Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1917 E. 2022/232 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1917
KARAR NO: 2022/232
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18.12.2018
NUMARASI: 2016/1116 Esas – 2018/1308 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Küçükçekmece, Halkalı, … Mahallesindeki davalı şirkete ait imarlı arazi üzerine kat karşılığı okul inşaatı yapılması ve inşa olunacak yapının kiraya verilmesi konusunda Emlak Komisyonu Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirket tarafından düzenlenen fatura ve cari hesap alacağının ödenmemesi üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe girişildiğini, davalının haksız itirazı nedeni ile takibin durduğunu beyanla, itirazın iptalinie, % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanmış bir Emlak Komisyon Sözleşmesinin mevcut olmadığını, bu sözleşmeye istinaden düzenlendiği iddia edilen ancak kimin adına düzenlendiği belli olmayan 06/06/2016 tarih ve 277.300,00 TL tutarındaki faturanın müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, müvekkil şirketin ticari kayıtlarında davacı adına açılmış herhangi bir kayıt bulunmadığını, takibe vaki itirazların haklı ve yerinde olduğunu, davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyanla; davanın reddine, ayrıca %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davacının takibe konu ettiği fatura içeriği incelendiğinde ;bir yıllık kira bedelinin %12’si olarak 300.000,00 TL tutarının ifade edildiği , davacı tarafından davalı adına düzenlenen kira komisyonu faturasına göre bir yıllık kira bedelinin %12’si 300.000,00 TL ise bu durumda yıllık kira bedelinin tamamının (300.000×100/12=2.500.000,00) 2.500.000,00 TL tutarında olduğu, ancak davacı tara- fından dosyaya sunulan Emlak Kiralama ve Komisyon sözleşmesinde yıllık kira bedelinin 185.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı ,sözleşmede belirlenen tutar (185.000 TL) esas alındığında ise, davacı tara- fından davalı adına düzenlenebilecek komisyon faturası tutarının (185.000×12/100=22.200) 22.200,00 TL olmasının gerekeceği, Davalı vekilinin dava konusu faturalara dayanak sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmadığını beyan ettiği ayrıca “Tehdit ,Hakaret,Nitelikli Dolandırıcılık ve Evrakta Sahtecilik” suçlarından yapılan soruşturma sırasında ifadesine başvurulan …’nın 01/11/2016 tarihli savcılık ifadesinde davalı adına sözleşmelere kendisinin imza attığını ikrar ettiği tespit edilmiştir. Gelinen bu aşamada ;davacı tarafın dava dilekçesinde deliller kısmında yemin deliline dayan- dığı görülmekle HMK 225 md gereğince bu hususta hatırlatma yapılarak yemin deliline dayanıp dayanmayacaklarına dair beyanda bulunmak üzere süre verilmiştir. Davacı tarafça hazırlanan ve dosyaya ibraz olunan yemin metni davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı şirket temsilcisi … yemin için çağrıldığı 18/12/2018 tarihli duruşmaya katılarak davacı tarafın teklifi doğrultusunda ‘davacı … Ltd.Şti. ile davalı şirketimiz arasında … Mahallesi’ndeki şirketimize ait imarlı arazinin okul yapması veya kat karşılığı veya yapılacak yapının satışı ve okul firmalarına kiraya verilmesi için emlak komisyon sözleşmesinin yapılmadığına ve davacı şirketin bu emlak komisyon sözleşmesinin bedeli ile ilgili düzenlemiş olduğu fatura alacağının bulunmadığına dair yemin ederim’ şeklinde yeminini eda etmiştir. Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre ,davacının dava konusu alacağının yasal delillerle ispatlanamadığı…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle: … Mahallesindeki davalı şirkete ait imarlı arazi üzerine kat karşılığı okul inşaatı yapılması ve inşa olunacak yapının kiraya verilmesi konusunda Emlak Komisyonu Sözleşmesi bulunduğunu, Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 18/07/2018 tarihli rapor ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre, davalı adına düzenlenen 10/06/2016 tarih ve 590.000,00 TL, 10/06/2016 tarih ve 277.300,00 TL toplam 867.300,00 TL tutarındaki faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, takip tarihi (25/08/2016) itibariyle davalıdan 867.300,00 TL alacaklı olduğunun ispatlandığını,”Tehdit, Hakaret, Nitelikli Dolandırıcılık ve Evrakta Sahtecilik” suçlarından yapılan soruşturma sırasında ifadesine başvurulan …’nın 01/11/2016 tarihli savcılık ifadesinde, davalı adına sözleşmelere kendisinin imza attığını ikrar ettiğinden, alacağın ispat edildiğini, 05/05/2015 tarihli Emlak Kiralama ve Komisyon Sözleşmesinin ‘”iralayan” kısmında “… Şirketin”in, “kiraya veren” kısmında “… ve …” isimlerinin yazılı olduğunu, sözleşmenin 1. maddesinde “Kiraya veren sahibi bulunduğu yukarıda kayıtlı emlağı (yıllık brüt stopaj hariç/dahil) 185.000 TL + KDV’den kiraya vermeyi kabul etmiştir” sözleşmenin kiralayan olarak … adına …, kiralayan olarak Biltek Eğitim Kurumlan adına … ve … tarafından imzalandığı, kiralayan kısmında kaşenin bulunmadığını, kiraya veren kısmında davalının unvanının yazdığı kaşenin olduğunu, Dava dosyasında müvekkili şirket lehine olan hususları yeterince incelemeden ve ispat edilen hususlar dikkate alınmadan mahkemece davanın reddine karar verildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, simsarlık ücret alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, yasal süresi içinde, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalı ile arasında imzalanan 05.05.2015 tarihli emlak kiralama ve komisyon sözleşmesi ile 07.05.2015 tarihli imzalanan emlak komisyon sözleşmeleri uyarınca simsarlık ücretine hak kazandığını, buna ilişkin olarak 06.06.2016 tarihli düzenlenen 277.300,00 TL bedelli faturanın ödenmediğini ileri sürmüştür. Davalı ise davacı ile aralarında yazılı komisyon sözleşmesi bulunmadığını, davalıdan hizmet alınmadığını, davacının kimin adına düzenlediği belli olmayan fatura nedeniyle davalıya komisyon ücret borcu bulunmadığını savunmuştur. TBK’nın 520/son maddesi uyarınca, taşınmazlar hakkındaki simsarlık sözleşmelerinin yazılı yapılması geçerlilik koşuludur. Buna göre yazılılık şartı ispata ilişkin olmayıp, geçerlilik şartıdır. Davacı tarafından takip konusu yapılan faturaya dayanak gösterilen Emlak Komisyon Sözleşmelerindeki imzaların davalı şirket temsilcilerine ait olmadığı savunulmuş, davacı şirket yetkilisinin yaptığı şikayet üzerine başlatılan C. Savcılığı soruşturmasında davalı adına sözleşmelerin … isimli dava dışı kişi tarafından imzalandığı savcılık soruşturma dosyasındaki beyan ve ikrarı ile anlaşılmıştır. Yine davacı tarafça, dava dilekçesinde sözleşmelerin davalı adına … ile imzalandığı kabul edilmiştir. …’nın ise davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerden olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacının delil olarak dayandığı Emlak Komisyon sözleşmelerinin davalı şirket yetkililerince imzalanmadığı gözetildiğinde, davalı şirket tarafından benimsenmiş, davalı şirketi bağlayacak yazılı sözleşmeler olduğunun kanıtlanmadığı kanaatine varılmaktadır. Bunun dışında dosyaya celp edilen tapu kayıtlarına göre, sözleşme konusu komisyon hizmeti verildiği ileri sürelen … ada, … parseldeki taşınmazın 24.01.2013 tarihli ifraz işlemi ile mülkiyetinin TOKİ’ye geçtiği, 07.03.2017 tarihinde ise TOKİ tarafından dava dışı … A.Ş.’ye satıldığı, buna göre taşınmazın davacının delil olarak dayandığı sözleşme ve fatura tarihlerinde mülkiyetinin davalı adına olmadığı anlaşılmaktadır. Yine alınan bilirkişi rapor içeriğinde de tespit edildiği üzere, davacının delil olarak dayandığı 05.05.2015 tarihli emlak kiralama ve komisyon sözleşmesinde yıllık kira bedelinin 185.000 TL olduğu, bir yıllık kira bedelinin %12’sinin komisyon ücreti olarak belirlendiği, buna göre davacı tarafından talep edilebilecek komisyon ücretinin 22.200,00 TL kadar olabilecek iken, davacının takip ve davaya dayanak kestiği faturanın 300.000,00 TL olduğu, buna göre faturanın davacının dayandığı komisyon sözleşmesi ile de tutarlı olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme de faturanın davacı defterlerinde kayıtlı iken davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, yine faturanın davacı tarafından davalıya tebliğ edildiğinin de kanıtlanmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemece kurulan hüküm ve gerekçesi isabetli olup, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılmış olan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30-TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24.02.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.