Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2042 E. 2022/499 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2042
KARAR NO: 2022/499
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2019
NUMARASI: 2018/647 E. 2019/70 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın, dava dilekçesindeki 1 no’lu bendindeki talepler yönünden davanın kabulüne, 2 ve 3 no’lu bendindeki talepler yönünden davanın reddine dair verilen hükme karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; … /… grubunu temsilen … ile … grubunu temsilen … arasında imzalanan 13.02.1996 tarihli sözleşme ile … hisselerinin satışına ilişkin genel esasların belirlendiğini, satış bedelinin 250.000.000 -USD olduğunu, … tarafından … /… grubu şirketlere bu miktarda kredi açılacağının, … grubunun kalan borçlarının yedi yılda ve yılda bir taksit ödenmek suretiyle 31.03.1997 -31.03.2003 tarihine kadar ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 08.03.1996 tarihli hisse senedi sözleşmesi ile … hisselerinin %71,93’ünün 125.000.000 -USD bedelli … gurubunu temsilen … tarafından …, … ve … /… grubu şirketlerine satıldığını, anılan anlaşma ile 13.02.1996 tarihli çerçeve anlaşmada belirlenen unsurların detaylandırıldığını, … grubunun satış karşılığı elde edeceği meblağın, bu grubun …’ta olan risklerinin kısmi tasfiyesi, reeskont hesaplarında duran borç bakiyesi için blokaj tesisi ve bir kısım … İştiraklerinin … grubunca satın alınmasının tahsisi için kullanılacağının kararlaştırıldığını, satış sözleşmesine konu edilen … grubunun bakiye borcunun belirtilen vadeli taksitlerle Interbanka ödendiğini, Banka yönetiminin 07.01.1999 tarihinde TMSF ‘ye devredildiğini, 1999 ve 2000 yılları taksitlerinin … grubu ile TMSF arasında imzalanan 01.07.2007 tarihli protokol uyarınca, geri kalan taksitlerin de yine imzalanan mutabakat tutanağı ve ek sözleşme kapsamında … grubu tarafından ödenerek tasfiye edildiğini, 09.03.1996 tarihli hisse senedi satış sözleşmesi ile de …’ın %28,06 oranındaki hisselerinin … tarafından 124.000.000 -USD bedelle …, …, …, … ve … grubu şirketlere satışının kararlaştırıldığını, belirtilen satış sözleşmeleri kapsamında … grubu şirketlerine 16.564.377,15 TL kredi kullandırıldığını, …’ın Fon’a devrinden sonra … A.Ş. ile birleştiğini, … A.Ş.’nin de … A.Ş. bünyesinde birleştirilerek bu suretle …’ın tüzel kişiliğinin sona erdirildiğini, 09.03.1996 tarihli en son sözleşme ile banka yönetiminin devrinden yaklaşık on iki yıl sonra TMSF ‘nin 17.04.2008 tarih, 2008/48 sayılı kararı ile …’ın eski … grubu üyelerinin her birine 533.936.229,03 USD miktarında, … grubu şirketlerine ise ödenen kredi borçlarına göre hesaplama yapılarak belirlenen tutarlarda ödeme talebinde bulunulduğunu, görüşmeler sonucunda … ve … grubu şirketi ile TMSF arasında 15.05.2009 tarihli protokolün imzalandığını, bu protokolün 2. maddesinde … grubuna ait borçların 4389 ve 5411 sayılı kanunların özel hükümlerine göre … grubuna da ödeme yükümlülüğü getirildiğinin vurgulandığını, protokol ile … grubunun borcu 17.04.2008 tarihi itibariyle faizi ile birlikte 398.000.000 USD olarak tespit edilip 30.11.2009 – 01.10.2008 tarihleri arasında ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacılardan … A.Ş. tarafından 29.12.2009 tarihinde 1. taksit olarak 12.050.672,00 USD, davacı … A.Ş. tarafından 01.10.2010 tarihinde 2. taksit olarak 6.000.000 USD, … tarafından 29.09.2011 tarihinde 3. taksit olarak 10.000.000 USD’nin ödendiğinin, bu ödemelere ilişkin olarak, TMSF’nin cevabi yazısıında … grubu şirketlerinin mevcut borcuna mahsup oranının tablo halinde belirtildiğini, yapılan ödeme ile … /… grubundaki 24 davalı şirketin kredi borçlarının mahsubunun yapıldığını, … grubunun borçları ile ilgili olarak TMSF ile anılan grup arasında 15.05.2009 tarihli protokolün bağıtlandığını, … satışı dolayısıyla banka tarafından … … grubuna açılan ancak geri ödenmemesi nedeniyle banka zararı olarak TMSF tarafından kendilerinden istenilen Fon alacağı nedeniyle TMSF ile … /… grubu arasında 19.08.2004 ve 11.11.2010 tarihli iki adet protokolün bağıtlandığını, anılan grubun temerrüde düştüğünü, bunun üzerine 19.08.2004 tarihli protokolün 6.3 maddesinde … grubunun borcunun 1.678.451.441,59 USD olarak belirlendiğini, daha sonra imzalanan 11.11.2010 tarihli protokolde dava konusu alacağın TMSF tarafından kredi borçlarına mahsup edildiğini, 1-24 sıra numarasında gösterilen tüm davalıların borçlu olarak yer aldığını, diğer davalıların da kredi borçlarına müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, bu protokolde dava konusu alacağın esas itibariyle davalıların kredi borcu olduğunun ve … grubundan yapılacak tahsilatların … /… grubunun borcundan düşüleceğinin belirtildiğini, dava konusu edilen ve anılan protokol kapsamı ile örtüşen borcun esas itibariyle … /… grubunun borcu olduğunu, 4389 sayılı Kanun’un 15/7-b ve 5411 sayılı Kanun’un 134 ve geçici 11. maddeleri uyarınca … Grubunun sorumlu tutulduğunu, protokolün de bu “özel kanun hükmü ile sorumlu tutulma olgusuna dayanılarak” imzalandığını, müvekkillerce yapılan ödemelere ilişkin olarak davalı … grubu şirketlerin müvekkiline karşı sorumluluğunun bulunduğunu, banka zararının ödetilmesi için … grubunun “kanuni sorumluluğuna” gidildiğini, iç ilişkide kanunen sorumlu olan müvekkillerinin rücu talebinin BK’nın 51/2. maddesindeki sıralamaya göre sözleşme gereği sorumlu olan davalılara yöneltildiğini, somut olayda eksik teselsülün söz konusu olduğunu, zarar görene ödemeyi kanunen sorumlu olan yapmışsa BK’nın 51/2. madesi hükmü gereğince haksız fiil failine ve sözleşme gereği sorumlu olana rücu edebileceğini, … grubu … zararından kanun gereği sorumlu olduğundan sözleşme gereği sorumlu olan … grubu şirketlere rücu edilebileceğini, asıl borçlunun davalılar olduğunun TMSF kararında ve bağıtlanan protokolde belirtildiğini, 25-33 sıra numarasında yer alan davalıların 1 , 2 ,6 7, 9 , 10 ve 11 numaralarda yer alan kredi borcunun, müşterek borçlu ve müteselsil kefili olan davalıların kredi borçlusu şirketlere müteselsil kefil olduklarından müvekkillerince ödenen borçtan kefaletleri kapsamında sorumlu olduklarını, 1-24 numaraya kadar olan davalıların tümünün asıl borçlu sıfatı ile sorumlu olduklarını, dava konusu edilen ve özel kanun hükmü gereği müvekkillerince ödenen davalı …/ … grubu borçlarının TMSF ile bağıtlanan 11.11.2010 tarihli protokole konu edildiğini ve … grubunun 15.05.2009 tarihli protokol ile yaptığı ödemelerin …/ … grubu şirketinin kredi borcundan mahsup edileceğinin kararlaştırıldığını, 11.11.2010 tarihli protokolü müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıların müvekkilleri tarafından ödenen borçlardan bu sıfatla sorumlu olduklarını, kefaletin feri niteliği ve asıl borca tabi olduğunun dikkate alınması gerektiğini, BK’nın 51/2. maddesi gereğince rücu hakkından yararlanan ve BK’nın147/1. maddesi uyarınca TMSF’nin haklarına halef olan müvekkillerinin bu nedenle alacağı temin eden müteselsil kefillerin kefaletleri kapsamındaki borcu ödedikleri oranda rücu etmelerinin de BK’nın 51/2. maddesine uygun olduğunu, bu nedenle 25-33 sırasında yer alan davalılara husumet yöneltildiğini, … hisselerinin … grubuna devrinden sonra banka ortağı ve hakim hissedar olan davalıların BK’nın 51/2. maddesi gereğince ödenen meblağın yarısından sorumlu olduklarını, müteselsil kefil davalıların kredi borcunun tamamından sorumlu olduklarına ilişkin talep ayrık tutularak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere hisse devrinden sonra …’ın hâkim hissedarı olan davalılar …, … A.Ş., … A.Ş. , … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., …, …, … A.Ş. nin müvekkilleri tarafından ödenen 28.000.000 USD’ nin yarısı olan 14.000.000 USD’den sorumlu olduklarını belirterek; 1- a)29.12.2009 tarihinde ödenen 508.001,73 -USD ile, 01.10.2010 tarihinde ödenen 254.000,87 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 423.335,00 -USD olmak üzere toplam 1.185.337,06 USD’nin davalı … A.Ş.’den, b)29.12.2009 tarihinde ödenen 505.102,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 252.551,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 420.919,00 -USD olmak üzere toplam 1.178.573,48 -USD’nin davalı … Tic. A.Ş.’den c)29.12.2009 tarihinde ödenen 10.469,97 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 5.234,98 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 8.725,00 -USD olmak üzere toplam 24.429,95-USD’nin davalı … Tic. A.Ş.’den d)29.12.2009 tarihinde ödenen 497.531,76-USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 248.765,88 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 414.610,00 -USD olmak üzere toplam 1.160.907,64 -USD’nin davalı …’den e)29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı … Tic. A.Ş.’den f)29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı … AŞ’den g) 29.12.2009 tarihinde ödenen 502.928,96 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 251.464,48 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 419.107,00 -USD olmak üzere toplam 1.173.500,44 -USD’nin davalı … Tic. A.Ş.’den h) 29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı … Tic. A.Ş.’den i) 29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı … Tic. A.Ş.’den (Eski Ünvanı: … San ve Tic. A.Ş.) j) 29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı …’den k)29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı … A.Ş.’den l) 29.12.2009 tarihinde ödenen 335.346,51 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 167.673,25 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 279.455,00 -USD olmak üzere toplam 782.474,76 -USD’nin davalı … A.Ş.’den m) 29.12.2009 tarihinde ödenen 251.464,53 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 125.732,27 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 209.554,00 -USD olmak üzere toplam 586.750,08-USD’nin davalı …’den n)29/12/2009 tarihinde ödenen 556.626,51 USD, 01/10/2010 tarihinde ödenen 278.313,25 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 463.855,00 USD olmak üzere toplam 1.298.794,76 USD’nin davalı …den, o)29/12/2009 tarihinde ödenen 525.301,20 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 262.650,60 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 437.751,00 USD olmak üzere toplam 1.225.702,08 USD’nin davalı … Ltd. Şti.’den, p)29/12/2009 tarihinde ödenen 556.626,51 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 278.313,25 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 463.855,00 USD olmak üzere toplam 1.298.794,76 USD’nin davalı … Ltd’den, q)29/12/2009 tarihinde ödenen 546.987,95 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 278.493,98 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 455.823,00 USD olmak üzere toplam 1.276.304,93 USD’nin davalı …’den, r)29/12/2009 tarihinde ödenen 546.987,95 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 273.493,98 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 455.823,00 USD olmak üzere toplam 1.276.304,93 USD’nin davalı … Ltd’den, s)29/12/2009 tarihinde ödenen 559.036,14 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 279.518,07 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 465.863,00 USD olmak üzere toplam 1.304.417,21 USD’nin davalı …’den, t)29/12/2009 tarihinde ödenen 546.987,95 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 273.493,98 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 455.823,00 USD olmak üzere toplam 1.276.304,93 USD’nin davalı …’den, u)29/12/2009 tarihinde ödenen 546.987,95 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 273.493,98 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 455.823,00 USD olmak üzere toplam 1.276.304,93 USD’nin davalı ….’den, v)29/12/2009 tarihinde ödenen 530.120,48 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 265.060,24 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 441.767,00 USD olmak üzere toplam 1.236.947,72 USD’nin davalı …’den, w)29/12/2009 tarihinde ödenen 530.120,48 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 265.060,24 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 441.767,00 USD olmak üzere toplam 1.236.947,72 USD’nin davalı …’den, x)29/12/2009 tarihinde ödenen 530.120,48 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 265.060,24 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 441.767,00 USD olmak üzere toplam 1.236.947,72 USD’nin davalı …’den, her bir ödeme miktarının belirtilen ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Yasa’nın 4/a. maddesi gereğince, Devlet bankalarının USD cinsinden bir yıl vadeli mevduata verdiği en yüksek faiziyle birlikte tahsiline, tahsil olunacak bu tutarların yaptıkları ödeme miktarları göz önünde tutularak, 12/28’inin davacı … Tic A.Ş.’ne, 6/28 ‘inin davacı … Holding A.Ş.’ye, 10/28 ‘inin de davacı …’ye verilmesine; 2- 28.000.000,00-USD nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalılar …, … , … Tic. A.Ş., …, … Tic. A.Ş., … (Yeni Ünvanı … A.Ş.) … (… Tic. A.Ş.), … A.Ş., … Tic. A.Ş., …, … A.Ş., … San. A.Ş., … Tic. A.Ş., … Hizm. A.Ş., … A.Ş, … İnş. A.Ş.’den tahsiline ve yukarıda belirtilen payları oranında davacılara verilmesine, 3-BK’nın 51/2. maddesi uyarınca iç ilişkideki rücu hakkına dayanılarak 14.000.000 -USD nin 6.000.000 -USD’sinin 29.12.2009, 3.000.000 -USDnin 01.10.2010, 5.000.000 -USD nin 29.09.2011 tarihinden 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesinde belirtilen döviz faizi ile birlikte davalılar …, …A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., …, …, … A.Ş. ve … A.Ş.’den tahsili ile yukarıda belirtilen payları oranında müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Bir kısım davalılar … Tic. A.Ş., … San. ve Tic. A.Ş., …, … San. ve Tic.A.Ş., …, … Tekstil. San. ve Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş. vekili, savunmasında özetle; davacıların 15.05.2009 tarihli protokol uyarınca TMSF’ ye yaptıkları 28.000.000 USD ödemenin özel kanundan kaynaklanan kusursuz sorumluluk olduğunu iddia ederek dava açtıklarını, … A.Ş.’ nin davacıların da dahil olduğu … grubunun yönetim ve denetiminde iken 09.03.1996 tarihinde “haksız fiil” niteliğindeki dolaylı veya dolanlı işlemlerle tahsis edilen kredilerin kullandırılması suretiyle bankanın … grubuna devredildiğini, satış sırasında bu krediler ile ilgili herhangi bir takip girişi olmadan … hesaplarını kapatarak bankayı zarara uğrattıklarının tespiti üzerine TMSF tarafından bankaya el konulduğunu, TMSF’ nin alacağının Fon alacağı sayıldığını ve tasfiyesi için TMSF ile … grubu arasında 1.10.2007- 15.05.2009 tarihli protokollerin imzalandığını, bu protokolde müvekkillerinin müşterek borçlu müteselsil kefil olarak hiçbir imzalarının bulunmadığını, davacıların haksız fiilden kaynaklanan sorumlulukları nedeniyle TMSF’ ye ödedikleri miktarlar için rücu hakları olmadığından davacı olma ehliyetlerinin de bulunmadığını, müvekkili davalıların … grubuna karşı herhangi bir sorumlulukları olmadığını belirterek öncelikle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini; dava dilekçesine eklenen tabloya göre protokolde belirtilen borçlar için yapılan ödemelerin TMSF tarafından … grubuna dahil şirketlere yapılan mahsupları gösterir tablonun (delil no:13) eklendiğini, buna göre bankadan kredi almayan şirketlerin TMSF’ye borçlu olmadıklarının TMSF ile … grubu arasında bağıtlanan 19.08.2004 ve 11.11.2010 tarihli protokollerle borçlu olarak gösterilen şirketlerin ise davacılara borçlu olmadıklarının, protokol kefillerinin …, …, … Yay. A.Ş. ve … olup, kefaletlerinin TMSF’ye karşı olduğunu, davacı tarafından yapılan ödemelerin 13.02.1996, 08.03.1996, 09.03.1996 tarihli sözleşmeler doğrultusunda kullandırılan kredilere ilişkin olup, dolanlı yollarla tahsis edilen kredilerin …’ ye aktarıldığını, BK’nın 60 ve BK’nın 41. maddesine dayalı “haksız fiil” sorumluluğu bulunan davacının müvekkillerinden istemde bulunabilmesi için BK’nın 60. maddede gösterilen bir ve on yıllık zaman aşımı sürelerinin dolduğunu, sebepsiz zenginleşmeye dayandığı varsayılsa bile BK nun 66. Maddesinde öngörülen zaman aşımı sürelerinin de dolduğunu, çekişme konusu alacağın …’ın hakim ortağı … grubunun banka kaynaklarını ve varlıklarını edinmeleri sebebiyle doğmuş bir borç olduğunu, 4389 sayılı Kanun’un 15/7 -b maddesinde Fon alacağının kaynağını teşkil eden borcun oluşması için tüm unsurların gerçekleştiğini, tahsis edilen 249.000.000 -USD tutarındaki kredinin …’ nin vadesiz mevduat hesabına yatırıldığını ve … Grubunun … A.Ş.’ye olan borçlarının kapatılmasında kullanıldığını, 4389 sayılı Kanun’un 15/7-b maddesi kapsamında sayılan durumun gerçekleşmesi nedeniyle davacının kusurlu sorumluluğunun bulunduğunu, bu nedenle BK’nın 147/1. maddede belirtilen eksik teselsül hükümlerinden yararlanamayacağını, BK’nın 51/2. maddesi hükmü gereğince davalılara rücu edilemeyeceğini, müvekkili davalılara herhangi bir ihtarname gönderilmediğini belirterek, davanın usul ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … İnş. A.Ş. vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin … grubu ile TMSF arasında bağıtlanan 11.11.2010 tarihli protokole müteselsil kefil olarak katıldığını, bu sorumluluğunun sadece TMSF’ye karşı … grubunun … A.Ş.’den kaynaklı borçlarından dolayı olduğunu, müvekkilinin bankanın satış ve devri işlemlerine ilişkin sürece katılmadığını, TMSF’ ye ödenen ve dava konusu yapılan tutarın kredi borcu sebebiyle …’ın fon tarafından devralınmasından sonra oluşan bir borç niteliğinde olmayıp Fon’a intikal eden … A.Ş.’nin hâkim ortağı olan … grubunun banka kaynaklarına ve varlıklarına maddede belirtilen şekilde edinmeleri sebebiyle doğmuş bir borç olduğunu, … grubu tarafından 4389 sayılı Kanun’un 15/7-b maddesinden dolayı yapılan ödemelerin kanundan doğan kusursuz sorumluluktan kaynaklanmayıp, kanundan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktan doğduğunu, … A.Ş. ‘nin 249.000.000 USD tutarındaki zararının hisse devri sonucu gerçekleşmesinden dolayı … grubu ile … grubu arasında eksik teselsülün söz konusu olduğunu, BK’nın 51/2. maddesine göre … grubu sorumluluğunun haksız fiile, … /… grubunun sorumluluğunun kredi sözleşmesine dayandığını, müvekkilinin … … grubunun borçlarının ödenmesi için protokolü imzaladığını ve sadece Fon’a karşı sorumlu olduğunu, müteselsil kefil olan müvekkillerine rücu edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava dilekçesi sonuç (1) nolu istem bölümünde … AŞ hisselerinin satışı aşamasında … /… Grubuna dahil olan ve kredi kullandırılan asıl borçlu konumunda bulunan davalılara ödeme yapan müteselsil sorumlu davacıların rücu haklarının bulunduğu, yaptıkları ödeme tutarında asıl borçlulardan talepte bulunabilecekleri, bu nedenle dava dilekçesinin sonuç (1) nolu bendinde belirtilen davalılar ile ilgili talep yönünden davanın kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Dava dilekçesi sonuç 2 nolu bölümü istem yönünden ödenen 28.000,00 USD NİN 12.000,00 USD lik kısmının …/… Grubunn TMSF ile yaptıkları protokül müşterek borçlmu müteselsil kefilleri olan davalılar … “… Holding A.Ş, … Tic. A.Ş, … A.Ş, … Tic. A.Ş, … A.Ş (yeni unvan: … Tic.A.Ş) …yeni unvan: … İhracat San ve Tic. A.Ş), … A.ş, …Tic. A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … Tic. A.Ş, … Tic. A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş den müteselsilen tahsili ile belirtilen oranlarda müvekkillerine verilmesini istemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; …/… grubu ile TMSF arasında bağıtlanan 11/11/2010 tarihli protokolde; … grubunun TMSF ne olan borçlarına kefil olan davalılar bankanın satışı aşamasında …tan kullanılan kredilerin kefili konumunda değildir. Adı geçen davalılar …tan ayrıca kredi kullanmadıklarından ve sadece … grubunun TMSF ne olan borçlarının ödenmesi amacıyla kefil olduklarından, davacıların dava konusu yapılan ödeme ile ilgili olarak dava dilekçesi sonuç (2) nolu bendinde belitilen davalılardan talepte bulunamayacağı, bu nedenle istemin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Dava dilekçesinin sonuç (3) nolu bendinde BK 51/2 maddesi uyarınca;davacı vekili müvekkili şirketlerin iç ilişkide rücu hakkına dayalı olarak 14.000,00 USD nin belirtilen ödeme tarihlerinden itibaren yürütelücek faizi ile birlikte, tahsilde tekerrür olmamak ve 1. Ve 2 nolu taleplerine halel gelmemek kaydıyla davalılar …, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, …, …, … A.Ş ve … A.Ş den 1/10 oranında tahsili ile belirtilen oranlarda müvekkillerine ödenmesini istemiştir. Davacı vekili bu isteminde; aynı hukuki sebebe dayanan sorumlular arasındaki iç ilişkiye dayalı rücu hakkına dayanarak davacı şirketler tarafından ödenen 28.000,00 USD nin yarısı olan 14.000,00 USD nin adı geçen davalılardan faizi ile 1/10 ar oranında tahsilini istemektedir. Yukarıda açıklandığı gibi olay tarihinde geçerli bulunan BK. 51/2 maddesi uyarınca;(zararı kanundan dolayı sorumlu olan kişi tazmin etmişse, sözleşmeden ve haksız fiilden dolayı sorumlu olan kişilere, sözleşmeden dolayı sorumlu olan kişi tazminetmişse, haksız fiilden sorumlu olan kişiye rücu edebileceği) davacı … grubu, davalı …/… grubuna “eksik teselsül” ilişkisine dayanarak rücu edemeyecektir. Davacı grubun sorumluluğu haksız fiile, talepte bulunulan davalı grubun sorumluluğu ise kredi sözleşmesine dayanmaktadır. Bu nedenle; davacıların BK 51/2 maddesi uyarınca; iç ilişkide rücu hakkına dayalı istemlerinin yerinde olmadığı ve bu konuda da davanın reddi gerektiği” gerekçesiyle; 1-Dava dilekçesinin sonuç bölümünde 1 nolu bentte gösterilen istem yönünden davanın KABULÜNE, a)29.12.2009 tarihinde ödenen 508.001,73 -USD ile, 01.10.2010 tarihinde ödenen 254.000,87 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 423.335,00 -USD olmak üzere toplam 1.185.337,06 -USD’nin davalı … Tic. AŞ’den, b)29.12.2009 tarihinde ödenen 505.102,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 252.551,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 420.919,00 -USD olmak üzere toplam 1.178.573,48 -USD’nin davalı … Tic. AŞ’den c)29.12.2009 tarihinde ödenen 10.469,97 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 5.234,98 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 8.725,00 -USD olmak üzere toplam 24.429,95-USD’nin davalı … ve Tic. AŞ’den d)29.12.2009 tarihinde ödenen 497.531,76-USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 248.765,88 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 414.610,00 -USD olmak üzere toplam 1.160.907,64 -USD’nin davalı … Tic.AŞ’den e)29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı … Tic.AŞ’den f)29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı … AŞ’den g) 29.12.2009 tarihinde ödenen 502.928,96 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 251.464,48 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 419.107,00 -USD olmak üzere toplam 1.173.500,44 -USD’nin davalı …den h) 29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı … Tic. AŞ’den i) 29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı …den (Eski Ünvanı: … San ve Tic.AŞ) j) 29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı … AŞ’den k) 29.12.2009 tarihinde ödenen 568.874,99 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 284.437,49 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 474.062,00 -USD olmak üzere toplam 1.327.374,48 -USD’nin davalı … AŞ’den l) 29.12.2009 tarihinde ödenen 335.346,51 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 167.673,25 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 279.455,00 -USD olmak üzere toplam 782.474,76 -USD’nin davalı … Fabrk. AŞ’den m) 29.12.2009 tarihinde ödenen 251.464,53 -USD, 01.10.2010 tarihinde ödenen 125.732,27 -USD ve 29.09.2011 tarihinde ödenen 209.554,00 -USD olmak üzere toplam 586.750,08-USD’nin davalı … AŞ’den n)29/12/2009 tarihinde ödenen 556.626,51 USD, 01/10/2010 tarihinde ödenen 278.313,25 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 463.855,00 USD olmak üzere toplam 1.298.794,76 USD’nin davalı …den, o)29/12/2009 tarihinde ödenen 525.301,20 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 262.650,60 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 437.751,00 USD olmak üzere toplam 1.225.702,08 USD’nin davalı …Şti’den, p)29/12/2009 tarihinde ödenen 556.626,51 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 278.313,25 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 463.855,00 USD olmak üzere toplam 1.298.794,76 USD’nin davalı … Ltd’den, q)29/12/2009 tarihinde ödenen 546.987,95 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 278.493,98 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 455.823,00 USD olmak üzere toplam 1.276.304,93 USD’nin davalı …’den, r)29/12/2009 tarihinde ödenen 546.987,95 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 273.493,98 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 455.823,00 USD olmak üzere toplam 1.276.304,93 USD’nin davalı … Ltd’den, s)29/12/2009 tarihinde ödenen 559.036,14 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 279.518,07 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 465.863,00 USD olmak üzere toplam 1.304.417,21 USD’nin davalı …’den, t)29/12/2009 tarihinde ödenen 546.987,95 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 273.493,98 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 455.823,00 USD olmak üzere toplam 1.276.304,93 USD’nin davalı …’den, u)29/12/2009 tarihinde ödenen 546.987,95 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 273.493,98 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 455.823,00 USD olmak üzere toplam 1.276.304,93 USD’nin davalı ….’den, v)29/12/2009 tarihinde ödenen 530.120,48 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 265.060,24 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 441.767,00 USD olmak üzere toplam 1.236.947,72 USD’nin davalı … ‘den, w)29/12/2009 tarihinde ödenen 530.120,48 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 265.060,24 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 441.767,00 USD olmak üzere toplam 1.236.947,72 USD’nin davalı …’den, x)29/12/2009 tarihinde ödenen 530.120,48 USD,01/10/2010 tarihinde ödenen 265.060,24 USD ve 29/09/2011 tarihinde ödenen 441.767,00 USD olmak üzere toplam 1.236.947,72 USD’nin davalı …’den, her bir ödeme miktarının belirtilen ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa’nın 4/a. Bendi gereğince, devlet bankalarının USD cinsinden 1 yıllık vadeli mevduata verdiği en yüksek faiziyle birlikte tahsiline, tahsil olunacak bu tutarların yaptıkları ödeme miktarları göz önünde tutularak, 12/28’inin davacı …Tic AŞ’ne, 6/28 ‘inin davacı … Holding AŞ’ne, 10/28 ‘inin de davacı … AŞ’ne verilmesine, 2- Dava dilekçesinin sonuç bölümünde 2 nolu bentte gösterilen 28.000.000,00-USD nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalılar …, … Holding AŞ , … Tic. AŞ, … AŞ, … Tic. AŞ, … AŞ(Yeni Ünvanı … Tic. AŞ) … AŞ (… Tic. AŞ), … AŞ , … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ’den tahsiline ilişkin istem yönünden haklarındaki davanın REDDİNE, 3-Dava dilekçesinin sonuç bölümünde 3 nolu bentte gösterilen 14.000.000,00 USD nin 6.000.000,00 USD sinin 29/12/2009, 3.000.000,00 USD sinin 01/10/2010, 5.000.000,00 USD sinin 29/09/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/ a maddesine göre yürütülecek faizi ile birlikte (tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılar …, … A.ş, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, …, …, … A.Ş ve … A.Ş’den tahsiline ilişkin istem yönünden haklarındaki DAVANIN REDDİNE, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf başvurusunda özetle: önceki beyanlarını tekrarla; Dava dilekçesinin 25-33 sıra numarasında yer alan davalılar ile dava dilekçelerini üçüncü bendindeki davalılar hakkında davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 13.02.1996 tarihli satış anlaşmasında …/… Grubuna kullandırılan krediler ile … Grubunun satışa konu … A.Ş. nezdindeki kredi risklerinin kapatılacağının kararlaştırıldığına ilişkin Mahkeme gerekçesindeki tespitin hatalı olduğunu, mahkemenin gerekçesine dayanak olarak 13.02.1996 tarihinde anlaşmanın dördüncü ve dokuzuncu maddelerini gösterdiğini, mahkemece delil olarak sundukları BDDK’nın 10.01.2001 tarihli ve R-1 sayılı raporu ile TMSF’nin celbolunan 28 Şubat 2012 tarihli yazılarının ve bilirkişi raporlarının mahkemece gerektiği şekilde irdelenmediğini, bu raporlardaki tespitlerin TMSF’nin 28 Şubat 2012 tarihli yazısında da yer aldığını zira bu yazı da … Grubuna dair yurt içinde yerleşik on iki firmaya kullandırılan bahse konu kredilerin kredi kullanan firmaların vadesiz hesaplarına geçirildiği, bu hesaplardan da bazı … Grubu firmaları üzerinden … Holding’in vadesiz mevduat hesabına geçirildiği bilgisine yer verildiğini, yine BDDK raporunda …/… Grubuna ait firmalara kullandırılan 124 Milyon USD tutarındaki kredi ile sağlanan fonun …’ın %28,06 hissesini iktisapı için … Grubunun yurt dışı şirketine ödendiğinin, TMSF’nin 28 Şubat 2012 tarihli yazısında da … Grubunun yurt dışında yerleşik firmalarına kullandırılan döviz kredilerin yurt dışındaki hisse satıcısı … hesabına gönderildiğinin, bahse konu tutarların daha sonra …’nın vadesiz mevduat hesabına geçildiğinin belirtilmiş olduğunu, Mahkemenin … Grubunun …’a olan borçlarının herhangi bir nakit ödeme yapılmaksızın …/… Grubuna kullandırılan krediler ile kapatıldığına ilişkin değerlendirmenin bankacılık uygulamasında yerinin bulunmadığını, zaten bu işlemlerde doğal olarak fiilen ve fiziken nakit para hareketinin olamayacağını, paranın nakit olarak ödenmesiyle havale/virman olarak yapılarak kayden ödenmesi arasında fark olmadığını, … Grubunun haksız fiil sorumlusu olduğunun kabulünün hatalı olduğunu, mülkiyetindeki banka hisselerini satarak kredi borcunu ödeyen grubun banka kaynağını edindiği kabul edilirken satış bedelini ödemek için kullandığı kredi bedelini geri ödemeyen …/… Grubunun haksız fiil sorumlusu olarak kabul edilmesinin yanlış olduğunu, İhtilafın çözümündeki asıl meselenin; Fon alacağını oluşturan …’ın 249 Milyon USD zararını meydana getiren fiil olarak nitelenen banka kaynağını edinme olgusunun kim tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilmesi olduğunu, dosya içerisindeki bilirkişi raporlarında … hisselerinin satış işlemlerinin tamamlanarak banka sahipliği ve yönetiminin …/… Grubuna intikal ettiği tarih itibariyle banka bünyesinde meydana gelen bir zarar olmadığının dikkate alınmadığını, esasen bankanın zararının …/… Grubunun kullandığı krediyi ödememesi sebebiyle doğduğunu, …/… Grubunun 498 Milyon USD tutarındaki mal varlığındaki artışının, … Grubundan edindiği banka hisseleriyle kullandığı kredileri ödememek suretiyle edindiği banka kaynağından oluştuğunu, dolayısıyla banka kaynağının gerçek edineni olan …/… Grubunu öncelikle haksız fiil sorumlusu olarak kabul etmek gerektiğini, TMSF’nin 2008/117 sayılı kararında Fon alacağını oluşturan banka zararının oluşmasının nedeninin dava konusu olayda kullanılan kredilerin kredi kullanan …/… Grubu firmalarınca geri ödenmemesi olarak gösterildiğini, BDDK raporunda; usulsüz planlı ve kasıtlı çok sayıda karmaşık olarak nitelenen hukuka aykırı fiillerin …/… Grubundan kaynaklandığının birçok yerde belirtildiğinin, bu şekliyle … yönetimi tarafından … Grubu firmalarının borçlarına mahsup edilmeyerek blokaj hesabına alınan paraların …’ın yönetiminin …/… Grubuna geçmesinden altı ay sonra dahi … Grubu firmalarının borçlarına mahsup edilmeyerek …/… Grubunun banka nezdinde kullandığı ve vadesinde ödemediği sair kredilerin kapatılması için kullanıldığını, Dosyaya ibraz edilen İstanbul 1.ATM’nin 2018/169 Esas sayılı dosyasındaki 28.11.2007 tarihli ikinci ek bilirkişi raporunda da iddia olunan zarar ile eski yönetim kurulu üyelerinin işlemleri arasında uygun illiyet bağının varlığından söz edilemeyeceğinin açıkça belirtildiğini, 2018/117 sayılı TMSF kararında da … Grubunun hukuka aykırı fiil olarak nitelendirilen fiilleri ile …/… Grubunu …’a olan kredi borçlarının ödememesi ve banka zararı arasında uygun illiyet bağı bulunmadığının tespit edildiğini, dolayısıyla …/… Grubunun banka zararının doğumunda haksız fiil sorumlusu olarak kabulü gerektiğini, Müvekkillerini dava konusu ödemelerini özel kanun olan 4389 sayılı Bankalar Kanunu m.15/7-b hükmüne göre sorumlu tutulmaları nedeniyle yapmış olduklarını, bu özel kanun hükmü olmadan müvekkili şirketlere herhangi bir hukuki nedenle ödeme yükümlülüğü getirilmesinin mümkün olmadığını, İlk derece mahkemesince çelişkili şekilde hisse satış bedeline sayılmak üzere … Grubu firmalarına kredi kullandırıldığı kabul edilmesine rağmen diğer yandan kullanılan kredilerin … firmalarının kendi borçlarının kapanması amacıyla tahsis edildiği yönünde hatalı şekilde değerlendirme yapıldığını, İlk derece mahkemesince bir yandan … Grubunun risklerinin nakit tahsilat olmaksızın kapatılması nedeniyle kredi kapatma işleminin geçersiz olduğu yönünde değerlendirme yapılmasına karşın, bununla çelişki oluşturacak şekilde … firmalarının bahsi geçen kapatma işlemi ile banka kaynağı edindikleri yönünde değerlendirme yapıldığını, Fon kararı ile … Grubuna getirilen sorumluluğun Fon alacağını ödeme sorumluluğu olduğunu, dolayısıyla … Grubunun, Banka’nın satış bedeline sayılmak üzere … Grubuna kredi tahsis ve kullandırılmak suretiyle nakit tahsilat olmaksızın risklerin kapatıldığı ve banka kaynağını edindiği şeklindeki eyleminin ilk derece mahkemesince haksız şekilde hukuka aykırı fiil olarak nitelendirildiğini, zaten TMSF kararı ile … Grubuna getirilen sorumluluğun Fon alacağını ödeme sorumluluğu olduğunu, bu sorumluluğun da 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine dayandığını ve dolayısıyla kendine özgü bir sorumluluk olduğunu, İstanbul 1.ATM’deki bilirkişi raporunda da açıkça Fon alacağının ödeme sorumluluğunun kendine özgü kusursuz sorumluluk şeklinde mütala edilmesi gerektiğinin vurgulandığını, İkinci grup davalılar hakkındaki taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, zira davalılardan …’ın, …’in, … Tekstil’in, …A.Ş.’nin, …’in, …’nın, …’in ve dava dilekçelerinin 14 ile 24 sıra numarasında yer alan 11 adet yurt dışı şirketlerinin kredilerine 04-07 Aralık 1998 tarihli sözleşmeler ile kefalet vermiş olduklarını, 11.11.2011 tarihli protokolde asıl borçlu davalıların kullandıkları kredilerin protokol konusu ödeme planına bağlanan borç kapsamında değerlendirildikleri dolayısıyla asıl borçlar dışındaki davalıların sadece …/… Grubunun TMSF’ye olan diğer borçlarının ödenmesi amacıyla kefil olduklarını, …’ın Fon’a intikal edeni olarak … Grubunun hisse satış bedeli olarak borç ödemede kullanılan kredilerin gösterilmesinin de doğru olmadığını, Dava dilekçesindeki ikinci grup davalıların 11.11.2010 tarihli protokolün müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, dolayısıyla bu davalıların da dava dilekçesinin 1-24 sırasındaki davalıların borçlarına katıldıkları ve alacaklı TMSF’nin iradesi ile borçları üstlendiklerinin sabit olduğunu, mahkemece hatalı şekilde 11.11.2010 tarihli protokolde yer alan ikinci grup davalıların bir tarafta kredi kullanan asıl borçlular ile birlikte müteselsil borçlu oldukları kabul edilirken diğer yandan da protokolde TMSF’nin alacaklarını ödemek için müteselsil kefil olduklarının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, Bankanın Hazine Müsteşarlığı tarafından denetimi sırasında dava konusu olayda kullanılan kredilere kefaleti alınan … ile 11.11.2011 tarihli protokol konusu borcun %90’nını ödeyen … İnşaat’ın borca katılma yolu ile mi müteselsil borçlu olduklarının ve/veya borç üstlenmek suretiyle bağımsız borç altına mı girmiş olduklarının mahkemenin gerekçeli kararında değerlendirilmediğini ve belirsizlik giderilmeden hukuka aykırı şekilde karar verildiğini, Üçüncü grup davalıların, …’ın 10.03.1996 tarihli genel kurul toplantısından sonraki hissedarlar olduklarını, dava konusu olayda kullanılan kredilerin 125 Milyon USD tutarlı kısmının bu hissedarların zimmetinde olduğunu, bu şahısların dava konusu olayda bankanın önceki hissedarları olduklarını, hisse satış işlemlerinin tarafı olmakla aynı derece sorumlu olduklarını, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesince üçüncü grup davalıların sözleşme sorumlusu oldukları gerekçesi ile haklarındaki dava reddedilmesine rağmen müvekkillerinin avukatlık ücreti ödemesine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, …’ın zararı oluşmuş ise de bankanın devirinden önceki ve sonraki hissedarları zararın doğmasına neden olduklarını, üçüncü bentte adı geçen davalılardan … ve … dışındaki davalıların aynı zamanda dava dilekçesinin ikinci bendinde de davalı olduklarını, davalılar hakkında ikinci bentteki talepler reddedilirken lehlerine avukatlık ücreti takdir edildikten sonra üçüncü bentteki taleplerin reddi sebebiyle tekrar avukatlık ücreti ödemesinin haksız ve mükerrer ödemeye sebebiyet vereceğini, Yukarıda bahsi geçen sebeplerle dava dilekçesinin ikinci ve üçüncü bentlerinde gösterilen davalılar hakkındaki taleplerin reddine dair hükmün kaldırılarak tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile bu davalılar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalılar … A.Ş. vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve … A.Ş.’nin hisselerinin …/… Grubuna devri yönündeki davacıların gerçekleştirdiği işlemlerin haksız ve dolanlı işlemler olduğunu, Hisse devri sırasında … Grubunca …/… Grubuna kullandırılan kredilerin, fiilen kullandırılan firmalara ödenmeyip davacılarında dahil olduğu … Grubunun … A.Ş’ye olan borçlarının ödenmesinde ve iştirak alımında kullanıldığını, … Grubu tarafından yapılmış usulsüz işlemler nedeniyle …’ın zarara uğratıldığı için TMSF’nin … Grubundan Fon alacağı nedeniyle alacaklı olduğunu, … Grubunun ise bu usulsüz kredileri esasen ödeyerek kapatmasına rağmen kapatma amaçlı olarak borçlanılan kredilerden dolayı TMSF’ye karşı borçlu duruma sokulduğunu, Davacı tarafın müvekkili grubun sair krediler nedeniyle borçlu olduğu gerçeğini saptırdığını bu suretle … Grubunu haksız fiil sorumlusu olarak göstermeye çalıştığını, … Grubunu … A.Ş.’nin hâkim ortağı olduğunu, … A.Ş. tarafından … Grubuna çeşitli krediler kullanıldırıldığını, bu sebeple … Grubunun … A.Ş.’ye borçlu olduğunu, … Grubunun sorumluluğunun haksız fiilden kaynaklandığını, banka satış bedeline istinaden … Grubu tarafından …/ … Grubuna kullandırılan kredilerin tamamının ödendiğini, yargılama sırasında TMSF tarafından müvekkillerinin dahil olduğu …/ … Grubunun 01.02.2019 tarihli protokolle ibra edildiğini, Mahkemenin, müvekkili davalılar ile davacıların banka zararından müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine ilişkin değerlendirmesinin verilen kararla çelişmediğini, çünkü gerekçeli kararda 11.11.2012 tarihli protokol uyarıca … Grubunun TMSF’ye olan borçlarına kefil olan davalıların bankanın satışı aşamasında Interbanktan kullanılan kredilere kefil olmadıklarının belirtilmiş olduğunu, Eksik teselsül hükümleri gereği haksız fiil sorumluluğu olan davacıların, sözleşmesel sorumluluğu bulunan müvekkili davalılara rücu edemeyeceğini, aynı zamanda nisbilik ilkesi gereği davacıların TMSF ile akdettikleri protokole taraf olmayan müvekkili şirketlerin anılan protokol hükümlerine göre borcun ödenmesinden sorumlu olamayacaklarını, Müvekkillerinin dış ilişkide dava dışı TMSF’ye olan sorumluluklarının dava dilekçesinde birinci grup olarak gösterilen davalılarca banka satış bedeline ilişkin kredinin kapatılması sonucunda ortadan kalktığını, Davacının banka satışı aşaması dışındaki kalan hiçbir işleme dayalı hak talep edemeyeceğini, Davacının müvekkili grup ile TMSF arasında akdedilen protokol tarihinde asıl borçluların %90’nın borç ödeme kabiliyetinin olmadığına yönelik iddiaların asılsız olduğunu, zira yargılama sırasında TMSF tarafından …/ … Grubu ile yapılmış olan 01.02.2019 tarihli protokol doğrultusunda müvekkillerinin de dahil olduğu …/ … Grubunun tamamen ibra edildiğini, Dava dilekçesinde üçüncü grup olarak gösterilen bir kısım davalıların 10.03.1996 tarihli genel kurul toplantısından sonraki hissedarlar olmaları dolayısıyla hisse satış işlemlerinin tarafı olmakla, aynı derecede sorumlu olduklarının iddia edildiğini ve bu hususun davacı vekili tarafından istinafa da getirilmiş olduğunu, ancak banka satış işlemleri dolayısıyla banka kaynadığını edinenin davacı olması sebebiyle davacıların bu yöndeki istinaf başvurusunun da reddi gerektiğini, Dava dilekçesinde üçüncü grup olarak geçen davalıların kredi bedellerini zimmetlerine geçirdikleri, davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna getirilmiş olmakla; bahsi geçen üçüncü grubun … tarafından usulsüz kullandırılan kredi bedelleriyle … Grubunun risklerini kapatan sonraki hissedarlar olduklarını, üçüncü grup davalıların yani müvekkillerinin herhangi bir kefaletinin olmadığını, bankanın yönetim kurulu dâhil hiçbir kademesinde yer almadıklarını, dolayısıyla davacının iddialarının asılsız olduğunu, Davacı vekili, istinaf başvurusunda davalılar … ve … dışındaki davalıların aynı zamanda dava dilekçesinin sonuç ve talep bölümünün 2. bendinde olan davalılar olması sebebiyle her iki talepleri tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla olduğundan bahisle davalılar hakkında mükerrer şekilde vekalet ücretini takdir edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürmüş ise de talep edilen miktar ve ileri sürülen hukuki nedenler dikkate alındığında mahkemenin bu yönde ücret takdirinin hukuka uygun olduğunu, Yukarıda bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne ilişkin bölümünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hükmün kısmen kabul bölümünün kaldırılmasına ve müvekkilleri hakkındaki tüm talepler bakımından davanın reddine karar verilmesini, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir. İstinafa başvuran davalılar … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş., …, … A.Ş., …, … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş. vekili, istinaf başvuru dilekçesi vermiş, ancak istinaf harçlarını yatırmamıştır. Bunun üzerine ilk derece mahkemesince HMK’nın 344. maddesi uyarınca istinaf harçlarının yatırılması için muhtıra tebliğ edilmiş, verilen süre içinde istinaf harçları yatırılmadığından, ilk derece mahkemesinin 17.09.2019 tarihli 2018/647 Esas 2019/70 Karar sayılı ek kararı ile; istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harcın ikmali hususunda 16.08.2019 tarihinde istinaf başvuran davalılar vekili Av. …’e tebliğ edilen muhturaya rağmen verilen sürede harcın ikmal edilmediği anlaşıldığından, … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş., …, … A.Ş., …, … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş. vekili Av. …’in 10.04.2019 havale tarihli istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür. Bu ek karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Dolayısıyla, bu sekiz davalı bakımından geçerli bir istinaf başvurusu bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, istinaf incelemesinin konusu, davacılar vekilinin istinaf başvurusu ile davalılar … ve … A.Ş. vekilinin istinaf başvusudur.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, protokol çerçevesinde ödenen bedelden davalıların sorumlu olduğu iddiasına dayalı olarak bedelin tahsili talebiyle açılan rücu davasıdır. Davacılar vekili dava dilekçesinde yer alan ilk talebinde, müvekkillerinin yaptıkları ödemenin davalılar tarafından kullanılarak ödenmeyen kredi borçlarına ait olması sebebiyle ödedikleri bu miktarın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Dava dilekçesinde yer alan ikinci talep ise, TMSF ile …- … grubu arasında borcun tasfiyesi amacıyla 11/11/2010 tarihinde imzalanan protokol dahilinde protokolü müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan bir kısım davalıdan alacağın tahsilde tekerrürü olmamak üzere tahsili talebine ilişkindir. Davacı vekilinin üçüncü talebinin ise …’ın 11.03.1996 tarihinden sonra hissedarı olan davalıların ödenen miktarın 1/2’sinden sorumlu olduklarından bahisle tahsilde tekerrür olmamak üzere alacak talep etmektedir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ilk talep açısından davanın kabulüne, ikinci ve üçüncü talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekilince ve davalılar … ile … A.Ş. vekilince, yasal süreleri içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisinde … grubu protokolü isimli belge yer almakla; alacaklı TMSF borçluların eldeki davaya esas dava dilekçesinin sonuç kısmının 1 no’lu talep kısmında yer alan davalılar …, … Tic. A.Ş., … A.Ş., …, … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş., …, …, … A.Ş., … A.Ş., … Ltd’, …Şti, … Ltd, …, … Ltd, …, …, …, …, …, …’ oldukları, protokolün müşterek borçlu müteselsil kefillerinin ise dava dilekçesinin sonuç kısmının 2 no’lu talep kısmında yer alan davalılar oldukları, protokol konusunun; …/ … Grubunun TMSF’ye intikal eden ve aralarında …’ın da bulunduğu muhtelif bankalardan kullandıkları kredilerden kaynaklanan ve TMSF’ye temlik edilen veya edilecek alacakların belli koşullarda tespit, tahsil ve tasfiye edilmesi koşullarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde İstanbul 40. ATM’nin 2012/11 E sayılı dosyasına sunulan 21.02.2012 tarihli hukuki mütalanın değerlendirilmesinde; … A.Ş.’nin 249 Milyon USD miktarında zararından ötürü … Grubunun haksız fiilden kaynaklı …/ … Grubunun ise … A.Ş. ile yaptığı kredi sözleşmesinden kaynaklı borcu ödememesi nedeniyle sorumlu olacağı, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 11. maddesinin istisnası ile mülga 4389 Kanunun 15/7(b) maddesi düzenlemesinin hakim ortaklar tarafından bankanın kaynaklarının ve varlıklarını edinmesi amacıyla gerçekleştirilen fiillerden dolayı kusur sorumluluğu olduğu, … Grubunun öncelikle … A.Ş.’nin yönetim kurulu kararı almasını sağlayarak … Grubuna kredi tahsis edilmesine olanak verdiğini, sonrasında kullandırılan toplam 249 Milyon USD karşılığındaki kredinin … Grubu tarafından hisse satış bedeli olarak tekrar … Grubu şirketlerine sebebiyet verdiği, sonrasında herhangi bir nakliye ödemesi olmaksızın …’nın … A.Ş.’ye olan kredi borçlarının bir kısmının tasfiyesine ve … Grubu tarafından devralınan … A.Ş.’nin iştiraklarının bedellerine ilişkin kullanılması nedeniyle 249 Milyon USD’lik banka varlığını edindiği, … Grubu ile …/ … Grubu arasında TMSF’ye karşı eksik teselsül olduğu, … Grubunun TMSF’ye yaptığı ödemeler nedeniyle … Grubuna rücu hakkı olduğu kabul edilse dahi eksik teselsülde asıl alacaklıyı tatmin eden müteselsil borçlunun alacaklının haklarına halefiyetten yararlanamayacağı, …’nin TMSF’ye karşı …/ … Grubunun borcundan sadece müteselsil kefil olarak sorumlu olduğu, dolayısıyla … Grubunun … İnşaat’tan herhangi bir talepte bulunamayacağı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. Dosya içerisinde 08.03.1996 tarihli hisse satış sözleşmesinin ve 28 Eylül 2009 tarihli … Grubu ile … Grubu arasındaki … A.Ş.’nin satış anlaşmasının bulunduğu görülmektedir. İstanbul 1.ATM’nin 2021/83 Esas sayılı dosyasına ibraz edilen 28.11.2007 tarihli ek raporun incelenmesinde; davacının TMSF, davalıların yönetim ve denetim kurulu üyeleri oldukları, … Grubuna dahil … A.Ş.’nin ve … Grubu arasındaki 16.02.1996 tarihinde hisselerinin … Grubuna satılması ve satış bedelinin finansmanın da … Grubuna ait şirketlere de kredi kullandırılarak karşılanmasının kararlaştırıldığı, dolayısıyla olayın en başından itibaren … satın alınırken finansmanının nasıl gerçekleştirileceği bankanın ortakları tarafından bilinmesi gerektiği yönünde değerlendirme yapılmıştır. BDDK’nın 10.01.2001 tarihli R-, R-1 sayılı bankanın 11.03.1996 tarihinde … Grubunda … Grubuna devir işlemlerine ilişkin mali sorumluluk raporu dosya içerisindedir. Raporun sonuç kısmında rapora konu kredi eylemleri ve protokollerden dolayı taraflar lehine ve banka aleyhine mali sonuçlar doğduğu tespit edilerek 11.01.1999 devri tarihi itibariyle oluşan zarar rakamlarının tahsil zamanlarına kadar geçecek süre de tahakkuk eden yasal faizleriyle birlikte sorumlulardan tahsili gerektiğine dair değerlendirme yapılarak yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu, yeniden ödeme planına bağlanan protokoller, KKDF ve BSMV protokolleri faiz işletilmeyen … riskleri olmak üzere bahsi geçen kalemlerin karşılığı oluşan zarar tutarların ayrı ayrı belirtilmiş, toplamda 184.037.559 USD zarar oluştuğu yönünde tespit yapılmıştır. Rapor hazırlanırken; … A.Ş.’nin satışına ilişkin olarak … ve … Grupları arasında imzalanan sözleşmelerin, satıcısının … ve grup firmaları adına diğer … yetkilileri; alıcısının …, …., …, … ve diğer … şirket yetkilileri olduğu, 08.03.1996 tarihli hisse satış sözleşmesinin, 09.03.1996 tarihli … İle … arasında imzalanmış hisse satış sözleşmesinin ve banka hisselerinin devrine yönelik 06-12/03-1996 tarihleri arasında … Grubuna kullandırılan kredilerin değerlendirildiği görülmüştür. TMSF’nin 17.04.2008 tarih ve 2008/117 sayılı kararı ile: yönetim ve denetimi … Grubunda iken … A.Ş. tarafından …/ … Grubuna kullandırılan ve bu yolla … Grubuna aktarılan, her iki grup tarafından da ödenmeyen 249.000.000 USD’nin “Fon alacağı” olarak sayılmasına karar verilmiştir. Açıklanan Fon alacağının ödenmesi konusunda … grubu ile TMSF arasında 15.05.2009 tarihinde protokol imzalanmış ve protokolün 7.3. maddesinde … grubunca yapılacak ödemelerin …/ … Grubu borçlarına mahsup edileceği kararlaştırılmıştır. … Grubunca, TMSF ile yaptıkları 15.08.2009 tarihli protokol ile ödeme planına bağlanan ve ödenen 28.000.000 TL’nin …/… Grubunun TMSF ile imzalamış olduğu ve … A.Ş.’den kullandığı ve ödemediği dava konusu kredi borcunun da yer aldığı 11.11.2010 tarihli protokol borcuna mahsup edildiği anlaşılmaktadır. TMSF ile …/… grubu arasındaki akdedilen protokolde ise … Grubu tarafından yapılacak ödemelerin, Protokol’de yer verilen … A.Ş. ‘nin ödenmeyen ve Fon’a temlik edilen kredi borcuna mahsup edileceği, … Grubu tarafından ödeme yapılmadığı takdirde ödenmeyen tutarın …/ … Grubunca ödeneceğine dair hükme yer verildiği görülmektedir.İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/140 Esas- 2010/5 Karar sayılı, 10.02.2010 tarihli kararının incelenmesinde; katılanın BDDK ve TMSF, sanıkların …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … oldukları, şüphelilerin üzerilerine atılı suçun 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na muhalefet- hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçları olduğu, … ve … sahibi ve yetkilileri olan sanıkların bankalardan kendi şirketlerine aktardıkları kredi miktarının Bankalar Kanunu’nda belirtilen limitleri aşması ve Hazine Müsteşarlığınca uyarılmaları üzerine karşılıklı kredi verme yöntemi ile başlangıç ve vade tarihleri ile miktarı aynı olan kredilerin karşılıklı olarak varlığı ve bilançoları, malvarlıkları dolayısıyla alınan kredileri ödeyip ödeyemeyecekleri araştırılmadan birbirlerinin şirketlerine verdikleri … tarafından kredi açıldığı … tarafından ise kredinin tevdit edilip 48 ay vadeli hale getirildiği, bu suretle sanıkların iştirak halinde kredi görünümünde banka parasını zimmetlerine geçirdikleri sebepleriyle cezalandırılmaları talep olunmuştur. Yapılan yargılama neticesi … ve …’ın karşılıklı back to back olarak kullandığı krediler ile ilgili … A.Ş.’nin açtığı yirmi beş adet kredinin 17.08.1998-10.09.1998 tarihleri arasında kullandırılmış olup fiiller suç teşkil etse bile sanıklar lehine olan 765 sayılı eski TCK’nın 510. maddesinde tanımlanan hizmet bedeliyle emniyeti suistimal suçu kapsamında kalacağından sanıklar …, …, …, …, … hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına, … Dış Ticaret firmasına … tarafından 16.03.1998 tarihinde 7.500.000 USD kredi kullandırılıp aynı tarihte … A.Ş. tarafından karşılığında … A.Ş.’ye 7.5000.000 USD kredi kullandırılmasıyla ilgili sanıklar lehine olan 765 sayılı eski TCK’nın 510. maddesinde tanımlanan hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçu kapsamında kalacağından sanıklar …, …, …, …, hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Her ne kadar …, …, …, … hakkında … A.Ş.’ye … Grubuna doğrudan veya dolaylı kredi kullandırılmaması yönünde Hazine Müsteşarlığının talimatı olmasına rağmen talimata aykırı yine kredi kullandırıldığından bahisle dava açılmış ise de davanın zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına, … A.Ş.’ye ve … A.Ş.’ye kullandırılan krediler nedeniyle hakkında kamu davası açılan … hakkında ölüm sebebiyle davanın düşürülmesine karar verilmiştir. 23.09.2013 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; eylemler dolayısıyla … AŞ.’nin 249.000.000 USD zararının oluştuğu, söz konusu zararın kaynağının bir kısım davalıların … A.Ş.’den kullandıkları 249 Milyon USD kredi borcunun … A.Ş.’ye ödenmemesi olduğu, 17.04.2008/117 tarih ve sayılı (TMSF) Fon Kurulu Karari ile Fon alacağı olarak kabul edilen (… Grubu yönetim ve denetimindeki … tarafından … grubuna , … Grubunun banka nezdindeki borçlarının kapatılması amacıyla kullanılan kredilerin, Bankacılık Kanunu’nun 134. maddesi gereği … grubu ile TMSF arasında imzalanan 15.05.2009 tarihli protokol ile ödeme planına bağlanmış olduğu, …/ … Grubunun TMSF ile imzalamış olduğu, 11.11.2010 tarihli protokol ile TMSF’ye ödemek yükümlülüğünde olduğu iddia edilen borçlarına mahsup edilen (28.000.000,-USD’lik) tutarlar nedeniyle, davacılara karşı sorumlu oldukları, davacıların BK’hıh 51/2. maddesi gereğince davalılardan rücuen talepte bulunabilecekleri, davalıların müteselsil sorumluluklarının kanundan değil, TMSF ile yaptıkları protokol gereği sözleşmeden kaynaklandığı yönünde değerlendirme yapılmıştır. 19.09.2015 tarihindeki bilirkişi raporunun incelenmesinde; davacı … Grubunun dava konusu olayda sorumluluğun BK’nın 41.madesi içerisinde mütalaa edilip edilemeyeceği hususunun irdelendiği görülmektedir. Buna göre; kök raporun 26 ve 27. sayfalarında “Fon Kurulunun Kararı ile … grubunun “ Hakim Ortak Sorumluluğu ” başlığı altında; Fon Kurulunun 17.04.2008 tarihi ve 2008/117 sayılı karar metnine ve … Grubu ile TMSF arasında akdedilen 15.05.2009 tarihli protokolün ilgili maddelerine bağlı olarak, … grubu ile …/ … grubu arsında … A.Ş. hisselerinin satışına yönelik olarak Şubat/Mart 1996 aylarında hâkim ortakların kendi aralarında yapmış oldukları anlaşmalara istinaden, …/ … grubuna dâhil firmalara Mart 1996’da krediler kullandırıldığı, bu kredilerin …/ … grubu tarafından … A.Ş. hisse bedeli otarak … Grubuna aktarıldığı, … Grubunun bu suretle elde ettiği hisse satış bedellerini, … Grubu şirketlerinin …’a olan bir kısım kredi borçlarının geri ödemesinde kullanıldığı, … A.Ş. hisselerinin … Grubu tarafından …/… Grubuna 11.03.1996 tarihinde devredilmesi aşamasında …/ … grubu firmalarına kullandırılan bu kredilerin Fon’a devir tarihi olan 07.01. 1999 tarihine kadar ödenmemiş olduğu, Mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile 5411 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerine istinaden işbu protokolde taraf olan … grubuna “sorumlu” sıfatıyla özel kanun hükmü ile ödeme yükümlülüğü getirildiği, … Grubu tarafından yapılacak ödemelerin, 17.04 2008 tarihli ve 117 sayılı Fon Kurulu Kararına konu olan …/ … grubu borçlarına mahsup edileceği, tespitlerine yer verildiği anlaşılmaktadır. Kök Raporunun 30’ncu sayfasında, borcun tanımıma göre oluşan şartların Fon tarafından “haksız işlem” olarak değerlendirildiği, haksız işleme konu borcun “Fon alacağı” sayıldığı, kanunda tanımlandığı gibi Hâkim Ortaklar tarafından bankaya karşı işlenmesi halinde bankaya karşı haksız fiilin gerçekleştiği değerlendirilmesine yer verilerek, bu halde; TMSF’nin tespiti gibi, … Grubunun sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olmayıp, kanundan kaynaklanan kusurlu sorumluluk olduğu, … Grubu ile …/ … grubu arasında eksik teselsül bulunduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmektedir. Ayrıca kök raporda … grubunun kanundan kaynaklanan (kusursuz) sorumlu olarak kabul edilmesi hali de incelenmiş, bu halde de davacı tarafın alacağını talep edebileceğinin belirtildiği görülmüştür. Sonuç olarak; … A.Ş.’nin … grubu tarafından …/ … grubuna satışından yaklaşık on iki yıl sonra TMSF tarafınan … grubuna isnat edilen fiilin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 11. maddesini yollaması ile mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu 15. maddesinin 7-b bendi ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134. maddesi hükümleri olduğu, bu hale göre TMSF’nin tespitleri doğru kabul edildiği takdirde o zaman … grubunun fiilinin hukuka aykırı olduğunun kabul edilebileceği, asıl borçlunun …/ … Grubu olduğu ve … Grubunun …/ … Grubunun borçlarına mahsuben üdeme yaptığı tespit edildiğinden, borcunun kaynağının aynı fakat farklı hukuki işlemlerle sorumluluğu doğan birden fazla kişinin sözkonusu olduğu, asıl borçlu yerine ödeme yapanların, asıl borçluya rücu edebilme hakları bulunduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamında toplanan deliller neticesi, …’ın davacılardan … Grubunun yönetiminde olduğu, …’ın %71,98 hissesini davalılardan …/ … Grubunun aldığı, …/ … Grubunun hisse alımına ilişkin ödeyeceği bedelin … Grubu’nun …’a olan kredi borçlarına sayılacağı yönde anlaşmaya varıldığı, …’ın geriye kalan % 28,06 oranındaki hissesinin de yine …/ … grubu tarafından alındığı, söz konusu satışlara ilişkin olarak …/… Grubuna …’tan kredi verileceği, …/… Grubunun ödeyeceği hisse satış bedeli ile bahsi geçen borcun kapatılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmakla; bu şekilde …/… Grubuna ait şirketlerin kredi kullanmasının sağlandığı, kullanılan kredilerin ise … Holding’in … nezdindeki hesabına aktarıldığı ve böylelikle … Grubu …taki kredi risklerinin kapatıldığı, daha sonradan TMSF’nin …’a el koyduğu, TMSF’in aldığı karar doğrultusunda …/ … Grubunun … nezdinde kullandığı ve geri ödenmeyen kredi borcunun Fon alacağı sayıldığı ve bu alacaktan … Grubunun sorumlu tutulduğu, bu noktada … Grubu ile TMSF arasında 15.05.2009 tarihinde protokol imzalandığı, protokolün 7.3 maddesinde … grubunca yapılacak ödemelerin … /… Grubu borçlarına mahsup edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Bahsi geçen 15.05.2009 tarihli protokolde; ödemenin … Grubundan kimden, ne şekilde ve ne tutarda tahsil edileceğine yönelik yetkinin TMSF’ye ait olduğu bilgisi yer almaktadır. Protokolde, 249.000.000 USD kredinin kullandırıldığı tarihten 17.04.2008 tarihine kadar faiz tahakkuk ettirilmek suretiyle toplam borç miktarı 298.000.000 USD olarak belirlenmiştir. Bahsi geçen protokol doğrultusunda …’nın 28 milyon USD ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Bu ödemeler dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen 24 adet … /… Grubu firmaların risklerine, dosya içerisindeki mevcut bilirkişi raporlarında belirtildiği şekilde mahsup edilmiştir. …/ … Grubu’nun TMSF ile imzalamış olduğu 11.11.2010 tarihli protokol doğrultusunda ise …/ … Grubu’nun TMSF’ye ödemek yükümlülüğünde olduğu borçlarına mahsup edilen 28.000.000 USD’ nin … Grubu tarafından ödendiği anlaşılmaktadır. Davacı, somut olaydaki dava dilekçesinin 1-24 sırasında gösterdiği davalılardan …/ … Grubunun …’tan çekip kullandığı ancak geri ödemediği kredi borcu kapsamında TMSF ile … arasındaki protokol doğrultusunda, … tarafından ödenen 28 Milyon USD’nin tahsilini istemektedir. Davacılar vekili, dava dilekçesinin ikinci grubunda, yani 25-33 sırasında yer alan davalılardan ise TMSF ile …/ … Grubu arasında borcun tasfiyesi amacı ile 11.11.2010 tarihinde imzalanan protokolü dayanak olarak göstererek protokolün hem kredi kullanan borçlular tarafından imzalandığını hem de …/ … Grubuna dahil dava dilekçesinde 25-33 sırada yer alan bazı davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğundan bahisle bu şekilde protokolün müteselsil kefil olarak imzalayan davalılardan alacağın tahsilini talep etmektedir. … Grubu ile …/ … grubu arasında, … Grubunun yönetiminde olan …a ait hisselere ilişkin 13.02.1996 tarihli satış sözleşmesi ve 08.03.1996 tarihli hisse senedi satış sözleşmesi imzalanmıştır. 4389 sayılı Kanun’un 15/7-b bendinde yer verilen banka kaynaklarının dolanlı işlemlerle banka hâkim ortakları ve yöneticileri tarafından yapılan muvazaalı işlemlerle boşaltılması halinde, bu işlemler görünüşte farklı olduğundan, TMSF’ye bu kısım alacakların 6183 sayılı Kanun’a göre tahsil yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Gerçekten, dolanlı işlemlerle elde edilen bu kısım haksız kazançlar hukuken geçerli sayılabilir bir sözleşmeye dayanmayacağı gibi, bu şekilde elde edilen haksız kazançlar 4389 sayılı Kanun’da yapılan açık atıfla 6183 sayılı Kanun dairesinde tahsil edilebilir. Davacılar vekili … grubu ile TMSF arasında imzalanan 15.05.2009 tarihli protokol kapsamında yapılan ödemenin “kusursuz sorumluluk” kapsamında ödendiğini ileri sürmektedir. Davalılar vekili ise davacının sorumluluğunun 818 sayılı BK’nın 41. maddesine dayalı “haksız fiilden” kaynaklandığını, TMSF ile müvekkilleri …/ … Grubu şirketler arasındaki protokol kapsamında müvekkillerine yöneltilen sorumluluğun ise sözleşmeden kaynaklandığını, bu nedenle davacılar tarafından yapılan ödemelerin rücuen istenemeyeceğini savunmuşlardır. Somut olayda dava dilekçesinde yer alan ilk talep yönünden ilk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş olmakla; bu karara karşı ikinci grup davalılar arasında yer alan … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde: TMSF’nin 17.04.2008 tarih ve 2008/117 sayılı kararı ile yönetim ve denetimi … Grubunda iken … A.Ş. tarafından …/ … Grubuna kullandırılan ve bu yolla … Grubuna aktarılan, her iki grup tarafından da ödenmeyen 249.000.000 USD tutarındaki kredi borcunun “Fon alacağı” olarak sayılmasına karar verilmiştir. Sonrasında … Grubu ile TMSF arasında imzalanan, 15.08.2009 tarihli protokol kapsamında davacıların 28.000.000 USD ödeme yaptıkları sabittir. Sözkonusu ödeme …/ … grubunun …’ a olan kredi borcuna mahsuben yapılmıştır. Zira bahsi geçen protokolde de bu yönde düzenleme bulunduğu az yukarıda açıklanmıştır. Olay tarihi itibariyle mülga 818 sayılı BK’nın somut olaya uygulanacağı anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 51. maddesinde, aynı Kanun’un 50. maddesine atıf yapılarak birden çok kimseler, değişik nedenlerle (haksız eylem, akit, kanun) sorumlu oldukları taktirde, zarar gören, tam teselsülde (dayanışmada) olduğu gibi (BK. mad.50/1) giderim isteğinin bir bölümünü veya tamamını, bu sorumlulardan birinden ya da bir kaçından dava açarak isteyebilir. Zarar gören eksik teselsülde de tam teselsülde olduğu gibi, tazminat borçlularından herhangi birine müracaat edebilir ve tazminatın tamamının ödenmesini isteyebilir. Bundan başka borçlulardan birinin yaptığı ödeme, ödenen miktar oranında diğerini de borçtan kurtarır ve daha sonra ödeyenin onlara karşı rücu hakkı doğabilir. Anılan Kanun’un 51. madde hükmü müteselsil sorumlu olan kişilerden birinin zararı tazmin etmesi halinde, diğerlerine rücu hakkını belli bir sıraya bağlamıştır. Buna göre, kanundan dolayı sorumlu tutulan kişi, sözleşme nedeniyle sorumlu kişi, haksız fiil nedeniyle sorumlu kişi sıralaması vardır. Haksız fiil nedeniyle sorumlu kişi zararı tazmin etmişse kimseye rücu edemez; sözleşme nedeniyle sorumlu kişi zararı tazmin etmişse, haksız fiil failine rücu edebilir; kanundan dolayı sorumlu kişiye rücu edemez. Kanundan dolayı sorumlu olan kişi zararı tazmin etmişse, sözleşme nedeniyle sorumlu kişiyle haksız fiil failine rücu edebilir. Kural olarak haksız bir fiili ile zarara sebebiyet vermiş olan kimse, en evvel, tarafından hata vaki olmamış ve üzerine borç alınmamış olduğu halde kanunen mes’ul olan kimse en sonra, zaman ile mükellef olur.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Somut uyuşmazlığının temelinde zarara uğrayan … tüzel kişiliğidir. …’ın yönetimi TMSF’ye geçmiş, TMSF …’ın zararının Fon alacağı olduğuna dair karar vermiştir. …’ın zararının tazmini noktasında TMSF’ nin hem … Grup hem de …/ … Grup ile yaptığı ayrı ayrı protokoller bulunmaktadır. Hadise anında …, … Grup’un yönetiminde olmakla … Grup, yönetici sorumluluğu kapsamındaki haksız fiileri ile banka zararına sebebiyet vermiş, … hisselerini satın alan …/… grup ise …tan kullandığı kredinin alınma ve geri ödenme sürecinde yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmeyerek bu suretle …’in zarara uğramasına yol açmıştır. Yani banka zararı karşısında, her iki grubun sorumluluk kaynakları aynıdır. Bu iki grup şirket, aynı eylemle Banka’ya zarar veren kimse konumundadır. Ayrıca hem … Grup hem de …/ … grup, …’tan kredi kullanmış olmakla, …/ … Grup … hisselerini satın alması neticesi satım bedeli olarak İnterbanktan, … / … grubuna kredi kullandırılmış ve bu kredilerin TL karşılığı olan 16.249.479,00 TL … Holding’in banka nezdindeki hesabına yatırılarak kredi borcu risklerine sayılmıştır. Bahsi geçen zarardan bankaya karşı davacı … davalı taraflar müteselsilen sorumlu olmakla, sorumluluklarının dayanağı benzer sebeplerden kaynaklandığı için aralarında teselsül bulunmaktadır. Bankaya karşı olan zarara, hem … Grubunun hem de …/ … Grubunun sözleşme doğrultusunda ortak hareket etmek suretiyle banka ile girmiş oldukları usulsüz kredi işlemleri sebebiyet vermişlerdir. Ancak somut uyuşmazlıkta, davacı sıfatı … Grup’ dadır. Yani, bankayı devralan TMSF davacı konumunda değildir. Davacı … Grup ile davalı …/ … Grup şirketleri arasında hisse satımına dayalı sözleşme bulunmaktadır. … Grup, hisse satış sözleşmesi ile … hisselerini …/… Grubuna devretmiştir. Dolayısı ile somut uyuşmazlıkta bahsi geçen hisse satış sözleşmesindeki koşullar gözönüne alınarak değerlendirme yapmak gerekecektir. Yani ilk talep açısından sorumluluğun hukuki sebebi, hisse satış sözleşmesine de dayanmaktadır. Davacı TMSF ile …/ … grubu arasındaki akdedilen protokolde, … Grubu tarafından yapılacak ödemelerin, Protokol’de yer verilen … A.Ş. ‘nin ödenmeyen ve Fon’a temlik edilen kredi borcuna mahsup edileceği, … Grubu tarafından ödeme yapılmadığı takdirde ödenmeyen tutarın …/ … Grubunca ödeneceğine dair hükme yer verilmiştir. TMSF ile …/ … grubu arasındaki bahsi geçen protokolde, banka zararı karşısında …/ … Grubunun sorumluluğunun ortadan kaldırılmadığı, sadece …/ … Grubu şirketlerin …’tan kullanmış oldukları kredi sebebi ile ortaya çıkan zararın tazmin yükümlülüğünün öncelikle banka yöneticisi sıfatındaki …’ da olduğu yönünde düzenleme getirilmiştir. Protokole göre …/ … grup şirketlerinin kullandıkları kredi kapsamında oluşan zarardan nihai olarak kendilerine düşen oranda yine …/… grup şirketleri sorumludur. Davacı bu sözleşme kapsamında ortaya çıkan …’ a olan kredi borcunun bir kısmını ödemiştir. Davacının ne kadar ödemede bulunduğu bellidir. Dosya içerisinde bulunana TMSF kararlarından görüleceği üzere, davacının ödediği oran gözönünde bulundurularak TMSF tarafından …/… grup şirketlerinin borçlarından mahsup edilen tutarlar bellidir. Davacı, eldeki davada kendisi tarafından yapılan ödemeler oranında TMSF’ ye olan borcundan kurtulan …/… grup şirketlerine ödemiş olduğu tutarları rücu etmektedir. Zira, az yukarda bahsi geçtiği üzere TMSF ile …/… grubu arasındaki protokolde açıkça … tarafından ödeme yapılmaması halinde borcun muhatabının …/… grubu olduğu düzenlenmiştir. 08.03.1996 tarihli hisse senedi satış sözleşmenin 9. maddesi ile … Grubunun satış işleminden elde edeceği bedelin tamamını … A.Ş. nezdinde bulunan kredi borçlarının ödenmesinde iştirak alanında kullanacağı belirtilmiştir. Bankanın geriye kalan 28,06’lık hissesinin satışı ile ilgili taraflar arasında 09.03.1996 tarihli sözleşme imzalanmış ve satış fiyatı 124.000.000 USD olarak belirlenmiştir. Bu sözleşmenin 2. maddesinde belirtilen offshore firmalara, satış bedeli tutarınca kredi açılacağı kabul edilmiştir. Sonuç olarak, … A.Ş. tarafından …/ … Grubu şirketlere 06.03.1996 – 12.03.1996 tarihleri arasında krediler kullandırılmıştır. Kredi kullanımı banka, … grubunun yönetim ve denetiminde iken gerçekleştirilmiştir. Kullandırılan toplam kredi tutarı 249.000.000 -USD olup, …/ … Grubunun kredi kullandırılan yurtiçi ve yurtdışındaki firmalarının her birine kullandırılan kredi tutarı ilk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda bellidir. …/ … Grubu şirketlere kullandırılan bu kredilerin TL karşılığı olan 16.249.479,00 -TL kredi kullanımının ardından … Holding’in banka nezdindeki hesabına yatırılmış ve buradan da faiz blokajına, kredi riskine ve iştirak satışına aktarılmıştır. … Grup’un TMSF ile yaptığı anlaşma uyarınca … tarafından …/… grubunun borcuna mahsuben TMSF’ye ödeme yapıldığı anlaşılmakla; dava dilekçesinde yer alan ilk talep açısından TMSF’nin cevabi yazısına göre yapılan ödeme ile …/ … grubu 24 davalı şirketin kredi borçlarının mahsubunun yapıldığı görülmektedir. Teselsül hükümlerinden bağımsız olarak, bu borcun nihai sorumlusu …/ … grubudur. Sonuç olarak, dava dilekçesindeki ilk talep yönünden ilk derece mahkemesince davanın kabulü yoluna gidilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık yoktur. Bahsi geçen sebeple davalılar … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Somut olayda dava dilekçesinde yer alan ikinci grup davalılar hakkındaki talep yönünden ilk derece mahkemesince davanın reddine karar vermiş olmakla, bu karara karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun incelenmeseinde: Dava, TMSF ile …- … grubu arasında borcun tasfiyesi amacıyla 11/11/2010 tarihinde imzalanan protokol dahilinde, protokolü müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan bir kısım davalıdan alacağın tahsilde tekerrürü olmamak üzere tahsili talebine ilişkindir. Davacı … Grup ile davalı …/ … Grup şirketleri arasında hisse satımına dayalı sözleşme bulunmaktadır. Hem … Grup hem de …/ … grup, …’tan kredi kullanmıştır. …/ … grupun … hisselerini satın alması neticesi satım bedeli olarak …’tan, … … grubuna kredi kullandırılmış ve bu kredilerin TL karşılığı olan 16.249.479,00 TL … Holding’in banka nezdindeki hesabına yatırılarak kredi borcu risklerine sayılmıştır. Yani davacı … ve davalı …/ … grubu aralarındaki sözleşme ilişkisi kapsamında hareket etmek suretiyle zarara sebebiyet verdiklerinden dava dilekçesindeki ilk talep açısından ortaya çıkan zararın dayanağı benzerdir. Ancak TMSF ile …- … grubu arasında borcun tasfiyesi amacıyla 11/11/2010 tarihinde imzalanan protokole davacı taraf değildir. İkinci talep açısından davalılar, … Grup ile davalı …/ … Grup şirketleri arasında hisse satımına dayalı sözleşmeye değil, davacının taraf olmadığı 11/11/2010 tarihinde imzalanan protokole kefil olmuşlardır. Sonuç olarak; davacıların sözkonusu protokolün tarafı olmadıkları, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereği sözkonusu protokole dayanarak davacıların protokolü kefil sıfatıyla imzalayan davalılardan hak talep etmelerinin mümkün olmadığı, davacılar vekilinin eldeki davada yer alan tüm taleplerini ilk grup davalılar ile arasındaki hisse satım sözleşmesine ve Fon’a yaptığı ödemeye dayandırmış olduğu, ikinci grup davalıların ise TMSF ile …/… grup arasındaki protokolü kefil sıfatı ile imzaladıkları görülmekle; davacıların, ikinci grup davalılara karşı açtıkları davanın reddedilmesinde hukuka aykırılık yoktur. Bahsi geçen sebeple davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Dava dilekçesinde yer alan üçüncü talep yönünden ilk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş olmakla, bu karara karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde: Davacı vekilinin üçüncü grup davalılara ilişkin dava dilekçesindeki taleplerinin irdelenmesi noktasında, davacı vekilinin … hisselerinin …/… grubuna devrinden sonra banka ortağı ve hakim hissedar olan davalıların BK’nın 51/2 maddesi gereğince ödenen meblağın yarısından sorumlu olduklarını, müteselsil kefil sıfatındaki davalıların kredi borcunun tamamından sorumlu olduklarına ilişkin talep ayrık tutularak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere hisse devrinden sonra …’ın hâkim hissedarı olan davalılar …, … A.Ş., … A.Ş. , … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., …, …, … A.Ş.’ nin müvekkilleri tarafından ödenen 28.000.000 USD tutarın yarısı olan 14.000.000 USD’ den sorumlu olduklarını belirterek alacak talep ettiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacıların hakimiyetinde olan bankanın hisse satış sözleşmesi ile el değiştirdiği ve davalılara geçtiği, sonrasında bankaya TMSF tarafından el konulduğu ihtilaf konusu değildir. TMSF davada taraf değildir. Davacının, dava dilekçesindeki üçüncü talebinin hukuki sebebi, yönetici ve/veya hakim ortak sorumluluğudur. Dava dilekçesinde davalılar üç gruba ayrılmış olmakla; davalı … A.Ş., davalı … A.Ş., davalı … A.Ş. ve davalı … A.Ş. hem birinci hem de üçüncü grup arasında gösterilmiştir. Davalılar … ile … A.Ş. ise hem iki hem de üçüncü grup davalı arasında gösterilmiştir. Aynı zamanda hem bir hem de üçüncü gruba ilişkin açılan davalardaki talepler açısından ve hem iki hem de üçüncü gruba ilişkin açılan davalardaki talepler açısından davalılara karşı tek bir dava dilekçesi ile açılan davanın farklı hukuki sebeplere dayanılarak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı … A.Ş., davalı … A.Ş., davalı … A.Ş. ve davalı … A.Ş. öncelikle ilk grup içerisinde gösterilmiş ve haklarında asıl borçlu sıfatlarına dayanılarak açılmış bulunan dava kabul edilmiştir. Ancak bu davalıların da dahil olduğu üçüncü gurup davalılardan, farklı bir hukuki sebebe dayanılarak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müstakil bir talepte bulunulmuştur. Bu üçüncü talep bakımından esasen dava dilekçesinde yönetici sorumluluğundan kaynaklı olarak ortaya çıkan bir zarar iddiası bakımından somut olgular ileri sürülmemiştir. TTK’da hâkim ortağın şirket borçlarından sorumlu olacağına dair düzenleme bulunmamaktadır. Bankacılık mevzuatında ortağın sorumluluğuna dair hüküm bulunmakla birlikte, zaten TMSF tarafından sorumlular tespit edilip protokoller yapılmış olup bu husus ilk iki talebe konu edilmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki tüm davalılar açısından talebinin; davacının TMSF ile yapmış olduğu protokol kapsamında …/ … grubuna ait borcun kendisi tarafından ödenmiş olması sebebiyle yapılan ödemenin esasen borçtan sorumlu olan davalılara rücu edilmesi esasına dayandığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasında hisse satım sözleşmesi bulunmaktadır. Hisse satım bedeline esas olmak üzere …/… Grubuna davacının yönetici konumunda olduğu … A.Ş’den kredi kullandırılmıştır. … Holding tarafından da yöneticisi olduğu … A.Ş.’den … Holding adına kredi çekilmiş, …/… Grubunun kullanmış olduğu kredinin karşılığı Türk Lirası … Holding’in …’a olan kredi borcu risklerine sayılmıştır. Davacı vekili ilk gruptaki talebini … A.Ş. hisselerinin …/… grubuna yani davalı …’n doğrudan veya dolaylı olarak hissedar bulunduğu şirketler grubuna satılması sebebiyle bu şirketlere yöneltmiştir. Dolayısıyla …/… Grubunun yöneticilerinin ve hakim ortaklarının haksız eylemlerinden kaynaklı olarak ortaya çıkan zarar iddia ve ispat edilmemiştir. Sonuç olarak; davacı vekilinin üçüncü grup talep bakımından davalıların sorumluluğunu gerektiren somut olguların ortaya konulmadığı, dava dilekçesinde yönetici sorunundan kaynaklı ortaya çıkan zarara yönelik somut bir iddianın iddia ve ispat edilemediği dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin bu konudaki kararı isabetli bulunmakla, davacı vekilinin bu konudaki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Davacı vekili, üç farklı hukuki sebebe dayalı üç ayrı talepte bulunmuş, bu talepleri arasında aslilik ve ferilik ilişkisi kurmadan ve tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilmesini istemiştir. Davacının her üç talebi de asli talep durumunda olup farklı olgulara ve hukuki sebeplere dayanmaktadır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince, her bir talep bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin karında ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından, davacılar vekilinin ve davalılar … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeyle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin ve davalılar … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalılar … A.Ş. tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kadı ile; a-Bakiye 111.686,30 TL istinaf nispi karar harcının davalı … A.Ş.’den tahsiline, Hazineye gelir kaydına, b-Bakiye 125.787,00 TL istinaf nispi karar harcının davalı …’den tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili ile davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kedilerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine, 6-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 22.04.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.