Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2168 E. 2022/1374 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2168
KARAR NO: 2022/1374
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2019
NUMARASI: 2015/560 E. – 2019/503 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında İzmir … Noterliğinin 27.06.2011 tarih ve … yevmiye numaralı acentelik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre müvekkilinin davalı şirketin yolcu biletlerini satmayı ve diğer aracılık hizmetlerini üstlendiğini, hizmet karşılığı bilet satış işlemlerinden %10 acentelik ücretinin müvekkiline ödeneceğini, bilet satış işlemlerinin davalı tarafından verilen bilgisayar üzerinden, davalı şirketin merkezine bağlanarak yapıldığını ve yapılan her satış işleminin anında davalı tarafından görüldüğünü, tüm acentelerin bu ekran üzerinden işlemlerini yaptığını, sözleşme ilişkisi devam ederken, bilet satış ekran ve işlemlerinin davalı tarafından kapatılarak bilet satışının engellendiğini, bunun yanı sıra davalının aynı otogarda başka bir şirkete bilet satışı için acentelik verdiğini, davalının haksız olarak bilet satış ekranını kapatması nedeniyle müvekkilinin gelir kaybına uğradığını, bu hususun 03.06.2014 tarihinde Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/32 Değişik iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalı şirketin turizm döneminde davacının bilet satış ekranını kapatarak bilet satışına engel olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğu, davalının haksız eylemi sebebiyle biletleri satarak acente ücreti kazanacak olan davacının kar mahrumiyetine uğradığını, davalının fesih bildirimi yapmaksızın satış ekranını kapatması nedeniyle müvekkilinin elde etmesi gereken acente gelirinden mahrum kaldığı gibi, davalı şirketin var olan aksaklıkları gidereceği düşüncesi ile başka bir şirketle de acentelik ilişkisi kurmadığını, müvekkilinin bu iş için kiraladığı taşınmazın halen boş olduğunu, bu durumda fesih bildirimi yapılmaksızın satış ekranının kapatılması nedeniyle müvekkilinin işlem yapamadığını ve yapılacak satışlardan elde edeceği gelirlerden mahrum kaldığı gibi, başka bir şirketle de acentelik sözleşmesi yapmayarak turizm sezonunun hareketli olduğu dönemde elde edeceği gelirden mahrum kaldığını, işlerin yürütülmesi için kiralanan yerler ile personel ödemelerine işlemlerin düzeltileceği inancıyla ödemelerin devam ettirildiğini ileri sürerek, yoksun kalınan karın, beklenen kazancın ve davacının acentecilik hizmeti adına yaptığı yatırımların toplam miktarının tespiti ile şimdilik 10.000 TL’nin menfi ve müspet zararların tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dava dilekçesinde bahsedilen Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/32 Değişik İş sayılı dosyanın müvekkiline tebliği gerektiğini, davacının uğradığını iddia ettiği zararları somutlaştırmadığını, hangi dönemden itibaren hangi zarar kalemleri yönünden ne miktarda zararı bulunduğunu açıklamadığını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin yokluğunda yapılan delil tespiti ile bilirkişi raporunun tebliğ edilmemesi nedeniyle delil niteliğinde bulunmadığını, bu tespitin acele hallerden olmaması nedeniyle müvekkiline haber verilmeksizin yapılan tespit ile düzenlenen raporun delil niteliğinde olmadığını, karşı tarafa tebliğ edilmeyen veya tebliğ edildiğinde itiraza uğrayan delil tespiti ve raporun delil niteliğinde olmadığını, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 22.10.2013 tarihi itibari ile sona erdiğini, sözleşmenin imzalandığı dönem ve öncesinde davacı şirket ile organik bağı bulunan dava dışı … Gıda Ltd. Şti. ile müvekkili arasındaki ticari ilişkinin bozulduğunu, anılan şirket ile müvekkili arasında 18 adet dava bulunduğunu, bu ihtilafın çıktığı dönemde davacı şirketin de 22.10.2013 tarihinde müvekkili şirketten alacak talebi ile takip başlattığını, açılan itirazın iptali davasında müvekkilinin yetki itirazının kabul edilerek davanın reddine karar verildiğini, güven duygusunun son bulduğu noktada davacının 22.10.2013 tarihinde alacak talebinde bulunması ile ticari ilişkinin sonlandırıldığını, davacı ile organik bağı bulunan şirketlerin haksız talepleri nedeniyle, müvekkilinin ticari ilişkinin devam ettirilemeyeceğini, davacı ve dava dışı şirket ortakları arasındaki akrabalık ilişkisi, davacı şirketin müdürünün aynı zamanda dava dışı şirketin vekili olarak görev yapması, her iki şirketin ticari ilişkinin başından beri birlikte hareket etmeleri ve müvekkili ile dava dışı şirket arasında düzenlenen 01.06.2012 tarihli protokolün 1. maddesinde dava dışı şirket tarafından tahsil edilen bilet bedellerinin müvekkiline aktarılmasına ilişkin hükmün, davacı ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğunu kanıtı olduğunu, davacının kiraladığını ileri sürdüğü taşınmazların müvekkilinden alt kira sözleşmesi ile kiralandığını, kiralanan taşınmazların tahliye edilmemesi üzerine müvekkilince tahliye talep edildiğini, sözleşmenin davacının haksız tutumları nedeniyle müvekkilince 22.10.2013 tarihi itibariyle sona erdirilerek bilet satış ekranının kapatıldığını, feshin geçerliliği için ihtarın zorunlu olmadığını, davacının yasal olarak 10 adet taşımacı ile acentelik sözleşmesi yapma imkanı bulunmasına rağmen, bu imkanı kullanmayarak, zarara uğradığını iddia etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Kuşadası Otogarında bulunan … nolu yazıhanede … firması adına … Taşımacılığın bilet kesim işi yaptığı, ayrıca … firmasının da … biletlerini kestiğinin tespit edildiği, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/ 746 E. Sayılı Dosyası ile … tarafindan … firması aleyhine açılan dava ile, mülkiyeti … firmasına ait olan 4 otobüsün … firmasına teslim edilmemesi sebebiyle uğranılan zararın tahsili istendiği, Selçuk Asliye Ceza Mahkemesi 2014/ 14 E. Dosyası ile ; … ( … a.ş. ) – … ( … ) … ( … ) tarafindan … Taşımacılık A.Ş. yetkilisi … aleyhine 17.10,2013 tarihinde meydana geldiği iddia edilen hakaret ve silahla tehdit suçlan nedeniyle açılan kamu davası neticesinde mahkeme yüklenen suçların sanık tarafından islendiğinin sabit olmaması sebebiyle sanığın CMK2nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatîne karar verildiği, Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesi E. 2013/ 568 K. 2015/ 556 dosyası ile; Davacı … tarafindan … A.Ş. aleyhine 30.12.2013 tarihinde açılan itirazın iptali davasmda özetle, davalı firmanın acentelik sözleşmesi gereğince ödemesi gereken bedelleri ödemediği, bunun üzerine Karşıyaka …NoterIiği’nin … numaralı 27.09.2013 tarihli İhtarnamesinin davalıya keşide edildiği, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması sebebiyle Kuşadası … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz ile takibin durduğu, itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatının ödenmesi istendiği, mahkemece yapılan inceleme neticesinde yetki itirazının kabulüne karar verildiği, Bursa Asliye 1. Ticaret Mahkemesi Başkanlığı E. 2014 / 1103 Sayılı Dosyası ile davacı … Firması tarafindan 05.11.2013- 11.02.2014 ve 07.02.2014 tarihleri arasında Bursa asliye ticaret mahkemelerinde … aleyhine açılan ve mahkemelerce birleştirme karan verilen iş bu dava dosyası ile özetle; dava dosyasmda ifade edilen araçların davacı firmaya ait olmasına rağmen davalının bu araçların devir işlemlerini yapmadığı vs iddiasıyla açıldığı, … tarafından … firması aleyhine 08.05.2014 tarihinde Bursa asliye 1. Ticaret mah. 2014/167 e. sayılı dosyası ile açılan davanın da 2014- 1103 sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın halen devam ettiği, Kuşadası Asliye 4. Ceza Mahkemesi E. 2014/ 252 K. 2015/196 ile; Katılan … ve Katılma Talep eden … A.Ş.tarafmdan … aleyhine yapılan suç duyurusu neticesinde ( 16.10.2013 suç tarihi) açılan kamu davası neticesinde Sanık …’in beraatine karar verildiği, İstanbul 33. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/ 457 D. İŞ ile; ihtiyati haciz talep eden … firması tarafindan yapılan müracaata karşı … Taşımacılık firması tarafindan 30.10.2013 tarihinde ihtiyati hacze itiraz edildiği, Mahkeme ihtiyati haciz talebinin kaldırılması ve teminatın arttırılması istemlerinin reddine karar verildiği, İzmir Asliye 12. Hukuk Mahkemesi 2014- 152 E.sayılı Dosyası ile; davacı … firması tarafından … Taşımacılık firmasına ve … firmasına karşı ticari ilişkiden kaynaklanan alacakların tahsili istemiyle dava açıldığı, yargılamanın halen devam ettiği, Bursa 6.icra Ceza Mahkemesi E. 2014 / 452 K.2015/ 447 Sayılı Dosyası ile; müşteki … A.Ş. tarafından … Taşımacılık ve … Turizm firması yetkilileri hakkında alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçu sebebiyle 14.11.2013 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğu, mahkeme daha önce sanıklar hakkında dava açılması sebebiyle davanın reddine karar verildiği, İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi.E. 2013/ 778, K. 2014/40 SAYI. (Dava tarihi 30.10.2013 ) Davacı … firması tarafından … A.Ş.aleyhine İcra takibine itiraz davası açılmış ise de mahkemece davanın reddine karar verildiği, Afyonkarahirsar Asliye 5.ceza Mah. 2015/ 70 E. sayılı dosya ile; … A.Ş. tarafından … aleyhine 15.07.2013 tarihinde yapılan suç duyurusu neticesinde T.C. Afyonkarahisar 5.Asliye Ceza mah, 2015/ 70 e. sayılı dosya ile dava açıldığı ve dava dosyası halen derdest olduğu, Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi E. 2014/1009 K. 2015/122 sayılı dosya ile Davacı … tarafında Davalı … firması aleyhine 11.07.2014 tarihinde açılan itirazın iptali davası neticesinde mahkemece , dava konusu … Mahallesi … Bulvarı N. … Kuşadası – AYDIN adresinde bulunan taşınmazın temerrüt nedeniyle tahliyesine, davalının Ankara …İcra Müd. … sayılı dosyasına yönelik İtirazının TL vs. iptaline karar verildiği, Usak Sulh Ceza Hakimliği. Değişik İs No. 2014/1198 Resmi Belgede Sahtecilik suçundan şüpheli … hakkında Uşak C. Başsavcılığı’nın 19.09.2014 tarih, 2014/ 3314 soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara müşteki vekili tarafından itiraz edildiği gerekçesiyle yapılan inceleme neticesinde ; İtirazın reddine karar verildiği, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı 2013 / 68479 sayılı soruşturma dosyası ile müşteki … tarafından … A.Ş. yetkilileri hakkında Bedelsiz Senedi işleme koymak iddiasıyla yapılan suç duyurusu neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, Dava, … firması tarafından Acente firmaya karşı açılan bir alacak veya sorumluluk davası olmadığı, dava acente’nin … firmasına açtığı bir alacak – tazminat davası olduğu, yargıtay kararlan ve açıklamalara göne organik bağ kavramına borçlu şirketlerin sorumluluklarını bertaraf etmelerine engel olmak amacıyla başvurulduğu, davacı şirketin, … firması ile ortaklık yapısının veya yöneticilerinin aynı /benzer olması, ortaklar arasında yakın akrabalık ilişkisi bulunması hatta ve hatta … ile davacı firma ve … arasında üçlü protokol imzalanmış olması sorumlulukların belirlenmesi açısından organik bağ emaresi olarak kabul edilebilir unsurlar olmasına rağmen . somut olay açısından bunun bir hukuki değeri olmadığı, davacı firmanın … fırmasınn arkasına gizlenerek , kötü niyetli olarak davalı firmaya karşı olan borçlarından kurtulmaya yönelik bir eylemi iş bu davanın konusu olmadığı, davacı firma alacaklı olduğunu iddia ettiği, alacaklı olduğunu iddia eden ve böyle bir dava ikame eden firmanın başka bir firma ile … arasındaki ihtilaflar gerekçe gösterilerek organik bağ içerisine alınması mevzuatımıza bulunmayan organik bağ kavramı ile bağdaşmadığı, organik bağ kavramının somut olayda aranmaması gerektiği, Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/ 32 D.is. Sayılı Dosyadan Yapılan Tespit ile; Kuşadası Otogarında bulunan … nolu yazıhanede … firması adına … Taşımacılığın bilet kesim işi yaptığı, ayrıca … firmasının da … biletlerini kestiğinin tespit edildiği,Kuşadası ilçesinde satış yapan firmaların ; davacı tarafından Kuşadasında yaptırılan delil tespiti gereğince ;Kuşadasmda … acentesi olarak satış yapan firmaların … Taşımacılık ve … firmaları olduğu, 03.06.2014 tarihi ile 02.06.2015 tarihleri arasında özellikle … Taşımacılık ve … firmaları tarafından yapılan bilet satış işlemleri ile ayrıca bu tarihler arasında Kuşadası ilçesinden satışı yapılan bilet kayıtlarını incelendiği, Davalının ibraz ettiği 2014 senesine ait tüm defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yaptırıldığı ve yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırıldığı defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı tespit edildiği, ilgili dönemler itibariyle … firması tarafından kesilen fatura toplamı 107.912,76 TL ( 6.aydan itibaren 2014 yılı ) ve 39,969.10 TL ( 2015 yılı belirtilen dönem ) = 147.881,86 TL olduğu, Mahkemece talep edilen dönemler itibariyle , … firması tarafından kesilen fatura toplamı 100.178,19 TL ( 6.aydan itibaren 2014 yılı ) ve 41.678,80 TL ( 2015 yılı belirtilen dönem ) = 141.856,99 TL olduğu, bunun dışında davalı firma kayıtlarından her hangi bir hususun tespit edilebilme olanağı bulunmadığının tespit edilmiş olmakla denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş…” gerekçesiyle, davacının asıl ve ıslahla açılan davasının kısmen kabulü ile 289.738,85 TL’nin 10.000,00 TL’nin dava tarihinden, 279.738,85 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gerekçeli kararın usul hukukuna aykırı olduğunu, davacının 10.000,00 TL talepli dava açtığını, mahkemenin 30.11.2015 tarihli duruşmada verdiği ara karar gereğince davacının 14.12.2015 tarihli dilekçe ile yazıhanenin devri nedeniyle uğranılan zarar için 500 TL, kira bedelleri için 500 TL, yazıhane masrafları, personel ödemeleri, tefriş işleri için 500 TL, mahrum kalınan ödeme için 8.500 TL talep ettiğini, ancak mahkemece hangi alacak kalemi için kabul hangisi için red kararı verildiğinin açıklanmadığını; Dava ve açıklama dilekçesinde faiz talep edilmemesine rağmen ikinci kez talep edilen ıslahta faiz talep edildiğini, davacının açıklama dilekçesinin de ıslah niteliğinde olduğunu, bir davada iki kez ıslah yapılamayacağını; Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 22.10.2013 tarihi itibariyle sona erdiğini, cevap dilekçesinde açıklandığı üzere davacı ile dava dışı şirket arasındaki organik ilişki ve bu şirketle müvekkili arasındaki devam eden davalar, davacı tarafından haksız şekilde başlatılan takip dikkate alındığında, taraflar arasındaki güven ilişkisinin sarsılması nedeniyle, müvekkilinin sözleşmeyi eylemli olarak fesih ettiğini, davacı ile dava dışı şirket arasındaki organik bağ ve feshin haklı olduğuna ilişkin açıklamaların cevap dilekçesi ve diğer beyanlarda açıklandığını, mahkemece organik bağın kabul edilmesine rağmen bu dava yönünden uygulanmayacağının belirtildiğini, oysa organik bağ ilişkisinin borçlu olduğu ileri sürülen kişi tarafından savunma olarak ileri sürülmesini engelleyen yasa veya hukuki uygulama bulunmadığını; Acentelik sözleşmesinin ihtar suretiyle feshedilmemiş olmasının, feshin geçerlilik şartı olmadığını, fesih iradesinin müvekkilince açık şekilde ortaya konularak, bilet satış ekranının haklı nedenle kapatılarak sözleşmenin eylemli olarak haklı nedenle fesih edildiğini, davanın ikamesinden yaklaşık 2 yıl önce acentelik ilişkisinin bizzat davacı şirketin eylem ve tutumları neticesinde fiilen sona erdiğine ilişkin beyanlarının saklı kalmak kaydı ile fesih ihtarının gönderilmesinin, bir sözleşmenin feshi için geçerlilik koşulu olmadığının, doktrin ve yargı uygulamaları ile kabul edilmesine rağmen, bu hususun geçerlilik şartı gibi değerlendirildiğini, bilirkişi raporuna yapılan bu yöne ilişkin itirazların dikkate alınmadığını ve bu hususların gerekçeli kararda da değerlendirilmediğini; Davacının tüm iddialarının kötü niyetli ve ispata muhtaç olduğunu, soyut olarak kira ve personel ödemeleri nedeniyle zarar oluştuğunun ileri sürüldüğünü, oysa kiralanan taşınmazların alt kiralama yoluyla müvekkilinden kiralandığını ve kira sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkilince tahliye talepli takip başlatılarak, tahliye davası açıldığını, davacının yasal olarak başka şirketlerle acentelik sözleşmesi kurma imkanı bulunmasına rağmen, bu imkanını kullanmayarak müvekkilinin ekranlarını yeniden açmasının beklendiğine ilişkin iddianın kötü niyetli olduğunu, davacının kiralanan yer ve personele ne kadar masraf yaptığına ilişkin somut bir açıklama yapmadığını, müvekkilinin feshinden yaklaşık on ay sonra, müvekkilinin yokluğunda tespit yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 7.03 numaralı maddesinde, müvekkilinin aynı bölgede başka bir kişiye acentelik verebileceğinin düzenlendiğini, bu nedenle acentelik ilişkisinin devamı süresince acentenin müşterilerle kendi katkısı olmadan kurulan işlemler için ücret isteme imkanı bulunmadığını; … Taşımacılık ve … firmalarının bilet satışlarının, davacının bilet satış ekranının kapanmasından sonra artış gösterdiğini, müvekkilinin sözleşmeyi haklı nedenle fesih etmesi nedeniyle, davacının alacağının bulunmadığını ve müvekkilinin bu iki şirketle fesih tarihinden sonra sözleşme ilişkisi kurduğunu, bu nedenle … Taşımacılık ve … firmaları tarafından söz konusu dönemlerde kesilen toplam fatura tutarları üzerinden %10 oranında acentelik ücreti istemesinin hukuka aykırı olduğunu; Davanın kısmen reddine karar verilmesine rağmen müvekkili yararına vekalet ücreti takdir edilmediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, acentelik sözleşmesinin haksız şekilde feshi iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında İzmir …Noterliğinin 27.06.2011 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile acentelik sözleşmesi düzenlenmiştir. Belirtilen sözleşme ile davacı, davalı şirkete ait yolcu bileti satış işlemleri ve diğer acentelik hizmetlerini yerine getirecektir. Sözleşme ilişkisi Aydın ile Kuşadası ilçesindeki üç farklı bilet satış noktasında geçerli olmak üzere yapılmıştır. Acentelik sözleşmesinden kaynaklanan ücretin ne şekilde hesaplanacağı sözleşmenin 7. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre satılan bilet bedelinin % 10’u acentelik ücreti olarak belirlenmiştir. Düzenlenen sözleşmenin 7.3. maddesinde, acentenin münhasıran …’un sözleşmede belirtilen adreslerde biletlerini satacağı, bu kapsamda başka bir acentelik yapamayacağı ve kendi araçlarıyla veya başka araçlarla …’un sefer yaptığı güzergahlarda taşımacılık faaliyeti yapamayacağı belirlenmiştir. Maddenin son kısmında …’un, acentenin faaliyet gösterdiği bölgelerde dilerse başka acente veya acenteleri tayin edebileceği ve bu sözleşmenin acentenin tek yetkili olması anlamına gelmediği belirlenmiştir. Sözleşmenin 8. maddesinde iş bu sözleşmenin acente olacak tarafın acentelik hizmeti verdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı ve taşımacının yetki belgesinin sonuna kadar devam edeceği ve bu sürenin hiçbir şekilde taşımacının yetki belgesinin süresinin bitiş tarihini geçemeyeceği, taraflardan her birinin noter aracılığıyla fesih namenin bir nüshasını Ulaştırma Bakanlığına, bir nüshasını diğer tarafa göndererek acentelik sözleşmesini feshetmediği sürece bu sözleşmenin geçerliliğinin devam edeceği belirlenmiştir. Maddenin devam eden fıkrasında taraflardan tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih etme hakkı bulunduğu, sözleşmenin süresinin bitiminden önce taraflardan birinin usulüne uygun bir fesih ihbarnamesi ile bu sözleşmeyi fesih edebileceği ancak … tarafından sunulan hizmetin devamlılığı ve kalitesinin sürüdürülebilir olması amacıyla acentenin fesih iradesinin iki ay önce …’a bildirmesi gerektiği belirlenmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının eylemleri nedeniyle acentelik sözleşmesinin yürütülmesinin imkânsız hale geldiğini ileri sürerek, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle bakiye süre için yoksun kalınan kazanç ve sözleşmenin devam edeceği inancıyla yapılan iş yeri ve personel giderleri nedeniyle 10.000,00 TL tazminat isteminde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince verilen ara karar uyarınca davacı vekili 14.12.2015 tarihli açıklama tarihli dilekçesi ile acenteliğin sürdürülmesi için kiralanan yazıhanenin halen boş olduğunu, bu nedenle kiralama için 500 TL, personel ödemeleri için 500 TL ve fesih sonrası boş kalan yazıhane için 500 TL ile fesih nedeniyle mahrum kalınan % 10 oranındaki acentelik ücreti için şimdilik 8.500 TL mahrum kalınan kar talep edilmiştir. Bilirkişi raporunun alınmasından sonra davacı vekilince, dava ıslah edilerek dava dilekçesinde belirtilen 10.000 TL alacak 289.738,85 TL’ye yükseltilmiştir. Davacı vekilince dava yalnızca bir kez ıslah işlemi yapıldığı, 14.10.2015 tarihli açıklama dilekçesinin dava dilekçesindeki istek kalemlerinin açıklaması ve ayrıştırılmasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili 23.03.2016 tarihli dilekçesi ile davalının TTK’nın 121. maddesi gereğince belirlenen sürede sözleşmeyi ihtarla feshetmemesi nedeniyle davalı şirketin ticari defterlerinin incelenerek Kuşadası ilçesinde kesilen biletler üzerinden hak kazanılan acentelik ücretinin belirlenmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince davalı şirketin ticari defterleri üzerinde talimat yoluyla yapılan inceleme sonucu düzenlenen 27.04.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde, raporda sadece davalının ticari defterlerinin incelendiği, 2014 ve 2015 yılları için acentelik verilen … şirketi ile … şirketinin satmış olduğu biletler dikkate alınarak, acente ücretinin hesaplandığı anlaşılmıştır. Tarafların itirazı üzerine alınan ek raporda da, davacının ticari defterleri incelenmemiştir. İlk derece mahkemesince, davalı tarafından eylemli şekilde davacının bilet satışı yaptığı sistemin kapatılması suretiyle, sözleşmenin davalının da kabulünde olduğu üzere 22.10.2013 tarihinde eylemli olarak fesih edildiğini ve feshin sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen şekilde yapılmadığına, feshin haklı nedene dayanmadığına ilişkin tespitler yapılmıştır. Davacı, haksız fesih nedeniyle mahrum kaldığı kârın tazminini istemiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 02.02.2010 tarih ve 2008/924 Esas, 2010/1146 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin bitiminin davalının yetki belgesinin sona erdiği tarihtir. Ancak, davalı bu süre bitmeden fiili olarak acentelik sözleşmesini 22.10.2013 tarihinde fesih etmiştir. Bu durumda öncelikle feshin haklı olup olmadığı üzerinde durularak, feshin haksız olduğu kanaatine varılırsa; fesih tarihinden, davacının aynı veya benzer nitelikte bir iş veya acentelik alabilmesinin mümkün olup olmadığı ve mümkün ise bunun süresinin belirlenerek ve bu süre içinde davacının uğrayacağı kazanç kaybı nedeniyle makul bir tazminatın takdiri gerekir. Diğer yandan, ilk derece mahkemesince davacı acentenin ticari defterleri incelenmemiştir. Sadece davalının ticari defterleri incelenerek fesih sonrası Kuşadası ilçesinde davalının acentelik yetkisi verdiği … şirketi ile … şirketi tarafından düzenlenen biletler için belirlenen komisyon oranı üzerinden hesaplama yapılmıştır. Oysa, bilet satışı acentenin kişisel çabalarına bağlı olup, davacının ticari defterlerinin de incelenerek makul bir süre için belirlenen kâr kaybının aralarında taşıma konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi kurulundan alınacak raporla belirlenmesi gerekir. Zira, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde, davacıya Kuşadası ilçesinde münhasıran acentelik verilmemiş olup, davalının aynı bölgede başka acentelerle de çalışabileceği kabul edildiğinden, davacı acentenin kendi emek ve çabası ve kişisel becerileri ile elde ettiği gelirler belirlenerek davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları da değerlendirilerek, alınacak bilirkişi raporuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen ilkelere göre taşıma uzmanının da bulunduğu bilirkişi kurulundan rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verilmiştir.Diğer yandan, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmesine rağmen hangi istek kalemleri yönünden davanın reddine karar verildiği açıklanmadığı gibi reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi de yerinde değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin uyuşmazlığın çözümü için yeterli inceleme ve araştırma yapmadan, delilleri tümüyle toplayıp denetlenebilir teknik tespitleri yaptırmadan hüküm verdiği, ilk derece mahkemesinin gerçek anlamda bilirkişi incelemesi yaptığından söz edilemeyeceği, ilk derece mahkemesince delil toplama faaliyetinin tamamlanması gerektiği kanaatine varıldığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-İlk derece mahkemesince verilen hüküm, Dairemizin iş bu kararı ile ortadan kalktığından, İİK’nın 36/5. maddesi gereğince yatırılan teminatın, yatırana iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.