Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2087 E. 2019/1676 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2087
KARAR NO : 2019/1676
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2019
NUMARASI : 2016/749- 2019/407 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, 2012 yılından buyana Köprübaşı Regülatörü ve Hidrolektrik Santrali üretim lisansına sahip olan davalılardan … Ltd. Şti’nin hidrolelektrik santralini işletmek amacıyla müvekkili ve diğer ortaklarca 09/05/2007 tarihinde kurulduğunu, şirkete yatırım yapmak isteyen diğer davalılar ile yapılan görüşmelerde santralin kurulup işletilmesi için finansman ve teknik desteğe ihtiyacı şirketin nezdinde ortaklık kurulmasının tarafları menfaatine faydalı olacağı kanaatine varıldığını, ancak davalıların şirketin sermaye ihtiyacını karşılamak için bankalardan kredi alınması sürecinde şirketin kredibiletisinin yüksek gösterilmesinin sağlanması için tüm şirket hisselerinin kendilerine devredilmesinin zaruri olduğunun belirtmeleri üzerine, müvekkili dışındaki diğer ortakların 13.05.2011 tarihinde hisselerinin tamamını satarak davalılara devretiğini, müvekkilinin ise davalılara hisselerini devretmeyi imzalanan 04.05.2011 tarihli protokol ve 06.04.2012 tarihli ek protokol karşılığında kabul ettiğini, müvekkilinin protokollerden kaynaklı edimlerini yerine getirdiği halde, davalıların edimlerini ifadan imtina ettiklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla cezai şart alacağından şimdilik 10.000 USD’nin temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, protokolün 3/a maddesindeki yükümlülüğün yerine getirilmesi amacıyla müvekkili adına TTK 502. maddesi uyarınca, 10 adet kurucu intifa senedi çıkarılması yönünde karar alınmasına ve ve bu senetlerin müvekkiline teslim edilmesi yükümlülüğünün tespit edilmesine, protokolün 3/b maddesinde taahhüt edilen ödemelerin tespit edilerek işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, aksi kanaate varılması halinde müvekkiline taahhüt edilen gelirlerin ve ödeme sürelerinin (ilk 5 yıl 3 ay %2, daha sonra lisans süresi sonu olan 2061 yılına kadar %10 olarak devam edecek şekilde) hesaplama yapılarak bulunacak tazminat tutarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL kısmının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, cezai şart alacağı için kısmi dava açılamayacağını, protokole taraf olmayan müvekkillerinden … şirketlerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının protokolde belirlenmiş olan yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davanın, davacının davalı …. Ltd Ştin’ndeki hisselerini diğer davalılara devrine ilişkin düzenlenen 04.05.2011 tarihli protokol ve 06.04.2012 tarihli ek protokolden kaynaklandığı, HMK’nun 14/2. Maddesi ” Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmünü içerdiği, davalı …. Ltd Şti’nin merkezinin Ümraniye/İstanbul olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-ç ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın yetki yönünden usulden reddine, işbu davaya bakmakta mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna, kararın kesinleşmesini müteakip yasal süre içinde başvuru olduğunda dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın ortaklık sıfatıyla açılmadığı gibi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan bir alacağın da sözkonusu olmadığını, müvekkili ile davalılar arasında akdedilen protokol ve ek protokoldeki yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden dolayı protokolde öngörülen cezai şart alacağının ve diğer ödemelerin tahsilinin ve müvekkili adına intifa senetlerinin çıkartılmasının istendiğini, yetkisizlik kararının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Davacı, kurucusu ve ortaklarından olduğu davalılardan … Ltd. Şti’ndeki hisselerini davalılara devri konusunda protokol ve ek protokollerin imzalandığını, protokollerden kaynaklı edimlerini ifa ettiğini, ancak davalıların edimlerini yerine getirmediği gibi protokoldeki yükümlülüklerine aykırı davrandığını iddia ederek protokolerde hüküm altına alınan cezai şart alacağın ve yapılması gereken diğer ödemelerin tahsilinin yanısıra yine intifa senedi çıkarılarak tarafına teslim edilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrutusunda yetkisizlik kararı verilmiştir.HMK.14/2.maddesi ile “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü mevcuttur.Somut olayda ise, davacı ile bir kısım davalılar arasında imzalanan protokol ve ek protokol kapsamında davacının davalılardan … Ltd. Şti’ndeki hisselerinin tamamını davalılara devrettiği, ancak davalıların protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği, bu yükümlülüklere aykırı davranıldığı iddia edilmiş olup, davada ileri sürülen taleplerin ortaklık ilişkisinden kaynaklanmadığı ve taraflar arasında ortaklık ilişkisi bulunmadığı tarafların da kabulünde ve ihtilafsız olduğu halde, ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, incelenen yetkisizlik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’.nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; HMK.’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/04/2019 tarihli 2016/749 Esas, 2019/407 karar sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf kanun yolu harcının talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5- Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK.’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25/12/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.