Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/206 E. 2019/288 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/206
KARAR NO : 2019/288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/08//2018 tarihli ek karar
NUMARASI : 2018/215 D.İş- 2018/217 D.İş ek Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin verilen karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin karşı taraftan, ekli faturalardan da anlaşılacağı üzere 790.139,19 TL alacağı bulunduğunu, fatura konusu malzemelerin karşı tarafa teslim edilmesine rağmen müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, söz konusu alacağın ödenmesi için tarafların bir araya gelerek mutabakat formu düzenlendiğini, alacağın 790.139,19 TL olduğunun kabul edildiğini, karşı tarafın şirketin devir işlemleri içerisinde olduğu, bu nedenlerden ötürü borçlunun tespit edilecek menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklanın ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi 26/07/2018 tarihli ihtiyati haciz kararıyla; yasal çerçeve içerisinde alacaklı tarafın ihtiyati haciz talebi değerlendirildiğinde ibraz edilen faturalar ve talep eden ile karşı taraf borçlu tarafından kaşe ve imza atılan mutabakat mektubuna göre 27/06/2018 tarih itibari ile 790.139,19 TL borç bakiyesi bulunduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz isteyen tarafın alacağını yaklaşık olarak ispat ettiği, bu alacağın vadesinin geldiği ve teminat altına alınmamış olduğu anlaşılmakla, İİK.’nun 257. vd. maddelerindeki şartların varlığı ve yaklaşık ispat kuralı gereğince ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu kanaatine varıldığından, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar vermiştir.Bu karara, borçlu vekili süresinde itiraz etmiştir.İtiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının Gebze … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında infaza konulduğunu, söz konusu kararda 27/06/2018 tarihi itibariyle mutabakat yapıldığı belirtilmiş ise de taraflar arasında 30/05/2018 tarihi itibariyle 790.139,19 TL alacak borç konusunda 27/06/2018 tarihinde mutabakata varıldığını, karşı tarafa bu kadar borçları var ise de dosyaya sundukları makbuzlardan da anlaşılacağı üzere borcun ödendiğini, toplamda 972.990,00 TL’nin EFT ile karşı tarafa ödendiğini, bu nedenle ihtiyati haciz kararın kaldırılmasına ve infazın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İhtiyati haciz talep eden vekili vermiş olduğu dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2018 yılı Mayıs ayı sonu itibariyle borçlu şirketten 790.139,19 TL alacağı bulunması sebebiyle borçlu şirkete vadeli ödeme yolu ile malzeme temin etmeyi bıraktıklarını ve kendilerine nakit ödeme yoluyla çalışabileceklerini bildirdiklerini, 01/05/2018 tarihinde itibaren borçlu şirketin talep ettiği malzemenin parasını önceden alacaklı şirkete gönderdikten yada malzeme bedelinin ödenmesi konusunda taraflar arasında mutabakata varıldıktan sonra malzeme teslim yoluna gidildiğini, dosyaya sundukları ödeme belgeleri, faturalar, cari hesap dökümünden de anlaşılacağı üzere 31/05/2018-30/06/2018 tarihleri arasında karşı tarafa yapılan mal satışları olduğunu, müvekkili şirkete 21 adet banka EFT ödemesi toplamında 608.990,00 TL ödeme olduğunu, borçlu şirkete 590.493,00TL tutarında 14 adet fatura düzenlediklerini, Yine 01.07.2018 – 22.07.2018 tarihleri arasında borçlu şirkete talebi doğrultusunda 613.971,00 TL tutarında malzeme satışı yapıldığını, bu ödeme karşılığında borçlu şirketten değişik tutar ve tarihlerde 14 adet banka havalesi karşılığında 601.300,00 TL tahsilat yapıldığını, yani 30.05.2018 tarihinden sonra taraflar arasında 1.204.464,00 TL tutarında fatura karşılığı malzeme satışına ilişkin alışveriş yapıldığını,itiraz edence dosyaya sunulan ödeme belgelerinin bu ticari alış verişe ilişkin olduğunu belirterek itirazın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 09/08/2018 tarihli ek kararıyla; ” İİK’ nun 265. maddesine göre aleyhine ihtiyati haciz verilen taraf mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin dayandığı nedenlere dayanarak itiraz ileri sürebilir. İtiraz eden taraf ihtiyati haciz konusu alacağın ödendiğini belirterek ödeme belgelerini dosyaya ibraz ettiği, tedbir isteyen taraf ise söz konusu bu ödemelerin taraflar arasında yapılan mutabakat metninden sonraki mal satışına ilişkin olduğunu belirterek buna ilişkin fatura, banka hareketler dökümü ve cari hesap ekstresini dosyaya ibraz ettiği, dosyadaki tüm mevcut belge ve bilgilerden; taraflar arasında 27.06.2018 tarihli mutabakatname düzenlendiği, bu mutabakatnameye göre 30.05.2018 tarihi itibariyle karşı tarafın ihtiyati haciz isteyene 790.139,19TL borçlu olduğunun kabul edildiği, 30.05.2018 tarihinden ve mutabakatnamenin düzenlenme tarihinden sonrada ihtiyati haciz isteyenin karşı tarafa mal satışı yapmaya devam ettiği, taraflar arasında yeni borç ve alacak ilişkilerinin doğduğu, itiraz edence yapılan ödemelerin ihtiyati haciz konusu alacağa ilişkin yapıldığının anlaşılamadığı, bu hususun değişik iş dosyası ile çözümlenmesinin mümkün olmadığı ve yargılamayı gerektirdiği, İİK.’ nun 257. vd. maddesindeki şartların varlığı ve yaklaşık ispat kuralı gereğince ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu kanaatine varıldığından ihtiyati hacze itirazın reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Taraflarınca ihtiyati haciz miktarı kadar davacıya banka yolu ile yapılan ödeme dosyaya ibraz edilmiş olup daha sonraki taraflar arasındaki ticari ilişki ihtiyati hacizin konusunu oluşturmadığından ve önce satılan malın borcunun daha önce ödenmesi hayatın olağan akışına uygun olacağından, mahkemenin ödemenin ihtiyati haciz konusu alacağa ilişkin mi olduğunun anlaşılamadığına ilişkin gerekçesinin isabetsiz olduğunu, İhtiyati haciz isteyenin dilekçesine yazdığı müvekkili şirketin mallarını kaçırdığına dair hiçbir somut delil olmaması ve İİK’nın 257/2. maddesindeki koşullar oluşmadığından ihtiyati haciz kararına itirazlarının reddedilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek,İlk derece mahkemesinin, itirazın reddine dair ek kararının kaldırılmasına ve itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE İstinafa konu karar, ihtiyati haciz kararının reddine ilişkin 09/08/2018 tarihli ek karardır. İhtiyati haciz isteyen vekili, faturalar, mutabakat metni ve ödeme belgelerine istinaden ticari satıştan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur. Mahkemece yazılı gerekçeyle ihtiyati haciz istemini kabul etmiş, bu karara karşı itiraz reddedilmiş, redde ilişkin ek karar, borçlu vekili tarafından istinaf edilmiştir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257. maddesi uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buna karşılık; vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması ya da taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebilir.Dava konusu alacağın rehinle temin edilmediği hususu ihtilafsızdır. İhtiyati haciz talebi hakkında İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ve 258. maddeleri kapsamında değerlendirme yapılması gereklidir. Davacının davalı ile arasındaki ticari ilişki kapsamında faturaya dayalı cari hesaptan ötürü alacaklı olduğu iddiasıyla ihtiyati haciz talep edilmiştir. Davalı ise ihtiyati haciz kararına ilişkin savunmasında, bir kısım ödemede bulunduğunu belirtmiştir. Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ihtilafsızdır. Cari hesapta davacının alacağına dair mutabakat yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalının daha sonrasında ileri sürdüğü ödeme iddiası İİK’nın 265.maddesi bağlamında, itiraz aşamasında incelenemez. Dosyaya sunulan belgeler itibariyle İİK’nın 258.maddesi uyarınca, alacağın varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık kanaat oluşturacak belgelerin sunulduğu anlaşılmaktadır. Davacının alacak iddiası, muaccel bir alacağa ilişkin olduğundan, alacaklının, borçlunun mallarını kaçırdığını ispat etmesine gerek yoktur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunu reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-Borçlu tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28.02.2019