Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/201 E. 2019/1463 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/201
KARAR NO : 2019/1463
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2018
NUMARASI : 2017/890 -2018/971 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkilinin kereste ticareti yaptığını, davalıya satıp teslim teslim ettiği mallardan dolayı alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, ticari defterlerinde davalıdan 23.232,64 TL alacaklı gözüktüğü, ancak takip talebiyle bağlılık ilkesi gereğince davacı yanın 23.067,62 TL talep edebileceği, davalının ticari defterlerini sunmadığı, takip öncesinde temerrüt oluşmadığından işlemiş faizin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra takibine vaki itirazın iptali ile, takibin esas alacak 23.067,62 TL üzerinden devamına, % 20 icra inkar tazminatına ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin borçlu olduğu belirtilen şirketle ya da borçla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, dava safahati boyunca müvekkiline hiçbir zaman tebligat gönderilmemiş olup, müvekkilinin gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmesi ile davaya muttali olduğunu, yargılama safahatinde gönderilen tebligatlar usulsüz olup, bunların hiçbirinin müvekkiline ulaşmadığını, müvekkilinin ticari defterleri incelenmeden karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GÖRÜŞ Dava, itirazın iptali davasıdır. HMK 355 maddesi uyarınca istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.Davalıya, yargılama sırasında çıkarılan tebligatların “… Mh. … Sok. No:… Bağcılar/İstanbul” adresine Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre tebliğ edildiği görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi ile Tebligat Tüzüğü’nün 28.maddesi kendilerine tebligat yapılacak kimselerin adreslerinde bulunmaması veya tebligatı tebellüğden kaçınmaları halinde yapılması gereken işlemleri ayrıntılı olarak belirtmiştir.Muhatabın adreste bulunmaması halini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir” hükmü yer almaktadır.Bu durumda, somut olayda, tebellüğ mazbatalarında ismi geçen ve imzadan imtina ettikleri görülen “….”, “…” ve “…”un beyanlarına göre, muhatabın adreste bulunmama nedeni “işte olduğu” olarak tebligat mazbatasında belirtilmiş ve tebligatlardan bu kişiler haberdar edilmiş olduğundan Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre usulüne uygun olarak yapılan tebligat işlemi geçerli olup, bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.İşin esasına ilişkin ileri sürülen istinaf sebeplerinin incelenmesine gelince;Davacı, davalı ile aralarındaki alım satıma dayalı ticari ilişkinden dolayı davalıdan cari hesap bakiye alacağının olduğunu iddia etmiş, davalı ise davaya cevap vermeyerek davayı inkar etmiştir.İlk derece mahkemesince, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının incelenen 2014 yılı kayıtlarına göre, davalının 2013 yılından 18.902,28 TL alacaklı olduğu, 2014 yılında davalıya 90.934,93 TL tutarında 14 adet fatura düzenlendiği karşılığında 66.890,00 TL tahsilat yapıldığı, yıl sonu itibari ile davalının 5.142,65 TL borçlu olduğu, 2015 yılı ticari defterlerinde, 2014 yılından 5.142,65 TL davalının borcunun geldiği, 2015 yılında davalıya 1.763,99 TL tutarında 3 adet fatura düzenlendiği, 18.090,00 TL tutarında karşılıksız çıkan 2 adet çekin iade edildiği, 1.764,00 TL tahsilat yapıldığı ve yıl sonu itibariyle davacının davalıdan 23.232,64 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.Ne var ki, davacı tarafça davalının ödemesi olarak ticari defterlerine işlenen ve sonradan karşılıksız olduğundan bahisle davalıya iade kaydıyla davalı adına cari hesaba borç olarak işlenen sözkonusu çeklerin davalıya iadesine ilişkin dosyada herhangi bir belgeye rastlanılmadığı gibi, bu konuda mahkemece herhangi bir araştırma yapılmamıştır. HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.a.6.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM 1-HMK. 353/1.a.6.maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf harçlarının talep halinde, kendisine iadesine,4-Davalı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK.353/1a.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi