Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1957 E. 2022/486 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1957
KARAR NO: 2022/486
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16.07.2019
NUMARASI: 2016/1165 Esas – 2019/728 Karar
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … isimli şahıs şirketinden … seri numaralı …1 adet ve … seri numaralı … 1 adet olmak üzere 2 adet forklift satın aldığını ve forkliftlere ilişkin olarak dava dışı şahıs firması tarafından 02/05/2016 tarihli … numaralı fatura düzenlendiğini, söz konusu faturanın davacı firmanın ve dava dışı şirketin kayıtlarına işlendiğini, dava dışı şirket tarafından davacıya satışı yapılan forkliftlerin davacıya teslim edildiğini ve forkliftlerin davacı şirket tarafından satış tarihi itibariyle fiilen kullanılmaya başlandığını, dava konusu forkliftlerin bedelinin davacı şirket tarafından dava dışı şirkete 25/08/2016 tarihli 15.000,00-TL bedelli çek, 07/10/2016 tarihli 15.000,00-TL bedelli çek, 21/10/2016 tarihli 15,000,00-TL bedelli çek, 04/11/2016 tarihli 15.000,00-TL bedelli çek olmak üzere dört adet çek ile kalan bedelin ise 07/06/2016 tarihinde 10.000,00-TL kredi kartı ve yine 05/05/2016 tarihinde ise 35.728,00-TL kredi kartı olarak ödendiğini, bu ödemelerin davacı şirket ile dava dışı şirket kayıtlarında yer aldığını, taraflar arasında akdedilmiş 08.09,2016 tarihli protokolde forkliftlerin … Otomotiv-…’e satılıp teslim edildiğinin belirtildiğini, söz konusu protokol incelendiğinde …’e satıldığı belirtilen forkliftlerin model ve seri numaralarının … Ürünleri Yedek Parça Yağ/…’den satın alınan forkliftlerle aynı olduğunun görüleceğini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin gerçek veya tüzel kişilere ait iş makinelerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ııa göre tescilinin yapılması usul ve esaslarım belirlediği yönetmelikte iş makinelerinin satıcılığını yapanların tescil zorunluluğu dışında olduğundan bahsedildiğini, davalı yan ile akdedilen protokol tarihinden önce dava konusu forkliftlerm mülkiyetinin zaten davacıya ait olduğunu, bu nedenle mülkiyeti davacıya ait olan forkliftlerin tekrar davacı tarafından satın alınmasının imkansız olup bu hususun ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava dışı … isimli şahıs firması ile davalı arasındaki dava konusu forkliftler nedeniyle olan alacak borç ilişkisinde sorun yaşanması üzerine … tarafından davacı firma yetkilisine dava konusu forkliftlerin davacıya satışı nedeniyle davacının ticari itibarının davalılar tarafından lekeleneceğinin söylendiğini, bunun üzerine davacı tarafından usul ve yasaya aykırı protokol düzenlendiğini, geçersiz protokole dayalı olarak davacının protokolün 3.maddesine göre davalıya teslim ettiği bonolar nedeni ile borçlu olduğunun düşünülemeyeceğini belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya teslim edilen bonolar yönünden borçlu olmadığınını tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin dava konusu … marka iş makinalarının Türkiye Distribütörlüğünü yaptığını, dava dışı …’ün 30/04/2016 tarihli fatura ile davalı şirketten dava konusu iş makinalarını satın aldığını ancak bedelini ödemediğini, davalı firma ile temasa geçen davacı firmanın dava konusu iş makinalarını …’den teslim aldığını, iş makinelerinin bedelini de davalı şirkete kendisinin ödeyeceğini, iş makinalarının tescilini yaptıracağını ve ruhsatlarını kendi adına çıkaracağını taahhüt ettiğini, bu yönde senetleri teminat olarak verdiğini ve tarafların karşılıklı olarak 08/09/2016 tarihli protokolü imzaladığını, davacının bu protokol uyarınca bahsi geçen senetleri de itirazsız bir şekilde davalı firmaya teslim ettiğini, davacı vekilinin davacı şirketin bilerek ve isteyerek yasaya aykırı protokol akdettiğini beyan ettiğini, davacı tarafın dava konusu forklift bedellerini protokol tarihinden önce dava dışt …’e ödediğini iddia ettiğini, basiretli bir tacirin zaten ödediğini iddia ettiği iş makinalarının bedellerini bir kez daha ödemek için davalı firmaya başvurması ve davaya konu senetleri teslim etmesinin akıl ile izahı mümkün olmadığını, yapılmaya çalışılanın sadece borçtan kurtulmak için iyiniyet hükümlerine aykırı bir kurgu olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı tarafından, dava konusu forkliflerin, imzalanan protokol tarihinden önce …’ten satın alınarak kullanılmaya başlandığı, tescil zorunluluğu olmadığı bu nedenle protokolün yasaya aykırı olacak şekilde düzenlendiği belirtilmiş ise de, taraflar arasında imzalanan protokol hükümleri açık olup, davacının dava konusu olan forkliftleri davalıdan satın aldığının protokol ile sabit olduğu, TMK 2.maddesinde; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmüne yer verildiği, davacının savunmalarının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, yapılan defter incelemelerinde davacı tarafından dava konusu edilen senet bedellerinin ödenmediğinin sabit olduğu, dava dışı şirkete yapılan ödemenin ise davalı tarafından dikkate alınacağına dair protokolde bir hüküm olmadığı, ayrıca dava dışı … şirketine yapıldığı iddia edilen ödemelerin işbu dava konusu olmadığı, yine protokolün 2.2.maddesi gereğince rehin işlemi için vekalet verilmediğinden sözleşmenin feshedildiği sonucunun doğacağı iddia edilmiş ise de bu hükmün satıcı lehine düzenlendiği, satışı tarafından kendi lehine olacak rehin işlemi için vekalet verilmediği iddiasının davacı lehine yorumlanamayacağı, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde; davacının geçerli olan protokol ve bu kapsamda verilen senetler nedeniyle borçlu olduğu kanaatine varıldığı…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın uzun yıllardır forklift alım satım işiyle iştigal ettiğini, davaya konu forkliftlerin 30.04.2016 tarihli … sıra numaralı fatura ile dava dışı …’ten satın alındığını, dava konusu forklift bedellerinin de detaylarının dava dilekçesinde belirtilen çek ve kredi kartı ile dava dışı firmaya ödendiğini, ödemeye ilişkin makbuzların ve fatura suretlerinin dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulduğunu, mahkemece protokol başlıklı belgenin yeterince irdelenmediğini ve hatalı yorumlandığını, Protokolün geçersizliğine ilişkin beyanlarının saklı kalmak kaydıyla protokolün 2.2 maddesinde tescil ile birlikte forklift kayıtlarına rehin konulacağının, sözleşmenin imzası ile birlikte alıcının devir ve rehin işlemleri için satıcının yetkilendirdiği çalışana vekaletname tanzim edeceğinin, alıcının bu hükümlere aykırı davranması halinde satıcı hesabına ödemiş olduğu 2.000 USD yi talep edemeyeceğinin, bu bedelin cayma bedeli olarak satıcı uhdesinde kalacağının belirtildiğini, müvekkili tarafından protokol maddesine uygun olarak vekaletname tanzim edilmediğinden cayma hakkının kullanıldığını, Bursa … Noterliği’nin 27.10.2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de cayma hakkının kullanıldığı ve protokolün tümüyle feshedildiğinin davalı tarafa bildirildiğini, protokol hükümlerinin açıkça ortadayken mahkemece protokolün 2.2.maddesinin satıcı lehine düzenlendiği işbu maddenin alıcı lehine yorumlanamayacağı gerekçesinin isabetsiz olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava konusu forkliftlerin protokol konusu edilmeden önce … isimli şahıs firmasına davalı tarafından fatura karşılığında satıldığını, akabinde müvekkili tarafından forkliftlerin dava dışı firmadan satın alındığını ve bedellerinin dava dışı firmaya ödendiğini, bu hususların tarafların ve dava dışı firmanın ticari defterlerinde yapılan incelemeyle sabit olduğunu, mahkemece istinabe yoluyla alınan 27.08.2018 tarihli bilirkişi raporu ile belirtilen hususların tespit edildiğini ayrıca protokolün 2.maddesinde yer alan devir-rehin koşulunun gerçekleşmediğinin de açıkça beyan edildiğini, müvekkili tarafından daha önce dava dışı firmadan satın alınan forkliftlerin 2.defa satın alınmasının imkansız olduğunu, dolayısıyla forkliftlerin malikinin müvekkili firma olduğunun tartışmasız olduğunu, Mahkemece davalı kayıtlarının da incelenmesi ile birlikte birleştirici bir rapor oluşturulması yönünde karar verildiğini, 30.04.2019 tarihli raporun dosyaya sunulduğunu, mahkemece alınan birleştirici raporda da davalı firma kayıtları incelenerek dava konusu forkliftlerin …’e satıldığı, davalının …’ten alacaklı olduğu, daha önce …’e satılan forkliftlere ilişkin olarak protokol düzenlediği ve müvekkilinin dava dışı …’e forklift bedellerinin ödendiği açıkça beyan edildiğini, Dosya kapsamına alınan 27/08/2018 tarihli ve 30.04.2019 tarihli bilirkişi raporları ile davalı tarafından …’ satılan forkliftlerin , müvekkili firmaya yeniden satışının hayatın olağan akışına aykırı olacağı açıkça anlaşıldığını, dosyaya sunulan resmi kayıtlar ve oluşturulan bilirkişi raporlarının aksine dava dışı …’e yapılan ödemenin davanın konusunun olmadığı yönünde hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğunu, öMahkeme dosyası ile incelenen tüm ticari kayıtlarla taraflar arasında imzalanan protokolün geçersiz olduğu, davalı firmanın forklift bedellerini dava dışı … isimli firmadan tahsil etmesi gerektiğini, izah edilen hususlar ile birlikte mahkemece alınan bilirkişi raporları ve incelenen ticari kayıtların aksine geçersiz olan aksi düşünüldüğünde 2.2. Maddesine göre cayma hakkı kullanılarak feshedilen protokolün esas alınarak hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, bonoya karşı İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı tarafından 30/04/2016 tarih ve … nolu fatura ile daha önce … firmasına satılan ve teslim edilen iki adet kullanılmamış forkliftin, davacısı firmaya devrini konu edinen, davacı ile davalı arasında 08/09/2016 tarihli protokol imzalandığı anlaşılmaktadır. Protokol ile iki adet forklift bedelinin 30,980 USD olarak belirlendiği ve protokol gereği 19/08/2016 tarihinde 2,000,00 USD tutarın davacı tarafından davalıya ödendiği ve kalan 28.980,00 USD için toplam 12 adet senet düzenlendiği, ancak senet bedellerinin ödenmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafından, dava dışı … firmasına iki adet forkliftin karşılığı olan 105.728,00 TL’nin tamamen ödediğinin talimat raporu ile tespit edildiği, bu nedenle protokolün geçersiz olması halinde davacının borçlu olmayacağı ve ödediği 2.000,00 USD bedeli talep edebileceği, aksi halde ise davalının alacaklı olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında 08/09/2016 tarihinde imzalandığı ihtilafsız olan protokolün “Konu” başlıklı 1.maddesinin, “İşbu protokol Satıcı tarafından 30/04/2016 tarih … sıra numaralı fatura ile … Otomotiv-…’e satılan ve teslim edilen iki adet kullanılmamış forkliftin bundan böyle Alıcıya Devri ve söz konusu foklift bedellerinin Alıcı tarafından Satıcıya ödenmesi konusunun düzenlenmesidir.” şeklinde olduğu, “Devir ve Rehin İşlemi” başlığını taşıyan 2. maddesinin 2.1. bendinde “Alıcı, Satıcı tarafından …’e satılan forkliftlerin kayıtlarını işbu protokolün imzalanmasından itibaren 5 gün içerisinde kendi adına tescilini ve ruhsat çıkartılmasını sağlayacaktır.” şeklinde düzenlendiği, yine 2.2. bendinde “Alıcı, tescil ile aynı gün içerisinde her iki forkliftin kaydına satıcı lehine 28.980 USD tutarında rehin tesis edecektir. Alıcı bu işlem için sözleşmenin imzası ile birlikte satıcının yetkilendirdiği bir çalışanına devir ve rehin işlemi için vekaletname verecektir. Alıcının bu hükümlere aykırı davranması halinde satıcı hesabına ödemiş olduğu 2.000 USD’nin iadesini talep hakkı bulunmamaktadır. Bu bedel cayma bedeli olarak satıcı uhdesinde kalacaktır. Her iki forkliftin kaydına konulacak olan rehinler 28.980 USD’nın aşağıda belirlenen vadelerle ödenmesi ile birlikte Satıcı tarafından kaldırılacaktır” şeklinde düzenlendiği, “Ödeme” başlığını taşıyan 3.maddesinin ise “Taraflar 2 forklift için belirlenen 30.980 USD’nin aşağıdaki şekilde ödenmesi konusunda anlaşmışlardır Aşağıda yazılı evrakların bir tanesinin dahi vadesinde ödenmemesi halinde kalan evrak muaccel hale gelecek ve vadeleri beklenmeksizin tahsili için İcra Müdürlüklerine başvurulabilecektir. Bu durumda Satıcı, Borçlar Kanunu uyarınca sözleşmeden dönme hakkını kullanabilecek ve forkliftleri bulunduğu yerde zaptedebilecektir. Alıcı, 19.08.2016 tarihinde Salıcı hesabına 2.000 USD yatırmıştır. Geriye kalan 28.980 USD aşağıdaki şekilde ödenecektir.15.10.2016 vade 2.415 USD tutarlı senet, 15.11.2016 vade 2.415 USD tutarli senet, 15.12.2016 vade 2.415 USD tutarlı senet, 15.01.2017 vade 2.415 USD tutarlı senet 15.02.2017 vade 2.415 USD tutarlı senet, 15.03.2017 vade 2.415 USD tutarlı senet, 15.04.2017 vade 2.415 USD tutarlı senet, 15.05.2017 vade 2.415 USD tutarlı senet, 15.06.2017 vade 2.415 USD tutarlı senet, 15.07.2017 vade 2.415 USD tutarlı senet, 15.08.2017 vade 2.415 USD tutarlı senet, 15.09.2017 vade 2.415 USD tutarlı senet” şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Davacının dava konusu olan forkliftleri davalıdan satın aldığının protokol ile sabit olduğu, yapılan defter incelemelerinde davacı tarafından dava konusu edilen ve protokol hükümleri uyarınca davalıya verildiği anlaşılan senet bedellerinin ödenmediği sabittir. Davacının forkliftleri daha önce davalıdan satın alan dava dışı şirketten aldığını ve bedelini bu şirkete ödendiğini ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Davacı tarafından dava dışı şirketten alınıp, bu şirkete ödemeleri yapıldığı belirtilen aynı forkliftlerin, yukarıda yer verilen protokol hükümleri uyarınca davalı ile yapılan protokole göre tekrar satın alınmış olması, davacının basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğü de dikkate alındığında, hayatın olağan akışına uygun değildir. Buna göre davacının davalı ile akdettiği sabit olan protokol hükümlerinin geçersiz kabul edilmesi gerektiği yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Yine bu kapsamda davacı tarafından dava dışı şirkete yapılan ödemelerin ise protokol hükümlerine göre davacıya forkliftleri satan davalı tarafından ödeme olarak kabul edileceğine ilişkin aynı protokolde bir hüküm olmadığı gözetildiğinde, dava dışı … şirketine yapıldığı iddia edilen ödemelerin işbu davada davalıya verilen bonolar nedeniyle borçlu olunmadığı talebi yönünden sonuca etkili olmayacağı, yine protokolün 2.2. maddesi gereğince rehin işlemi için vekalet verilmediğinden sözleşmenin feshedildiği sonucunun doğacağı iddia edilmiş ise de bu hükmün davalı satıcı lehine düzenlendiği, davacı tarafından davalı satıcı lehine olacak rehin işlemi için vekalet verilmemesinin davacı lehine yorumlanamayacağı, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, davacının geçerli olan protokol ve bu kapsamda verilen senetler nedeniyle menfi tespit isteminin yerinde olmadığı sonucu ile kurulan hüküm isabetli olup, aksi yöndeki davacı istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İlk derce mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 5-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 21.04.2022 KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.