Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2190 E. 2019/1431 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2190
KARAR NO : 2019/1431
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2019
NUMARASI : 2015/396 Esas – 2019/189 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Dairemizin 2019/1377 Esas – 2019/1135 Karar sayılı kararıyla, HMK’nın 344. maddesi gereğince işlem yapılması için ilk derece mahkemesine geri çevrilmiş olan dava dosyasında, ilk derece mahkemesince çıkarılan muhtıra üzerine davalının tekrar adli yardım talebinde bulunmak suretiyle istinaf harçlarını yatırmadığı, adli yardım talebinin HMK’nın 336/3. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle dava dosyasının Dairemize gönderildiği anlaşılmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davalı vekili, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/03/2019 tarihli 2015/396 Esas 2019/189 Karar sayılı kararına karşı, yasal süresi içinde maktu harçları yatırmak suretiyle adli yardım talepli olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili adli yardım talebinde özetle; müvekkilinin ticari hayatının sona erdiğini, vekilinin ortağı olduğu ….A.Ş.’nin iflasına karar verildiğini, davalının emekli maaşı dışında hiçbir malvarlığının bulunmadığını, bu nedenle istinaf harç ve giderlerini karşılamasının mümkün olmadığını belirterek, kanun yolu harç ve giderleri yönünden adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardım talep dilekçesine, adli yardım talebini desteklemek üzere, muhtarlıktan aldığı fakirlik belgesini, e-devlet sisteminden çıkardığı tapu bilgileri sorgulama ekran görüntüsünü, yine e-devlet sisteminden emekli aylığı bilgilerini içeren ekran görüntüsünü sunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca İnterpap şirketinin iflasına ilişkin belgeleri sunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, bu belgeler dışında, ekonomik durumunu gösteren başka bir belge sunmamıştır. Bu nedenle, davacının bankalarda hesabının bulunup bulunmadığı, adına kayıtlı taşıt araçlarının bulunup bulunmadığı, başkaca bir menkul kıymetinin bulunup bulunmadığına dair belge sunulmadığı anlaşılmaktadır.Davacı vekili, davalının istinaf dilekçesine karşı cevapları içeren 21.05.2019 tarihli dilekçede, davalının adli yardım talebi hakkında açıklamalarda bulunmuştur. Bu kapsamda davacı vekili, davalının kredi kullandıktan sonra kısa bir süre içinde adına kayıtlı taşınması eşine devrettiği, davalının, eşiyle anlaşmalı boşanma yaparak düzenledikleri protokolde taşınmaz hissesini, eşyalarını ve iki otomobil üzerindeki haklarını eşine devrettiğini, buna ilişkin protokolün ekte olduğunu, yine davalının bankaya verdiği mal beyanında yer alan … isimli yatı bir yıl önce eşine devrettiğini, buna ilişkin İstanbul Liman Başkanlığı yazısının ekte olduğu davalının yetkilisi olduğu şirketi zarara uğrattığını, mallarını kaçırdığını, adli yardım talebinin bu nedenle reddi gerektiğini belirtmiştir. Dava dosyası ilk olarak Dairemizin 2019/1377 esasına kaydedilmiş, anılan dosya üzerinden verilen 16.07.2019 tarihli ara kararıyla, davalının adli yardım talebinin reddine, itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Bu karara karşı, adli yardım talep eden davalı vekilince HMK’nın 337. maddesi uyarınca itiraz edilmesi üzerine, itirazı inceleyen İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesinin 2019/3 D.iş sayılı, 06.09.2019 tarihli kararıyla, “… Hal böyle olunca, davalı tarafın HMK 336/2.maddesi hükmüne göre iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorunda olduğu, dairenin talepte bulunanın mali durumunu araştırma yükümlülüğünün bulunmadığı sabittir. Dosya kapsamındaki tüm belgelerin değerlendirilmesi suretiyle ve davacı vekilince dosyaya ibraz edilen 19.08.2019 tarihli davalı vekilinin adli yardım talebine karşı diyeceklerini bildirir dilekçesi ve ekindeki belgelerin de göz önüne alınması akabinde davalı vekilinin Dairenin adli yardım taleplerinin reddine ilişkin Daire kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin itirazının reddine…” karar verilmiştir. İstinaf yoluna başvuran davalının adli yardım talebinin reddi kararının kesinleşmesi üzerine, Dairemizin 2019/1377 Esas – 2019/1135 Karar sayılı kararıyla, HMK’nın 344. maddesi gereğince işlem yapılması için, dosya, ilk derece mahkemesine geri çevrilmiştir. Geri çevirme kararı üzerine ilk derece mahkemesince HMK’nın 344. maddesi uyarınca hazırlanan harç tamamlama muhtırasının davalı vekiline tebliğ edildiği, bir haftalık kesin süre içinde nispi istinaf harcının yatırılmasının istendiği, aksi takdirde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, bu ihtar tebliği üzerine davalı vekilinin 15.10.2019 tarihli dilekçe ile yeniden adli yardım talebinde bulunduğu, muhtırada gösterilen süre içinde harç ikmal edilmediği anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesince 15.10.2019 tarihli ara kararla, davalı vekilinin, HMK’nın 344. maddesi uyarınca tebliğ edilen muhtıra üzerine, müvekkilinin istinaf harçlarını yatırma gücünün bulunmadığı gerekçesiyle tekrar adli yardım talebinde bulunduğu, adli yardım talebini değerlendirme görevinin HMK’nın 336/3. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle, adli yardım talebi ve istinaf talebi hakkında bir karar verilmek üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.Adli yardım talep eden davalı vekili 15.10.2019 tarihli dilekçesinde, daha önce adli yardım talebinin reddine ilişkin olarak verilen ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin ödeme gücünün bulunmadığına dair belgeleri dosyaya sunduklarını, kaldı ki dosyaya sunulan uzman görüşünde de açıklandığı üzere, mahkemenin resen araştırma yükümlülüğünün bulunduğunu, eksik belgeler varsa mahkemenin bunları resen araştırarak sonuca gitmesi gerekirken ret kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, sunulan tüm delillere göre davalının istinaf harçlarını ödeme gücünün bulunmadığını, adli yardım talebinin reddine gerekçe yapılan davalının eşine devredilen taşınmaz ve eşyaların boşanma protokolünün bir gereği olduğunu, yine ret kararında adı geçen teknenin davalının boşandığı eşi için satın alınmış olup sonra kendisine devredilmiş olduğunu, davalının istinaf harçlarını ödeme gücünün olmadığının kanıtlandığını belirterek, adli yardım talebinin kabulüne ve istinaf incelemesinin istinaf dilekçesi doğrultusunda yapılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekilinin dilekçesine eklediği hukuki mütalaa incelenmiştir. HMK’nın 33. maddesi uyarınca, hakim, Türk hukukunu resen uygular. Davalının, adli yardım talebinde bulunurken ekonomik durumunu gösteren tüm belgeleri dilekçesine eklemek zorunda olduğu HMK’nın 336/2. maddesinde açıkça düzenlenmiş, bu hususun talepte bulunan için bir zorunluluk olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu açık düzenlenmeye rağmen mahkemenin resen araştırma yapma zorunluluğunun bulunduğunu söylemek güçtür. Kaldı ki Dairemizin ret kararını itiraz üzerine inceleyen 15. Hukuk Dairesinin 06.09.2019 tarihli kararında, bölge adliye mahkemesinin, talepte bulunanın mali durumunu araştırma yükümlülüğünün bulunmadığı açıkça belirtilmiştir. Davalının adli yardım talebi gerekçeli olarak reddedilmiş, bu ret kararına yapılan itiraz gerekçeli olarak reddedilmiş ve bunun üzerine HMK’nın 344. maddesi uyarınca gerekli harçları yatırması için davalıya muhtıra tebliğ edilmiştir. Davalı verilen bu kesin süre içinde istinaf harçlarını yatırmamıştır. İkinci kez adli yardım talebinde bulunmuş ise de HMK’nın 337/2. maddesi uyarınca, adli yardım talebinin reddi kararına karşı yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir. Bu kararın doğru olup olmadığı artık istinaf aşamasında tartışılamaz. Bu kararın isabetli olmadığı gerekçesiyle yeniden adli yardım talebinde bulunulması hukuken mümkün değildir. HMK’nın 337/2.maddesinin son cümlesinde, “…Ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir.” şeklindeki düzenleme, yargılamanın daha sonraki aşamalarıyla ilgilidir. İstinaf aşamasıyla ilgili adli yardım başvurusu reddedilmiş ve bu ret kararı kesinleşmiştir. Kaldı ki davalının ekonomik durumunun, bu ret kararından sonra kötüleştiğine dair bir iddiası da bulunmamaktadır. Bu durumda, ikinci bir adli yardım talebinin incelenip değerlendirilmesine hukuken imkan bulunmamaktadır. Sonuç olarak, HMK’nın 337. maddesi uyarınca, davalının adli yardım talebi reddedilmiş, bu ret kararı itiraz mercii tarafından incelenmiş ve hukuk uygun bulunarak itirazın reddine karar verilmesi üzerine karar kesinleşmiştir. Bu ret kararından sonra HMK’nın 344. maddesi uyarınca tebliğ edilen muhtıraya rağmen davalı tarafça nispi istinaf harcı yatırılmadığından HMK’nın 344. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 344 ve 352/1.ç. maddeleri uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına, 2-Davalı tarafından yatırılan maktu istinaf başvuru harçlarının talep halinde ve karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince iadesine, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 344 ve 352. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.