Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2110 E. 2019/1518 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2110
KARAR NO : 2019/1518
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :04/09/2019
NUMARASI : 2019/264 Esas
TALEP KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında talep edilen ihtiyati haczin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP Davacı/ ihtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren davalı şirket arasında otomotiv yedek parça satşına ilişkin olarak akdi ilişki kurulduğunu, müvekkilinin davalıya mal satıp teslim ettiğini karşılığında düzenlenen faturalardan dolayı alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın kanıtlandığından ihtiyati hacze hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili, taraflar arasında alım satıma dayalı ticari ilişki olduğunu, cari hesaba işlenen bazı faturalar içeriği emtianın müvekkiline teslim edilmediğinden bu konuda davacıya ihtarname keşide edildiğini, davacının da kayıtlarını düzeltileceğini beyan etmesine karşın müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini, taraflar arasındaki hesap bakiyesinin uyuşmadığını, ihtilaflı olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince 30.05.2019 tarihli ara kararıyla ihtiyati haciz koşulları gerçekleşmediğinden talebin reddine karar verilmiştir.Bu kez davacı vekili 07.08.2019 tarihli dilekçesinde, davalının davaya sunmuş olduğu dilekçelerinden sözü edilen ihtarnameye konu faturalar dışındaki alacağı ikrar ettiğinin kabulü gerektiğini, bu durumda bu faturaların mahsubu sonucunda müvekkilinin davalıdan 914.673,65 TL alacaklı olduğunu, kaldı ki davalı şirket tarafından müvekkiline gönderilen e-posta içeriğinde davalı şirketin 2018-2019 yıllarına ait cari hesap ekstrelerinde, müvekkilinin davalıdan 1.499.652,63 TL alacaklı olduğunu belirterek 1.499.652,63 TL üzerinden olmadığı takdirde 914.673,65 TL kısım üzerinden ihtiyati hacze hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince, yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden talebin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Talep eden vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalının davaya sunmuş olduğu yazılı beyanlar, dava dosyasının geldiği aşama ve özellikle davalının göndermiş olduğu e-posta içeriğinde sunulan davalının cari hesap ekstreleri dikkate alındığında yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, ihtiyati haciz koşullarının bulunmasına rağmen talebin reddinin usul ve yasağa aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Talep, itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir.Davacı/talep eden, faturalardan kaynaklı cari hesap bakiye alacağı hakkında ihtiyati hacze karar verilmesini istemiş, ilk derece mahkemesince, yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden talebin reddine karar verilmiştir.İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. Cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır.Nitekim Yargıtay 19 HD 2015/4882 E 2015/12767 K 30.09.2015 T. Ve Yargıtay 11. HD 2016/2214 E 2016/2481 K 07.03.2016 T. Emsal kararında da belirtildiği üzere; İcra ve İflas Kanunu’nun 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin, alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesi yeterli kabul edilmektedir.Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde; davalı/karşı tarafça, taraflar arasındaki akdi ilişkinin kabul edildiği ve fakat taraflar arasındaki cari hesap bakiye borcu konusunda ihtilaf bulunulduğu savunulmuş olmasına göre, alacağın varlığı ve miktarının tespiti bakımından dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığından davacı/alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.Bu sebeple ilk derece mahkemesince verilen red kararı yerinde olup talep edenin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Talep eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına,3-Talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 28/11/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.