Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1867 E. 2022/241 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1867
KARAR NO: 2022/241
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/05/2019
NUMARASI: 2018/487 E. – 2019/543 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinde müvekkilinin taşımayı gerçekleştirmesine rağmen, davalı yanca ödeme yapılmadığını, 5.879,62 TL fatura alacağının tahsili amacıyla Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazların iptali ile takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı yanca cari hesap alacağının tahsili amacıyla takip başlattığını, davada ise taşımaya ilişkin 12.11.2014 düzenlenme tarihli … seri numaralı faturaya dayanılarak alacak talep edildiğini, faturada yalnızca hizmet bedeli olan 5.879,62 TL’nin belirtildiğini, teslimat detaylarına ilişkin herhangi bir bilgi bulunmayan faturanın davacıya iade edildiğini, emtianın alıcısı ile müvekkili arasındaki yazışmalarda emtianın davacı tarafından taşınmasının, alıcı tarafından talep edildiği ve konşimentoda ödemenin alıcı tarafından yapılacağının belirtildiğini, müvekkilinin alıcının talimatları doğrultusunda emtiayı davacıya teslim ettiğini, müvekkilinin bunun dışında taşıma sırasında meydana gelen gecikmeden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, konşimentoda taşıma ücretinin teslim sırasında alıcıdan alınacağı belirtilmesine rağmen, taşıma ücretinin alınmadan emtianın alıcıya teslim edilmesinin davacının kusuru olduğunu, talep edilen taşıma ücretinin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının, davalıya verdiğini iddia ettiği nakliye hizmeti karşılığında takip konusu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu iddiası ile takip başlattığı, davalı tarafın söz konusu faturaların yasal dayanağının bulunmadığı, davacı tarafından gönderilen faturalara ilişkin iade faturası düzenlendiğini, faturalardan dava dışı firmanını sorumlu olduğunu beyan ettiği, taşıma senedi kaydı gözetilerek davacının davaya konu faturalarda bu taşımada bedeli dava dışı gönderilenden tahsil etmesi gerektiğine ilişkin taraflar arasında anlaşma bulunduğu, davacı taraf, bilirkişi raporuna itirazlarında her ne kadar müvekkilinin davalıya verdiği hizmetin ispatlandığı iddiasında bulunmuşsa da davacı tarafça sunulan mail yazışmalarında davalının faturaları açıkça kabul ettiğine ilişkin bir açıklama bulunmadığı, faturaların iade edildiği, dava dilekçesi incelendiğinde, davacının açıkça yemin deliline dayandığı ancak son celsede yemin deliline dayanmadıklarını beyan ettikleri, ayrıca ‘Takibe sıkı sıkıya bağlılık’ ilkesi gereğince davacının takibe dayanak kıldığı fatura dışında taraflar arasındaki tüm cari hesap ilişkisinin değerlendirme konusu yapılamayacağı, taraf beyanları ile takibe konu faturalara ilişkin davacı tarafın alacaklı olmadığı, davalının dava konusu faturalardan sorumlu olmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine…” gerekçesiyle davanın reddine, karar vermiştir.Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkeme kararında konşimentodaki kayıt gözetilerek, taşıma bedelinin dava dışı alıcıdan tahsili gerektiğinin kabul edildiğini, taşıma alacağının davalının talebi ile düzenlenerek davalıya gönderilen konşimentodan kaynaklandığını, konşimentonun 19 nolu başlığında taşıma ücretinin yedi gün içinde ödenmesi gerektiğinin belirlendiğini, buna rağmen taşıma ücretinden alıcının sorumlu olduğu belirtilerek ödemeden kaçınmanın haksız olduğunu, taşımanın eksiksiz gerçekleşmesi nedeniyle müvekkilinin taşıma alacağına hak kazandığını, müvekkilinin tüm taşıma kural ve tarifelerinin ilan edilerek kamuya açıklanması nedeniyle davalı tarafından da bilineceğini, internet sitesinde bulunan koşulların 12.7.maddesinde de alıcı veya üçüncü kişinin ödeme yapmaması halinde ücretin fatura tarihinden itibaren yedi gün içinde ödenmesi gerektiğinin belirtilmesi nedeniyle alıcısı tarafından ödenmeyen gönderi bedelinden davacının sorumlu olduğunu, konşimentoya dayalı olarak düzenlenen faturanın davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, buna rağmen taraflar arasındaki elektronik posta yazışmaları gerekçe gösterilerek ücret ödemekten kaçınılamayacağını, davalının taşıma hizmetini aldığına yönelik açık kabulünün göz ardı edilerek karar verildiğini, müvekkilinin davalının isteği ile üçüncü kişiye satılan ürünleri taşıyarak TTK’nın 20. maddesi gereğince ücrete hak kazandığını, emtianın konşimento ile imza karşılığı alıcısına teslim edilerek ücrete hak kazanıldığını ve bir kısım yazışmaların bahane edilerek ücret ödenmesinden kaçınılamayacağını, takibin cari hesaptan kaynaklanmadığını, taraflar arasında süre gelen ticari ilişkiden kaynaklanan açık hesap ve faturadan kaynaklandığını, borcun sebebinin “açık hesaptan kaynaklanan alacak” olarak gösterildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalıya ait emtiayı taşıyarak alıcısına teslim ettiğini belirterek, taşıma alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlatmıştır. Takip dosyasında 5.879,62 TL açık hesaptan kaynaklanan alacak açıklamasıyla takip başlatılmış ve hesap ekstresi takibe eklenmiştir. Taraflar arasında yazılı şekilde düzenlenmiş bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, yapılan taşıma hizmeti karşılığı düzenlenen fatura ve yapılan ödemelerin açık hesap şeklinde izlenerek yapılan ödemelerin mahsup edildiği ve davacının açık hesaptan kaynaklanan takip konusu alacağının 12.11.2014 tarihli 5.879,62 TL bedelli faturadan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacı tarafından başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine, takibe bağlı kalınarak itirazın iptali davası açıldığı sonucuna varılmıştır. Davalı tarafından, dava dışı alıcıya satılan emitanın davacı yanca taşındığı ve emtianın alıcısına teslim edildiği sabittir. Taşıma nedeniyle düzenlenen konşimentoda taşıma alacağının alıcısı tarafından ödeneceği hususu bilirkişi raporuyla belirlenmiştir. Davacı tarafından düzenlenen fatura, davalı tarafından kabul edilmeyerek iade edilmiştir. Taşıma için düzenlenen konşimento taşıyan ile gönderilen arasındaki hukuki ilişkilerde esas alınmalıdır. Konşimentoda taşıma ücretinin alıcı tarafından ödeneceğinin belirlenmesi ve konşimentonun da davacı tarafından düzenlendiği gözetildiğinde, taşıma alacağının alıcıdan tahsil edilmemesi halinde artık bu ücretin gönderenden talep edilmesi mümkün değildir. Düzenlenen taşıma konşimento ile taşıma ücretinden gönderenin sorumlu olmadığı belirlendiğinden ilk derece mahkemesinin ret kararı ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.03.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.