Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2046 E. 2019/1508 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2046
KARAR NO : 2019/1508
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/07/2019 tarihli ek karar.
NUMARASI : 2019/336D.İş – 2019/335 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyai haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, karada yazılı nedenlerle verilen ihtiati haciz kararına karşı, borçlu vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın tekstil fabrikası işlettiğini, bu kapsamda borçlu şirket olan ….. Ticaret limited Şirketi’nin ürünlerinin üretim aşamasının gerçekleştirildiğini, karşı tarafa gönderilen mallar için müvekkilinin fatura kestiğini, borcun muaccel hale gelmesine rağmen ödenmediğini, karşı tarafın mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu belirterek, 74.310,45 TL alacak için borçlu hakkında İİK’nın 257 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 08/07/2019 tarihli kararında; ” …İstemin niteliğine göre, duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin dilekçeye ekli olarak sunulan 24/03/2017 düzenlenme tarihli, … sıra nolu, 74.310,45-TL bedelli irsaliyeli fatura örneğine göre teslimin gerçekleştiğinin yaklaşık ispat kuralına göre kanıtlandığından ve mahiyetindeki diğer belgeler ve evrak kapsamına göre, ihtiyati haciz için aranan İ.İ.K.nun 257. Ve 258. Maddelerindeki yasal şartların gerçekleştiği anlaşılmakla talebin kabulüne ” karar vermiştir.Bu karara karşı, borçlu vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkil şirket arasındaki ticari ilişkide borçlu olanın davacı taraf olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019 yılı itibari ile de devam ettiğini, müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı olduğunun müvekkil şirketçe başlatılan, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaları ile de sabit olduğunu, müvekkilinin icra dosyasına iddia olunan borca ilişkin ödemeyi yatırdığını, ancak tüm bankalardaki hesaplarına uygulanan bloke işlemi ile ticari faaliyetini sağlıklı bir şekilde sürdüremez konuma geldiğini belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 30/07/2019 tarihli ek kararında; “…Talep, irsaliyeli fatura örneğine göre verilen ihtiyati haciz kararına itiraz niteliğinde olup, ihtiyati hacze itiraz sebepleri kanunda sınırlandırılmış olarak düzenlenmiş olup, itiraz edenin dilekçesinde bildirmiş olduğu, alacağın varlığına ilişkin itiraz bu sebepler arasında gösterilmemiştir. İtiraz edenin dilekçesinde bildirdiği, cari hesaba ilişkin alacağın varlığı genel mahkemelerde açılacak bir itirazın iptali ya da menfi tespit davasında ileri sürülmesi gerekmekte olup ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat şartının sağlanılması yeterli ve gerekli olduğundan ve talep eden tarafından sunulan irsaliyeli fatura örneğine göre teslimin gerçekleştiği, yaklaşık ispat kuralına göre kanıtlandığından ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine…” karar vermiştir.Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde ; önceki beyanlarını tekrarlamış ve ilk derece mahkemesince verilen 08.07.2019 tarihli 2019/336 D.İş ve 2019/335 Karar sayılı ihtiyati haciz kararına itirazlarımızın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, ihtiyati haczi kararına istinaden açılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına müvekkil tarafından ihtiyati haciz işlemi sırasında ödenen meblağın müvekkile faiziyle iadesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.İhtiyati haciz talep dilekçesine teslim alanın imzasının bulunduğu irsaliyeli fatura eklemiş ve bu faturanın bedeli tutarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istenmiştir. İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkdasının 2. cümle hükmü uyarınca; ”Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Bu hükümdeki yaklaşık ispat kuralından hareketle, mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşul da kanunda öngörülmemiştir. Aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İİK’nın 264. maddesi kapsamında itirazın kaldırılmasına veya itirazın iptali davasına ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davasına konu olması kanunda öngörülen bir olasılıktır. Somut olayda, ihtiyati haciz talep edilirken teslim alan imzası bulunan irsaliyeli fatura ibraz edilmiştir. Söz konusu irsaliyeli faturanın incelendiğinde, açık fatura şeklinde olduğu, basiretli bir tacir gibi davranması beklenilen talep edenin, talebine ekli olarak hesap özetlerini içerir defter kayıtlarını veya mutabakat belgesini ibraz etmesi gerekir. Taraflar arasında uzun zamandır süregelen bir ticari ilişki kapsamında sadece bir fatura dayanak gösterilerek ihtiyati hacze hükmedilemez. Karşı tarafça sunulan cari hesap ekstresine göre de talep edenin iddialarının doğrulanmadığı, buna göre, somut olayda, İİK’nın 258/1. maddesi uyarınca, alacağın varlığı ve miktarı hakkında kanaat oluşturmaya yeterli belge sunulmadığı anlaşılmakla, itirazın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur. Açıklanan bu nedenlerle, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin 30/07/2019 tarihli ara kararının kaldırılmasına, itiraz hakkında dairemizce yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, itiraz eden borçlunun istinaf başvurusunun kabulüne; İlk Derece Mahkemesinin itirazın reddine dair verdiği 30/07/2019 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;1-İİK’nın 265. maddesi uyarınca, ihtiyati hacze itiraz haklı görüldüğünden, ihtiyati hacze itirazın kabulüne, ilk derece mahkemesinin 08/07/2019 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına,2-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 44.40 TL istinaf peşin harcının, talep halinde, başvurana iadesine,3-İtiraz eden borçlu yararına AAÜT hükümleri uyarınca takdir edilen 750,00 TL vekalet ücretinin, ihtiyati haciz talep edenden alınarak itiraz edene verilmesine4-İtiraz eden vekili tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ve 35,90 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 157,20 TL istinaf giderin, ihtiyati haciz talep edenden alınıp itiraz edene verilmesine, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265 son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 28/11/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.