Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2178 E. 2019/1504 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA : 2019/2178
KARAR NO : 2019/1504
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2019
NUMARASI : 2019/1031 D.İş- 2019/1054 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karşı yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, itiraz eden borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; … Ticaret A.Ş.’nin kredi borçlarına mahsup edilmek üzere düzenlenmiş olan 02.12.2015 düzenleme, 05.07.2019 vade tarihli, 28.000.000.00-TL bedelli bir adet bononun vadesi gelmesine rağmen ödenmediğini, müvekkili bankaca yapılan araştırmalar neticesinde borçlunun ödeme güçlüğü içinde olduğunu ve mallarını kaçırma girişiminde bulunduğu ihbarı alındığını belirterek, 26.500.000,00-TL alacağın tahsilini sağlamak için borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için takdir olunacak teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi 17/07/2019 tarihli kararında; ” …Dilekçe ve mübrez vesikalar incelenip gereği düşünüldü.Yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçlulardan alacağı olan 26.500.000,00-TL alınmasının temini bakımından vaki isteği İcra İflas Kanununun 257. Maddesinin 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer taraflarla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı kafi teminat (%15) mukabilinde adı geçen borçlular:… Yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde, İHTİYATEN HACZİNE,… ” karar verilmiştir. Bu karara karşı borçlu … vekili tarafından itiraz edilmiştir.Borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; karşı tarafça, İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyanın diğer borçlusu dava dışı … A.Ş. ile kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkili … ‘ün de bu kredi sözleşmesine kefil olduğunu, ihtiyati hacze dayanak bono ve karşı taraf lehine tesis edilen ipoteklerin, alacağa teminat olarak verildiğini, karşı taraf ile müvekkili … arasında düzenlenen geçerli bir kefalet ilişkisinin bulunmadığını, senedin bedelsiz kaldığına yönelik iddialarının mahkemece kabul edilmemesi halinde dahi, kefalet ilişkisinin yargılamayı gerektirdiğini, TBK’nın 586. maddesine göre kefile başvurulabilmesi için asıl borçlunun ifada geciktiğinin, ihtarın sonuçsuz kaldığının, ödeme güçlüğü içerisinde olduğunun ortaya konulması gerektiğini, somut olayda asıl borçluya ihtiyati hacze konu kredi borcuna dair keşide edilen kat ihtarının sonuçsuz kaldığına dair emare bulunmadığını, karşı tarafın müvekkilinden bir an için 26.500.000 TL’lik alacaklı olduğu kanaatine varılsa bile, alacağına yetecek tutarın ipotek ile temin edilmiş olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkemece hükmolunan miktarın da fahiş olduğunu ve yargılamayı gerektirdiğini, 02.12.2015 tarihinde düzenlenen ve vadesi boş olarak bırakılan senet üzerinin davalı tarafça 4 yıl sonra 05.07.2019 tarihli olarak doldurarak takip başlatılmasının kötüniyet içerdiğini belirterek, müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi 03/09/2019 tarihli ara kararıyla; ”.İhtiyati hacze itiraz eden taraf, ihtiyati haczin dayanağı bononun aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenin kefalet ilişkisine konu kredi sözleşmesindeki alacağı teminen verildiği, sözleşme tarafları arasında geçerli bir kefalet ilişkisinin bulunmadığı, alacak için iki ayrı ipotek olması nedeniyle alacağın rehinle temin edilmiş olduğu, asıl borçluya başvurulmadan kefile başvurulduğu iddiasıyla itirazda bulunmuştur.Yanlar arasında geçerli bir sözleşme olup olmadığı, senedin teminat senedi olup olmadığı hususları yargılamayı gerektirdiğinden ve bahsi geçen ipotekler itiraz edenin borcunun teminatı olarak verilmediğinden, lehine ihtiyati haciz kararı verilen tarafça da yaklaşık ispat koşulu yerine getirildiğinden itiraz edenin itirazlarının reddine…” karar verilmiştir.Bu karara karşı, itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İtiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacının alacağı rehinle temin edildiğinden, davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna başvurarak başlattığı takibin neticesinin beklenilmesinin ve bu takip neticesinde davacının alacağını elde edememesi halinde ihtiyati haciz yoluna başvurulması gerektiğini, aksi takdirde davacının aynı alacağa ilişkin hem ihtiyati hacze konu kambiyodan hem de ipotek alacağından kaynaklı mükerrer alacaklı konuma geçeceğini,Öncelikle kredi sözleşmesinde asıl borçluya başvurulması ve alacağı karşılar malvarlığı tespit edilememesi halinde müvekkili aleyhine bir kanaat oluşturulması gerekirken, teminat olarak sunulan bonodan kaynaklı müvekkili aleyhine ihtiyati haciz hükmolunmasının haksızlık olduğunu, Taraflar arasında geçerli bir kefalet ilişkisi bulunmadığından, ihtiyati hacze dayanak senet muhtevasında yazılı borçtan söz edilemeyeceğini, Müvekilinin borcu var ise bile kefalet miktarı ile sınırlı olacağını ve bu miktarın hesaplamaya muhtaç olduğunu, ihtiyati haciz talep edenin, kefil sıfatına haiz müvekkili … yönünden alacağını hiçbir kuşkuya mahal vermeyecek şekilde ispat edemediğini, müvekkili adına hazırlanan kefalet tutanağı kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 583 ve 584. maddelerinde belirtilen şartlara uygun olarak düzenlenmediğini, İhtiyati haciz kararı tatbik edilirken müvekkili adına kayıtlı birden fazla sayıda taşınmaz olduğunun tespit edildiğini, bu durumda müvekkilinin mal kaçırma ihtimali ve isteği bulunmadığının anlaşılması gerektiğini,İlk derece mahkemesinin kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, itirazın reddine dair ek kararın kaldırılmasına, ihtiyati hacze vaki itirazlarının kabulüne ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265.maddesi uyarınca ihtiyati hacze itirazın reddi kararının istinafına ilişkindir. İtirazın reddi kararına karşı borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Alacaklının ihtiyati haciz istemi emre muharrer senede (bonoya) dayalı olup, İİK’nın 167. maddesi gereğince, alacağı emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde bulunabileceği belirtilmiş olup bu husus İİK’nın 45. maddesinin istisnasını teşkil etmektedir. Bu nedenle, her ne kadar asıl borçlu bakımından kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak rehinle temin edilmiş ise de aynı alacak için kambiy senedi düzenlenmiş olması halinde, rehin paraya çevrilmeden, kambiyo senedine dayalı olarak takip yapılmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan, kredi sözleşmesinde kefil olarak imzası bulunduğu söylenilen …, talep konusu bonoya asıl borçlu sıfatıyla imza koymuştur. Şu halde bono borçlusu bakımından verilen ihtiyati haciz kararında usule bir aykırılık bulunmadığından, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28/11/2019