799.997,31TL olduğu belirlenmiştir. Davacı vekili, aşamalarda … A.Ş. tarafından yapılan ödeme ile davalı kefilin kefalet borcunun sona ermediğini, davacının … A.Ş. tarafından ödenen miktar yönünden de itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu, bankanın anılan Fon yerine geçerek icra takibine devam edeceğini, davalı kefilden tahsilat yapılması durumunda davacı banka tarafından …A.Ş.’ye ödeme yapılacağını ileri sürerek bu kapsamda dosyaya sözleşme, protokol suretlerini ibraz etmiştir. Anılan iddia üzerine benzer mahiyette bulunan dava dosyalarına ibraz edilen Bakanlar Kurulu kararı da dosyaya eklenmiştir. … A.Ş. ile davacı banka arasında akdedilen kefalet çerçeve sözleşmeleri, kefalet protokolü ve Bakanlar Kurulu kararı birlikte incelendiğinde, sözleşme ve protokolde … A.Ş.’nin müteselsil kefaletiyle kullandırılan kredilerin temerrüdü ile birlikte kredi verene kefalet sorumluluğunu ifada bulunduğu ölçüde kredi verenin haklarına halef olacağı düzenlenmiştir. … kurumlarına sağlanan Hazine desteğine ilişkin yürürlükte bulunan Bakanlar Kurulu kararı incelendiğinde ise 6. maddede temerrüt, tazmin ve diğer hususlar düzenlenmiştir. Anılan maddenin 4. fıkrasında temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesinde ve kanuni takibe ilişkin işlemlerin kredi verenler tarafından yürütüleceği, kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılacağı, 7. fıkrasında kredi verenlerin kurumun onayını almak suretiyle bu karar kapsamında sağlanan kredilerden doğan alacaklarla ilgili olarak takibe konu teminatların rayiç değerlerinden veya icra yoluyla satışından, alacakların kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceği ve zararın giderek daha fazla artacağının anlaşılması halinde ya da tahsil kabiliyetini artırabilmek amacıyla kurum tarafından tazmin edilen tutardan iskonto yapılmaması kaydıyla faiz/kar payı/kira tutarından iskonto yapmak veya tamamen vazgeçmek, yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde tahsil kabiliyetini artırmaya yönelik her türlü uygulamayı yapmaya yetkili olduğu düzenlenmiştir. Anılan hükümler karşısında … A.Ş. tarafından yapılan kefalet ödemesi bulunması halinde, kredi veren bankanın icra takibine devam ederek tahsil ettiği bedelden tazmin edilen kefalet miktarını … A.Ş.’ye aktaracağı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, icra takibinden sonra, dava tarihinden önce … A.Ş. tarafından ödenen miktar yönünden davacının işbu itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararı vardır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin mevzuata aykırı değerlendirme yaparak hukuki yarar konusunda hatalı karar verdiği, kararın bu haliyle dava şartlarına aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince dava şartlarının yanlış değerlendirilerek karar verildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin esasa ilişkin diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 23.05.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.