Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2033 E. 2022/326 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2033
KARAR NO: 2022/326
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2019
NUMARASI: 2018/31E. 2019/558 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalıya sunduğu mal/hizmet bedeline ilişkin fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, davacı taraf alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de esasen müvekkili şirketin davacıdan 31.738,00 TL alacaklı olduğunu, davacının sunduğu ekstrelerin gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin davacı tarafa … Bankası Bolu Şubesi’ne ait … nolu 36.818,00 TL bedelli çeki verdiğini, bu çekin davacı şirketin cirosu ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas nolu dosyasına konu edildiğini ve çek bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, çek bedelinin daha önce EFT yoluyla davacıya ödendiğini, icra tehdidi altında ikinci kez ödeme yapıldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre, davacının takip tarihi olan 27/22/2017 tarihi itibariyle davalı taraftan esasen 37.942,84 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra düzenlenen ve her ik itarafın defterine kaydedilen 30/11/2017 tarih 26.210,14 TL tutarındaki iade faturasının mahsubu ile davacının iş bu davada talep edebileceği bakiye alacak tutarının 11.732,70 TL olarak tespit edildiği, davacı tarafın da bu rakam üzerinden davasını ikame ettiği gözetilerek subüta eren davanın kabulüne , likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı borçlunun icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı defterlerinden de anlaşılacağı üzere müvekkili şirket tarafından anılan çek bedelinin ödenmesine rağmen davacı tarafça çekin müvekkili şirkete iade edilmediğini, çek bedelinin ayrıntılı olarak ödenip ödenmediği bilirkişi tarafından tespit olunmadığını, Davacı şirket tarafından çekin kaybolduğunun belirtildiğini ve hatta çekin iptaline ilişkin olarak Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/668 E sayılı dosyası ile dava açtıklarını belirtmeleri üzerine, anılan dava tutanaklarını da göndererek maddi anlamda mağdur olacakları belirtilerek çek bedelinin kendilerine ödenmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket tarafından çekin iade edilmemesine rağmen ödeme yapıldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında çek bedelinin alacaklı vekiline ikinci kez ödendiğini, anılan dosyada çek getirtilip incelenmeden mahkeme tarafından karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili tarafından çek bedelinin hem davacı şirkete ödendiğini hem de çekin taraflarına iade edilmeyip başkasına cirolanması nedeni ile icra dosyasına da ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere ikinci ödemenin davacı şirkete değil, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına istinaden … adlı şahsa yapıldığını, …’in dosyada davacının ciro ettiği çekteki alacaklı şirket vekili olduğunu ve davacı tarafından çekin tarafına iade edilmemesi nedeni ile haciz baskısı altında müvekkilinin ikinci kez ödeme yaptığını, tüm bu hususlar değerlendirildiğinde müvekkili şirketin davacı şirketten 31.738,68 TL karşı alacağı olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Dosya üzerinden savunmalarının değerlendirilerek her iki bilirkişi raporu birlikte alınarak yeni bir bilirkişi raporu alınmadan ve savunmalarında belirtilen husus hakkında değerlendirme yaptırılmadan karar verildiğini, Yine dosyanın bilirkişi raporları aldırıldıktan sonra miktarın belli olması, sundukları deliller ve çeke ilişkin olarak yapılan diğer yargılamalar dikkate alındığında alacağın likit olmasının mümkün olmamasına rağmen icra inkar tazminatına mahkum olmamız da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Diğer İlk derece Mahkemesinde belirttikleri delillerden inceleme yapılmayan özellikle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası , Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/31 E sayılı dosyası , davacı vekilinin çek kaybı nedeni ile aldığı tedbir talepli çekin bedelsiz olduğuna ilişkin dosyası ve çek bedelinin ödendiğine ilişkin dekontun yeniden incelenmesini talep ettiklerini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan açık hesap alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince 13.07.2018 tarihli duruşmanın 1 numaralı ara kararı ile davalı vekilinin yetki itirazının değerlendirildiği ve reddedildiği anlaşılmaktadır. Davaya esas Küçükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …Ltd. Şti., borçlunun … A.Ş. oldukları, takibe konu asıl alacağın 37.942,84 TL, işlemiş faizin ise 405.42 TL olmak üzere toplam alacağın 38.348,26 TL olduğu, borç sebebinin 18.12.2017 tarihli 37.942,84 TL tutarlı cari hesap alacağı şeklinde gösterildiği, takibin ekinde … tarafından düzenlendiği anlaşılan 01.01.2017-31.12.2017 tarihlerine ilişkin hesap ekstresi bulunduğu, borçlu vekilinin icra dosyasına itirazında müvekkili şirketin merkezinin Bolu’da olması sebebiyle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkilinin … Bankası’nın Bolu şubesinin …numaralı 36.818 TL bedelli çekin alacaklı şirkete verdiğini, söz konusu çekin İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı takibe konu edindiğini ve alınan çek bedelini müvekkili şirket tarafından ödendiğini, bu sebeple müvekkili şirketin bir borcunun bulunmadığını beyanla borca ve faize itiraz ettikleri anlaşılmıştır. … Bankası Bolu şubesinden verilme, keşidecisi … Ltd.Şti., keşide tarihi 11.08.2017, keşide yeri Bolu olan, 16.818,70 TL bedelli çekin ilk cirantasının …, son cirantasının … Ltd.Şti. olduğu, çek üzerinde Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/6658 Esas sayılı dosyası üzerinde ödeme yasağı kararı bulunduğundan çek üzerinde herhangi bir işlem yapılmadan çekin iade edildiğine dair … Bankasının Erzurum Şubesinin yazısının bulunduğu görülmektedir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/668 Esas sayılı dosyasına ilişkin duruşma tutanağında; davacı vekilinin dava konusu çekin sahtecilik işlerine karışmış olduğu, takibi yapanın meşru hamil olmadığı, çek bedelinin keşideci tarafından haciz tehdidi altında ödendiği, bu sebeple istirdat davası açmadıkları, açmak için yeni süre de talep etmediklerini beyan ettiği, ilk derece mahkemesince de 26.12.2017 tarihinde davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığından karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince talimat yoluyla alınan 04.02.2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davalı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, davanın 2017 yılı sonu ticari e-defterlerinde davacı ile ticari ilişkisinden kaynaklı cari hesabın açılmış olduğu davalı şirket defterlerinde mükerrer olarak 11.08.2017 vadeli 36.818,70 TL tutarlı çek bedelini icra dosyasına yapılan 43.471,39 TL ‘lik aynı çeke istinaden düşülmüş olması sebebiyle davacıdan 31.12.2017 tarihi itibariyle 31.738,69 TL bakiye alacağın görüldüğü, davalı şirketçe 11.07.2017 tarihinde … Bankası … no’lu 11.08.2017 vadeli 36.818,70 TL tutarlı çek verildiği, bu çek bedelinin de davacı şirketçe ödeme olarak borçtan düşüldüğünü ancak söz konusu çekin kargoda kaybolduğunun tespit edildiği, ancak ilgili çekin kargoda kaybolduğunun tespiti üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan 43.471,39 TL tutarındaki ödemenin davacı kayıtlarına yeniden ödeme olarak kaydedilmesi neticesi davacı şirket cari hesap bakiyesinin borçlu göründüğü, icra dosyasına bahsi geçen çek ödemesi olarak dekontta alıcının … isminin görüldüğü, 27.11.2017 tarihi olan icra takip tarihi itibariyle 37.942,84 TL bakiye alacağının olduğu, 30.11.2017 tarihli takipten sonra her iki tarafın da kabulünde bulunan 26.210,14 TL tutarındaki iade faturasının mahsup edilmesiyle davalı şirketin davacı şirkete olan borcunun 11.732,70 TL olduğu, 11.732,70 TL tutarındaki borç miktarına icra takip tarihine kadar temerrüd oluşmaması sebebiyle takipten önce faiz işlemeyeceği yönünde kanaate varıldığı belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 02.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda, 04.02.2019 tarihli bilirkişi raporu da göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılmıştır. Söz konusu raporda; davacı şirketin ticari defterleri incelenmiş, davalı adına keşide edilen muhtelif sayıda faturanın davacının ticari defterlerinde yer aldığı, 31.12.2017 tarihi itibariyle davacının davalı yanda 11.732,70 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılı öncesine dayandığı, davacının 2017 yılında toplam bedeli 105.466,40 TL olan 26 adet satış faturası düzenlediği, bunun karşısında davalının 2017 yılında toplam 85.512,07 TL havale göndererek ödeme yaptığı, bu ödemenin davacı yanca cari hesap alacağından mahsup edildiği, davalı yanın davacı adına 30.11.2017 tarihli 26.210,14 TL tutarlı iade faturası keşide ettiği, davacının söz konusu faturayı kayıtlarına aldığı ve davalının cari hesabından mahsup ettiği, 31.12.2017 tarihi itibariyle davacı yanın davalıdan 11.732,70 TL bakiye alacağının bulunduğu, davalının takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğü değerlendirilmiştir. Somut olayda; davalı vekilince aradaki cari hesap ilişkisi kapsamında müvekkili tarafından … Bankası Bolu Şubesi’nden verilme, keşide tarihi 11.08.2017, keşide yeri Bolu olan, 16.818,70 TL bedelli çekin keşide edilerek davacıya verildiğini, söz konusu çek bedelinin 11.08.2017 tarihinde EFT yoluyla ödendiğini, buna rağmen davacı vekilinin çekin kaybolduğunu öne sürdüğünü, müvekkiline iade etmeyerek çeki cirolamak suretiyle tekrar tedavüle soktuğunu, sonrasında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında üçüncü kişi tarafından bahsi geçen çeke ilişkin olarak müvekkili aleyhine alınan ihtiyati haciz kararına ilişkin olarak takip başlatıldığını, müvekkilinin icra tehdidi altınca söz konusu icra dosyasında tekrar ödeme yaptığını, böylece mükerrer ödemede bulunduğunu, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları ile belirlenen bakiye alacak tutarına ilişkin borcunun olmadığını öne sürmektedir. Nitekim çek iptali davasındaki yargılama aşamasında çekin iptalini talep eden istinafa konu eldeki davanın davacısı vekili, çek üzerinde dolandırıcılık suçunun işlendiğini, çek hamilinin meşru hamil olmadığını, çekin icra takibine konu edildiğini, ancak takip yapanın meşru hamil olmadığını, keşidecinin icra tehdidi altında ödeme yaptığını, bu sebeple istirdat davası açmayacaklarını beyan etmiş, mahkemece karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm tesis edilmiştir. 11.08.2017 tarihinde EFT yoluyla yapılan ödeme her iki tarafın ticari defterlerine yansımış, davacı vekilince de toplam alacaktan bu ödeme oranında mahsup işlemi yapılmıştır. Hukuki ihtilaf, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki ödemenin mükerrer ödeme teşkil edip etmediği, davacının bu ödemeden sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Zira davalı vekili, bahsi geçen çekin ifa amacıyla verildiğini ve müvekkilinin EFT yoluyla çek bedelini davacıya olmasına rağmen davacının çeki kendilerine iade etmeyerek çeki cirolayıp tekrar tedavüle soktuğunu ve çek bedelinin müvekkili tarafından üçüncü kişiye cebri icra baskısı altında tekrar ödendiğini, bu mükerrer ödemenin davacının alacağından mahsubu gerektiğini iddia savunmaktadır. İlk derece mahkemesince davalının bu yöne ilişkin savunma sebepleri değerlendirilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme, savunmanın aydınlatılabilmesi için üçüncü kişi tarafından başlatıldığı belirtilen icra dosyasının ve davacı tarafından çek iptaline ilişkin olarak açılan dava dosyasının celbi suretiyle, davalı tarafından bahsi geçen çeke ilişkin mükerrer ödeme yapılıp yapılmadığı değerlendirilmek suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalı tarafın savunma gerekçesi ve delilleri tartışılarak yeniden karar verilmek üzere, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.03.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.