Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2152 E. 2022/592 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2152
KARAR NO: 2022/592
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/06/2019
NUMARASI: 2018/339 E. – 2019/755 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ihraç ettiği emtianın davalı tarafından 20.04.2011 tarihli nakliyat sigorta poliçesi ile teminat altına aldırdığını, sigortalanan ürün değeri olan 968.039,33 TL üzerinden sigorta primi ödendiğini, emtianın ABD’ye nakliyesinin dava dışı … Tic. A.Ş. tarafından üstlenildiğini, … yetkilisi tarafından gönderilen konşimento ile ürünlerin Amerika’daki … ofisine ulaştığının bildirildiğini, ancak daha sonra gönderinin tüm aramalara rağmen bulunamadığını, … A.Ş. ile yapılan görüşmelerde gönderinin ABD’de yanlışlıkla imha edildiğinin sözlü olarak bildirildiğini, Ankara … Noterliğinin 06.06.2011 tarihli ihtarıyla gerçekleşen riziko nedeniyle zararının ödenmesinin talep edildiğini, eksperce düzenlenen raporda gönderinin imha edildiğinin belirlenmesine rağmen zararın tazmin edilmediğini, alacağın tahsili amacıyla Ankara … İcra Müdürlüğünde başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/ 6 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının açıldığını, mahkemece icra dairesinin yetkisiz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verdiğini, bu kararın kesinleşmesinden sonra icra dosyasının yetkili İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, tebliğ edilen ödeme emrine davalı tarafça itiraz edilerek takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile 06.06.2011 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, davalının icra inkar tazminatından sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dava konusu takibin kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca yok hükmünde olduğunu, Ankara …İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğuna ilişkin kesinleşen Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı sonrasında, süresinde dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesinin talep edilmediğini, yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığının tespit edilerek itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi nedeniyle bu takibin yok hükmünde olduğunu ve artık bu takibin yetkili icra dairesine gönderilmesinin istenilerek itirazın iptali davası açılamayacağını, itirazın iptali davasının yasal bir yıllık süre içinde açılmadığını, yetkisiz yerde yapılan icra takibinden sonra itirazın iptali davasının açma süresinin dolduğunu, nakliye emtea sigorta poliçesinden kaynaklanan davacının bir yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını, açılan takipten sonra zamanaşımı kesen bir işlem bulunmadığı halde davanın bir yıllık süreden sonra açıldığını, dava dilekçesinde emtianın niteliğinin ve akıbetinin ne olduğu hususlarının açıklamadığını, davacının emtiayı ABD’ye göndermek üzere taşıyıcı … kargoya teslim ettiğini, kargo tarafından emtianın ABD’ye ulaştırıldığını, 25.03.2011 tarihinde ABD Gümrüğüne ulaşan emtianın davacı şirket tarafından ABD Gümrük mevzuatına uygun ihraç edilmemesi nedeniyle ve yasal süre içende eksiklikleri tamamlanarak gümrükten çekilmemesi nedeniyle ABD makamlarınca 06.04.2011 tarihinde merciine iade işlemi başlatılıp, taşıyıcı firma tarafından emtianın İstanbul Gümrüğüne geri getirildiğini, davacı şirketin bu kez İstanbul Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğüne hitaben dilekçe ile başvurusu sonucu ABD makamlarınca tamamlanması istenen eksiklik ve hatalar giderilmeden emtianın aynı şekilde … Şirketi aracılığı ile ABD’ye ikinci defa sevk edildiğini, ikinci kez ABD mevzuatına aykırılıkların giderilmemesi nedeniyle emtiaya ABD tarafından el konulması nedeniyle meydana gelen rizikonun poliçe teminatı dışında kaldığını, ayrıca davacının iade edilen emtiada değişiklik yapmadan rizikonun % 100 gerçekleşeceğini önceden bilerek sigorta poliçesi yaptırmış olduğundan hasarın teminat dışında olduğunu, müvekkilinin iade sürecini bilmesi halinde sigorta poliçesi düzenlemeyeceğini, sigortalıca bilinerek yapılan hareketlerden kaynaklanan zararların poliçe teminatı dışında olduğunu, poliçede bulunan kloz uyarınca ürünlerin Amerika, İngiltere ve Avrupa Birliği yaptırımlarına, kurallarına ve kısıtlamalarına aykırı olması halinde ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, davacının taşıyıcıya ait sorumluluğu 280.000,00 USD ile sınırlandırması nedeniyle müvekkilinin en fazla bu miktardan sorumlu tutulabileceğini, davacının ihtarla taşıyıcıdan bu miktarı talep ettiğini, hasar miktarının fazla olarak talep edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen denetime ve hükme elverişli nitelikteki bilirkişi kurulu rapor ve ek raporları ile davacı şirketin ABD’ye ihraç edeceği emtianın davalı sigorta şirketi tarafından nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalandığı, sigorta poliçesinin varlığı ve içeriği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, ürünün ABD’ye gönderildiği, ABD gümrük mevzuatına aykırı bulunması nedeniyle Türkiye’ye iade edildiği, antrepoda tutulduktan sonra ardından yeniden ABD’ye gönderildiği, burada emtianın akıbetinin kesin olarak ne olduğunun belirlenemediği, imha edildiğine dair taraflarca dosyaya bir belge sunulmadığı, ekspertiz raporu sunulmuş ise de bu rapordan emtianın imha edildiğinin anlaşılmasının mümkün olmadığı gibi hangi sebeple imha edildiğine dair açık bir belirleme de bulunulmadığı, emtianın gümrükten çekilmediği ancak antrepoda beklemesi gereken süre dolmadan imha edildiği, ayrıntıların rapor ve ek raporlarda açıklandığı üzere sigorta hukuku ve poliçe genel şartları yönünden sigortacının imha edilen emtia nedeniyle meydana gelen hasarın sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, kesin ve net bir biçimde ispatlamak zorundu bulunduğu, davalı tarafın bu nitelikteki ispata yönelik delillerini sunamadığı, bu durumda rizikonun teminat kapsamı içinde kaldığının kabul edilmesi gerektiği, bunun doğal sonucu olarak davacının gerçek ve somut zararının davalı şirket tarafından karşılanmasının zorunlu olduğu, bilirkişi kurulunca yapılan belirleme ile bu zararın poliçede sigorta bedeli olarak kararlaştırılan tam hasar karşılığı 573.500,00 USD için %10 ilave bedel dahil azami 968.039,33 TL ile sınırlı olması gerektiği, davacı tarafın 1.062.122,00 TL alacağı takip ve dava konusu yaptığı dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davalı tarafın icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 968.039,33 TL asıl alacak ile tarafların tacir oldukları göz önünde tutularak davacı tarafın avans faizi talep edebileceği anlaşılmakla işleyecek faiz yönünden takip talebindeki talebe bağlı kalınarak yıllık %15 oranını geçmemek kaydı ile yıllık %15 ve değişen oranlarda avans faiz üzerinden devamına, davacı tarafça icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de dava konusu uyuşmazlığın ve alacağın yargılamayı gerektirdiği dikkate alınarak davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine..” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ve davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazın 968.039,33 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa yıllık %15 oranını geçmemek kaydıyla değişen oranlarda avans faizi uygulanarak takibin devamına, fazlaya ilişkin 94.082,67 TL’lik istem ile icra inkar tazminatı isteminin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Alacak likit olduğundan ve davalıca zarar miktarı somut ve bilinir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Ankara … Noterliğinin 06.06.2011 tarihli ihtarıyla rizikonun davalıya bildirilmesi nedeniyle düzenlenen ekspertiz raporundan 573.500,00 USD zararın meydana geldiğinin sigorta şirketince bilindiğini, ekspertiz raporunda da taşımacının kusurlarının bulunduğunun belirlendiğini, davalının 10.06.2011 tarihinde temmerüde düşürülmesi üzerine bu tarihten takip tarihine kadar işlemiş faizin de ana paraya eklenerek 1.062.122,00 TL üzerinden takip başlatıldığını, davada faizin 06.06.2011tarihinden başlatılmasının istenildiğini, buna rağmen takip tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı ve hakdüşürücü süreden sonra açılmasına rağmen itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkil şirket aleyhine 22.11.2011 tarihinde Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe 29.11.2011 tarihlinde itiraz edildiğini, 08.01.2013 tarihinde Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/16 Esas sayılı dosyasında açılan davada, mahkemece yetkili icra dairesinde usulüne uygun başlatılmış bir takip bulunmadığından davanın reddine karar verildiğini, mahkemece takibin yok hükmünde olduğu belirlenmesine rağmen aynı takibin İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esasına gönderilerek devam edilmesinin hatalı olduğunu, bu durumda ortada geçerli bir takip bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, kaldı ki itirazın iptali davasının itirazdan 1 yıl 2 ay sonra hem hakdüşürücü süre hem de zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, hasarın ne şekilde meydana geldiğininin davacı tarafından ispatı gerektiğini, ancak dava dosyasına buna ilişkin somut bir delil sunulmadığını, dava dilekçesinde dava konusu emteanın ABD makamlarınca imha edildiğini sözlü olarak öğrenildiği belirterek zararlarının tazminin istendiğini, ancak imhanın ne sebeple yapıldığının açıklanmadığını, poliçe düzenlenmesinin tüm zararların karşılanacağı anlamına gelmediğini, poliçenin genel ve özel şartları dahilinde değerlendirilmesi gerektiğini, öncelikle rizikonun teminat altına alınan hallerden birisinden doğması gerektiğini, emtianın nerede ve ne şekilde zarar gördüğünü ispatlaması gerektiğini, bundan sonra zararın poliçe teminatı dışında kaldığının sigortacı tarafından kanıtlanabileceğini, somut olayda emtianın nerede ve ne zaman imha edildiğini kanıtlayamadığını, emtianın gümrükte imha edildiğine ilişkin … şirketinin soyut beyanından başka iddia bulunmadığını, buna ilişkin tutanak veya delil sunulmadığını, raporda ekspertiz raporundaki tespitlerin dikkate alınmadığını, emtiaya ABD resmi makamları tarafından el konularak imha edildiği düşünülse dahi zararın poliçe teminatı dışında olduğunu, zira davacının bu durumu bilerek poliçe düzenlemesi nedeniyle poliçenin geçersiz olduğunu, kaldı ki poliçe şartlarına göre resmi bir makanca emtiaya el konulmasının poliçe teminatı dışında olduğunu, gerçekleşmesi muhakkak olan bir riziko nedeniyle poliçe düzenlenemeyeceğini, mahrece iade edilirken; emteanın ABD. kanunlarına uygun bir ihracat olmadığı ve emteanın engellendiği belirtilmiş olup, bu husus davacı sigortalı tarafından bilinmesine rağmen yeniden sevk edilmesi nedeniyle poliçenin geçersiz olduğunu, ilk sevkiyatta ABD’ye giriş yapamayan emteanın aynı şartlarda hiçbir değişiklik yapılmadan ikinci defa yine sevk edilmesi halinde ABD’ye giriş yapamayacağı ve kamu otoritesi tarafından emteaya el konulacağının aşikar olduğunu, davacının bunu bilerek 19.04.2011 tarihinde emteayı ABD’ ye ikinci defa sevk ettirerek emteaya el konulacağını çok iyi bildiğinden, sevkiyat başladıktan sonra ve 20.04.2011 tarihinde emtiayı sigortalattığını, bu hususun bilinmesi halinde müvekkilince poliçe düzenlenmesinin mümkün olmadığını, sigorta poliçesinde “ İşbu poliçe aşağıda yazılı klozlar mucibinde akdedlmiştir ” denildikten sonra; … (Air) 1.1.82 C1. 259 klozuna yer verilmiş olup, sigortalının bilerek yaptığı hareket, emteanın hazırlanmasındaki yetersizlik, niteliği ve taşınan emteanın güven içerisinde ulaştırılamayacağının bilinmesi sebebiylede riziko ilgili kloz gereği teminat dışında kaldığını, ihtilaf ve poliçe kapsamının bilirkişilerce ve mahkemece anlaşılamadığını, rapora yönelik itirazlara rağmen denetime elverişli rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı tarafından yurt dışına ihraç edilen emtianın zayi olması nedeniyle nakliyat emtia poliçesi kapsamında zararın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının yurt dışına ihraç edilen 350 adet sekiz kanallı kayıt cihazı ile 2500 adet akım sensörü emtiası hava yolu ile taşıma rizikolarına karşı 20.04.2011tarihli nakliyat sigorta poliçesi ile davalı tarafından sigorta örtüsü altına alınmıştır. Taşınacak emtianın Türkiye’den ABD’ye taşınması sırasında meydana gelecek ve alıcıya teslim edene kadar gerçekleşecek rizikolar sigorta örtüsü altına alınmıştır. Emtianın taşıyıcı … tarafından alıcısına teslim edilmediği ve yükün akıbetinin ne olduğu konusunda somut bir bilgi bulunmadığı, davacı ile taşımacı arasında yapılan yazışmalardan anlaşılmaktadır. Hasar sonrası davacı tarafından keşide edilen Ankara …Noterliğinin 06.06.2011 tarihli ihtarıyla, 573.500 USD hasar bedelinin ödenmesi istenmiştir. Sigortacı tarafından görevlendirilen eksper tarafından düzenlenen 15.11.2011 tarihli ekspertiz raporunun incelenmesinde, emtianın 23.03.2011 tarihinde hava yolu ile ABD’ye gönderildiği, emtianın taşıyıcının antreposuna vardığı, emtianın zamanında çekilmemesi yada alıcıya ulaşılamaması nedeniyle mahrece iade edilerek 07.04.2011 tarihinde Türkiye’ye getirildiği, taşıyıcı yetkililerinin sigortalıya ulaşarak “Yanlışlıkla mahrece iade yapıldığına ” ilişkin haber vermeleri üzerine emtianın yeniden 19.04.2011 tarihinde alıcının ABD’deki adresine gönderildiği, emtianın alıcıya teslim edilmesindeki gecikme üzerine sigortalı ile taşımacı arasında yazışmalar yapıldığı, emtianın bekleme süresi dolduktan sonra veya bekleme süresinin geçtiği düşünülerek ihmal edildiği raporun 4.sayfasında tespit edilmiştir. Ekspertiz raporundaki tespitlerde taşımaya konu ürünlerin ABD ve Avrupa’daki birçok ülkeye satıldığı, önceki yıllarda da ihracat yapıldığı belirlenmiştir. Ekspertiz raporundaki tespitlere göre emtianın ikinci kez ABD’ye varışından sonra 90 gün süreyle depoda tutulmayarak kısa bir süre içinde imha edilmesinde gönderinin sorumlu olmadığı belirlenmiştir. Hasar bedelinin ödenmemesinden sonra davacı tarafından Ankara …İcra Müdürlüğünde 22.11.2011 tarihinde 1.062.122,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla takip başlatılmıştır. Davalının yetki ve borca itirazı üzerine Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinde 08.01.2013 tarihinde itirazın iptali davası açılmış, mahkemece yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takip bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. 19.07.2013 tarihli karar kesinleşmeden takip dosyasına İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğüne gönderilmesi 08.10.2013 tarihinde talep edilmiş, takibin gönderildiği İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ödeme emrinin tebliği üzerine yeniden borca itiraz edilmesi üzerine, eldeki dava açılmıştır. Rizikonun gerçekleşmesinden sonra süresi içerisinde takip başlatıldığı, takip sonrası süresinde Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığı, bu durumda olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 1268. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan, İİK’nın 67.maddesi gereğince bir yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmakla bu yönlere ilişkin davalının istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacı tarafından başlatılan takibe karşı itirazda bulunulması ve itirazın iptali davasının reddi sonrası, takibin yetkili icra dairesine gönderilerek, yeni bir ödeme emrinin tebliğ edilmesi nedeniyle Dairemizin önceki kaldırma kararındaki gerekçelere göre usulüne uygun açılmış bir takip bulunduğu, süresinde borca itiraz edilmesi nedeniyle süresinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Sigorta hukukunda rizikonun gerçekleştiğini kanıtlama yükümlülüğü sigortalıda, gerçekleşen rizikonun poliçe kapsamın teminatı dışında olduğunu kanıtlama yükümlülüğü sigortacıya aittir. Somut olayda dosya kapsamında bulunan ekspertiz raporu, davacı ile taşımacı arasındaki yazışmalar, bilirkişi raporlarından davacı tarafından ihraç edilen emtianın dava dışı taşıyıcı tarafından ABD’ye taşındığı, emtianın sehven mahrecine iade edildiği ve yeniden ihraç edildiği, bu sırada ekspertiz raporunun 9.sayfasındaki tespitlere göre taşıyıcı tarafından yasal süre beklenmeden emtianın imha edilmesi nedeniyle, rizikonun gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporu ve ek raporunda belirlendiği üzere emtianın ABD’ye ihracı yasak veya kısıtlı emtialardan olduğu veya emtianın niteliği ile ihracat rejimine göre kısıtlamaya tabi bir emtia olduğu davalı tarafından kanıtlanmadığı gibi, ekspertiz raporunda davacı tarafından daha önce de ABD ve AB ülkelerine bu emtiaların ihraç edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda sigorta rizikosunun kesinlikle gerçekleşeceği bilinen bir konuda sigorta sözleşmesi yapıldığından söz edilemez. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ve yapılan inceleme hüküm kurmaya yeterli olup, gerçekleşen rizikonun sigorta teminatı dışında olduğuna ilişkin ispat yükümlülüğünün davalı tarafından yerine getirilmemesine ilişkin değerlendirmenin hukuki nitelikte olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacının istinaf başvurusun incelenmesinde, taşımadan kaynaklanan zararın poliçe kapsamı içinde bulunup bulunmadığı ile zararın miktarının yargılamayı gerektirdiği, alacağın likit olmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı olup takip talebindeki şartlar dahilinde işlem yapılması gerekir. Davacı hasara konu asıl alacak miktarını takip öncesi işlemiş faizi de ekleyerek 1.062.122,00 TL olarak belirlemiş ve bu miktar üzerinden asıl alacak talebinde bulunmuştur. Mahkemece yapılan incelemede asıl alacak miktarının 968.039,33 TL olduğu anlaşılmakla mahkemece takibe bağlı kalınarak asıl alacak miktarı üzerinden karar verilmesi ve ana para olarak istenilen fazlaya ilişkin kısma yönelik talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Keşide edilen ihtarın davalıya tebliğine ilişkin belge bulunmadığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 49.595,77 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 5-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 6-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 7-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve davacı yönünden reddedilen miktar yönünden kesin olarak, davalı yönünden temyizi kabil olmak üzere karar verildi. 18.05.2022
KANUN YOLU:HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde reddedilen miktar yönünden kesin, kabul edilen miktar yönünden temyiz yolu açıktır.