Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2220 E. 2022/555 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2220
KARAR NO: 2022/555
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2018/1109 E. – 2019/494 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkilinin iş adresinin Ümraniye olması nedeniyle mahkemenin yargı çevresi içerisinde olduğunu, icra takibinde de İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, davacı müvekkilinin mevcut alacağına karşılık ilamsız icra takibi başlattığını, davalının yetkiye ve faize itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinde de taraflar arasındaki ticari alışverişin varlığının ikrar edildiğini, davalı borçlu şirketin sadece faize ve yetkiye yönelik itirazda bulunduğunu, asıl alacağa yönelik bir itirazın bulunmadığını, takip ve dava konusu edilen ürünlerin kendilerince teslim alınmadığı itirazında da bulunulmadığı gibi, iş bu fatura bedellerinin ödendiğine dair de dosyaya herhangi bir yazılı delil ve belgenin sunulmadığını, 12.075,38 TL cari borcun vadesinde ödenmediğini, itirazın haksız olduğunu belirterek, itirazların iptali ile takibin devamına, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 02.07.2019 tarihli duruşmadaki beyanında; müvekkilinin yaptığı ödemenin dava dilekçesinin kendisine tebliğinden önce olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;”..Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası ile takip yapıldığı anlaşılmakla, davacının yetkiye itiraz yönünden davasının kabulü ile İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yetki yönünden yapılan itirazın iptaline, takibin başlatıldığı icra dairesinin yetkili olduğunun tespitine, davanın faiz yönünden HMK nun 114/1-h uyarınca hukuki yarar yokluğundan reddine, takibin asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar vermek gerektiği.” gerekçesiyle, icra dosyasına yetki yönünden yapılan itirazın iptaline, takibin başlatıldığı icra dairesinin yetkili olduğunun tespitine, davanın faiz yönünden HMK’nın 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğundan reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı ve davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve dosya borçlusu şirketin, 11.12.2018 tarihli dilekçesi ile sadece yetkiye ve faize itiraz ettiğini, dosya alacağının esasına yönelik ise hiçbir itirazı olmadığını, bunun üzerine asıl alacak ve ferileri üzerinden takibe devam edilmesi ve borçlu firma adına kayıtlı olan menkul, gayrimenkul ve üçünü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, aynı tarihli müdürlük kararı ile “süresinde yapılan itiraz nedeniyle dosyanın/takibin durmuş olduğu” gerekçesiyle talebinin reddine dair karar verildiğini, bu meyanda, iş bu davanın açılmasında hukuki yarar olduğu gibi, mahkemesince yetki yönüyle de açılan davanın kabulüne karar verildiğini, buna rağmen yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasının ve davalı taraf yarına vekalet ücretine hükmedilmesinin ve müvekkili yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, Davalı/borçlu tarafın 06.02.2019 tarihli cevap dilekçesinde; “Anapara borcu olan 12.075,38-TL’yi müvekkilinin, davacı alacaklı firmanın şirket hesabına yatırmış olduğunu” kabul ve beyan ettiğini, istinafa konu davanın ise 31.12.2018 tarihinde tarafınca açıldığını, davalı/borçlu tarafın asıl alacak tutarındaki ödemesinin ise iş bu davanın açılış tarihinden sonraki bir tarihte yapıldığını, ancak, ilgili icra dosyasının ferileri ve vekalet ücretlerinin bugüne kadar ödenmediğini, bu sebeple, iş bu davanın müvekkil/alacaklı tarafından açılmasında hukuki yarar olduğunu, Bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kısmen ret bölümünün kaldırılmasına, kararın istinaf sebepleri doğrultusunda düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen hüküm sonucunu tekrarlamış ve vekalet ücreti bakımından kararı istinaf ettiğini belirttikten sonra, sonuç kısmında ise davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın icra dairesini yetkisine itiraz yönünden kabulü ile yetki itirazının iptaline, işlemiş faiz yönünden hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş; bu karara karşı, her iki taraf vekillerince, yasal süreleri içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı alacaklı, davalı borçlu aleyhine, 26.11.2018 fatura alacağı ve işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplamda 14.814,20 TL alacak için ilamsız takip başlatmış olup, davalı-borçlu vekili bu takibe 11.12.2018 tarihinde itiraz etmiştir. İtirazında; müvekkilinin adresi itibariyle icra dairesinin yetkisine ve takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faize itiraz ettiğini bildirmiştir. Ana para borcuna itiraz edilmemiştir. Davacı vekili, 31.12.2018 tarihinde itirazın iptali davası açmış olmakla; dava değerini 12.075,38 TL olarak göstermiştir. Davacı vekili, harç bedelini esas alacak üzerinden yatırdığını ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa ticari faiz işletilerek takibin devamına karar verilmesini, yetkiye yönelik itirazın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı-borçlu, 07.01.2019 tarihinde 12.075,38 TL ödemede bulunduğuna ilişkin dekont ibraz etmiştir. Davacı alacaklı, açtığı itirazın iptali davasında, davalının ödemesini kabul etmiş, ancak ödemenin davadan sonra yapılan kısmi bir ödeme olduğunu öne sürmüştür. Davacı alacaklı, açtığı itirazın iptali davasında, icra takibinde itiraza konu olan işlemiş faize yönelik bir talebinin olmadığını açıkça beyan etmiştir. Yani icra takibine konu işlemiş faiz, itirazın iptali davasına konu edilmemiştir. Ancak istinafa konu davaya esas icra dosyasında; zaten asıl alacağa yönelik olarak yapılan bir itiraz da sözkonusu değildir. Dolayısıyla asıl alacak yönünden açılmış bulunan bir davanın bulunduğundan da söz edilemez. Takipten sonra yapılan ödeme icra dosyasına bildirilir ve icra müdürlüğü bu ödemeyi önce harç, masraf ve takipten itibaren işleyen faize mahsup ederek bakiye ana para alacağı için takibi devam ettirebilir. Ana para borcuna bir itiraz bulunmadığından, bu husus davamızın konusu değildir. Davacı, iş bu davada, icra takibinde istediği işlemiş faize itirazın iptalini talep etmemiştir. O halde, icra takibindeki işlemiş faiz de davamızın konusu değildir. Bu durumda eldeki davanı tek okusu vardır, o da icra dairesinin yetkisine yapılan itirazdır. Somut uyuşmazlıkta olduğu gibi borçlu sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise görevli mahkeme icra hukuk mahkemesidir ( Yargıtay 19 HD, T: 29.03.2012, 2011/13640 E, 2012/5218 K sayılı ilamı). Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan ve HMK’nın 355. maddesi uyarınca mahkemenin görevli olup olmadığını, Dairemizin resen inceleme yükümlülüğü bulunduğundan, HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca, kararı veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli nöbetçi İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesine fiziken ve UYAP üzerinden derhal gönderilmek üzere, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, görevli ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, görevli İlk Derece Mahkemesince taraflara çıkarılacak duruşma davetiyesiyle birlikte tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12.05.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.