Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2146 E. 2019/1678 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2146
KARAR NO : 2019/1678
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI : 2017/702 -2019/731 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak-Tapu İptali ve Tescil-Tazminat
Taraflar arasındaki alacak-tapu iptali ve tescil ve tazminat istemli davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili, müvekkilleri gerçek kişilerin murisi … ile davalılardan …, … ve … kardeş olduklarını, 28.1.1990 tarihli yazılı belge ile tüm malvarlığının adı geçen davalılar tarafından belirlenerek bütün mirasın birlikte kazanıldığının kabul edildiğini, davalı … AŞ’nin davalı gerçek kişi / amcalarının idaresinde olup, müvekkili gerçek kişilerin bu şirketin azınlık ortakları olduğunu, murisin ölümü sonrasında aile büyüğü amcaların yönetiminde mal varlığının resmen kimin adına kayıtlı olduğuna bakılmaksızın bugüne kadar aile ortaklığı şeklinde yapılanma gerçekleştiğini, nitekim bu durumun anılan yazılı sözleşmede ifade edildiğini, aile ticari şirketi olan davalı …AŞ’nin 10,000,000 Usd’den fazla bir zarara uğratıldığını, davalı … Ltd Şti’nin de şirket işlemi ile bağdaşmayan biçimde ortak taşınmazların kira gelirlerini toplamakta ve … yetkisi olmamasına rağmen davalı ortaklara sürekli dağıtım yaptığını, ancak müvekkili gerçek kişilere herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili …San. Ltd. Şti’nin müvekkili …’nın idaresinde davalı … ile yarı yarıya ortak bir şirket olduğunu, bu şirketin kredi borçlarının bir kısmının davalılar tarafından ihtirazi kayıtla ödendiğini, akabinde taraflar arasında uyuşmazlık çıktığını, taşınmazlar ortaklığın, kullanan müvekkili davacılara verdiği kar paylarından ibaretken davalılar kötü niyetli olarak buradaki kayıttan kaynaklanan mülkiyet haklarını eğriti ödüncüne döndürmeye çalıştıklarını, taşınmazların müvekkillerinin murisinin vefatı sırasında düzenlenmiş ortaklık hakkı olup inançlı işlemle üzerlerinde durduğunun ve tapu iptali ile kullanıcı adına ortaklık payı ödemesi çerçevesinde tescili gerektiğini, davalıların kusuru ile neden olduğu davranışlar nedeni ile davalı … Şirketi üzerinden sürdürülen “aile” ortaklığının sona erdirilerek haklı tasfiyesi çerçevesinde davalı … AŞ’nin kuruluştaki muris …’dan intikal eden ve aile olarak toplam mal varlığının ¼ ünün ihtar tarihindeki mahkemece saptanacak aktüer değerinin, sonradan davacıların aynı ortaklık çerçevesinde tüm aileye özgülenen tüm sermaye, emek, değişimleri ile mahkemece saptanacak azınlık paylarının ve aktüer alacaklarının ne miktarda olduğu davacı ve davalıların sorumlulukları çerçevesinde belirlenerek fazlaya ait haklar saklı kalarak şimdilik 100,000.- TL lık kısım için, bir kısmı davalı … bir kısmı davalı … A.Ş adına kayıtlı taşınmazların muris … mirasçıları miras payları oranında paylı mülkiyetle adlarına tescili gerektiğini, aksi durumda saptanacak değerleri alacak hakkına eklenerek olay tarihlerinden başlayacak avans faizi ile birlikte tahsili gerektiğini ileri sürerek davacı …, …, …’nın 28.1.1990 tarihli sözleşmeden başlamak üzere süreç içerisinde Suudi Arabistan’da yitirilen para dahil olmak üzere … AŞ’den davacı azınlık payları zararına yasa dışı çıkartılan tüm ekonomik değerlerin tespiti ile davalı …. San. ve Tic. A.Ş. den davalı baskın ortaklardan diğer davalı … tarafından ortağı davalı … AŞ’ye ve ortaklara ayrılan kira gelirlerinin ne şekilde aktarıldığı ve miktarının da saptanması sureti ile … San ve Tic Ltd Şti hesapları da çalışmada ortaklar yönünden hesaplama içerisinde artı/eksi yer alarak, temettü ve kar payı olarak kendilerinden kaçırılan alacaklarının ve paylarından eksilen kısmın ne kadar olduğunun ve aktüer değerinin mahkemece tespitine, muris … aile içinde yer alan ve intikal eden miras payı olarak intikali gereken pay içerisinde yer alan ve … adına kayıtlı olan ve İstanbul, …, … mahallesi, … pafta, … ada, … parselde bulunan … numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı …. mirasçıları miras payları oranında paylı mülkiyetle adlarına tesciline, …San. ve Tic. A.Ş.,adına kayıtlı olan İstanbul, …, … mahallesi, … pafta, … parselde bulunan … numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı … mirasçıları miras payları oranında paylı mülkiyetle adlarına tesciline ikincil istek olarak artan miktar açısından ve tescilin mümkün olmaması halinde taşınmaz değerlerinin de ilave edilerek tespit edilen alacağın fazlaya ait haklar saklı kalarak şimdilik 100.000.- TL.sının olay tarihlerinden başlayacak avans faizleri ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılardan … ve diğer davalılar vekillerinin ayrı olmak üzere sundukları cevap dilekçelerinde özetle; huzurdaki davada netice-i talebin soyut ve anlaşılamaz olduğunu, bu itibarla davacıların taleplerinin iddialarının genişletilmesi yasağını aşmamak kaydıyla açıklattırılması gerektiğini, dosyada zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, huzurdaki mahkemenin dava konusu uyuşmazlıkta görevli olmadığını, davalılar arasında yasanın işaret ettiği gibi zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığını, aktif dava ehliyeti ve husumet itirazında bulunduğunu, dava dilekçesinde husumetin tam olarak ne olduğunun belirlenmediğini, davanın kısmi dava mı yoksa belirsiz alacak davası mı olduğunun belirsiz olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, … ve …’nın dava ile hiçbir bağının bulunmadığını, bu nedenle husumet yönünden reddinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava dilekçesinde mahkemeye yöneltilen talebin konusunun, talebin dayanağının, talebe konu miktarın ne olduğu hususlarının ayrıntılı ve anlaşılabilir olarak gösterilmesinin, yargılama faaliyetinin doğru ve sağlıklı yürütülmesi açısından bir zorunluluk olduğu (HMK m 24, 26 ve 119), eldeki davada ise davanın ortaklar tarafından şirketin zararı için açılan sorumluluk davası mı olduğu, ortakların doğrudan zararlarının mı talep edildiği, yoksa şirketin zararının şirkete ödenmesinin mi talep edildiği, tapu iptal tescil talebinin olup olmadığı, varsa hangi taşınmazın tapusunun tescilinin talep edildiği, kira bedeli olarak hangi taşınmaza ait hangi dönem kirasının istendiği, şirketin feshi talebi varsa bunun kimlerden istendiği ve hangi şirketin feshinin istendiği, davacı limited şirketin mi, davalı anonim şirketin mi feshinin istendiği, … adına olan taşınmazın şirketle ne bağlantısının olduğu, bu tapunun hangi nedene dayalı olarak tapusunun iptali ile -davacı şirkete değil de- neden davacılardan gerçek kişilere hisseleri oranında tescilinin istendiği hususlarının dava dilekçesi defaten okunmasına rağmen anlaşılamadığı, nitekim davalılar vekilleri tarafından da bu yönde itirazda bulunulduğu, davacı vekilinin talebini açıklamasının istendiği, davacı vekilinin, duruşmada “toplu olarak dava açtıklarını, açıklanacak bir husus olmadığını, açıklanması için başkaca dilekçe vermeyeceğini, yeteri kadar açık olduğunu düşündüklerini” ifade ettiği, ayrıca davacya bir haftalık kesin sürenin verildiği, ancak açıklama yapılmadığı, davacının dilekçesinde talebine dayanak yaptığı bazı iddialar (vakıalar) olmakla birlikte, bunların somut ve açık olmadığı, hangi davacı adına, hangi davalıdan ne istendiği açık bir biçimde ifade edilmezse, ne karşı tarafın sağlıklı savunma yapmasının ne de sağlıklı bir hüküm verilmesinin mümkün olduğu, çünkü, karşı tarafın hukukî dinlenilme hakkının gereği olarak açıklama ve ispat hakkını kullanabilmesi için, öncelikle kendisine yöneltilen iddialar hakkında tam olarak bilgilenmesinin zorunlu olduğu, açıklanan sebeplerle, davayı hukuki olarak vasıflandırmaya yarayacak, sağlıklı şekilde uyuşmazlık noktalarının tespitini sağlayacak, ihtiyaç duyulan dava dilekçesi unsurlarının, süre verilmesine ve sonucunun açık bir şekilde ihtar edilmesine rağmen mahkemeden esirgendiği eldeki davanın, bu haliyle HMK’nın 119/1-ğ, 119/2. maddeleri uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bir ailenin bütün uyuşmazlıklarının gayet açık bir biçimde anlatıldığı heyetin tefrik endüstrimanının bulunduğu göz ardı edilerek, davanın tamamı hakkında adil yargılama sürecini ihlal eder nitelikte, mülkiyet hakkına ayrımcılık yasağına ve eşitlik kuralı açısından insan hakkı niteliğindeki haklara aykırı karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Davacılar tarafından davalılar aleyhine ikame edilen davada ilk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrutusunda, açılmamış sayılmasına kararı verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinin HMK’nın 119. maddesinin 1. fıkrasının h bendi gereğince, talep sonucunun açıklattırılması hususunda, davacı vekiline bir haftalık kesin süre verildiği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde davanın açılmamış sayılmasina karar verileceği hususunun ihtar edildiği, verilen bir haftalık kesin süre içerisinde bahsi geçen eksikliğin, davacı vekilince tamamlanmadığı anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nın 119. maddesi; “(1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:a) Mahkemenin adı b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği g) Dayanılan hukuki sebepler ğ) Açık bir şekilde talep sonucu h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası (2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” hükmünü ihtiva etmektedir. Somut olayda, dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun belli olmadığı, davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen talebin açık ve anlaşılır bir şekilde açıklığa kavuşturulmadığı, bu haliyle karşı tarafın sağlıklı bir savunma yapmasının ve mahkemenin de hüküm vermesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, mahkemece HMK’nın 119. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, ilk derece mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25/12/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.