Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1887 E. 2019/1675 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1887
KARAR NO : 2019/1675
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2019
NUMARASI : 2018/310- 2019/716 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine bonoya dayalı olarak girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu, takibin dayanağını borçlusu dava dışı … olan, 19.11.2017 vadeli bononun oluşturduğunu, bonoda yetkili mahkemeler olarak İstanbul/Çağlayan Mahkemelerinin gösterildiğini, ayrıca HMK’nın 7. maddesi gereğince de davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, davalı şirketin bono borçlusu … işletmesini noterde düzenlenen işletme devir sözleşmesi ile devraldığını, buna göre davalı şirketin de borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin kambiyo senedinde herhangi bir imzasının bulunmadığını, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, İstanbul Anadolu mahkemeleri ve icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu, devir sözleşmesinin düzenleme tarihi 10.10.2017 iken; bononun düzenlenme tarihi 11.08.2017, vade tarihi ise 19.11.2017 olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu, müvekkilinin borçtan sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olup, taraflar arasındaki bonodaki yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu, yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin 17.10.2018 tarihinde tasfiye sürecine girdiğini, şirketi temsile yetkili olan kişinin bu tarihten itibaren tasfiye memuru olduğunu, dosyada tasfiye memurundan alınmış usulüne uygun bir vekaletname de bulunmadığını, taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılmış bir itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilinin istinafı taraf teşkilinin sağlanmadığı noktasındadır. Yargılama aşamasında, davalı şirketin Kadıköy …. Noterliğinin 18.10.2018 tarih … sayılı tasdikli, 17.10. 2018 tarihli 2018/3 sayılı genel kurul kararı uyarınca tasfiyeye girdiği ve tasfiye memuru olarak … atanmış olduğu, kararın 19.10.2018 tarihinde tescil edilerek Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 25.10.2018 tarihli … sayısında yayınlanmış olduğu görülmüştür. Bu durumda, davalı şirketin tasfiye haline girmesi şirketin tüzel kişiliğini sona erdirmediği gibi daha önceki yetkilisi tarafından verilen vekaletname uyarınca yetkili kılınan vekilinin görevini kendiliğinden sona erdirmeyeceğinden, bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.Somut olayda, davalı borçlu hem icra dairesinin yetkisine hem de mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesince, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliğinin dava şartı olduğu, icra dairesinin yetkisine itirazın haklı olması nedeniyle bu dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince, mahkemenin yetkisine vaki itirazdan önce, HMK’nın 114/2. maddesi anlamında dava koşulu niteliğindeki icra dairesinin yetkisine vaki itirazı değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davacı vekilinin, istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ve kararda kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25/12/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.