Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2149 E. 2019/1502 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2149
KARAR NO : 2019/1502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2019
NUMARASI : 2019/733D.İŞ.- 2019/748K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ihtiyati haciz kararına karşı borçlu tarafça yapılan itirazın kabulüne yönelik olarak verilen ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; 19.04.2018 tanzim tarihli, 24.04.2018 vade tarihli, 430.000,00TL bedelli kambiyo senedine dayalı olarakc140.000,00 TL’lik bölüm için borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 06/05/2019 tarihli kararıyla ihtiyati haciz talebini kabul etmiştir.Bu karara karşı borçlular vekili tarafından mahkemeye verilen itiraz dilekçesiyle; talep konusu senedin 290.000,00 TL tutarındaki kısmına ilişkin önceden İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinden ihtiyati haciz talep edildiğini, talebin kabulü üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından müvekkilleri aleyhine takip işlemlerine başlandığını, şu an için geri kalan meblağa ilişkin olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, söz konusu senedin bir dolandırıcılık şebekesi tarafından müvekkilinin kandırılması suretiyle elde edildiğini, bu senet haricinde toplam bedeli 480.000,00 TL olan 8 adet çekin de müvekkilinden alındığını, bu çeklere ilişki Bakırköy 2. Ağır Ceza Mah. 2018/467E. numaralı dosyasıyla yargılamanın devam ettiğini, müvekkilleri aleyhine söz konusu çeklere ilişkin savcılığın el koyma kararı olmasına rağmen çeklerin hukuka aykırı olarak kambiyo takibine konu edildiğini, itiraza konu çekin bahsi geçen bu çeklerle aynı miktarlı olduğunu ve aynı tarafa mükerrer olarak verildiğini belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine, teminat bedelinin dosyada uğrayacakları zararlara istinaden tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince itiraz üzerine yapılan murafaa sonucunda verilen ve istinaf incelemesine konu edilen 16/05/2019 tarihli ek kararında; ” …Mahkememizce yapılan mürafaa ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat sonucunda; ihtiyati hacze konu bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verildiği, ihtiyati hacze konu bononun teminat vasfında olduğuna yönelik itirazlar, talebe konu bononun kısmi alacak miktarları gözetilerek talep ve haciz konusu yapılması, ceza ve soruşturma dosyası ve tüm dosya kapsamının tetkiki ile alacağın varlık ve miktarı ile muacceliyeti hususlarının yargılamayı gerektirdiği, İİK’nın 257. madde koşullarının bu aşamada oluşmadığı anlaşılmakla; ihtiyati hacze itiraz eden yönünden itirazın kabulüyle…”, 06/05/2019 tarihli 2019/733 D.iş esas, 2019/748 D. İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dosya konusu ihtiyati haciz kararının icra dairesinde mevcut olan icra dosyasına konu olduğunu ve icra dosyasının halen derdest olduğunu, ihtiyaten borçluların mallarına haciz konulduğunu, borçlunun bu aşamada yapmış olduğu itirazın mahkeme tarafından kaldırmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,Borçluların iddia ettikleri davalara konu kambiyo senetlerinin çek olduğunu, bu dosya konusu olan senet ise bahse konu davalardan bağımsız bir kambiyo senedi olduğunu, söz konusu senet hakkında hiç bir dava bulunmadığını, takip başlatılana kadar da hiç bir itiraz sunulmadığını, senedin teminat senedi olmadığını, bir senedin teminat senedi olması için açıkça teminat ibaresinin bulunması gerektiğini,Yargıtayın yerleşik içtihadı uyarınca, müvekkilinin iyi niyetli ciranta olduğunu, cirantaya karşı ileri sürülebilecek hukuki itiraz ve defiler ile senedin ilk lehtarına karşı ileri sürülecek hukuki itirazların aynı olmadığını,Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına ve itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebi kabul edilmiş, bu karara borçlu vekilince itiraz edilmesi üzerine itirazın kabulüne ve ihtiyati haczin itiraz edenler yönünden kaldırılmasına dair ek karar verilmiş, bu ek karara karşı alacaklı vekili tarafından, İİK’nın 265/son maddesi uyarınca, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz talebine konu 19.04.2018 düzenleme tarihli, 24.04.2018 vadeli, 430.000,00 TL tutarlı senedin keşidecisi …. Ltd. Şti., lehtarı …. Ltd. Şti., avalistleri …, …, ihtiyati haciz talep edenin ise son ciranta olduğu görülmüştür.İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nun 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz eden borçlu tarafça ileri sürülen itiraz nedenleri ve iddiaları, dava yoluyla ileri sürülebilecek nitelikte olup somut olayda da taraflar arasında menfi tespit davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan İtiraz edenin itiraz sebepleri İİK’nın 265. maddesinde sayılan itiraz nedenlerinden olmadığı, ihtiyati hacze itiraz aşamasında değerlendirilemeyeceği istikrarlı yargıtay kararlarında vurgulanmıştır (emsal nitelikte Yargıtay 11. HD 19/09/2016 tarih, 2016/8376-7358 E.K sayılı ilamı).Borçlu tarafından ileri sürülen itiraz nedenleri, İİK’nın 265.maddesi kapsamındaki sınırlı sebepler içinde olmadığından, alacaklının istinaf başvurusu yerinde görülmekle ilk derece mahkemesinin, itirazın kabulüne dair ek kararı isabetsiz olduğundan, ilk derece mahkemesince verilen 16.05.2019 tarihli ek kararının kaldırılması gerekmiştir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK.’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen ve ihtiyati hacze itirazın kabulüne ilişkin 16/05/2019 tarihli ek kararın kaldırılmasına, ihtiyati hacze itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;1-Borçlular vekilinin ihtiyati hacze vaki itirazının reddine,2-İhtiyati hacze vaki itiraz reddedilmiş olup 06/05/2019 tarihli ihtiyati haciz kararı geçerliliğini koruduğundan, yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına, 3-Alacaklı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 35,90 TL istinaf harcının talep halinde alacaklıya iadesine, 4-Alacaklı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf harç gideri ile 23,63 TL posta gideri olmak üzere toplam 121,60 TL istinaf giderinin itiraz eden borçludan tahsili ile alacaklıya verilmesine, 5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretinin borçlulardan alınıp alacaklıya verilmesine,6-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/11/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.