Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1866 E. 2022/240 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1866
KARAR NO: 2022/240
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2019
NUMARASI: 2018/639 E. – 2019/276 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükme karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; para alacakları yönünden alacaklının yerleşim yeri icra dairesinin yetkili olması nedeniyle davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddini gerektiğini, müvekkilince davalıya verilen hava taşıma hizmeti karşılığı düzenlenen dört adet faturanın ödenmemesi üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, hizmet karşılığı düzenlenen faturalara itiraz edilmediğini ve fatura borcunun ödenmediğini ileri sürerek, davalının asıla alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin takip konusu faturalar nedeniyle borcunun bulunmadığını, daha önce alınan taşma hizmeti bedellerinin eksiksiz ödendiğini, taraflar arasındaki önceki ticari ilişkilerde taşınan malın antrepoya gelmesinden sonra taşıyıcının fatura düzenlediğini, müvekkilinin anılan taşımaları talep etmediğini bu hususun taraflar arasındaki yazışmalarla sabit olduğunu bu nedenle dava konusu faturaların emtianın Türk Gümrüğüne 13.10.2017 tarihinde gelmesinden yaklaşık 2.5 ay sonra 26.12.2017 tarihinde düzenlendiğini, müvekkilinin taşımaya onay vermemesi nedeniyle önce paranın gönderenden tahsil edilmeye çalışıldığını, düzenlenen fatura ve ihtarların daha önce faturaların gönderildiği şirket merkezi yerine şirket yetkilisinin uzun süre önce taşındığı adresine gönderilmesi nedeniyle fatura ve ihtarlardan haberdar olunmadığını, faturaların hizmet karşılığı düzenlenmediği gibi fahiş olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Yapılan yargılama neticesinde dosya kapsamında yer alan tüm delillerin değerlendirilmesi neticesinde, tarafların ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümleri doğrultusunda sahipleri lehine delil teşkil ettiği, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 17.204,85 TL alacaklı olduğu, bu alacağın ise takibe ve davaya konu edilen 4 adet faturadan kaynaklandığı, söz konusu bu 4 faturaya davalının kayıtlarında rastlanmadığı ve bu faturalara ilişkin bir ödemenin yapıldığının da sabit olmadığı, davalı tarafça söz konusu faturaların kendilerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine ilişkin savunmada bulunulduğu, davacı tarafından söz konusu faturaların e-arşiv olarak düzenlendiği ve davalıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir veriye rastlanmadığına ilişkin tespitin davalının savunmalarını teyit ettiği, diğer taraftan ise sunulan gönderi belgeleri ile davacı yanın düzenlediği faturalar arasında irtibatın ve davalıya mal teslimi yapıldığının da sabit olmadığı, sonuç olarak ise davacı tarafın takibe ve davaya konu ettiği 4 adet faturada belirtilen hizmeti davalıya verdiğini karşılıklı olarak sunulan ticari defterler uyarınca ve başka bir şekilde ispat edemediğinden, davacının dava dilekçesinde açıkça belirtmemesi sebebiyle yemin deliline de dayanamayacağı anlaşılmakla davanın reddine…” gerekçesiyle davanın reddine, karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Her ne kadar davacı tarafın takibe konu ettiği 4 adet faturada belirtilen hizmeti davalıya verdiğini karşılıklı olarak sunulan ticari defterler uyarınca ve başka bir şekilde ispat edemediğinden, davacının dava dilekçesinde açıkça belirtmemesi sebebiyle yemin deliline de dayanamayacağı şeklinde hüküm kurulmuş ise de, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, ticari defterlerin usulüne uygun olması nedeniyle delil niteliğinde olduğu ve müvekkilinin kayden 17.204,85 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini ve alacağın bilirkişi raporuyla sabit olduğunu; dört adet faturanın davalıya tebliğine ilişkin bilgi bulunmadığının belirtilmesine karşın, davalıya gönderilen Bakırköy … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile fatura ve içeriklerinin bildirildiğini ve TTK’nın 21/2 uyarınca davalı tarafça itiraz edilmemesi nedeniyle fatura içeriğinin kabul etmiş sayılacağını, gerek IATA yeknesak uluslar arası hava taşıma kuralları gerekse de kesin delil vasfına sahip dava konusu konşimentoda yer aldığı üzere, davalı her ne kadar bazı faturalarda gönderilen (alıcı) vasfına sahip olsa dahi bill to account (faturalandırılacak hesap) olarak davalı yan müşteri numarasının yer aldığını , bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hava yolu ile kargo taşımasından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalıya ait emtiayı yurt dışından hava yolu ile taşıdığını ileri sürerek, taşıma nedeniyle düzenlenen dört adet fatura bedelinin tahsili amacıyla takip başlatmış, davalının takibe yönelik itirazı üzerine, eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı ise, taraflar arasında daha önce taşıma sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu ve davacı tarafından verilen hizmet bedellerinin ödendiğini, dava konusu faturaları ilişkin olarak taşıma sözleşmesi kurulmadığını, emtianın taşınmasının talep edilmediğini savunmuştur. Taşıma sözleşmesi şekil şartına tabi olmayıp, sözlü şekilde de taşıma sözleşmesinin kurulması mümkündür. Başka bir anlatımla, taraflar arasında yazılı sözleşme ilişkisi bulunmasa dahi, davalıya ait emtianın davacı tarafından taşındığının kanıtlanması halinde, davalının taşıma alacağından sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Ancak, taraflar arasında bir taşıma sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ve bu kapsamda davalıya ait emtianın taşınarak teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacıdadır. Somut olayda, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, dava ve takip konusu faturaların yapılan taşımaya ilişkin olup olmadığının kanıtlanmadığı ve taşınan emtianın davalı tarafından teslim alındığının kanıtlanmadığı belirlenmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna yönelik bir itirazda bulunarak, taşıma hizmetinin verildiğini ve emtianın teslim alındığını kanıtlamamıştır. Faturanın düzenlenmiş olması davacının bu hizmeti verdiği ve ücrete hak kazandığı anlamına gelmediğinden ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.03.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.