Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/220 E. 2020/562 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/220
KARAR NO: 2020/562
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2018
NUMARASI: 2018/1054 -2018/1347 E.K
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Hasımsız olarak görülen davada ilk derece mahkemesince ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA Davacı, küçük elektrik ev aletlerinin satışını yapan şahıs firması sahibi olduğunu, 21/03/2018 tarihinde bir iş için muhasebecisinden aldığı evrakları arabasının içine koyduğunu, aracını park halinde Yedikule’de bıraktığı sırada bilinmeyen bir şahıs gelerek aracın camını kırarak … plakalı vasıtasının içinde bulunan iki adet 2016-2017 noter tasdikli yevmiye ve kebir defterlerini, alış satış faturaları, dolu fatura koçanları, bir adet bilgisayar ve 200 TL nakit parasının hırsızlık yapılarak çalındığını, bu hususta emniyete şikayette bulunduğunu, ticarit defterler ve fatura gibi belgelerinin maliye açısından bir engel teşkil etmiş olması sebebiyle tarafına zayii belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, davacının 22/03/2018 tarihinde hırsızlık nedeniyle şikayette bulunduğu, Ticaret Sicil Memurluğuna yazılan müzekkere cevabında davacı adına gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının belirtildiği, davacıya meşruhatlı davetiye çıkartılarak hırsızlık sonucu kaybolduğunu iddia ettiği, ticari defterlerin hangileri olduğu, açılış ve kapanış tarihlerinin hangi noterlikçe yapıldığının bildirilmesi istenmesine rağmen davacının beyanda bulunmadığı, davacının tacir olduğuna dair ve ticari defter tutmakla zorunlu olduğu kanıtlamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacının istinaf dilekçesinde özetle; işletme defteri tuttuğunu, 2016 ve 2017 yılına ait işletme defterleri ile ilgili mahkemeye bilgi vermesi konusunda tarafına herhangi bir tebligat gelmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, TTK 82/7. maddesi gereğince hasımsız açılan zayi belgesi istemine ilişkindir. Davacı, elektrikli ev aletlerinin satışını yaptığını, vergi mükellefi olup işletme defteri tuttuğunu, işletme defterinin hırsızlık sonucu elinden çıktığını iddia etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Mahkeme, lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Yukarıda anılan madde hükmüne göre, ancak, tacirlerin tutmakla yükümlü oldukları ticari defter ve belgeler için zayi belgesi verilebilir. Dosya kapsamı uyarınca, davacının, ticaret siciline kayıtlı olmadığı, işletmesinin büyüklüğü itibariyle TTK’nın 15. maddesinde belirtildiği şekliyle “esnaf” olarak faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Anılan 15. maddenin son cümlesinde esnaflar bakımından, TTK’nın 64. ve 82. maddelerinde belirtilen defter tutma ve saklama yükümlülüğüne ilişkin hükümlere atıf yapılmış olmadığı da gözetildiğinde, davacının TTK’nın 82/7. maddesinde belirtilen işbu davayı açma hak ve yükümlülüğü bulunmadığından ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir (Bkz. Yargıtay 11 HD, 25.02.2015 tarih, 2014/18330-2015/2573 E.K sayılı ilamı). Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacının istinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince davacı vekiline tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK 362/1-ç maddesi uyarınca karar kesindir.