Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2037 E. 2022/323 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2037
KARAR NO: 2022/323
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2018/1024 E. 2019/691 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali ve alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasındaki asıl dava itirazın iptali, karşı dava ise alacak davası olmakla, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle asıl ve karşı davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, taraflar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı- karşı davalı vekili, asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde ve karşı davada savunmasında özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında taşımacılığa dayalı ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan olan 5.130 Euro tutarındaki cari hesap alacağının tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip yapıldığını, davalı borçlunun haksız olarak itirazda bulunduğunu belirterek, itirazın iptaline ve % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı vekili, asıl davaya ilişkin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete taşıma hizmeti sunduğunu, bu hizmet kapsamında müvekkili şirketin yükü İsviçre’de bulunan firmaya gönderilmek üzere davacıya teslim ettiğini, yükü teslim ederken verdiği talimatta özellikle paletlerin düzgün yapılması gerekliliğinin belirtildiğini, davacı tarafından 01/10/2018 tarihinde İsviçre’deki müşterinin deposuna yükün ulaştırıldığını, alıcı firma tarafından malzemelerde problem olduğu şerhi düşülerek yükün teslim alındığını, yapılan kontrollerde malzemelerin düzgün paletlenmediğinin tespit edildiğini, düzgün paletlenmek üzere davacının deposuna tekrar gönderilmesi durumunda teslimat zamanı aşılacağından dolayı yükün müvekkili tarafından paletlendirdiğini, müvekkilinin 4.300 Euro masraf yaptığını, bu miktarın alacaktan mahsup edildiğini, davacının navlun bedeli olan 4.100 Euro bedeli indirim yapılmadan cari hesaba yansıtmasının haksız olduğunu belirterek; bu nedenle asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Karşı dava olarak, müvekkili tarafından verilen talimata uygun olarak paletlemenin yapılmadığını, müşterinin de malları itirazi kayıtla aldığını, müvekkili tarafından yapılan paletleme gideri 4.300 Euro’da davalının sorumlu olduğunu belirterek, bu tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı- karşı davalı vekili, karşı davaya yönelik savunmasında özetle; davalı karşı davacının taşıma başlamadan önce emtiayı kolilere koyarak müvekkili şirketin deposuna gönderdiğini, söz konusu kolilerin paletli vaziyette araca yüklendiğini, CMR’nin 10. maddesi gereği hasardan gönderen sıfatındaki davalı- karşı davacının sorumlu olduğunu, paletleme işine dair somut bir belgenin dosyada olmadığını, yine davalı karşı davacının alıcı firmaya ödeme yapıp yapmadığının da ispata muhtaç olduğunu belirterek, karşı davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraflar arasında karayolu taşımacılığına dayalı olarak oluşan ticari ilişki nedeniyle taşımanın Türkiye İsviçre hattında yapıldığı anlaşıldığından uyuşmazlığın çözümünde CMR konvansiyonunun hükümlerinin uygulanması gerekir. Konşimento talimatında yükün paletli ve streçli gideceği, paletlerin düzgün olmasına ve streçlenmesine özen gösterilmesi talimatı yazılıdır. Teslimat sırasında CMR belgesi üzerine şerh düşülmüş olduğu, paletleme yükleme ve istif hatasının bulunduğu tespit edilmiştir. Paletler üzerindeki yük hasarına dair tutanak olmadığı, bu nedenle bir zararın meydana geldiği ispatlanamamıştır. Konşimento talimatın teslim şekli CIF yazılmış olup satıcının CIF esasına göre yapılan satışta emtianın taşıyıcıya teslimine kadar olan kayıp ve hasarı üstlendiği göz önüne alındığında hasara ilişkin tespitin yapılmadığı, buna dair tutanak bulunmadığı, karton kolilerin ambalajları davacı nakliyecinin sorumluluğunda bulunduğu, davacının navlun alacağının 5.130 Euro olduğu anlaşıldığından asıl dava yönünden bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir. Karşı dava yönünden davalı karşı davacı mal alıcısına paletleme bedeli olarak 4.300 Euro ödediğini beyan etmiş olup davalı tarafından hasarlı paletlerin değiştirilmesi bedeli için ve yeniden paletleme masrafına dair fatura ibraz ettiği, bu fatura bedelinin de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, konşimento talimatında ve evraklarda alıcının şerhi göz önüne alındığında emtianın davalı tarafından yeniden paletlenmesi sebebiyle paletlenme bedeli talep edildiğinden paletleme maliyetinin piyasada palet başına 10 Euro olduğu, ebatları verilen 1080 kolinin en fazla 90 palete sığabileceği, bunun da 990 Euro olabileceği anlaşıldığı ” gerekçesiyle; Esas davanın kabulüne Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 5.130 Euro asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren yıllık % 2,80’i geçmemek üzere kamu bankalarının Euro cinsi dövize uyguladıkları en yüksek faiz oranı ile takibin devamına, 36.025,43 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; karşı davanın kısmen kabulü ile 990 Euronun fiili ödeme tarihindeki değeri üzerinden dava tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar devlet bankalarınca euroya uygulanan en yüksek faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsili ile karşı davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, asıl dava yönünden davalı – karşı davacı vekili; karşı dava yönünden her iki taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı – karşı davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve davalı- karşı davacının taşıma başlamadan önce emtiayı kolilere koyarak müvekkili şirketin deposuna gönderdiğini, söz konusu kolilerin paletli vaziyette araca yüklendiğini, CMR’nin 10. maddesi gereği hasardan gönderen sıfatındaki davalı- karşı davacının sorumlu olduğunu, CMR’nin 6. ve 7. maddeleri gereği yükle ilgili her türlü bilgi ve talimatı gönderenin vermesi gerektiğini, Davalı- karşı davacının iddia ettiği zararı ispatlayamadığını, dava dışı alıcı ile arasındaki alım satım sözleşmesinden kaynaklanan kesintiyi müvekkiline yansıtmak istediğini, Dosya kapsamındaki bilirkişilerin farazi olarak ambalaj hesaplaması yaptıklarını, yeniden paletleme işine dair somut bir belgenin dosyada olmadığını, yine davalı karşı davacının alıcı firmaya ödeme yapıp yapmadığının da ispata muhtaç olduğunu, 990 Euro’luk farazi bir hesaplamanın mahsubunun kabul edilemez nitelikte olduğunu, ortada bir hasar var ise bu hasarın tutanakla belirlenmesi gerektiğini, Yukarıda bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesince esas davada verilen kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak karış davada verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, karşı dava hakkında verilen kısmen kabul kararının kaldırılarak ispatlanamayan karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı – karşı davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve taraflar arasındaki cari hesap alacağı likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, 25.03.2019 tarihli dilekçelerinin ekindeki alıcı … tarafından müvekkiline gönderilen mailde yeniden paletlenme işlemi için yapılan masrafların açık şekilde gösterildiğini, yapılan masraflar sebebiyle gönderilen faturanın mahkemeye sunulduğunu, ilk derece mahkemesince bu hususta eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, zira paletleme ve paketleme işleminin Türkiye sınırları içinde değil İsviçre’deki maliyetinin tespit edilmesi gerektiğini, Yukarıda bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; asıl davada müvekkili aleyhine hükmedilen %20 icra inkar tazminatına dair kararın kaldırılmasına, karşı dava yönünden ise müvekkili şirketin zararını 990 Euro’nun üzerinde olduğunun kabulü ile gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak talepleri doğrultusunda karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, kara yoluyla uluslararası eşya taşımadan kaynaklanan taşıma ücreti alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali davası; karşı dava ise taşıma sırasında paletlemenin sözleşmeye aykırı yapıldığı iddiasıyla tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, her iki taraf vekillince, yasal süreler içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Ltd.Şti., borçlunun … Ltd. Şti. olduğu, 5.130.000 Euro cari hesap alacağının takibe konu edindiği, takip sebebi olarak 5.130.00 Euro cari hesap ( 12.12.2018 açıklama: fiili ödeme günündeki kurdan hesaplanması taleplidir.) şeklinde ibarenin bulunduğu, itiraz eden vekilinin müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığından bahisle asıl alacağı, faize ve tüm ferilere itiraz ettiği anlaşılmaktadır. “Konşimento talimatı” isimli belgede, ihracatçı ve imalatçının …, ithalatçının …, mal cinsinin karton çanta, kap adedinin 1080 koli olduğu, kap ebatlarının belirtildiği brüt kilogramın 19.385 kg, net kilogramın ise 19.385 kg, mal bedelinin 64.070,00 Euro olduğu, teslim şeklinin CF, ödeme şeklinin peşin olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Davalı karşı davacı …’nin 25.03.2019 tarihli dilekçesinin ekinde … şirketi tarafından …’a gönderildiği anlaşılan mail çıktısının incelenmesinde; palet giderleri olarak toplamda 4.300 Euro harcama yapıldığına ilişkin bazı bilgilerin yer aldığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki CMR belgesinin incelenmesinde; ithalatçının İsviçre’de mukim yabancı bir firma, göndericinin …, taşımaya 1080 koli karton çantanın konu edildiği, teslim şeklini CF şeklinde belirlendiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında dosyaya kazandırılan 31.05.2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; …’in 2018 yılına ilişkin elektronik ticari defterlerine göre …’den 01.12.2018 tarihi itibariyle 5.130,00 Euro alacaklı olduğu, …’nin 2018 yılı ticari defterlerine göre karşı tarafça keşide edilen faturaların defterlerde kayıtlı olduğu, …’nin kendisi tarafından karşı taraf muhatap gösterilmek suretiyle keşide edilen iade faturasının da …’nin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, …’nin 01.12.2018 tarihi itibariyle …’e 830,00 Euro borçlu olduğu, hesap bakiye farklılığının … tarafından karşı yan adına keşide edilen 430 Euro bedelli iade faturasının …’nin ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen …’in ticari defterinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı yönünde kanaat bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince 14.09.2018 tarihli konşimento talimatı irdelenmek suretiyle konşimento talimatında teslim şeklinin CIF olduğu, taşıma evraklarında da CIF yazıldığı, bu durumda somut olayda hasardan kaynaklı olarak riski üstlenenin alıcı olduğu, esas davada davacının talebinin navlun ve cari hesap alacağına dayandırdığı, karşı davada talebinin ise karşı davacının taşıyanın kusuruyla sebep olduğu paletleme masrafını talep ettiği, esas davada dosyadaki CMR senedinde ve diğer belgelerde taşıyıcının malı teslim alırken herhangi bir çekince koymadan teslim aldığı, şu halde aynı şekilde malı alıcısına teslim etmesi gerektiği, taşıyıcı ile varılan anlaşma nedeniyle paletler üzerindeki istifleme ve ambalajlama sorumluluğunun davacı nakliyecide olduğu, ancak TTK’nın 78. maddesi gereği gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlamanın ispat edilmesi halinde davacının sorumluluktan kurtulabileceği, karşı dava yönünde ise paletleme maliyetlerinin palet başına piyasada 10-11 Euro olduğu, ebatları dosyada belli olan kolinin en fazla 90 palete sığabileceği bu şekilde yapılan hesaplama neticesi 1080 kolinin 90 palete sığdırılması neticesi maliyetin 990 Euro olabileceği, davalı karşı davacının karşı dava dilekçesinde 4.300 Euro paletleme bedelini neye göre istediğine dair ölçü bulunmadığı, sonuç olarak davacı karşı davalının 5.130 Euro alacağının bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede; dosyada mübrez CMR senedinde taşıyıcının malı teslim alırken herhangi bir çekince koymadan teslim aldığı, paletler üzerine istifleme ve ambalajlama sorumluluğunun davacı taşıyıcıda olduğu anlaşılmaktadır. Bahsi geçen sebeplerle, davacı karşı davalı vekilinin, hasardan gönderen sıfatındaki davalı- karşı davacının sorumlu olduğu yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerekir. Emtia teslimi sırasında alıcı tarafından konşimento üzerine kayıt düşüldüğü, ihbara gerek olmadığı, karşı davada talep edilen tutarın tespitinde karara esas alınan bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin yerinde olduğu, kaldı ki palet tutarı dahil olmak üzere toplam taşıma bedeline bakıldığında palet değerinin karşı davada sunulan fatura değeri kadar olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda palet bedelinin piyasa koşullarına göre belirlendiği anlaşılmaktadır. Bilirkişilerce piyasa rayicine göre belirlenen palet bedeli yerindedir. Bahsi geçen sebeplerle davacı- karşı davalı vekilinin bilirkişilerin farazi olarak ambalaj hesaplaması yaptıkları, yeniden paletleme işine dair somut bir belgenin dosyada olmadığı yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerekir. Aynı gerekçelerle karşı davada, davalı- karşı davacı vekilinin de paletleme işlemine esas maliyetin eksik hesaplanmış olduğuna yönelik olarak öne sürdüğü istinaf başvuru sebeplerinin de reddi gerekir. Asıl dava yönünden ise navlun alacağı ihtilafsız olup asıl davaya ilişkin sadece davalı- karşı davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusu mevcuttur. Alacak faturaya dayalı ve likit olmakla, davalı- karşı davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı- karşı davacının icra inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davalı- karşı davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; asıl dava yönünden bakiye 1.845,58 TL istinaf nispi karar harcının davalı- karşı davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı- karşı davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; karşı dava yönünden bakiye 297,34 TL istinaf nispi karar harcın davacı- karşı davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendilerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.17.03.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.