Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2058
KARAR NO: 2022/370
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2019
NUMARASI: 2018/98 E. 2019/299 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkilinin talebi üzerine 01.08.2017 tarihinde davalı şirketin 7 gün geçerli fiyatlandırılmış malzeme teklifini gönderdiğini, müvekkil ile davalının teklifte yer alan malzemeler için KDV dahil 21.500,00 TL üzerinden anlaştıklarını ve davalıya çek teslim edildiğini, davalı şirketin çeki teslim almasına ve 22.12.2017 tarihinde çek bedelinin ödenmesine rağmen malzemeleri teslim etmediğini, paranın geri ödenmesi için başlatılan takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu belirterek, davalının haksız itirazıın iptali ile takibin devamına, % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin adresi itibariyle huzurdaki takibin B. Çekmece icra dairesinde açılması gerekirken K. Çekmece icra dairesinde açıldığını, bu sebeple hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, 02.08.2017-29.08.2017 tarihleri arasında yapılan sevkiyatlar ile malların davacının kalorifer tesisatı ile sorumlu personeli olan … isimli kişiye imza karşılığı teslim edildiğini, 31.12.2017 tarihinde davacı firmaya mutabakat mektubu gönderildiğini, bu mektuba davacı tarafça cevap verilmemesinin bile tek başına mallan teslim aldığının kabul edilmesi anlamını taşıdığını belirterek, davanın reddine, % 20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı şirketin davacı şirketten 21.500,00 TL tahsil ettiği, ancak karşılığında davacı şirkete mal veya hizmet teslim etmediği, davalı şirketin davacı şirkete 21.500,00 TL borçlu olduğu, 2.Davacı şirketin takip tarihi itibariyle 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davacı şirketin ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, yine davalı şirketin de ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulup kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketten 21.500 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinde ise davacı şirketin 13.52 TL alacaklı olduğu, aradaki cari hesap farkının davalı şirketin düzenlediği faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davacı tarafından verilen sipariş formundaki mallar ile davalının davacıya kesmiş olduğu faturalardaki malların birbiri ile uyuşmadığı davalı şirketin davacıdan 21.500 TL aldığı, ancak karşılığında davacı şirkete mal teslim etmediği, davalının teslim ettiği faturalardaki …in davacı çalışanı olmadığı anlaşıldığı” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden % 20 orandaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkili şirketin adresinin Esenyurt ilçesinin sınırları içerisinde bulunması nedeniyle hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, Davacı tarafın, davalı tarafa çek ile ödeme yapıldığını fakat ödemeye konu olan malların teslim edilmediğini iddia ettiğini fakat dosyada mevcut olan irsaliyeli faturalardan da anlaşılacağı üzere, malların davacının adresinde yetkili çalışanı …’e teslim edildiğini, …’in davacı firma ile bağlantısı olduğunun ispatlandığını, …’in tanık sıfatıyla dinlenmesi halinde ya da davanın kendisine ihbar edilmesi halinde teslim olgusunun gerçekleştiğinin sabit olacağını, Mahkemenin malların bulunduğu yerle ilgili bilirkişi ve keşif incelemesi yapmadığını, Yukarıda bahsi geçen sebeplerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımın avansı olarak çekle ödenen tutarın davalı nedinde bedelsiz kaldığı iddiasıyla geri tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali v icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas Küçükçekmece …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun …, takipteki toplam alacağın 21.500 TL olduğu, takip sebebinin mal bedeli iadesi şeklinde gösterildiği, borçlu vekilinin icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde, müvekkilinin adresi Esenyurt İlçe sınırlarında olduğundan icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, aynı zamanda müvekkili şirketten talep edilen alacağın gerçek bir alacak olmadığını, müvekkili şirkete herhangi bir borç bildiriminde bulunulmadığını, dolayısıyla borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini bildirmiştir. Dava konusu icra takibinin ve itirazın iptali davasının aynı yerde açılması gerekmediği gibi, İİK’nın 50/1. maddesinde, HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı düzenlenmiştir. Buna göre, HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de icra takibine konu edilenin para alacağı olması sebebiyle, TBK’nın 89. maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, HMK’nın 10. maddesi uyarınca davacının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemeleri de yetkilidir. Davacı alacaklının merkezi adresinin bulunduğu yer itibariyle Bakırköy İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkili olmakla, davalın vekilinin yetki itirazı yerinde değildir. Bahsi geçen sebeple davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun da reddi gerekmiştir. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan 09.11.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davacı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinde 2017 yılında davalı şirkete 21.500 TL ödeme yapıldığı, karşılığında fatura alınmadığı, yıl sonu itibariyle davalı şirketin 21.500 TL borçlu olduğu, davalı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinde ise davacı şirket adına keşide edilen toplamda yirmi adet ve 21.533,59 TL tutarında faturanın kayıtlı olduğu, karşılığında 21.500 TL tahsilat yapıldığı ve 47,11 TL tutarında bir adet iade faturası alındığı sonuç itibariyle davacı şirketin 13,52 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. İlgili vergi dairelerinden gelen müzekkere cevaplarının incelenmesinde, davacı şirket tarafından BA formu ile davalı şirkete ait fatura beyan edilmediği davalı şirketin BS formlarında ise davacı şirkete ait 17.256,00 TL tutarında on dokuz faturanın beyan edildiği, davacı şirketin 31.01.2015 tarihinden sonra iş yerinde işçi çalıştırmadığı, …’e ait hizmet dökümlerinde bu kişinin 01.08.2017-28.12.2017 tarihleri arasında dava dışı … Ltd.Şti. ‘nde çalıştığı, sonuç olarak davalı şirketin davacı şirketten 21.500 TL tahsil ettiği, ancak karşılığında mal veya hizmet teslim etmediği yönünde kanaat bildirilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalıdan satın alacağı mal karşılığında çek verdiği, ancak davalı yanca mal tesliminin yapılmadığı, dolayısıyla çek bedeli kadar davalıdan alacaklı olduğundan bahisle icra takibi başlatıldığını ileri sürmekte, davalı vekili ise davacı çalışanı …’e teslimat yapıldığını savunmaktadır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından verilen sipariş formundaki mallar ile davalının davacıya kesmiş olduğu faturalardaki malların birbiri ile uyuşmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla sözkonusu faturalara ilişkin emtianın davacıya teslim edildiği noktasında bir yargılama faaliyeti içine girilmek suretiyle …’in isticvabına karar verilmesinde herhangi bir hukuki yarar bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta teslim olgusu satıcı davalı tarafından ispat edilememiş olduğundan ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı isabetli olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 1.165,67 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 5-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.25.03.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.