Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1878 E. 2022/177 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1878
KARAR NO: 2022/177
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2018
NUMARASI: 2018/1003 E. – 2018/926 K.
DAVANIN KONUSU:Şirket müdürlüğünün sona erdiği tarihin tespiti- tescili
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 04.10.2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı dava dışı … Ltd. Şti.’ne müdür olarak atandığını, şirket müdürlüğü görevinin ortaklar kurulunun 02.11.2011 tarih ve … sayılı kararı ile sona erdiğini, bu tarihten itibaren şirket müdürü sıfatıyla hiç bir işlem yapmadığını, ancak 28.06.2014 tarihli ortaklar kurulu kararıyla sanki daha önce müdürlük görevi sona ermemiş gibi işlem yapılarak yeniden şirket müdürlüğü görevinin sona ermesine karar verildiğini ve sahte imzalarla alınan bu kararın tescil edildiğini, 0211.2011 ile 28.06.2014 tarihleri arasında şirket müdürlüğü görevi bulunmadığını, bu tarihler arasında yapılan işlemlerin gerçek dışı olduğunu ve sahte imzalarla işlem yapıldığını, imzanın şirket ortaklarına ait olmadığını, şirket ortaklarının ve yetkililerinin gerçek imzalarının ilgili kurumlardan getirtilerek sahte imzalı karar alınıp alınmadığının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, şirket müdürlüğünün 28.06.2014 tarihi itibari ile sona erdiğine ilişkin tescilin iptaline, şirket müdürlüğünün 02.11.2011 tarihi itibariyle sona erdiğinin tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, davacının anılan şirkette dışarıdan şirket müdürü olarak atandığının tescili, şirket müdürlüğünün sona erdirilmesi karar tescilinin iptali ve 02/11/2011-28/06/2014 tarihleri arasındaki işlemlerde imzalarının kendisine ait olmadığının tasdikine ilişkindir. Davacı, anılan … Ltd. Şirketinin dışarıdan şirket müdürü olup, dava konusu tescili istenen Bakırköy … Noterliği’nin 10/11/2011 tarih … yevmiye numaralı ile tasdik edilen 02/11/2011 tarihli … numaralı ortaklar kurulu kararı ile tescilinin iptali istenen 28/06/2014 tarih 5 numaralı kararın davacı ile şirket tüzel kişiliği arasındadır. İşbu davada husumetin şirket tüzel kişiliği yerine …na yöneltilmiş olması nedeniyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur. “gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı , istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, şirket müdürlüğünün 02.11.2011 tarihinde sona erdiğinin tescili ile sahte şekilde düzenlenen 28.06.2014 tarih ve 6 nolu ortaklar kurulu kararına ilişkin tescilin iptali isteminin davalı tarafından yerine getirilecek olması nedeniyle, husumetin doğru yöneltildiğini, şirket ortağı olmaması nedeniyle pay defterine kaydının yapılamayacağını, 02.11.2011 tarihinden itibaren şirkete ilişkin hiçbir kararı imzalamadığını, kendi imzasının kullanılması halinde bu belgelerin sahteliğinin tespiti gerektiğini, müdürlük görevinin 02.11.2011 tarihinde sona erdiğinin tescili gerektiğini ve bu tescilin yapılmamasından davacının sorumlu olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini isteliştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının dava dışı …Ltd.Şti. müdürlüğünden 0.11.2011 tarihinde ayrıldığının tespitine, bu kararın tesciline, 28.06.2014 tarihinde şirket müdürlüğünün sona erdiğine ilişkin tescilin iptaline karar verilmesi istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın pasif husumet yokluğundan karar verilmiş; bu karara karşı, davacı tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı dava dışı … Ltd. Şti.’nin ortağı olmadığını, 04.10.2011 tarihinde şirket ortaklarınca dışarıdan şirket müdürlüğüne atandığını, şirket müdürlüğü görevinin ortaklar kurulunun 02.11.2011 tarih ve … sayılı kararı ile sona erdiğini, ancak bu kararın tescil edilmediğini, bu tarihten sonra şirket adına hiç bir işlem yapmadığını, daha sonra haberi olmadan sahte imzalarla alınan 28.06.2014 tarih ve 5 nolu ortaklar kurulu kararıyla, adeta müdürlük görevi bu tarihte sona ermiş gibi karar alınarak tescil ettirildiğini belirterek, şirket müdürlüğü görevinin sona erdiğine ilişkin 02.11.2011 tarihli ortaklar kurulu kararının tescilini istemiştir. Bir davada vakıaların ileri sürülmesi taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. HMK’nın 33. maddesi gereğince hâkim Türk Hukukunu re’sen uygular. Somut olayda, davacının talebi şirket müdürlüğü görevinin 02.11.2011 tarihinde sona erdiğinin tespitine ilişkindir. Müdürlük görevinin bu tarihte sona erdiğinin tespitinde, şirket müdürü olarak kamu borçlarından sorumlu olan davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Diğer yandan, şirket müdürü olmayan davacının tescil edilmemiş bir kararın tescilini talep etme yetkisi de bulunmamaktadır. Şirket müdürlüğünün sona erdiğine ilişkin talebin, şirket tüzel kişiliğine yöneltilecek bir davada ileri sürülmesi gerekir. TTK’nın 27 ve devamı maddelerine uygun bir istem ve bu istem üzerine sicil müdürlüğünce verilmiş bir karar bulunmadığından, eldeki dava, sicil müdürlüğünün işlemine itiraz davası olarak değerlendirilemez. Davadaki talep sonucu itibariyle, davalı sicil müdürlüğünün davada taraf sıfatı (pasif dava ehliyeti) bulunmamaktadır. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı ve gerekçesi yerinde olup, davacının ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17.02.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.