Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1955 E. 2019/1306 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1955
KARAR NO : 2019/1306
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2019 tarihli ara karar
NUMARASI : 2019/260 E.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İtirazın iptalini talep eden davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın Ataşehir Şubesi ile kredi borçlusu … Ticaret ve San. Ltd. Şti. arasında 27.11.2013 tarih 750.000 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmeyi davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, anılan kredi borçları ödenmeyince ihtarname keşide edildiğini, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, kredi borçlusu ve taşınmaz malikleri hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyaları üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi, müteselsil kefiller hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu, 2019/18312 arabuluculuk dosyasından düzenlenen 24.04.2019 tarihli tutanak ile anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, kredi borcu ödenmeyince akdi faiz olmadığını, temerrüt faizi uygulandığını, anılan faiz oranının uygulanacağı borçlular tarafından imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerinde düzenleme altına alındığını, ayrıca İİK m.257 uyarınca borçlular tarafından yapılan itirazın kötü niyetli olması, takibin sürüncemede bırakılması amacıyla itirazın yapılmış olması, borçluların malvarlığını kaçırma ihtimali bulunması nedeniyle, öncelikle borçlular hakkında takip tutarı üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesine, ihtiyati haciz kararının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden infaz edilmesine hükmedilmesine, davanın kabulü ile İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, karşı taraf davalı- borçlulardan icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 09/05/2019 tarihli ara kararında; ” …Müvekkili bankanın Ataşehir (Eski Kozyatağı) şubesi ile kredi borçlusu …San.Ltd.Şti. Arasında 27/11/2013 tarih, 750.000 TL. tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmeyi davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borçlarının ödenmemsi üzerine Kadıköy ….Noterliğinin 31/01/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, herhangi bir ödeme yapılmayınca müteselsil kefiller hakkında İstanbul Anadolu …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, başlatılan takibe davalıların haksız şekilde itiraz ederek takibi durduklarını beyan ederek borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş olmakla, dosya ele alındı. Alacak iddiası ve tutarı yargılamayı gerektirdiğinden İİK’nun 257.maddesindeki yasal şartlar oluşmadığı değerlendirilerek talebin reddine…” karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati haciz isteyen davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Genel kredi sözleşmesi, ihtarname, hesap hareketleri ve faiz genelgesinin sunulduğunu, kredinin kullandırıldığının ve borcun ödenmediğinin hesap hareketleri ile sabit olduğunu, yasal düzenleme ve yüksek yargı kararları doğrultusunda alacağın vadesinin gelmiş olduğunu ve rehinle temin edilmemiş olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın oluştuğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, hukuki niteliği itibariyle, itirazın iptali davası içinde İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı banka tarafından dava dışı tacir ile imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan, ancak ödenmeyen kredi alacağının tahsili amacıyla, kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzalayan davalılar yönünden açılan itirazın iptali davası içinde, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece yukarıdaki gerekçe ile talebin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ise de; İİK’nın ihtiyati haciz koşullarını düzenleyen 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 258. maddesi uyarınca alacaklının, alacağın varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemede olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterli olup, buradaki ispat asıl davadaki gibi tam bir ispat değil yaklaşık ispattır. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi, ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının, hukuki ilişkinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. İİK’nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesi uyarınca kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse, alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz (Yargıtay 11. HD 2016/13086 E 2016/9051 K 22.11.2016 T. Yine Yargıtay 19 HD 2012/4803 E 2012/10127 K 14.06.2012 T. Ve 2010/6302 E 2010/10114 K 22.09.2010 tarihli emsal kararı).Somut olayda, dava dilekçesine ekli belgelerden ihtiyati haciz talep eden banka ile dava dışı tacir arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, istem dilekçesine ekli belgelerden de anlaşılacağı üzere, asıl borçlu ile ihtiyati haciz talep eden banka arasında imzalanmış bulunan kredi sözleşmesi çerçevesinde tahakkuk eden alacak tutarları için asıl borçluya hesap kat ihtarı gönderilmiştir. Hesabın kat edilmesi, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir. Asıl borçluya gönderilen ihtar borçlunun temerrüdüne yol açmaktadır. Kredi ilişkisinde asıl borçlu olan şirkete çıkarılan tebligatın şirketin GKS’de bildirdiği adrese çıkarıldığı, tebligat yapılamadığından iade edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, hesap kat ihtarının İİK’nın 68/b maddesi uyarınca asıl borçluya tebliğ edilmiş sayılması gerekir. Yani, somut olayda asıl kredi borçlusuna hesap kat ihtarı hukuken tebliğ edilmiş hükmündedir.TBK’nın 586/1. maddesi uyarınca, müteselsil kefil olan borçluya alacaklının müracaat edebilmesi için gerekli olan “ihtarın sonuçsuz kalması” koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hesabın kat edilmesiyle birlikte banka alacağı muaccel hale gelmiş, ihtarın hükümsüz kalmasıyla da müteselsil kefillere müracaat koşulu da gerçekleşmiştir.Kefalet sözleşmesinin şekli şartları zaman itibarı ile uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nun 583. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmenin yazılı olarak yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın, kefalet tarihinin, müteselsil kefalet anlamında bu anlama gelen ifadenin kefilin kendi el yazısı ile yer alması kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarıdır. 6098 sayılı TBK’nın 584. maddesi uyarınca, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir. Bu rızanın ise sözleşmenin kurulmasından önce yada en geç kurulması anında verilmiş olması geçerlilik şartıdır. Şekle ilişkin hüküm emredici kural olarak düzenlenmiştir. Somut olayda kredi sözleşmesinin 6098 Sayılı TBK’nın yürürlük tarihinden sonra yapıldığı, müteselsil kefiller … açısından eş muvafakatinin bulunduğu, … ise kredi sözleşmesinin imzalanmış olduğu tarihte şirket ortağı olduğu, bu sebeple onun açısından eş muvafakatinin aranmayacağı, az yukarıda bahsi geçen kefalete ilişkin şekil açısından geçerlilik şartlarının somut olayda bulunduğu anlaşılmakla ihtiyati haciz için İİK’nın 257 vd. maddelerindeki koşullar gerçekleşmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararının İİK’nın 258/son ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca kaldırılarak, ihtiyati haciz talebinin, teminat karşılığı ve takip çıktısındaki değeri üzerinden kabulune dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun İİK’nın 258/son ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesinin, ihtiyati haciz talebinin reddine dair 09/05/2019 tarihli ara kararının kaldırılarak, davalılar hakkındaki ihtiyati haciz talebinin Dairemizce karara bağlanmasına, bu doğrultuda;
1-Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca teminat karşılığı kabulü ile davalıların 490.308,25 TL alacağı karşılamaya yeter miktardaki menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, Alacağın (490.308,25 TL) %15’i oranında nakdi teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı halinde, kararın bir örneğinin infaz için davacı vekiline ilk derece mahkemesince verilmesine, 2-Kararın yetkili icra müdürlüğünce infazına,3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından talep halinde davacıya iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine derhal gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/10/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.