Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2062 E. 2022/851 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2062
KARAR NO 2022/851
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2019
NUMARASI: 2018/533 E. 2019/468 K.
BİRLEŞEN İSTANBUL 13.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/549 E SAYILI DOSYASINDA:
DAVANIN KONUSU: Şirket Genel Kurul Kararının İptali
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle asıl ve birleşen davaların, kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı, asıl ve birleşenda davcılar vekili ile davalı şirket vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada davacı vekili, davasında özetle; davalı şirketin 2017 yılı olağan genel kurulunun 20/03/2018 tarihinde saat 12:00’da şirket merkezinde toplandğını, şirketin toplam 83.217.654 TL’lik sermayesine tekabül eden 8.321.765.400 adet payın tamamının toplantıda temsil edildiğini, genel kurul toplantısının açılmasıyla birlikte ilk gündem maddesi uyarınca divan heyetinin seçildiğini, ancak diğer maddelerin görüşülmesine geçilmeden önce davacı …’nin talebi üzerinde gündemin 3.maddesi ile 2.maddelerinin görüşülmesinin oybirliği ile yer değiştirildiğini, gündemin 2.maddesinin 2017 yılına ait bilanço ve kar/zarar hesaplarının okunması, müzakeresi ve onaylanması, 3.maddesinin ise yönetim kurulu faaliyet raporu ile bağımsız denetim raporunun okunması ve müzakere edilmesi olduğunu, bunun üzerine yine gündemin diğer maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce azınlık pay sahibi sıfatıyla davacıyı genel kurul toplantısında vekaleten teslim eden vekilin, TTK ‘nın 420.maddesi uyarınca finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesinin ertelenmesi talebinde bulunması üzerine genel kurul toplantısı gündeminin 2, 3, 4 ve 6.maddelerinin görüşülmesinin ertelendiğini, ancak TTK 420.maddesi uyarınca finansal tabloların müzakeresine bağlı konulardan ve genel kurul toplantısı gündeminin yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ile görev sürelerinin belirlenmesine ilişkin 5.maddesi, TTK gereği bağımsız dış denetleme kuruluşunun seçimi ve onaylanmasına ilişkin 7.maddesi ve yönetim kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştigal etmelerine TTK 395 ve 396.maddeleri gereğince müsade edilmesine ilişkin 8.maddelerinin görüşülmesinin davacının iradesine aykırı ve hukuka aykırı olarak ertelenmediğini ve davacı ile diğer azınlık pay sahibi vekillerinin itirazlarına rağmen oyçokluğu ile söz konusu kararların alındığını, davacı …’nin şirket sermayesinin 12.605.590,93 TL’lik kısmına tekabül eden 1.260.559.093 payın sahibi ve %15,1’lik oranda pay sahibi olarak alınan kararlara karşı itiraz ettiğini, kararların hukuka aykırı olarak alındğını, anılan nedenlerle hukuka aykırı olarak alınan genel kurul toplantısının 5, 7 ve 8 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; 20/03/2017 tarihli 2017 yılı olağan genel kurul toplantısının şirket merkezinde çağrı ve toplantı usullerine uygun olarak yapıldığını, toplantı başladığında davacı vekilinin divan başkanlığına yazılı dilekçe verdiğini, divan başkanlığının ise davacı vekilinin talebi üzerine gündemin 2.maddesi olan yönetim kurluu faaliyet raporu ile bağımsız denetim raporunun okunup değerlendirilmesi, gündemin 3.maddesi olan 2017 yılına ait bilanço ve kar/zarar hesaplarının okunması ve müzakere edilmesi, gündemin 4.maddesi olan yönetim kurulunun ayrı ayrı ibra edilmesi, gündemin 6.maddesi olan kar dağıtıma ilişkin görüşmelereni TTK 420.hükmüne göre ertelendiğini, davacı ve vekilinin şirketten her türlü bilgi ve belgeyi aldıklarını, bilançolar ve diğer finansal tablolar konusunda yeteri kadar bilgi sahibi olduklarını, şirkete ayrıca bağımsız denetim raporu da hazırlandığını, bütün bu bilgilerin TTK 1524.maddesi gereğince davacıyla ve kamuoyu ile paylaşıldığını davacının butun sorularına şirket tarafından ayrıntılı cevap verildiğini, bu nedenle davacının finansal tabloları erteletmesine bir ihtiyacı kalmadığını, davacının erteleme talebinin hakkın kötüye kullanımına ilişkin olduğunu, 28/06/2018 tarihinde yapılan ertelenen genel kurul toplantısında yeniden eski yönetim kurulunun seçildiğini, yeni yönetimin eski yönetimle aynı olmasının tek başına iptal nedeni olamayacağını, yine gündemin 7.maddesi ile bağımsız denetçi seçimine ilişkin itirazların haksız olduğunu, bağımsız denetçinin şirketin bir organı olmadığını, bağımsız denetçi seçimi konusunda TTK 420.maddesinde yer alan finansal tabloların ertelenmesine ilişkin konu ile bir ilgisi bulunmadığını, yine gündemin 8.maddesine ilişkin itirazların da yersiz olduğunu, davalı şirketin içinde bulunduğu şirketler grubunun … Şirketler Grubu olarak adlandırıldığını, bu şirketler grubu içinde bulunan çok sayıda şirketin aynı yönetim kurulu tarafından yönetildiğini, bu nedenle yıllardır süregelen uygulamanın benzerinin yapılmasından başka yeni bir uygulama olmadığını, hiçbir zaman yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396.maddelerine göre verilen izinlerin grup dışı şirketlerde faaliyet izni olarak verilmediğini, bu izinlerin bu şekilde asla kullanılmadığını, anılan nedenlerle iptali istenen 5, 7, 8 nolu maddelere ilişkin iptal isteminin reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketteki hisse adedinin toplam hisse sayısının %15,14’üne denk gelen 1.260.559.093 hisse olduğunu; davalı … Ticaret A.Ş.’nin (…) 20/03/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı Olağan Genel Kuruluna davacınında aralarında bulunduğu 8.321.765.400 adet hisse sahibinin tamamının asaleten ya da vekaleten iştirak ettiğini, davacı tarafından TTK.’nun 420.maddesi uyarınca Finansal Tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelemesinin talep edildiğini, aynı şekilde diğer hissedarlardan … vekilinin de erteleme talebinde bulunduğunu, talepleri değerlendiren Divan Başkanlığı tarafından; gündemin 2, 3, 4, ve 6.maddelerinin görüşülmesinin; TTK’nun 420.maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği halde çoğunluk hissedarının istediği ile yeni Yönetim Kurulu Üyelerinin seçimi maddesine geçildiğini, davacı tarafından yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine derhal itiraz edildiğini ve davacının bu konu hakkındaki muhalefetini Genel Kurulu Tutanağına işlettiğini, Divan Başkanlığı tarafından, yeni yönetim seçimine geçildiğini ve çoğunluk hissedarlarının oyları ile …, …, … A.Ş. (temsilen …) ve … A.Ş. (temsilen …) yönetim kuruluna seçildiğini, bu kişilerden oluşan Yönetim Kurulunun 2017 yılında görev yapmış olan yönetim kurulu ile birebir aynı olduğunu, ayrıca 20/03/2018 tarihli Genel Kurulda alınan toplantı gündeminin 5. maddesinin görüşülmesine ve yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine dair kararın, toplantı gündeminin 7.maddesinin (dava dilekçesinde sehven 8. madde olarak yazılan) görüşülmesine ve yeni bağımsız denetçi seçilmesine dair kararın, toplantı gündeminin 8. maddesinin (dava dilekçesinde sehven 9. madde olarak yazılan) görüşülmesine ve yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin TTK’nın 395 ve 396. maddeleri uyarınca şirket konusu işler ile iştigal etmesine izin verilmesi kararının, davacının %15,14 hissesine sahip olduğu davalı şirketin ilave zararına yol açacağını beyanla, 20/03/2018 tarihinde yapılan Olağan Genel Kuruldaki toplantı gündeminin 5.,7. ve 8. maddesinin TTK 445. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; 20 Mart 2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplahntısında Yönetim Kurulunun secimine ilişkin iptal isteminin konusuz kaldığını , ayrıca TTK.’nun 448(2) maddesi gereği, işbu davanın, vekiledeni şirkete karşı davacıları farklı olmakla birlikte aynı Genel Kurul toplantısında alınan aynı kararlara karşı İstanbul 10. Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2018/533 esas sayılı dosyasında dava açılmış olmakla, işbu davanın daha önce açılan İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/533 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… TTK 395-396.maddeleri uyarınca yöneticilere izin verilmesine yönelik kararda oydan yoksunluk halinin olduğu ileri sürülmüş ise de; söz konusu iddianın savunmayı genişletme niteliğinde olduğu ve iddia ve savunmanın genişletilmesi kapsamında bulunduğu, davalı tarafça söz konusu iddia ve savunmanın genişletilmesinin kabul edilmediği, taraflar arasında görülen davanın genel kurul iptal davası olması, bu kapsamda basit yargılama usulüne tabi olması HMK 319.maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi yada değiştirilmesi yasağının dava açılmasıyla, savunmanın değiştirilmesi yada genişletilmesi yasağının da mahkemeye verilmesiyle başlayacağı, her iki dava yönünden davacılar tarafından gerek toplantıda ki muhalefet şerhlerinde, gerekse dava dilekçelerinde oy kullanan …’ın oydan yoksun olduğu iddiasının ileri sürülmemiş oluşu, sonradan bu iddianın ileri sürülmesinin iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında bulunduğu ve davalı tarafça buna itiraz edildiği, ayrıca davacı tarafça da dava dilekçesinin usulüne uygun ıslah edilmemiş oluşu da dikkate alındığında davacıların gündemin 8.maddesinde TTK 395-396.maddeleri uyarınca izin verilmesine yönelik yapılan oylamada oydan yoksunluk iddialarına değer verilmemiş ve yukarıda belirtildiği şekilde söz konusu kararların finansal tabloların ertelenmesiyle herhangi bir ilgisi bulunmadığı” gerekçesiyle; asıl ve birleşen davaların kısmen kabul – kısmen reddi ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 511040 sicil numarasında kayıtlı davalı … TİC. A.Ş.’nin 20/03/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında gündemin 5.maddesi ile alınan yönetici seçilmesine yönelik kararın TTK. 445.maddesi uyarınca İPTALİNE, Aynı tarihli genel kurulda alınan denetim şirketi atanmasına ve yöneticilerin TTK’nın 395 ve 396. maddeleri uyarınca izin verilmesine yönelik kararların iptali istemi için açılan davaların ayrı ayrı reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekillerince ve davalı şirket vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl dava davacı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkilinin TTK’nın 420. maddesi uyarınca yaptığı erteleme talebi dolayısıyla bağımsız denetçi atanmasına ilişkin gündem maddesinin görüşülmesinin de dürüst hesap verme ilkelerine aykırı olan ve yeterli açıklıkta bulunmayan finansal tabloların henüz müzakere edilmemiş olması dolayısıyla ertelenmesi gerektiğini, aksi halde şirketin finansal tabloları henüz onaylanmamış ve denetçi henüz ibraz edilmemiş iken aynı denetçinin tekrar seçilmesinin TTK’nın amir hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ayrıca şirket için telafi edilemez zararlara yol açtığını, İptali istenen genel kurul kararındaki 2018 mali yılı için seçilen bağımsız denetçi … A.Ş.’nin 2017 yılında da şirketin bağımsız denetçiliğini yaptığını, ne var ki şirketin finansal tablolarına güven duyulmamaya başlandığını, pay sahiplerinden …’in açmış olduğu İsatnbul 9.ATM’nin 2018/841 Esas sayılı dosyasında görülen özel denetim davası kapsamında dosyaya sunulan 04.04.2019tarihli bilirkişi raporunda şirketin finansal tablolarının gerçeği yansıtmadığının açıkça belirtildiğini, şirketin huzurda iptali istenen genel kurul toplantısında görüşülmesi ertelenen konuların görüşüldüğü, 28.06.2018 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talebiyle açılan ve halen İstanbul 6.ATM’nin nezdinde görülen başka bir davada dosyaya sunulan 16.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda bağımsız denetim raporu ve ekli finansal tablolar ile faaliyet raporu arasında uyumsuzluk bulunduğunun belirtildiğini, Şirketin 28.03.2019 tarihli genel kurul toplantısında genel kurul kararı ile atanan bağımsız denetçinin 2018 mali yılına ilişkin hazırladığı raporun görüşülmesinin ertelendiğini, ancak şirketin aynı denetçiyi 2019 yılı hesap dönemi içinde seçtiği bu karara karşı İstanbul 4.ATM’ nin 2019/387 esas sayılı dosyasında görülen genel kurul iptal davası olduğunu, Bahsi geçen şahsın bağımsız denetçi olarak seçildiği iki farklı genel kurul kararının iptaline karar verildiği, söz konusu mahkeme ilamlarının dilekçe ekinde sunulduğu, Yönetim kurulu üyelerinin şirketle iş yapma, şirkete borçlanma, ve şirketle rekabet etme izni verilmesine ilişkin kararı TTK’nın emredici hükümlerine aykırı oylama yaparak alınması nedeniyle iptalinin talep edilebilmesi için genel kurul toplantı esnasında olumsuz oy kullanmasının yeterli olduğunu, bunun için muhalefet şerhinin düşülmesine gerek duyulmadığını, ayrıca ne kadar dava dilekçesinde ileri sürülmemiş olsa da TTK’nın 436. maddesinde belirtilen oydan yoksunluk hususunun emredici düzenleme olduğunu ve resen dikkate alınması gerektiğini, Mahkemenin yönetim kurulu üye seçiminin iptaline karar verilirken bu yönetim kurulu üyelerine şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma ve şirketle rekabet etmelerine izin verilmesine ilişkin kararın iptali talebinin reddetmesinin çelişkili olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın aleyhe kısımlarının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Birleşen dava davacısı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve ilk derece mahkemesinin genel kurul toplantısının beş no’lu kararına ilişkin olarak yaptığı değerlendirmelerin hukuka uygun olduğunu, Bağımsız denetçinin atanmasına ilişkin kararların finansal tablo değeri görüşülmesiyle alakalı olduğu dolayısıyla iptali gerektiği, Genel kurul toplantısının 8 no’lu kararına ilişkin olarak ilk derece mahkemesince hukuka aykırı karar verildiğini, yönetim kurulu üye seçim kararı iptal edilirken yönetim kurulu üyelerinin TTK’nın 395 ve 396.maddelerindeki yetkilerin verilmesine ilişkin kararında iptal edilmesi gerektiğini, zira bahsi geçen bu hususların birbirleriyle bağlantılı olduğunu, yönetim kurulu başkanı …’ın oyları dikkate alınmaksızın hesap yapıldığında talebin reddedileceğinin açıkça verileceği, taraflarınca bahsi geçen karara muhalefet şerhi verildiğini, kararın hangi kanun maddesine aykırı olduğu yeni bir vaka olarak değil hukuki bir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yedi ve sekiz no’lu genel kurul toplantısı kararları açısından usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bu kısımlarının kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Asıl ve birleşen davada davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gündemin 7. maddesi ve Gündemin 8. maddesi ile alınan kararlara yönelik davaların reddi bakımından İlk Derece Mahkemesi’nin kararı ve gerekçesi usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan tarafımızca istinaf kanun yoluna başvurulmadığını, İlk derece mahkemesinin, genel kurul gündeminin 5 numaralı bendiyle alınan karara ilişkin olarak verdiği iptal karı yönünden istinaf kanun yoluna başvurduklarını, bu kararının iptalinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kanuna, iyi niyet kurallarına ve ana sözleşmeye aykırı olmadığını, iptalini gerektiren bir durum bulunmadığını, davacıların bu madde bakımından hukuki yararlarının bulunmadığını, bu talep bakımından davanın konusuz kaldığını, TTK’nın 413/3 maddesinin mahkemece hatalı yorumlandığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve 5 nolu gündem maddesi bakımından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 445 vd. maddeleri uyarınca genel kurul kararının iptali istemli ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, asıl ve birleşen davaların davacıları ile davalı vekili tarafından yasal süreleri içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda şirketteki sermaye dağılımı göz önünde bulundurularak davaya konu genel kurul toplantısında alınan 5, 7 ve 8 no’lu kararların asıl ve birleşen davacıların hisse adedi hisse toplamı ve toplam hisseye tekabül eden her iki davacının toplam hissesinin yüzdelik değeri göz önünde bulundurularak sermayenin dörtte birini temsil eden pay sahiplerinin çoğunluğu ile karar alınabileceği, çünkü ilgili kararlar için kanunda daha ağır bir nisabın aranmadığı anlaşılmakla, dava konusu 5 no’lu yönetim kurulu seçim kararını iptal edilebilir nitelikte olduğu, yedi ve sekiz no’lu kararların ise iptal edilebilir nitelikte bulunmadığı, ancak asıl davanın davacısı tarafından cevaba cevap dilekçesi ile ileri sürülen oydan yoksunluk durumunun sekiz no’lu kararda mevcut bulunmasının saptanması halinde bu oydan yoksunluğun karar nisabını etkileyebileceği dolayısıyla iptal edilebilirliğin gündeme geleceği yönünde kanaat bildirmiştir. 20.03.2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurulu toplantı tutanağının incelenmesinde; pay sahiplerinden … ve …’nin vekillerinin hazır olduğu, vekillerin önerisiyle bazı maddelerin görüşülmesinin ertelenmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. 2017 yılı bilanço ve kâr/ zarar hesaplarının görüşülmesi gündem maddesinin, üçüncü maddeki faaliyet raporlarını ve bağımsız denetim raporlarının okunması ve müzakeresi gündem maddesinin, dördüncü maddeki yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmesinin görüşülmesinin bir ay ertelenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. … vekili Av. …’in söz aldığı; yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ve görev sürelerinin belirlenmesi ilişkin gündem maddesinde TTK’nın 420. maddesi uygulaması kapsamında kalmış olduğundan bahisle görüşülmesinin ertelenmesi gerektiğini, zira bilanço ve kâr zarar hesaplarının ertelenen süre içinde incelenip önceki yönetim kurulu üyelerinin erteleme sonrası ibrası akabinde yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ve görev sürelerinin belirlenmesine daha sonra karar verilmesi gerektiğini belirterek bu hususta muhalefet şerhi verildiği anlaşılmaktadır. … vekili Av. … ise finansal tabloların ertelenmesi talep edildiğinden, gündemin diğer maddeleriyle bağlantılı olması sebebiyle ertelenmesi gerektiğini beyan etmiştir. Yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin 28.03.2018’de sona ermesi dolayısıyla şirket organsız kalacağından yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin belirlenmesi maddesine geçilmesine karar verildiği ve … vekili ile … vekilinin olumsuz oy kullanarak muhalefet şerhi verdikleri görülmüştür. Gündemin yedinci maddesinde; bağımsız denetleme kuruluşunun seçimi ve onaylanmasının oylandığı anlaşılmaktadır. Pay sahiplerinden … tarafından … A.Ş.’nin 2018 yılı hesap dönemi için bir yıl süre ile bağımsız denetçi olarak seçilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. … vekili Av. … ve … vekili Av. … finansalların görüşülmesinin ertelenmiş olması sebebiyle aynı gerekçelerle gündemin bu maddesinin de ertelenmesi gerektiğine ilişkin muhalefet şerhi verdikleri anlaşılmıştır. Öte yandan, TTK’nın 413/3, 420. maddeleri uyarınca, erteleme talebinin kabulü halinde, ertelenmesi gereken gündem maddeleri sadece bilançonun tasdiki ile bununla irtibatlı olan gündem maddeleri olup, bunun dışındaki gündem maddelerinin görüşülüp karara bağlanması mümkündür. Gündemin sekizincisin maddesinde; yönetim kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştirak etmelerine dair TTK’nın 395 ve 396. maddeleri gereği müsaade edilmesi hususunun görüşüldüğü anlaşılmaktadır. … vekili ve … vekillerinin finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmiş olması sebebiyle aynı gerekçelerle bahsi geçen maddenin ertelenmesini talep ettikleri ve usulüne uygun muhalefet şerhini ibraz ettikleri anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki talebin dayanağı finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesi durumunda TTK’nın 395 ve 396.maddeleri gereğince yönetim kurulu üyeleri şirket konusu işlerle iştigal etmelerine müsaade edilmesine ilişkin oylamanın yapılmasının mümkün olmadığı yönündedir. Asıl davada davacı vekili tarafından cevaba cevap dilekçesinde; dava konusu genel kurul kararının sekizinci maddesine ilişkin olarak oydan yoksunluk durumunun mevcut bulunduğunu, zira hâkim ortak … ile yönetim kuruluna seçilen yöneticiler arasında TTK’nın 436. maddesinde belirtilen yakınlık ilişkisi bulunduğunu, dolayısıyla …’ın sekiz no’lu karar açısından oydan yoksun olduğunu ileri sürmüştür. TTK’nın 436/1. maddesi uyarınca, pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. Bu kapsamda, TTK’nın 395 ve 396. maddeleri uyarınca yönetim kuruluna izin verilmesine dair oylamalara, yönetim kurulu üyesinin kendisi, alt ve üst soyu ile eşi katılamaz. Somut olayda davacı asıl davadaki dava dilekçesinde finansal tablolara ilişkin hususların görüşülmesinin ertelenmesi durumunda yeni yönetim kurulu üyelerinin TTK’nın 395 ve 396. maddeleri uyarınca şirket konusu işler ile iştigal etmesine izin verilmesi hususuna ilişkin sekizinci maddenin de görüşülmesinin ertelenmesi gerektiğini, zira bu maddenin içeriğinin finansal tablolara ilişkin hususların görüşülmesi ile bağlantılı olduğunu ileri sürmüştür. Asıl davada davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde ise sekizinci madde de alınan karara ilişkin olarak oydan yoksunluk durumunun ortaya çıktığını, dolayısıyla kararın iptali gerektiğini beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince; her iki dava yönünden davacılar tarafından gerek toplantıdaki muhalefet şerhlerinde, gerekse dava dilekçelerinde oy kullanan ..’ın oydan yoksun olduğu iddiasının ileri sürülmemiş olduğu, sonradan bu iddianın ileri sürülmesinin iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında bulunduğu gerekçesine dayalı olarak davacının asıl ve birleşen davadaki bu beyanları dinlenilmemiştir. Ancak esasen genel kurula katılma hakkı dahi olmayanların katılıp oy kullanması ve bu oyların kararı etkilemesi kararın yokluğu sonucunu doğuracaktır. Bu sebeple, bahsi geçen husus zaten mahkemenin resen gözeterek denetlemesi gereken bir meseleye ilişkindir. Yukarıda anlatılanlar ışığında; mahkemece şirket esas sözleşmesi getirtilmek suretiyle esas sözleşmede TTK’nın 395 ve 396. maddeleri gereği yönetim kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştigal etmeleri hususunda sözleşmede herhangi bir düzenleme bulunup bulunmadığı, bu bağlamda iptali talep edilen sekiz no’lu kararın alınmasını esasen esas sözleşme gerektirip gerektirmediği, TTK’nın 436. maddesinde belirtilen bir akrabalık ilişkisi bulunup bulunmadığı, buna göre oydan yoksunluk hali mevcut olup olmadığı hususları tereddütten uzak şekilde ortaya konulmalı, oydan yoksunluk hususu resen dikkate alınarak sonuca gidilmelidir. Diğer taraftan, mahkemece alınan bilirkişi raporuna karşı yapılan gerekçeli itirazlar denetlenebilir şekilde ek raporla ya da yeni bir heyetten alınacak raporla giderilmeden karar verilmesi nedeniyle, mahkemenin delileri tam olarak topladığından da söz edilemez. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraflarca yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16.06.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.