Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1889 E. 2019/1305 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1889
KARAR NO : 2019/1305
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2019
NUMARASI : 2019/333 Esas
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen haksız rekabetten kaynaklı tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın, müvekkili şirket nezdinde pazarlama satış müdürü olarak görev yaptığını, davalı tarafın, müvekkili şirkette çalışmaya devam ettiği süreçte kendisinin yönetim kurulu başkanı olarak seçildiği …. Tic. ve San. A.Ş.’ni kurduğunu, davalı tarafın sözleşme hükümlerine açıkça aykırı hareket ettiğini, sözleşme kapsamındaki cezai şartın da müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, davalı tarafın, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil ettirdiği … Makina Şirketi’nin faaliyetlerinin, müvekkili şirket nezdinde ortaya çıkarılan ürünlerin benzerlerinin ortaya çıkarılması niteliğinde olduğunu, davalının söz konusu şirketi, müvekkili şirkette çalıştığı esnada gizli bir takım yollarla kurduğunu, dilekçe ekinde sunulan e-mail yazışmasından da görüleceği üzere, davalı …’ın, müvekkili şirketin müşterisi ile iletişime geçerek sipariş alındığını, ayrıca davalı tarafın, müvekkili şirkete ait bilgiler, ticari sır niteliğindeki hususlar ve müşteri portföyü ile ne kadar kazanç sağladığının henüz bilinmediğini, davalı …’ın müvekkili şirket nezdinde sebep olduğu maddi ve manevi zararların tazmini gerektiğini belirterek, zararların artmasını önlemek amacı ile şirket faaliyetlerinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haksız rekabetin önlenmesine ve müvekkili şirketin uğramış olduğu zarar kalemleri yapılacak yargılama sonunda ortaya çıkacağından, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL sözleşmeden kaynaklı cezai şart talebi ve maddi tazminatın ve müvekkili şirketin ticari faaliyetleri göz önüne alındığında da 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 19/06/2019 tarihli ara kararıyla; “…İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. Mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden istemde HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden…” ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava dilekçesini tekrarla;İhtiyati tedbire en büyük dayanak olan davalı …’ın müvekkili şirkete ait bilgiler ve müşteri bilgileri çerçevesinde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin müşterileri ile iletişime geçerek sipariş aldığını, bu durumun tedbir kararı verilmesi için fazlasıyla yeterli olduğunu, tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya, yerleşik Yargıtay uygulamasına aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, bir numaralı davalının hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rekabet yasağını ihlal ettiği ve iki numaralı davalının TTK’nın 54 vd. maddeleri uyarınca haksız rekabette bulunduğu iddiasına dayalı cezai şart alacağının tahsili ve tazminat talebine ilişkindir.İhtiyati tedbir talebi, TTK’nın 61 maddesi uyarınca iki numaralı davalı şirketin faaliyetlerinin durdurulmasına yöneliktir.İlk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. Bu yasal düzenlemeye rağmen ilk derece mahkemesi davacının tedbir talebini 6100 Sayılı Yasa’nın ihtiyati tedbir başlıklı 389. maddesi kapsamında değerlendirerek uyuşmazlığı tümden çözecek nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Oysa, öncelikle özel hüküm olan TTK’nın 61. maddesinin uygulanması gerekir. İlk derece mahkemesinin bu yasal düzenlemeyi dikkate almaksızın, davanın esasını çözecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin gerekçesi usule aykırı olmuştur.Ancak, dosyanın mevcut durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti, savunmada ileri sürülen konular ispata muhtaç durumdadır. Bu hususlar, yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Ara karar tarihi itibariyle ihtiyati tedbir için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16/10/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.