Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1888 E. 2022/176 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1888
KARAR NO: 2022/176
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI: 2017/499 E. – 2019/725 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin gıda toptancılığı yaptığını ve davalıya 2016 yılının Mayıs ila Temmuz aylarında 28.421,40 TL tutarında ürün bedelini ödemediğini, davalının tüm görüşmelere rağmen satım bedelini ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında faturalardan kaynaklanan borç nedeniyle takip başlatıldığını, davalının takip konusu fatura muhteviyatı malları teslim almasına ve fatura içeriğine itiraz etmemesine rağmen ödeme emrine itiraz etmesinin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına alacağın %20 sinden aşağı olmak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, savunmasında özetle; takibe konu alacağın 02.03.2017 tarihli 28.421,40-TL tutarlı faturadan kaynaklanan cari hesap alacağı olduğunun ödeme emrinde yazıldığını, bu faturanın tebliğ edilmediğini, davaya konu 16.07.2016 tarihli 5.484,30TL, 24.06.2016 tarihli 6.211,50 TL, 16.05.2016 tarihli 8.696,10 TL ve 06.06.2016 tarihli 8.029,50 TL’lik 4 adet faturanın icra takibine konulan alacakla ilgili olmadığını, takip talebinde borç konusunun ne olduğunun açık şekilde yazılmadığını, takip konusu alacak ile dava konusu alacak konusu faturaların birbiri ile alakasız olduğunu, davaya konu 4 adet fatura konusu emtianın teslim alındığını, fatura bedelinin kredi kartı ve nakit olarak ödendiğini, dava konusu faturalara ilişkin olarak … kredi kartı ile davacının post makinasından ödemeler yapıldığını, … Sultanbeyli Şubesine ait paracard ile 17.06.2016 tarihinde 5.000,00 TL, 10.06.2016 tarihinde 4.000,00 TL, 30.05.2016 tarihinde 4.000,00 TL, 16.05.2016 tarihinde 1.000,00-TL, 11.10.2016 tarihinde 1.500,00-TL olmak üzere toplam 15.500,00-TL tutarında ödeme yaptığını, fatura konusu malların daha önceden teslim edildiğini ve faturaların daha sonra düzenlendiğini, bu nedenle kredi kartıyla ar ara ödemeler yapıldığını, ayrıca … Sultanbeyli Şubesine ait … numaralı işletme kartı ile de davacıya ödemeler yaptığını, ancak bankadan ödeme dökümlerini alamadığını, her iki kart dışında kalan ödeme için makbuz almadığını, davacının kötü niyetli şekilde yapılan ödemeleri dikkate almadığını, davacıya borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan hükme ve denetime elverişli rapor içeriğine göre, davacı şirket tarafından ibraz edilen 2016 yılına ait ticari defterlerin; T.T.K m.64,66 ve V.U.K. m.220-226’ya göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davacı şirket tarafından davalıya 2016 yılında toplam tutarı 63.125,00-TL olan 7 adet fatura düzenlendiği ve davalı tarafından 34.703,60-TL ödeme yapıldığı bakiye 28.421,40-TL’nin ödenmediği ,davaya konu faturaların 2016 yılı Form BS Beyan formları ile davacı şirket tarafından Gelir İdaresi Başkanlığına bildirildiği, taraflar arasında malların teslimi konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalının böyle bir iddiasının olmadığı , uyuşmazlığın davalının fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin olmakla birlikte cevap dilekçesine ek sunulan kredi kartı ödeme dekontlarının davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmakla davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibari ile 28.421,40 TL alacaklı bulunduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafından 31/01/2019 tarihli celsede 14/03/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu dosyaya ibraz edilmişse de, gerek davaya bir etkisi olmadığı gerekse delil ibraz sürelerinin geçmiş olması ve davalı tarafından da imza inkarında bulunulmaması , uyuşmazlığın temelinin ödeme iddiasına dayanıyor olması sebebiyle sunulan rapor değerlendirmeye alınmamıştır. Davalı tarafından borcun ödendiğini gösterir dekontların davacı defterlerinde kayıtlı olması ve tüm cari hesap incelendiğinde ödemeler düşüldükten sonra davacının davalıdan takip tarihindeki tutar kadar alacaklı olduğu anlaşılmış olup , davalı vekilinin itirazlarının yerinde olmadığı, ödeme iddiasının davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla , davacının ticari defterleri ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde hükme ve denetime esas uygun rapor esas alınarak dava sonuçlandırılmıştır. Davaya konu alacağın faturadan kaynaklı olması sebebiyle likit bir alacak söz konusu olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş davacının usul ve yasaya uygun görünen takip talebindeki faiz talebi doğrultusunda…” gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin 28.421,40 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına, alacağın %20’si oranında 5.684,28 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacıdan dava konusu 4 adet faturayı kamyon bazında aldığını, ancak bunları beğenmeyip iade ettiği arabaların faturaları olduğunu, araçları kendi dükkanının önüne çektiğinde, ceza yememek için bu faturaları düzenlediğini, davacının 12.000,00 TL borcu olduğundan dolayı zorla senet almak istediğini, kendisinin de senet vermediğini, davacının hem fatura hem de sahte senet düzenlediklerini, İstanbul Anadolu 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/254 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, ticaret yapamaz hale gelmesi nedeniyle dükkanını kapattığını, haciz nedeniyle arabasının da iş yapamaz hale geldiğini ve 12.000 TL’yi bu nedenle ödeyemediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı tarafından , yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından 02.03.2017 tarihli 28.421,40 TL tutarlı faturadan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, takip talebi ve ödeme emrine dört adet fatura belgisinin bulunduğu cari hesap dökümünün eklendiği, ödeme emrinini tebliği üzerine süresinde itiraz edildiği, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı yanca, satım sözleşmesine konu dört adet fatura borcundan kaynaklanan cari hesap borcu için takip başlatılmıştır. Davalı ise teslim edilen emtia bedelini kredi kartı ve elden ödendiğini, dava konusu edilen dört adet fatura içeriği emtianın kendisine teslim edilmediğini, teslim edilen emtia nedeniyle borcunun bulunmadığını savunmuştur. Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen raporun incelenmesinde; davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun düzenlendiği, taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı tarafından yedi adet fatura ile toplam 63.125,00 TL emtia satılarak teslim edildiği ve davalının toplamda 35.703,60 TL ödeme yaptığı, dava ve takip konusu edilen dört adet faturanın davalı tarafından gelir idaresine bildirildiği ve davacının 28.421,40 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Davalı, rapora yönelik itirazda bulunmamış, istinaf başvurusunda, faturalara konu emtianın kamyonla teslim edildiğini, ancak emtiayı beğenmemesi nedeniyle iade ettiğini, bu bu borç için aynı zamanda kendisinden bono alındığını beyan etmiştir. Satım sözleşmesinde, satım konusu emtianın usulüne uygun şekilde alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı/satıcıya aittir. Satıcı bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini kesin delillerle kanıtlamalıdır. Satım konusu faturaların davalı tacir tarafından kabul edilerek gelir idaresine bildirilmesi nedeniyle faturalarla birlikte teslim edilen emtianın da alındığı sabittir. Nitekim, davalı istinaf başvurusunda, ürünleri iade ettiğini beyan etmiştir. Bu durumda, teslim alınan ürünlerin iade edildiğinin usulüne uygun delillerle davalı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Davalının soyut beyanı dışında ürünlerin iade edildiğine ilişkin bir kanıt bulunmadığı gibi, istinaf başvurusunda ileri sürülen tüm nedenler de dosya kapsamına göre yerinde değildir. İstinaf başvurusunda belirtilen bononun bu borç için verildiğine ilişkin bir kanıt bulunmadığı gibi, bono altındaki imzanın davalının eli ürünü olmadığına ilişkin icra mahkemesinde yapılan incelemenin de emtianın teslim alınmadığına veya teslim alınan emtianın iade edildiğine kanıt olmadığı, tacir olan davalının teslim aldığı ürünlere ilişkin faturaları Ba formu ile ilgili veri dairesine bildirmesi nedeniyle tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalının başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 1.897,06 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.17.02.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.