Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2054 E. 2022/367 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2054
KARAR NO: 2022/367
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2019
NUMARASI: 2018/572 E. 2019/582 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; 24.04.2018 tarihinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile borçlu aleyhine başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin 02.05.2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, 03.05.2018 tarihinde borçlu tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yer alan alacakların, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı fatura ve cari hesaptan doğan alacaklarının olduğunu, takibe dayanak olarak sunulan ve davalıya da ödeme emri ile tebliğ olan cari hesap dökümünün davalı tarafından davacıya gönderildiğini, davalının takibe itirazlarında haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı, faize ve faiz oranına da itiraz etmiş olmakla birlikte, faizin takip tarihi itibariyle talep edildiği, yasal faiz talep edildiği, davalının itirazlarının bu yönden de haksız ve mesnetsiz olduğunu, belirterek; davalı tarafından icra takibine yöneltilmiş olan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davalı yayınevi sahibi olup basmış olduğu okul dershane kitaplarının dağıtımı hususunda firmalara bayilik hakkı vermek sureti ile o firmalar kanalı ile kitapların satışının yapıldığını, taraflar arasında 2017-2018 yıllarına ilişkin bayilik sözleşmesi mevcut olup davacının ödemesi gereken bayilik bedelini süresi içerisinde ödemediğini, davalının kitap satışlarını yapan başkaca yüz elli civarında bayisinin mevcut olduğunu, davacı şirketin bayilik sözleşmesindeki bayilik bedeli karşılığında ve sözleşme uyarınca davalıya çek tanzim ettiğini, ancak süresi içerisinde çek bedelini ödemediğini, çek bankaya ibraz edildiğinde karşılığının da olmadığının öğrenildiğini, bu nedenle davacı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibinin başlatıldığını belirterek, haksız ve mesnetsiz davasının reddine, %20 oranındaki kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 22.571,99 TL cari hesap alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının Büyükçekmece … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve keşif sonrası dosyaya sunulan 02/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda faturaların tebliğ edilip edilmediği, temerrüt koşulunun oluşup oluşmadığı hususlarında herhangi bir görüş bildirmediğini, bu nedenle bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, 19/06/2019 tarihli celsede ek rapor talep edilmesine rağmen ilk derece mahkemesince dosyanın bilirkişiye gönderilmeyerek savunma hakkının kısıtlanmış olduğunu, Müvekkiline verilen çekin davaya konu dahi edilmemesine rağmen bilirkişi raporunda bu konuda da değerlendirme yapılmasının ve çekin avans çeki olduğuna dair nitelendirilme yapılmasının hatalı olduğunu, Müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmeden sadece karşı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi suretiyle hukuka aykırı şekilde karar verildiğini, Müvekkili aleyhine haksız şekilde icra inkar tazminatına hükmedildiğini, Müvekkilinin dava konusu binada mal sahibi olmadığını, kiracı olduğunu, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığını, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma dair açık hesap ilişkisinden bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas Büyükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacaklının …, borçlunun …, toplam alacağın 22.571,99 TL, borç sebebinin 24.04.2018 tarihli, 01.01.2017-21.03.2018 tarihli cari hesap bakiyesi olarak gösterildiği, borçlu vekilinin borca itirazında böyle bir borçları bulunmadığından tüm borca ve faize itiraz ettiği anlaşılmıştır. Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun …, toplam alacağın 28.035,40 TL, borç sebebinin ise 25.000 TL bedellli 28.02.2018 keşide tarihli çek olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinin ekinde icra takip dosyasında yer alan cari hesap dökümü ve mutabakat maili incelendiğinde; iş bu davaya konu takip miktarının bahsi geçen kambiyo senedi bedeli mahsup edildikten sonra kalan alacak bakiyesi üzerinden belirlendiği, belirlenen bedellere ilişkin olarak da davalı şirket ile cari hesap bakiyesi üzerinden mutabakat gerçekleştirildiğini beyan etmektedir. Davacı vekilinin dilekçesindeki eki 21.03.2018 tarihli ekstrem raporu belge çıktısında 28.02.2018 vade tarihli, … evrak numaralı, 25.000 TL tutarlı çekin iade işlemine tabi tutulduğu görülmüştür. Yine dilekçe ekinde davacı tarafından Kitap Kahvesi isimli firmaya gönderilen ve yine anılan firmadan davacıya gönderilen mail yazışmalarının bulunduğu görülmektedir. İlk derece mahkemesince alınan 02.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 2017-2018 yıllarına ilişkin ticari defterleri incelenmiş, söz konusu ticari defterlere göre 24.04.2018 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 22.571,99 TL cari alacağının bulunduğu, davalı yanın ticari defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmediği, taraflar arasında bayilik sözleşmesi akdedildiği, bu çek kapsamında davacının avans çeki olarak davalıya 30.11.2017 tarihli 25.000 TL tutarlı ve 28.02.2018 tarihli 25.000 TL tutarlı iki adet çek verdiği, karşılıksız çıkan 28.02.2018 tarihli çeke ilişkin davalı yan tarafından Küçükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığı, davacının karşılıksız çıkan avans çekini cari alacağından düşmüş olduğu, dolayısıyla davacının davalıdan 22.571,99 Tl cari alacağının bulunduğu yönünde kanaat bildirilmiş; aynı zamanda taraflar arasında gönderildiği anlaşılan 13.04.2018 tarihli e-mail yazışması da incelenmiş söz konusu yazışmada tarafların 13.04.2018 tarihi itibariyle 22.571,99 TL alacak bakiyesi üzerinde mutabık kaldıkları bilirkişilerce değerlendirilmiştir. İlk derece mahkemesince davalı vekilinin hazır olmadığı celsede dosyanın bilirkişi listesinde yer alan reesen seçilecek hesap bilirkişisine tevdine, bilirkişiye 800,00 TL ücret takdirine, masrafın davacı tarafından karşılanmasına, iki haftalık kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmasına, yatırılmadığı takdirde HMK’nın 324. maddesi gereği bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususu ihtar edilerek bilirkişi incelemesinin 22/02/2019 günü saat 14:30 da yapılmasına karar verilmiş, bu ara kararı davalı vekiline tebliğ edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde her iki tarafın ticari defterlerine dayanmış olup, tacir olan tarafların ticari defterlerinin birlikte değerlendirilerek, tarafların ticari ilişkiyi hangi hesaplarla izlediği, defterler arasında fark bulunması halinde farkın sebebi, ticari defterler ve kayıtlardan belirlenerek sonuca ulaşılmalıdır. İlk derece mahkemesinin ticari defterleri incelemeye gerek duyması halinde, her iki tarafın ticari defterlerinin birlikte incelenmesi HMK’nın 222. maddesinin gereğidir. Davalının ayrıca delil olarak ticari defterlerine dayanmış olması gerekmez. Yani, mahkemenin gerek taraflardan birinin talebi üzerine veya TTK’nın 83. maddesi uyarınca kendiliğinden inceleme yapmaya karar vermesi halinde, her iki tarafın ticari defterlerinin birlikte incelenmesi gerekir. Bu nedenlerle, davalının ticari defterlerinin ibrazı konusunda usulüne uygun şekilde ara kararı oluşturulmadan hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre; ilk derece mahkemesince mal tesliminin ispatı üzerinde durulmadan eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 25.03.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.