Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1902 E. 2019/1318 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1902
KARAR NO : 2019/1318
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/695 D. İş – 2019/699 Karar
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
TALEP : İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin yapılan yargılaması sonunda, ihtiyati haciz talebinin kabulüne kararı verildiği, karşı tarafın ihtiyati hacze itiraz etmesi üzerine borçlu yönünden ihtiyati hacze itirazın reddine karar verildiği, bu karara karşı borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili; ihtiyati haciz talep dilekçesi ekinde bulunan faturalar ve sevk irsaliyelerinde teslim olan kısmında imza mevcut olması nedeniyle borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince 30.04.2019 tarihli kararla, ihtiyati haciz istemi, alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre kanuna uygun görülmüş olmakla, yukarıda açık kimliği yazılı alacaklının, borçludan alacağı olan 875.550,95TL TL’nin alınmasının temini için İİK’nın 257/1. maddesine göre borçlunun yukarıda belirtilen mal, hak ve alacaklarından borca yetecek miktarınınİİK’nın koyduğu sınırlar içinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir. Borçlu vekili tarafından bu karara itiraz edilmiştir.İtiraz eden borçlu vekili itiraz dilekçesinde; mahkemece ihtiyati haciz talep dilekçesi ekinde bulunan faturalar ve irsaliyelerde teslim alan kısmında imza mevcut olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı verildiğini, fatura ve sevk irsaliyelerine dayanarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olmadığını, irsaliyelerde şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı vekili, itiraza cevap dilekçesinde; alacaklarını ortaya koyan sipariş formlarını, siparişlere ilişkin teyit yazılarını, elektronik posta yazışmalarını, fatura ve sevk irsaliyelerini dilekçe ekinde sunduklarını, buna istinaden ihtiyati haciz kararı verildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/2214 Esas, 2016/2481 Karar Nolu 07/03/2016 tarihli emsal ilamında da belirtildiği üzere, ihtiyati haciz için yaklaşık ispatın gerektiği, kesin ispatın aranmadığı, alacağın varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesinin yeterli olduğunu belirterek, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 11/07/2019 tarihli, 2019/695 D. İş Esas – 2019/699 Karar sayılı ek kararında; “…İhtiyati haciz kararına itiraz nedenleri İİK 265.maddesine sınırlayıcı olarak sayılmıştır. İhtiyati haciz kararı verebilmek için ihtiyati haciz isteyenin alacağının yaklaşık olarak ispat etmesi yeterlidir. İhtiyati haciz talep dilekçesi ekindeki sipariş formları, faturalar ve faturalar ekindeki sevk irsaliyelerinde teslim alan kısımlarındaki imza nedeniyle yaklaşık ispat koşulu oluştuğundan ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün olduğu…” gerekçesiyle, İhtiyati hacize yapılan itiraz reddine dair ek kararı verilmiştir.Bu ek karara karşı, borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle: Bu kararın ihtiyati haciz taleplerinde fatura ve irsaliyeye hatta cari hesaba dayalı olarak ihtiyati haciz verilmediği uygulamasına aykırı olduğunu, malumları olduğu üzere faturanın tek taraflı düzenlenmiş bir belge olduğunu, bunun alacak hakkı doğurabilmesi için faturanın tebliğ edilmesi, muhteviyatı malların irsaliye ile teslim edilmesi ve en önemlisi, gerek faturanın gerekse malların şirket yetkilisine imza karşılığı teslim edilmesi gerektiğini, karara mesnet yapılan fatura ve irsaliyelerin şirket yetkilisinin imzasını taşımadığını, şirketin tek yetkilisinin … olup buna ilişkin imza sirkülerinin ilişikte sunulduğunu, hiçbir bilimsel inceleme yapılmaksızın, gerek fatura gerekse irsaliyelerdeki imzanın şirket yetkilisinin imzası ile uzaktan yakından hiçbir benzerliği olmadığının görüldüğünü, bu karar verildikten sonra İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kararın uygulamaya konulduğunu, gerek bankalara, gerekse müvekkili şirketin alacaklı bulunduğu diğer şahıs ve şirketlere İİK’nın 89/1. maddesi gereğince haciz ihbarnameleri gönderildiğini, bütün bunlara gerekli şartları taşımayan ihtiyati haciz kararının sebep olduğunu, müvekkilinin çalıştığı bankalar nezdinde çok kötü ve zor durumda bırakıldığını, bu konudaki her türlü talep haklarının saklı olduğunu, ihtiyati haciz talep edenin, bu başvurusundan önce müvekkilinin şirkete hiçbir müracaatı, çekilmiş bir ihtarı dahi olmadığını, bu hali ile talep edilen alacağın muaccel olup olmadığının da mahkemenin malumunda olmadığını, İİK’nın 257. maddesine göre muaccel olmuş bir alacağın bulunmasının şart olup bu şartın olayda gerçekleşmediğini, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararının ve itirazın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına, itirazın kabulüne ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257.maddesi uyarınca, haciz istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati haciz talep eden şirket vekilinin sipariş formları, faturalara ve ekindeki imzalı sevk irsaliyelerine dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunması üzerine, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Borçlu vekilinin itirazı üzerine ise duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati haciz kararına itirazın yukarıdaki gerekçe reddine dair ek karar verilmiştir. Bu ek karara karşı borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355 maddesi uyarınca istinaf nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Yargıtay 19 HD 2015/4882 E 2015/12767 K 30.09.2015 T. Ve Yargıtay 11. HD 2016/2214 E 2016/2481 K 07.03.2016 T. Emsal kararında da belirtildiği üzere; İcra ve İflas Kanunu’nun 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin, alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesi yeterli kabul edilmektedir. Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde; alacaklının, sipariş formları, fatura, teslim alan imzası içeren sevk irsaliyeleri sunduğu, alacağın varlığı ve miktarının tespiti bakımından yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varılıp, teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verildiği gözetildiğinde, mahkemenin ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair verdiği karar isabetli olup, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. Ve İİK’nın 265. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16/10/2019