Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1991 E. 2022/452 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1991
KARAR NO: 2022/452
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 02.04.2019
NUMARASI: 2015/320 Esas – 2019/344 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasındaki rücuen davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, her iki tarafça istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı … şirketi olduğunu, sigortalısı …Tic. A.Ş olduğunu, Belçika’dan toplam 143.413 Euro bedelle satın aldığı bir adet satan marka …model 11/1997 yılı imalatı Abgant Makinesi ile bir adet … marka … model 1998 yılı imalatı … makinesinin Hollanda’dan Türkiye’ye sigortalı deposuna kadar taşınması rizikolarını … şartlarıyla sigorta ettiğini, konu eşyaların Hallanda’dan Halkalı /Türkiye’ye kadar taşınması dava dışı İstanbul …Taş ve Tic. Ltd. Şti tarafından gerçekleştirildiğini, eşyalar 12/02/20147 tarihinde Halkalı Gümrük Müdürlüğüne bağlı İstanbul Lojistik işletmesindeki … San. Tic. Ltd. Şti tarafından üstlenildiğini, söz konusu eşyalar davalının tahsis ettiği … plaka sayılı kamyonda yüklü olan Abgant Makinesi Reşadiye yolu sapağında kamyonun kasasından asfaltın üzerine düşmüş ve hasarlanmış ve tamir bedeli makinenin rayiç değerini aşacağından hükmü tam ziya olduğunu, davacı bu hasar nedeniyle sovtaj değeri ve muafiyet tenzil edildikten sonra sigortalı … San. Tic. A.Ş’ne 69.001,00 TL tazminat ödediğini, TTK mad. 183 kapsamında sigortalısının üçüncü şahıslara karşı haiz olduğu her türlü dava ve talep haklarını da devir aldığını, davacı sigortalısına ödediği tazminatın ödenmesini davalıdan talep etmişse de davalı herhangi bir ödemede bulunmadığını, 69.001,00 TL’nın sigorta tazminat ödeme tarihi 27/08/2014’den itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili taşıma şirketine ait … plaka sayılı aracın … San ve Tic.A.Ş’ne ait Abgant Makinesinin taşıması sırasında taşınan eşyanın aracın üzerinden devrilerek düşmesi sureti ile oluşan hasar bedelinin ödenmesi konusunda rücuen tazminat davası açıldığını, dava konusu olay dava dışı … San ve Tic. A.Ş., müvekkili şirkete müracaat ederek yurtdışından gelen makinalarının Halkalıdan Çekmeköy’de bulunan iş yerlerine şehir içi mesafede taşınmasını talep ettiğini, ilgili makinanın antrepo vinçleri ile kamyona yükleneceğini bunun için bir tek şoför eşliğinde üstü açık araç gönderilmesi istendiğini, müvekkili üstü açık kamyoneti antrepoya gönderdiğini, yurtdışından gelen makinalar gelen tırların dorselerinden montajlı olarak ve ambalajlı şekilde antrepoya indirildiğini, TSE onayı için makimanaların ambalajları açıldığını, makineler antrepodan dava dışı sigortalı adresine taşınması için ambalajsız bir şekilde ve vinçler eşliğinde müvekkilin araçlarına yüklendiğini, makinelerin niteliği konusunda ayrıntılı bir bilgi verilmediğini, birinci makine yüklenirken dava dışı sigortalı kreon tarafından müvekkili firma aradığını, tek kamyonla iki makine taşınamadığını, aynı şekilde ikinci kamyon istendiğini, ikinci kamyonda antrepoya ulaştığını, yükleme başladığı sırada antrepo yetkilileri vinç ile makineyi yerleştirdiklerini, başka bir mal yüklemesi için araca yer açmak için antrepo yükleme görevlileri müvekkili firma araç şoförüne geri manevra yapmasını söylediklerini, aracın manevra yaparken makine devrildiğini, bu makinanın hasarında taşıma için mal henüz teslim alınmadığını, yükleme aşamasında mevcut bir hasarlanma olduğunu, ilk yüklenen makinanın da taşınmasının zorluk oluşturulacağı …’a ve … yetkililerine bildirildiği halde malın tekrar indirilmesi için ekstra vinç ücretinin alınması gerektiğini, bu nedenlerle malın indirilemeyeceğini, taşımanın bu şartlarda yapılması hususu müvekkiline bildirildiğini, davaya konu … plaka sayılı araç ile taşınan makine ile ilgili kaza ise taşınacak bu malla ile ilgili ayrıntılı bir bilgi verilmesi mal …yetkililerince ambalajları çıkartılmış bir şekilde … plaka sayılı araca vinç yardımı ile yüklendiğini, yükleyenler tarafından araca yerleştirilen malın sonradan öğrenildiğine göre bir yöne basan ağırlığı 7 ton iken diğer tarafa basan ağırlığının daha hafif olması uygun şekilde ambalajlanmamış bulunması, yük altında bulunan paletin yükü taşıyamayarak bir yöne çökmüş olması karşısında yaşanan denge problemi ile yolda makinenin ağır olan yönüne doğru eğilme yaşanmış viraj alırken halatları kopararak kamyon kasasını da kırmak sureti ile aşağı devrildiğini, kazanın akabinde dava dışı kreon’a durum derhal bildirildiğini, müvekkili tarafından vinç çağırılarak makine kreon’un bulunduğu yere götürüldüğünü, makine kamyondan indirilirken tekrar devrildiğini, makine indirme sırasında ikinci bir hasara daha uğradığını, zararın sebebi sigortalıyı temsilen onun adına eşyayı yükleyen …çalışanlarının makinayı muhafaza için mevcut ambalajlarından çıkararak kamyonun dorsesine sabitlemeden yüklemesi şeklinde mevcut ağır ihmalleri ile ortaya çıktığını, söz konusu yükleme hatası dolayısı ile dava sonunda sigorta yahut müvekkilin rücu ihtimali mevcut olduğundan … Limited. Şti.’nin de davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini, gerek TTK gerek CMR’ye tabi taşımalarda eşyanın ambalajlanması ve işaretlenmesi gönderenin yükümlülüklerinde olduğunu, gönderen taşımaya uygun ambalaj ve karışıklığı önleyecek, gümrüklerde gerekli kontrollere imkân sağlayacak şekilde ve doğru bilgilerle eşyayı işaretleyeceğini, TTK’ya tabi taşımalarda taşıma senedi üzerine çekince konulmasa bile, ambalaj yetersizliğinin kanıtlanmış olması şartıyla, taşıyıcının bu sebeple uğrayacağı zararlardan gönderen sorumlu olacağını, sigortalı adına malları araca yükleyen yükleyicinin kusuru ile ortaya çıktığını, müvekkilinden üstü açık bir kamyon ile şoförden dışında bir talepte bulunulmadığını, mal vinç yardımı ile ve ambalajsız olarak yüklendiğini, müvekkili malın niteliği ve ağırlığı hakkında yeterince aydınlatılmadığını, TTK sözleşmenin yanı sıra teamül gereği üstü açık bir aracın kullanılması halinde de taşıyıcının sorumluluğunu kaldırdığını, hasarın, makinenin sigortalının talep ettiği üstü açık araçlara nispeten dayanıksız bir palet üzerinde ambalajsız bir şekilde yeterince sabitlemeden ve denge merkezi gözetilmeden yüklenmesi neticesinde meydana gelmiş olması, müvekkilinin de yükün niteliği konusunda yeterince aydınlatılmamış olması karşısında gerçekleşmesiyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davanın İstanbul Antrepo’ya ihbar edildiği, cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşıldı.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamından; davacı … şirketinin dava dışı sigortalısı …AŞ adına dava dışı ….Ltd. Şti sorumluluğu altında Hollanda da Türkiye’ye gelen … plakalı araçla taşınan bir adet abgant makinesi ile bir adet punch makinesinin nakliyat muhataralarına karşı davacı sigortacı tarafından Emtia Abonman Sigorta Poliçesi uyarınca sigortalandığı, söz konusu makinelerin Halkalı Gümrük Müdürlüğüne geldikten sonra ithalatla ilgili işlemlerin tamamlanmasının ardından bir adet abgant makinesinin Halkalı Çekmeköy arası şehir içi nakliyesi için dava dışı sigortalı … AŞ’nin davalı taşıyıcı ile anlaşması sonucu makinenin … plakalı araçla taşınması esnasında, aracın Reşadiye yolu sapağındaki virajı dönerken kasaya bağlı olan spanzetleri (sabitleme kayışlarını) kopartarak kamyon kasasında kırmak suretiyle araçtan kaydığı ve yola düştüğü, abgant makinesinin tamiri mümkün olmayacak derecede hasarlandığı, davacı … şirketinin bu hasar için sigortalısına 27/08/2014 tarihli ibraname- temliknameye istinaden 69.001,00 TL ödeme yaptığı, söz konusu hasardan davalı taşıyıcı şirketin sorumlu olduğundan bahisle davacı … şirketinin rücuen tahsil talebinde bulunduğu, davacı sigortacının hasarın taşıma sırasında sürücünün kusurundan kaynaklandığını iddia ettiğini, davalı tarafın ise hasarın sürücünün kusurundan değil ambalajlama ve yükleme hatasından meydana geldiğini ileri sürdüğünü, mahkememizce kusur konusunda kök ve ek rapor ve bu rapora itiraz olması nedeniyle üçlü bilirkişiden rapor alındığı ancak bu üçlü bilirkişiden bir bilirkişinin farklı görüşte olması nedeniyle ayrık rapor düzenlediği, hasar miktarı konusunda bilirkişilerin hem fikir olduğu ve bu hususta herhangi bir ihtilaf olmadığı, ihtilafın hasarın ambalajlama/yükleme ve/veya sürücünün viraja hızlı girmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda toplandığı, her ne kadar … Eskişehirli tarafından hazırlanan rapor dışında diğer bilirkişiler hasarın davalı şirkete ait araç sürücüsünün yol şartlarını dikkate almadan, viraja geldiğinde aracın hızını azaltmadan aynı hızla viraja sert giriş yapması nedeniyle makinenin kamyon kasasını kırarak yere düştüğünü ve bu durumda tamamen sürücünün kusurlu olduğuna yönelik tespitte bulunmuş olsalar da ayrık rapor düzenleyen bilirkişi … Eskişehirlinin raporunda belirttiği gibi 7.600 kg ağırlığında bir yük ve yükün özelliği gereği açık kasa kamyona istifte boşluklar takozlar ve/veya hava yastıkları ile kasaya sabitlenip desteklenmesi, yükün bağlandığı spanzetlerin halatların sayısının iki katı olması ve makinenin gövdeden de kasaya bağlanması ile yükün kasa boşluklarının sabitlenmesinin gerektiği, ancak yükün aracın kasasından kayması ve spanzetleri koparması sonucu yola düştüğünün belirtildiği, TTK’nın 863/1 maddesine göre gönderenin eşyayı taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorunda olduğu, taşıyıcınında yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlü olduğunun belirtildiği, söz konusu olayda mahkememizce yapılan değerlendirmede yükün her ne kadar ambalajı olmasa ve makine olması nedeniyle ambalajsız şekilde araca yüklenmiş olsa da hasar fotoğrafları incelendiğinde; makinenin kamyon kasasını kırarak yola düştüğü, sabitlemenin olması gereken şekilde yapılmadığı, yük araca bilirkişi … Eskişehirli’nin belirttiği şekilde sabitlenmiş olsa idi hasarın meydana gelmeyebileceği veya bu miktarda meydana gelmeyebileceği, ayrıca her ne kadar sürücünün viraja hızla ve sert şekilde girdiği iddia edilmiş olsa da bu hususta dosyada herhangi bir veri bulunmadığı, aracın hızının belirsiz olduğu ve varsayımdan yola çıkıldığı, ancak davalı taşıyıcının da açık şekilde görülen bu sabitleme hatasında yükleyeni gerekli şekilde uyarmadığı ve sürücünün aracı yükün ve yolun özelliklerine göre kullanmadığı, teslim aldığı emtiayı varış yerine hasarsız şekilde teslim edemediği, yine her ne kadar ayrık raporda davalı taşıyıcıya % 40 oranında kusur izafe edilmişse de mahkememizce her iki tarafın eşit şekilde kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, dolayısıyla davalının hasar bedeli olan 69.001,00 TL’nin yarısı olan 34.500,50 TL’den sorumlu olduğu, davacının ödeme dekontunu sunduğu, davacının 03/11/2014 tarihinde davalıya 69.001,00 TL’nin 7 gün içerisinde ödenmesini ihtar ettiği, davalının 11/11/2014 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılmakla 34.500,50 TL’nin temerrüt tarihi olan 11/11/2014 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 34.500,50 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin 02.04.2019 tarihli kararında pek yerinde olarak hasarın yükleme hatasından kaynaklandığını değerlendirdiğini, ancak bu değerlendirmeye uymuş olduğu bilirkişi raporunda zaten yüksek olarak belirttiği müşterek kusur oranını müvekkili aleyhinde ve daha yüksek bir oranda tayin ettiğini, Taşıma aracının özelliğini taşıtanın tercih etmesi, taşıyan yüklemeye katılmamış olması karşısında görevi sadece araç kullanmak olan müvekkili çalışanı şoförün, gözle yaptığı muayene ile sağlam şekilde yüklendiğini bilebilmesinin her zaman mümkün olmadığını, bu konunun uzmanlık gerektiren bir işlem olduğunu, yükleme işlemi yükleyenin meslek ve sanatındaki acemiliği ile ilgili olduğunu, meslek ve sanattaki kusurun tamamı kendilerindeyken müterafık kusurdan bahis dahi edilecek olsa bu oranın yarıya yakın bir kusur olmasının hakkaniyetli olmadığını, nitekim Yargıtay kararlarında bu tür durumlarda kusur oranının %25 tayin edildiği sıkça gözlemlendiğini, mahkemenin kusur tayininde müvekkilinin eşit kusurlu bulmasının hakkaniyetli olmadığını, davacının ödenmesinin bir lütuf ödemesi olduğu hususunun gözden kaçırıldığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 08.02.2017, 12.12.2017, 16.01.2019 tarihli kök, ek ve çoğunluk kök bilirkişi raporlarındaki tespitler ile varılan sonucun, dosyaya mübrez 12.07.2014 tarihli sigorta ekspertiz raporu ile de bire bir örtüştüğünü, Sigortacılık Kanunu 2 ve 22. hükümleri uyarınca, sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucu ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarının, nedenlerinin ve niteliklerinin belirlenmesi ile hasar gözetimi işleri Hazine Müsteşarlığı’ndan ruhsat aldığını ve levhaya yazılmış bağımsız, tarafsız sigorta eksperleri tarafından yerine getirildiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununa göre Sigorta eksperleri, Sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak yapan tarafsız ve bağımsız gerçek veya tüzel kişiler olduğunu, Sigortacılık Kanunu ve Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinde yer alan düzenlemeler ile sigorta hukukunda tazminat yükümlülüğünün belirlenmesi açısından sigorta ekspertiz müessesine yer verilerek sigorta ekspertizlerine hukuki bir statü kazandırıldığını, ekspertiz raporlarının delil niteliği taşıdığını belirleyen yasal düzenlemeler ile sigorta ekspertizlerinin bağımsız ve tarafsız çalışma ilkeleri gereği tazminat yükümlülüğünü doğuran olayların nedenlerini de ortaya koyan raporların hukuken geçerli belge niteliğini taşıdığının kabulünün zorunlu olduğu Yüksek Mahkeme kararları ile benimsendiğini, (Danıştay 8. Daire’nin 11.05.2011 tarih 2011/2237 E., 2011/2623 K. Sayılı kararı). TTK’nın 876. Maddesinde taşıyıcının sorumluluktan kurtulma hali düzenlendiğini, buna göre zıya veya hasarın, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse taşıyıcının sorumluluktan kurtulacağını, TTK m. 876’de düzenlenen “en yüksek özen” BK m. 741 f.2’de yükleniciden beklenen özenden daha ağır bir özen yükümlülüğü olup, basiretli bir taşıyıcının göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı aşan bir özen yükümlülüğü olduğunu, bu ağırlaştırılmış özen yükümlülüğünün yerine getirildiğini ispat külfeti taşıyıcıya ait olduğunu, Davalı taşıyıcının TTK m. 876’da düzenlenen ağırlaştırılmış özen yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi bilakis zarara pervasızca hareketi ile sebep olduğunu, TTK m. 863/ son cümlesi hükmüne göre taşıyıcı yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlü olduğunu, TTK m. 886 gereğince zarara kasten veya pervasızca davranışla veya böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcının, taşıyıcının adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için taşıyıcının yararlandığı kişilerin, sorumluluktan kurtulma hallerinden veya sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacaklarını, Dava dilekçesinin 8 no’lu eki olarak dosyaya sundukları, davalı tarafından keşide edilen 20 Şubat 2014 tarihli ihtarnamede, ki davalı tarafın da bu belgeye delil olarak dayandığını, açıkça “taşıma konusu eşyanın hatalı yüklendiği gerekçesi ile kamyon şoförü tarafından istenildiği ve fakat atrepo çalışanları eşyanın indirilmesini kabul etmeyince kamyon şoförünün yola çıktığı” beyan ve ikrar edildiğini, Dava konusu olayda kamyon şoförünün, eşyanın hatalı yüklendiğini, dolayısı ile eşyanın taşıma sırasında devrilip hasarlanabileceği ihtimalini bilerek taşımayı kabul edip yola çıktığını, bu itibarla dava konusu olaya, kamyon şoförünün pervasızca hareketi, zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle taşımayı kabul edip yola çıkmasının sebebiyet verdiğini, davalının söz konusu olaydan sorumlu olup, sorumluluktan kurtulma hallerinden veya sorumluluk sınırlamalarından yararlanması olanaklı olmadığını, Azınlık bilirkişi raporunda söz konusu belgeden ve dolayısı ile davalının açık ikrarından hiç bahsedilmediğini ve irdelenmediğini, İlk derece mahkemesinin de davalının ikrarını içeren bu belgeyi değerlendirmediğini yetersiz azınlık raporuna itibar ederek karar oluşturduğunu, oysa yerleşik uygulamaya göre azınlık raporu esas alınarak hüküm oluşturulamayacağını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, yurt içi eşya taşıma sırasında hasara uğrayan eşya bedelini dava dışı sigortalısına ödeyen davacının, hasar tutarını rucuen davalı taşıyandan tahsili istemiyle açılmış bir tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı ve davalı vekillerince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 282. maddesi uyarınca, hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendirir. Buna göre bilirkişi raporu takdiri delil olup, mahkemece tarafların sunduğu deliller ile alınan bilirkişi raporlarındaki tespitler ve TTK nın taşımaya ilişkin hükümleri değerlendirilip gerekçesi yazılarak hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davacı ve davalı vekilinin bilirkişi raporuyla ilgili olarak ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacı nezdinde nakliyat sigorta güvencesi verilen dava dışı şirkete ait makinenin yurt içinde taşınmasının davalı tarafından gerçekleştirildiği ve meydana gelen hasar tutarı ihtilafsızdır. Dava dışı sigortalıya ait makina, davalıya ati taşıyıcı araca yüklenmiş, seyir halinde iken araç kasasından düşerek makinenin hasarlandığı anlaşılmıştır. TTK’nın 875. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında veya kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır düzenlemesi bulunmaktadır. Aynı Kanun’un 876. maddesi gereğince ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Somut olayda, hasarın taşıyıcının kaçınamayacağı bir nedenden kaynaklanmadığı, makinenin sabitlenmesinin yeterli düzeyde yapılmadığı, ancak bu durumda da davalı taşıyıcının sabitleme eksikliği konusunda yükleyeni bu konuda uyarmadığı, taşıyanın adamı olan araç sürücüsünün aracı yük ve yol koşullarına uygun kullanmamasının hasara neden olduğu, bu nedenle hasardan gerek gönderen yükleyen gerekse de taşıyıcının %50 oranda sorumlu olduğu kabul edilmiştir. TTK’nın 863. maddesi gereğince sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesinde; yüklemenin gönderen tarafından yapıldığı, emtianın yol ve yükün özelliklerine uygun şekilde yüklenerek sabitlenmediği bu nedenle, mahkemece somut olayda gönderen ve taşıyanın oluşan hasardan %50 oranında müterafik kusuru olduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi isabetli görülmüştür. Mahkemece alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitlere göre kusur oranı takdir edilmiş olup, belirlenen oranlar yükün özellikleri ve dosya kapsamına uygun bulunmuştur. Bu nedenle davalı vekilinin müvekkiline mahkemece izafe edilen kusurun hakkaniyete uygun olmadığı, yargıtay kararları da gözetilerek %25 gibi bir oran belirlenmesi gerektiği yönündeki istinaf nedenleri ile davacı vekilinin hasarın davalının pervasız hareketi nedeniyle meydana geldiğinin kabulü ile TTK’nın 886. maddesi gözetilerek taşıyıcının sorumluluktan ve sorumluluğun sınırlandırılmasından yararlanamayacağı sonucuyla hüküm kurulması gerektiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekilince istinaf dilekçesinde davacı hasar ödemesinin lütuf ödemesi kabulü gerektiği, ancak bu hususun değerlendirilmediği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Davacı sigortalısına yaptığı ödeme ile 27.08.2014 tarihli ibraname ve temlikname başlıklı belge ile sigortalısının dava ve talep hakların devir ve temlik de almıştır. Bu durumda, dava dışı sigortalının davalı taşıyıcıya karşı olan talep ve dava haklarının temlik alınmış olduğu da dikkate alındığında, davalı vekilinin davacının sigortalısına yaptığı ödemenin lutuf ödemesi olması nedeniyle davalıdan talepte bulunamayacağı yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verildi.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-a)Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, b)Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 1.767,54 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Her iki tarafın istinaf kanun yoluna başvuru için yaptıkları masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.14.04.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.