Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1992 E. 2022/441 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1992
KARAR NO: 2022/441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01.07.2019
NUMARASI: 2018/13 Esas – 2019/710 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ile davacı müvekkili şirket arasında faturadan kaynaklı borç alacak ilişkisi olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete 157.001,08 TL borcu kaldığını bu borca istinaden Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine borçlunun itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın en az %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili firmanın davaya konu borcunu sırası ile 15.08.2017 keşide, 15.08.2017 ibraz tarihli …banka bankasına Merkez Şubesine ait, … seri nolu keşide yeri İstanbul ödeme yeri İstanbul olan 54.000,00 Tl değerinde, 30.08.2017 keşide 43.500 TL bedelli … Banaksı A.Ş. Beykoz Şubesine ait … nolu keşide yeri İstanbul ödeme yeri İstanbul olan keşidecisinin … Tic. Ltd. Şti. Olan çek, 20.08.2017 keşide 40.715 TL tutarlı … bank T.A.Ş. Sivas cad. Şubesi Kayseri Şubesine ait Keşidecisinin … Tic. Ltd. Şti. Olan 40.715,00 TL olan çek ile ödemesini yaptığını, çeklerin davacı tarafından ibraz edildiğini karışılsızdır işlemi yapılmış olduğunu, daha sonra müvekkilinin iş bu çekleri ödemek sureti ile davacıdan almış olduğunu, müvekkilinin ticari defterlerinde bu çeklerin davacı tarafa çıkışının mevcut olduğunu, çek asıllarının müvekkili davalı firma elinde olmasının borcun ödendiğine karine teşkil ettiğini belirterek; davanın reddini reddedilen kısım üzerinden davacı yandan alınmak üzere vekalet ücreti ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce toplanan deliller ve gerekçe, iddia ve savunmanın değerlendirilmesi bakımından, dosyaya toplanan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, gelen cevabi yazılar ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu,davalı tarafın ticari defter ve belgelerine göre; davacının davalı şirketten 18.786,08 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının borcun esasına ilişkin bir itirazının olmadığı, davalının borcun çek ile ödendiğini iddia ettiği, çeklerin davacı tarafa borca karşılık verildiğinin, davacı tarafça da kabul edildiği ancak davacının, karşılıksız çıktığı gerekçesi ile çekleri davalıya iade ettiği beyanın bulunduğu, bu nedenle ispat yükünün davacıya geçtiği, çekin veya bononun keşidecisine iade edilmesinin bedelinin haricen tahsil edildiğine karine teşkil ettiği, bunun aksinin davacı tarafından ancak yazılı delille ispat edilebileceği, davacının çekleri iade ederken basiretli bir tacir gibi davranarak ihtirazi kayıt düştüğüne dair herhangi bir yazılı belge sunmadığı, çek bedellerinin ödenmediğine dair, davacı tarafça yemin deliline başvurulduğu, davalının çek bedellerini ödediğine ve çeki ödeyip geri aldığına dair yeminini celsede yaptığı, çek bedelleri toplamının 138.215,00 TL olduğu, davacının ve davalının ticari defter ve kayıtların da 157.001,08 TL alacak ve borç ilişkisinin doğrulandığı ancak bu borcun 138.215,00 TL sinin ödendiğinin davalı tarfça ispatlandığı, kalan kısım yönünden davalının borcunun bulunduğu…” gerekçesiyle, açılan davanın kısmen kabulü ile, küçükçekmece … icra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takibin 18.786,08 tl üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 18.786,08 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmesinde müvekkilimin alacaklı olduğu tespit edildiğini, diğer yandan davalı tarafından müvekkiline verilen çeklerin, davalıya ait şahsi çekler olmadığını, davalının müşteri çekleri olduğunu, müvekkilinin bu çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle, ticari örf ve adet gereği ve davalının beyanı doğrultusunda, çekleri davalıya bedelsiz iade ettiğini, ilk derece mahkemesi tarafından çeklerin haricen ödenmesi hususunda davalının ne şekilde çekin bedelini ödediği araştırması yapılmadığını, diğer yandan ticari örf ve adet araştırması ve çek lehtarları hakkında detaylı bilgi araştırması da yapılmadığını, ayrıca davalının ticari defterlerinde müvekkiline faturaların karşılığının ödediğine dair herhangi bir para çıkışı olmadığının görüldüğünü, gerçekten çek bedelleri toplamı 138.215,00 TL olup ödemenin (VUK 257 inci madde uyarınca davalının 7.000,00 TL üzeri ödemelerinin) banka kanalıyla yapılması gerektiğini, müşteri çeklerinin iade edilmiş olmasının ödendiği şeklinde karine kabul edilmesinin ve hiçbir araştırma yapılmadan, davalının nasıl ödediği hususunda bir açıklama yaptırılmadan, örf ve adet araştırması yapılmadan karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, Davalının defterlerinde nakit çıkışı olmadığını, davalı tarafından müvekkiline ödemesi yapılan paranın nakit veya mal çıkışı ispat etmesi gerektiğini, karşılığı olmayan müşteri çekinin ticari örf ve adet gereği bir önceki cirantaya iade edileceğini, Davalı ticari örf ve adeti kötü niyetli olarak kullanıp, hileli hareketler ile müvekkilinden çekleri bedelsiz teslim aldığını, müşteri çekinin yeniden davalının eline geçmesinin davalının çekin karşılığını ödediği karinesini teşkil etmeyeceğini, zira davalının ticari defterinde ve banka hareketlerinde borç ödemeye dair herhangi bir nakit çıkışı olmadığını, Davalının çeklerin karşılığını ödediğini ticari defter kayıtları ve yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, zira çeklerin geri iade edilmiş olması bedelinin ödendiği anlamına gelmeyeceğini, Gerçekten ticari defterler ve davalının banka kayıtları incelendiğinde davalının aktif ve pasiflerindeki girdi ve çıktıların kontrol edildiğinde davalının davacı tarafından kesilmiş olan faturaların karşılığını somut olarak ödemediğinin anlaşılacağını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK 67 maddesi uyarınca iptali ile inkar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı davalıdan takibe konu faturalar nedeniyle davaldan cari hesap alacağı olan 157.001,08 TL nin tahsili için takip başlatmış, davalı ise davacıya borç ödemesi için verilen müşteri çeklerinin bankaya davacı tarafından ibrazında karşılığının çıkmaması üzerine bedellerinin davacıya ödenmesiyle geri alındığını, ödeme için verilen çeklerin davalı elinde olmasının ödeme karinesi olduğunu ileri sürerek, çek tutarları toplamı olan 138.215,00 TL yönünden davacıya borcun bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece de davacının takip konusu alacak tutarından, 138.215,00 TL davalı ödemesi olduğu kabulü ile bakiye 18.786,08 TL asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davalının savunmasında ileri sürdüğü toplam 138.215,00 TL tutarlı çeklerin, davalı borcu için davacı tarafından teslim alındığı ihtilafsızdır. Davacı bu çeklerin karşılıksız çıkması üzerine bedelleri alınmaksızın davalıya iade edildiğini, dolayısıyla bu tutarda davalı ödemesinin ayrıca kanıtlanması gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkeme gerekçesinde de işaret edildiği üzere, davacı tarafından çeklerin davalıdan borç karşılığı ödeme olarak alındığı kabul edilmiştir. Çeklerin davalı elinde olduğu anlaşılmakla, ibrazda karşılıksız çıkan çeklerin, davalı yanca bedeli ödenerek geri alındığının karine olarak kabulü gerekir. Aksini kanıt yükü davacı üzerinde olup, davacı yanca aksi kanıtlanmadığı gibi, bu hususta davalıya teklif ettiği yeminin de davalı yanca eda edildiği anlaşılmaktadır. Yemin kesin delillerdendir. Buna göre 138.215,00 TL çekler tutarının davalı ödemesi olarak kabulü ile sonuca gidilemeyeceği yönündeki davacı istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07.04.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.