Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2021 E. 2021/434 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2021
KARAR NO : 2021/434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2019
NUMARASI : 2018/808 Esas – 2019/719 Karar
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete peşin ödemeli kumaş satıldığını, satılan kumaşla ilgili 04/04/2018 tarihli fatura düzenlendiğini, fatura bedelinin peşin olarak ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın haklı bir neden olmaksızın takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının haksız itirazının iptaliyle takibin devamına, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davacı tarafından müvekkiline satılan kumaşların bedelinin 07/05/2018 tanzim tarihli 30/07/2019, 30/09/2019, 30/07/2020, 30/09/2020 vade tarihli 4 adet bono düzenlenerek ödendiğini, bonoların henüz vadesinin gelmediğini, bononun ödeme aracı olduğunu, henüz icra takip tarihi itibariyle muaccel olan herhangi bir alacak bulunmadığını belirterek, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine ve %20 oranındaki kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibine konu alacağın davalı tarafından düzenlenip davacıya teslim edilen vadeli 4 adet bono ile ödendiği, bonoların henüz vadesi gelmediğinden takip tarihi itibariyle muaccel olan alacağın bulunmadığı, kıymetli evrak niteliğinde bulunan bononun aynı zamanda ödeme aracı olduğu (Yargıtay 19.HD 2011/3675-13231 EK, 2015/11192 esas 2016/2067 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere) dikkate alındığında davalı tarafın icra takibine yönelik itirazının haklı olduğu, davacı tarafın dava dilekçesinde aynı zamanda kur farkının iadesinin istenmesinin de itirazın iptali davasının icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava olduğu hususu da dikkate alınarak bu yöndeki istemin de yasal dayanağı bulunmadığı, bu nedenlerle davacı tarafından açılan itirazın iptali davasının reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin ise koşulları oluşmaması nedeniyle…” davanın reddine, karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrarlamış ve müvekkili şirketin malını 2018 yılında satmış olmasına rağmen halen parasını tahsil edemediğini, davalının yüksek bedelli malları aldığını, kullanmış olmasına rağmen müvekkilinin halen malının parasını alamadığını, davalının düzenlediği bonoları ticari deftere kaydetmediğini ve tahsilat makbuzu kesmediğini, davada dayandıkları delil olan ticari defterlerin incelenmediğini, incelense davalının borcunun ödemediğinin tespit edileceğini, davalıya çektikleri ihtarı ve ihtiyati haciz kararı ile bonoları kabul etmediklerine yönelik iradelerini ortaya koyduklarını, buna rağmen bu durumun ilk derece mahkemesince gözetilmediğini ve davanın hukuka aykırı olarak reddedildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava faturaya dayalı satım bedeli alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, davacı şirketin davalıya satıp teslim ettiği irsaliyeli fatura konusu mal bedelinin tahsili iddiasına dayalı olup, davacının takibe konu irsayliyeli faturasının 04.04.2018 tarihli olduğu, fatura içeriğinde bedelinin 04.04.2018 tarihinde ödeneceğinin belirtildiği, teslim alan kısmında davalı imzası bulunduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki bu hususlar, taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Davalı, davacı şirketin dava konusu alacak için davacıya mal tesliminde 4 adet bono verdiğini savunmuş, mahkemece de isabetli olduğu şekilde bonoların dava konusu borç için verildiği kabul edilmiştir. Ancak mahkemece bonoların borcun ödenmesi için verildiği kabul edilmiştir. Mevcut bir borç için bono verilmesi TBK’nın 133/2. maddesi gereğince borcun yenilendiği anlamına gelmez. Aksine anlaşma yoksa, borç için kambiyo senedi verilmiş olması mevcut borcu ortadan kaldırmaz. Somut olayda da taraflar arasında yenilemeye dair böyle bir sözleşmenin varlığı davalı tarafından iddia ve ispat edilmediği gibi, davacı yanda hiçbir aşamada bu hususu benimsememiştir. Kanun hükmü gereği bir borç için kambiyo senedi verilmesi yenileme sayılmaz ise de kambiyo senedinde öngörülen vadenin, taraflarca temel ilişkideki edim için de benimsendiğinin kabulü gerekir. Yani ancak kambiyo senedindeki vade geldikten sonra alacaklı, ister temel ilişkiye ister kambiyo senedine dayanarak alacak hakkını ileri sürebilir. Somut olayda davacının temel ilişkiye dayalı olarak talepte bulunma hakkı var ise de vadeden önce icra takibine geçilmiş olmakla ve dosya kapsamından analaşılacağı üzere bonoların da davacı tarafından icra takibine konu edildiği de anlaşıldığından, takibe itiraz haklı olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
5-Karar kesinleştikten sonra dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01.04.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.